Gazeteci-yazar Ahmet Şık'ın yazdığı İmamın Ordusu kitabı daha piyasaya çıkmadan toplatılıp yazarın kendisi içeri atılmadı mı? Aynı şekilde Nedim Şener niye hapis yattı? Mustafa Balbay hala neyle suçlandığını bilmeden hapiste.Bu ülkede gazeteciler yazdıkları yazılardan dolayı gazetelerden kovulmuyor mu hükümetin patronlara yaptığı baskıdan dolayı?
Hayırlı günler dilerim.
1) Öncelikle ismini hatırlayamadığım bir filmin konusunu anlatmak istiyorum.
Film yatta kocasını öldürdüğü gerekçesi ile bir bayanın tutuklanmasıyla başlar.
Ceset bulunamaz. Cesedin denize atıldığı, akıntıya kapıldığı VARSAYILIR.
Deliller, kocasının kanı, kocasının bulunamaması vs. şeklinde.
Kadın yargılanır ve kocasını öldürmekten ceza alır, hapse girer.
Cezasının bitmesine yakın bir dönemde bir telefon vesilesiyle kocasının yaşadığını, farklı bir kimlik kullandığını öğrenir.
Hukuki girişimlerine rağmen kocasının sağ olduğunu kanıtlayamaz.
Başka bir kadın mahkum EVRENSEL bir HUKUK KADİDESİNİ hatırlatır :
- Bir kişi AYNI SUÇTAN İKİ KEZ YARGILANAMAZ.Kadın mahkumun devam eden sözleri şu şekildedir:
- Hapisten çıktığında kalabalık bir meydanın ortasında herkesin gözü önünde kocanı vursan bile kimse seni tutuklayamaz.
Bu gerçeğin FARKINA varan kadın intikam hırsıyla hareket etmeye başlar...
2) 1980'li yıllarda bir kitapta yer alan iki paragraf nedeniyle kitap toplatıldı ve yazar hakkında dava açıldı.
Kısa süre içinde dava sonuçlandı ve yazar
YAZDIKLARI NEDENİYLE ceza aldı. Kitabı basan yayınevi suç kapsamına giren iki paragrafı çıkartarak kitabı yeniden bastı.
Kitabın yeni baskısında iki değişiklik daha vardı.
- Kitabın kapağında mahkeme kararının bir kısmının fotoğrafı vardı. Kapaktaki mahkeme kararında suç kapsamına giren paragraflar altı çizili ve koyu olarak gözüküyordu.
- Kitabın baş tarafına mahkeme kararının tümü aynen eklenmişti. Doğal olarak mahkeme kararındaki suç teşkil eden iki paragraf altı çizili ve koyu olarak yerini muhafaza ediyordu.
Bu ülkede mahkeme kararlarını yayınlamak suç değildir. Bu nedenle yayınevi ve yazar hakkında herhangi bir hukuki işlem yapılmadı.
3)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alıntı :
5 Mayıs 1971 tarihinde, 12 Mart döneminde askeri cuntanın isteğiyle TCK'nın 163. maddesinden tutuklandı. 7 ay tutuklu kaldıktan sonra, 5 Kasım 1971 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ve 1974 yılında beraat etti.
28 Şubat sürecinde 2000 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni devirmek amacıyla yasadışı terör örgütü kurmaktan Gülen aleyhine dava açılmış, bu dava önce 2000 yılı Aralık ayında çıkan af ile askıya alınmıştır. Daha sonra 2006 yılında Terörle Mücadele Kanununda yapılan değişiklik sonrasında Gülen'in avukatlarının başvurusu nedeniyle yeniden görülmüş; 2008 yılında cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduguna dair delil olmadığından yeni terörle mücadele yasasına göre beraat etmiş ve karar Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da OYBİRLİĞİ ile onanmıştır.
4) İmamın Ordusu kitabı hakkında yayınlanmasını engelleyen hiç bir yargı kararı yoktur.
Toplatıldığı İDDİA edilen kitabı internet ortamında bulabilirsiniz.
Google'de İmamın Ordusu e-kitap veya dokunan_yanar e-kitap şeklinde aratmanız yeterli.
5) Kitapta yer alan bilgiler yıllardır söylenen şeylerdir. Eğer EVRENSEL HUKUK kuralları geçerliyse İMAMIN beraat ettiği davalardan tekrar yargılanması mümkün değildir.
6)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde İmamın ordusu kitabında yer alan hususlar ve
daha fazlası hakkında bilgi bulabilirsiniz.
7)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alıntı :
Avukatı Bülent Utku, Şık'ın son zamanlarda hazırladığı ve İmamın Ordusu ismini vermeyi düşündüğü Fethullah Gülen'in emniyetteki örgütlenmesini anlatan kitabı nedeniyle gözaltına alındığını düşündüğünü dile getirdi. 6 Mart 2011'de "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanarak gazeteci Nedim Şener ile birlikte Metris Cezaevi'ne gönderildi.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alıntı :
3 Mart 2011'de Oda TV'ye yönelik Ergenekon soruşturması kapsamında gazeteci Ahmet Şık ile birlikte gözaltına alınan Şener, tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi'ne konuldu. Ergenekon terör örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle yedi yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaktadır.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alıntı :
Mustafa Balbay, 5 Mart 2009 Perşembe günü sabahı, Ergenekon soruşturması kapsamında 2. kez gözaltına alındı. 6 Mart 2009 günü çıkarıldığı mahkeme tarafından hükümeti düşürmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı.
Mesajınızda yer alan isimlerden hiç biri
gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanmamaktadır.Bu kişiler isnad edilen suçları işlemiş veya işlememiş olabilirler. Bu husus konumuz dışındadır ve yargılama sürecinin sonunda belli olacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus yazdıkları her hangi bir şey ile suçlanmıyor olmalarıdır.
8 ) Bu ülkede hiç kimse hiç bir zaman hükümetlerin yaptığı baskı nedeniyle işten çıkarılmamıştır.
İsbatı mümkün olmayan hususlar İFTİRA kapsamına girer.
Bulgaristan ve Yunanistan'a vizesiz gidildiğini ispatlayın sizden özür dileceğim.Marmaris,Çeşme gibi ege kıyılarından yakındaki yunan adalarına olan gezileri kastetmiyorum ayrıca.
ÖNYARGILARINIZ nedeniyle yazdıklarımı dikkatli okumuyorsunuz.
Yazmadığım bir şeyin isbatını istiyorsunuz. Yazdığım cümleyi alıntılıyorum :
Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, Kosova gibi ülkelere günü birlik turlar düzenlenmektedir.
Google'de "Balkan Turları" kelime gurubunu aratırsanız. Balkan ülkelerine tur düzenleyen seyahat şirketlerine ulaşabilirsiniz.
Balkan ülkelerine o kadar çok giden var ki, günü birlik turlar düzenleniyor anlamında yazılmış bir cümledir.
Ayrıca ben sayın başbakanın ağzıyla konuşuyorum.Kendisi de 10 bin dolar için kişi başı milli gelir diyor.Gayri safi yurt içi hasıla tabirini duymadım.Bu duruma göre halkımız kelime oyunlarıyla kandırılıyor demektir.
Başbakanın söylemlerini pek takip etmiyorum. Gerektiğinde internet ortamında araştırma yapıp sözlerinin TAM METNİNE ulaşmaya çalışıyorum.
Çünkü haber yapılırken genellikle bir cümlesi alıntılanıyor, o cümle öncesinde ve sonrasında söylenenlerden bağımsız olarak
FARKLI anlam ifade edecek şekilde kullanılıyor.Mesajınızda bahsettiğiniz ifadelerin geçtiği TAM metnin linkini verebilirseniz incelemek isterim.
Başbakanın kelime oyunları
varsa bunları arşivime eklemek isterim.
Gelir farkını israfla açıklamak biraz garip olmuş.İsrafı yapan zenginlerdir.Buna rağmen zenginlikleri sürmekte.Alt gelirli insan nasıl israf yapacak? Adam ayakkabısının altındaki deliğe mukavva yapıştırıp kullanıyor?
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinden alıntı :
(TMO) son araştırmasına göre, Türkiye'de günde 6 milyon, yılda 2 milyar ekmek israf ediliyor. Bu israf tablosuna, tarladan tüketiciye tüm süreçler ele alınarak bakıldığında ilginç rakamlar ortaya çıkıyor.
Türkiye'deki zenginler günde 6 milyon, yılda 2 milyar ekmek israf ediyor.
Türkiye'de bu kadar zengin insan olduğunu bilmiyordum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkindeki açıklamalarımı dikkate alırsanız, israfın kimler tarafından yapıldığını ve ne kadar olduğu konusunda bir fikir sahibi olursunuz.
Türkiye'deki israf boyutu aklınıza diyemeceğim hayalinize sığmayacak kadar büyüktür. Ekmek israfında verilen rakamlar devede kulak kalır.
İhracatın artmış olması ekonomi gelişiyor demenin yeterli sebebi midir? Bu anlaşma sayesinde ithalatamız uçuşa geçmişse ne olacak? Ayrıca şunu da biliyor olmanız gerekir.Ülkemizdeki ihracatın büyük çoğunluğu italat temelli.Dış ülkeden alınıp değişiklik yapılıp satılıyor.Misal otomotiv ihracatı..
Ekonominin geliştiğini gösteren başka unsurlarda vardır. İhtiyaç hasıl olursa onları da belirtebilirim.
ÜRETİM hiç bir zaman yüzde yüz "yerli üretim" anlamına gelmez. Fakat her durumda ihracat için bir ÜRETİM zorunludur/söz konusudur.
Ülkemizde "Yerli üretimin" ağırlıklı olmadığını ve sebeplerini Cambaza bakmamak başlıklı konuda açıklamaya çalışıyorum.
İngiltere'de hakim savcılar HALK'dandır.Hangi liderin özel ödeneği var? Geçen haberlerde izlemişsinizdir İngiltere Ulaştırma Bakanı kullandığı aracın masrafının teki çekmesinden ötürü işe metroyla gidip geliyor.
Belki bilmiyorsunuz, bizim ülkemizde liderleri HALK seçiyor
Bizim milletvekillerimizde artık milletvekili lojmanlarında oturmuyor.
Her ülkenin kendine özgü uygulamaları vardır. Bu uygulamalar zaman içinde değişir, farklılık gösterebilir.
Bakanlarımız zengin ülke olmanın avantajlarını kullanıyorlar
Arap ülkeleri ve Amerika'nın dışında hangi ülkelerin vergi dışı geliri var? Başbakanın battıyor diye dalga geçtiği Yunanistan eğitimi ve sağlığı tamamen parasız hale getirdi.Tek geliri vergi olan hangi ülkede benzinde %300, arabada %130 vergi var? Zenginden alamadığın vergiyi halkın sırtına yüklemektir bu.
Farklı Ülkelerden İzlenimler başlığıyla açmış olduğum konuda bazı İskandinav, Latin Amerika ve Asya ülkelerindeki vergi dışı gelirleri hakkında bilgi vermiştim.
Yunanistan'ın mali olarak zor durumda olduğu Avrupa Birliği tarafından ve uluslararası kuruluşlar tarafından da açıklanmıştır.
Türkiye - Yunanistan ORTAK BAKANLAR KURULU TOPLANTISI bu açıklamalardan sonra yapılmıştır.
Türkiye'de zengin olan yada olmayan kimdir? Zenginliğin ölçüsü nedir? Vergi alınamayan kimlerdir?
Konumuzun "Türkiye'nin Değişimi" olduğu hususunu göz önünde bulundurursanız memnun olurum.