Benim 5 yıl okuttuğum üstün zekalı bir öğrencim vardı. Özel eğitim de alıyordu.Davranış bozukluğu da hat safada idi. Bu durum 6. sınıfda giderek arttı. Çocuğun hem davranış problemleri, hem de beyin faaliyetlerindeki hız her gün artıyordu. 7. sınıfta doktor, şizofreni teşhisi ile okula kaydını dondurttu.Çocuk şimdi sadece SBS ye giriyor. Yalnız anne çok ilgili. Eğer annenin sıkı takibi ve şüpheleri olmasa teşhiste çok geç kalınabilirdi. Şu an ağır bir ilaç tedavisi de devam ediyor.
Bu nedenle üstün zekalı öğrencilerin, çok yönlü takibinin yapılması gerektiğine inanıyorum.
Öğrencim 3e geçti ve anlattığınız gibi..Kitap defter kullanmıyor.Sınıfta dinlemiyor görüntüsünde,tenefüslerde ve ders sırasında öfke nöbetleri ya da saldırgan tutumlar sergiliyor.Bazen çok sakin olabiiyor.Davranış bozuklukları sınırda ve doktorunun dediği 3 yol var:1-Topluma kazandırılmış dahi duruma gelecek bir birey 2- Toplumdan dışlanmış deli durumuna gelebilecek birey.3- cinayet ve sonucunda intihar...
O yüzden ben bu tür öğrencilerin 1O-15 kişilik sınıflarda ve sürekli etkinliklerle ders işlenilecek ortamlarda olması taraftarıyım..35-40 kişilik sınıflarda bu tür öğrenciler hem sorun çıkartıyor hem de uzun süreli birebir ilgilenme şansı azalıyor.
Geçen yıl yaptığımız deneme sınavlarında genelde tam doğru yapıyordu.Ama kazara1 ya da 2 yanlış yaptığı olursa ortalığı dağıtıyor,kabullenemiyordu...Yine ders sırasında özellikle matematik alnında hiç öğretmediğim bir konunun sorusunu sorduğumda pek kullanılmayan matematik yöntemleriyle sorunun cevabını buluyordu..
Amacımız bu tür öğrencileri eritmek değil,kazanmak olmalı...
sina öğretmenim bilgi için teşekkürler