TARİH: 6 Şubat 2008 ÇARŞAMBA
Konuk: Yrd Doç. Dr Turan Şişman (MEB Bilişim Hizmetleri Daire Başkanı)
Konu: Eğitimde Bilişim Teknolojileri – E-Dönüşüm ve İnternet Hizmetleri (E-OKUL)
1. Bilişim Teknolojilerinde ne kadar yol alındı?
2. MEB son yıllarda Bilişim Teknolojilerinden nasıl faydalanıyor?
3. MEB’in E-dönüşüm eylem planları
4. ISO 270001 Güvenlik Sertifikası
5. MEBBİS
6. E-OKUL
***MEB son yıllarda e-dönüşüm projelerinden oldukça faydalanmaktadır ve böylece kâğıt yani kırtasiye masrafı ve aşırı bürokrasiden de kendini arındırmaktadır.
Dünyadaki e-dönüşüm projelerine paralel olarak Türkiye’deki E-dönüşüm projeleri internet vasıtasıyla sunulmaya başlanmıştır. 2003–2004 yılında MEB kısa dönem eylem planı olarak tasarladığı birçok projeyi hayata kazandırmayı başarmış ve yakın bir tarihte yürürlüğe sokmuştur. 14 tane eylem planı barından bu e-dönüşüm projesinden bazıları aşağıdaki gibidir.
MEB’ in eylem planlarından bazıları;
a) İletişim altyapısının kurulması
b) Bilişim Teknolojileri Sınıflarının oluşturulması
c) Kamu Erişim İnternet Hizmetleri vb….
Yukarıda geçen eylem planları yürürlüğe girmeden önce gerekli yetkili kişiler ve birçok idare kadrosunda bulunan kişilerle çıkabilecek pürüz ve aksaklıklar ve bunlara alınacak önlemlerle ilgili il ve ilçe bazlarında birkaç kez toplantı yapılmıştır.
Türkiye’deki öğrenci sayısı çoğu Avrupa devletlerininkinin belki 5, 10 misli katında olduğundan dolayı E-dönüşüm projeleri çok sıkı bir kontrol ve güncelleme altına girmiştir. 8 derslik ve 150 den fazla öğrenci sayısına ulan tüm okullarımızda geniş bantlı ADSL İnternet erişimi ve Bilişim Teknolojileri sınıfları kurulmuştur.
ISO 270001 Güvenlik Sertifikası alınarak (ki bu sertifika çoğu projede bulunmamaktadır) İnternet üzerinden gelebilecek siber tehlikelere karşı gerekli önlemler alınmıştır.
MEB Bilişim Hizmetleri Dairesinde 120 civarında öğretmenimiz bizzat kendileri bu e-dönüşüm uygulamalarını başarılı bir şekilde oluşturmuş olup yine kendi meslektaşlarına sunmuştur. Bu dairemizde hem danışmanlık hem de Donanım Hizmetleri mevcuttur.
MEBBİS veri tabanında web tabanlı 100 e yakın modül bulunmaktadır. (Personel , Atama , Özlük Hakları vb..)
Personelimiz için 24 Şubatta bir sınav açılacak olup öğretmenlerimizde bilgisayar kullanımı açısından hangi eksikliklerin olduğunu ve buna karşı hangi eğitimlerin verilebileceğini değerlendirecektir.
E-OKUL projesi 1,5 yıl önce veri taban çalışmaları başlatılan bir projedir. Tasarım ve kodlama çalışmaları yapılarak hizmete sunulmuş ve Öğretmen – Öğrenci – Veli – İdareci ve Bakanlık birimlerinde çalışan tüm personele hitap etmektedir. Bu proje çok yakında Ortaöğretim süreci içerisine de genişleyecektir.
TARİH: 07 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE
Konuk: Prof. Dr. Necati Birinci ( MEB Eski Müsteşarı)
Konu: Dil Bilinci
Konu Başlıkları:
a) Dilimizdeki yozlaşma kaygıları
b) Türkçemizi doğru kullanıyor muyuz?
Bir dili kullanırken bütün bir toplumun bu dilin bir parçası olduğunu göz ardı etmememiz gerektiği vurgulanmaktadır. Çünkü milletleri ayakta tutan yegâne varlık kullanılan dillerdir.
Türkçemizi de tam olarak ortaya koyup değerlendirebilmemiz için dünya çapında 220 milyon civarında bir insan varlığının bu dili kullanıyor olduğunun altını çizmemiz gerekir. Türkçemiz coğrafi genişlik baz alınırsa dünyanın 3. en yaygın dilidir.
Türkçemizin geleceği hakkında bahsedersek, dilimizi bir sağlam zemine oturtup farklı dil yapı ve mantıklarının girmemesini sağlamalıyız. Yavaş yavaş sokaklarda, ana caddelerdeki dükkân tabelalarında, medyadaki programlarda, günlük konuşmalarımızda, teknolojik kavramlarda yabancı dillerin nüfuzunu hisseder olduk. Eski klasik Türkçeyi neredeyse eski romanlarda dahi bulamaz olduk. Bunların sebeplerinden biri de yabancı devletlerle olan etkileşimler sonucu ekonomik kaygılar yüzünden çoğu dükkân, işyeri ve ürünlerimizin markalarındaki kelime oyunları ve yozlaşmadır.
TÜRKÇEMİZİ DOĞRU KULLANIYOR MUYUZ?
Sokaktaki vatandaşlarımıza sorduk ve bu yozlaşmanın sebep ve belirtilerini değerlendirdik
a) Sırf televizyon başındaki seyircilerimizi eğlendirmek için kullanılan yabancılaşmış laflar
b) İşyeri tabelalarındaki yabancılaşmalar
c) Kelimelerin İnternet ortamındaki kısaltılmaları (sohbet vb…)
d) Çok kestirmeden konuşup teferruata inilmemesi ve bu sebeple kitap okumada, telaffuzda, öğrencilerin ve vatandaşlarımızın kendini sözlü ya da yazılı olarak ifade etmelerinde görülen aksaklık ve yetersizlikler
e) Çabuk tüketim (Uzay Çağı) döneminde bulunmamız
f) Türkçemizin kaba bir üslupla konuşulması
g) Eş anlamlı zengin içerikli kelimelerin neredeyse hiç kullanılmaması
h) Dış güçlerin Misyonerlik faaliyetleri
TARİH: 8 ŞUBAT 2008
KONUK: Orhan EKİNCİ Gn. Md. Yrd.
KONU: Orta Öğretime Geçiş Sistemi
Bugünün konusu ile ilgili bilgi verilerek program konuğu tanıtıldı. Yeni eğitim sistemi ile birlikte orta öğretime geçişte değişen sınav sistemi hakkında bilgi verileceği açıklandı. Yeni bir uygulama olduğu için, yaşanan kaygılara ışık tutulacağı açıklandı.
Orta öğretime geçiş sürecinde en büyük kaygının, öğrencilerin küçük sınıflardan itibaren dershanelere yönlendirileceği olduğu belirtildi. Ancak düşünülenin tam aksine bu sistem ile okulda görülen derslerin ön plana çıkarılacağı, dershanelere gitmeye gerek kalmayacağı ve bunun yeni sistemin ruhuna ters olduğu vurgulandı.
Konu ile ilgili öğretmenlerimizle yapılan röportajlarda, olumlu ve olumsuz yönleri soruldu. OKS ile karşılaştırıldığında tek sınav yerine üç yıla yayılan sınavların olacağı, bunun da başarısızlıkların telafi etme şansı doğuracağı belirtildi. Ancak öğrencilerin küçük yaştan itibaren bu sınavlara hazırlanacağı için oyun oynamaya zamanlarının kalmayacağı ve çocukluklarının gereğini yaşamada sıkıntı yaşayacakları vurgulandı.
Bu konu ile ilgili sorular yanıtlandı. Yeni eğitim sistemi ile birlikte uygulanacak orta öğretime geçiş sisteminde tek unsurun SBS olmadığı, öğrencilerin kazanımlarının ön planda olacağı belirtildi. Yani bilgi verme değil davranış geliştirme esastır. Dershanelerde ders işleme değil daha çok test çözmeye yönelik çalışılmaktadır. Bu çalışmalar da 4 ana dersle sınırlıdır. Ancak SBS sınavlarında uygulamaya yönelik dersler haricinde okulda işlenen her dersin müfredatı esas alınacaktır. Yabancı dil dersi de bunlardan biridir.
Yabancı dil ile ilgili soruların olması ile ilgili kaygıları ön plana çıkaran sorular yanıtlandı. Yabancı dil öğretiminde SBS’nin etkili olacağı ve bu dersin eskisinden daha fazla önem kazanacağı belirtildi.
“ Soruların kolay ve günlük hayatla ilişkili olması durumunda yüksek ve eşit puanlamalar ortaya çıkacaktır, bu durumda değerlendirme ve yerleştirmeler nasıl yapılacaktır ?” sorusuna yanıtlandı. Değerlendirmelerde standart sapmalar göz önünde bulundurulacak ve başka faktörler eklenecektir. Her yıl için sınıf puanları oluşturulacak, bunların 6. sınıf için %25, 7. sınıf için %35, 8. sınıf için %40 ‘ı hesaplanacaktır. Ayrıca sınıf puanları oluşturulurken %70 SBS, %25 o yılın ders başarı puan ortalaması, %5 ise davranış puanları etkili olacaktır. Ders puanlarının hesaplanmasında 100’lük sistem esastır. Davranış puanları verilirken subjektif olmamasına dikkat edilecektir. Ders öğretmenleri tek tek her öğrenciye puan verecek ve ortalamaları hesaplanacaktır.
Pilot okullarda olup bu yıl sınava girecek 8. sınıf öğrencileri mağdur edilmeyecek sorular her iki sistemi kapsayacak şekilde hazırlanacaktır.
Bu yıl ilk defa sınava girecek 7. sınıf öğrencilerinin puanları hesaplanırken %40 7. sınıf , %60 etken olacaktır.
Her sınıf için hazırlanacak sorular sadece o yılın müfredatına uygun hazırlanacak ve katsayıları aşağıdaki gibi olacaktır:
Türkçe: 4
Matematik: 4
Sosyal Bilgiler: 3
Yabancı Dil: 1
Ayrıca soru sayıları da farklı olup en fazla soru Türkçeden olacaktır.
Davranış puanlarının puanlamadaki etkisi öğrenci davranışlarında olumlu gelişme sağlayacaktır.
Öğrencilerle yapılan röportajlarda genel olarak SBS sınavlarına olumlu bakıldığı gözlendi. Bu röportajlar değerlendirildi.
Sınavlara giriş için yapılması gereken işlemlerde söz edilerek önümüzdeki hafta başvuruların başlayacağı açıklandı.
Orta Öğretime Geçiş Sistemi ile ilgili merak edilen konuların [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] adresinden öğrenilebileceği belirtildi.