Hayırlı günler dilerim.
Konu başlığına bakılınca sebep hemen anlaşılıyor
Konu başlığı, bir şeylerin EKSİK olduğu ÖN YARGISI ile OLUMSUZLUK ODAKLI olarak belirlenmiş.
Konu başlığı "
Uzlaşma kültürünü etkinleştirebilmek için neler yapabiliriz?" gibi bir soru cümlesi ile YAPICI olarak belirlenmiş olsaydı UZLAŞMA yolunda ilk adım atılmış olurdu.
1) Uzlaşma kültürümüzün eksik olduğunu düşünmüyorum. Sadece uzlaştığımız konuların yetersiz olduğunu düşünüyorum.
Örneğin konuya mesaj yazan arkadaşların büyük çoğunluğu, kendilerinin uzlaşma taraftarı olduğunu, (OLUMSUZLUĞA odaklanarak) BAŞKALARININ uzlaşmaya yanaşmadığı hususunda UZLAŞMIŞLAR.
Uzlaşma hususunda ne yaptığını açıklayan hiç bir arkadaş olmamış.
2) Bir düşünceye 10 ya da 20 derece farklı açıyla bakmak empati değildir. Empati, (TDK sözlük anlamı) aynı duyguları paylaşma demektir.
Diğer bir deyişle kendimizi muhatabımızın yerine koyarak neler hissettiğini anlamaya çalışmaktır.
Empatiyi, muhatabımızın düşüncelerine HAK VERMEK olarak algılamak hatadır.
Muhatabınızın duygularını anlayarak, endişe/tereddüt/kaygı gibi duyguları ortadan kaldırabilecek açıklamalar yapmak uzlaşma kültürünün bir parçasıdır.
3) Kişilerin birbirlerine tamamen zıt düşüncelere sahip olması NORMALDİR.
Uzlaşma taraftarı olduğunu göstermek için, muhatabın düşüncelerine yakın düşünceler ifade etmek uzlaşmak değil, kendini ve muhatabını kandırmaktır.
4) Ortak paydalar uzlaşmanın başlangıç noktasıdır. Ortak payda olmadan uzlaşmaya başlamak mümkün değildir.
Uzlaşma aşamasında yapılacak olan, farklı paydaları ortak paydaya DÖNÜŞTÜRMEKTİR.
5) [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde uzlaşma kültürü konusunda detaylı bilgi mevcuttur.
Uzlaşma kültürü ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir kaç husus :* Uzlaşmanın temelinde bilgi, erdem, sevgi,
insanlık adına fayda olmalı.
* Uzlaşı anlayışı, kazan/kazan ilkesinin zemini oluşturur.
* Bilgisinin yetersiz olduğunu hissedenler aldatılmak korkusuyla uzlaşma masasının oturmak istemez.
* Komplo teorilerini kullanmak uzlaşma zeminini ortadan kaldırır. Aşağılık kompleksinden kaynaklanan bu aşırı kuşkucu tavrın doğal sonucu yine uzlaşmazlık ve çözümsüzlüktür.
* Ön yargılar uzlaşmada sonuç almayı imkansız hale getirir.
Karşısındaki kişinin en az kendisi kadar saygıdeğer ve akıllı olduğunu kabul etmeyen bir kişi uzlaşamaz. * Demokrasi uzlaşmanın olmazsa olmaz koşuludur. Demokrasi olmadığında
taraflar uzlaşma konusundaki görüşlerini açık-seçik ortaya koyamaz.* Özgüven eksikliği: Kendine ve kendi ülkesine güven duymayan kişiler, uzlaşmaya istekli olmaz.
Karşı tarafın bilgi ve uzlaşma becerilerini gözlerinde büyütenler, uzlaşma masasında gerektiğince cesur ve esnek olamaz ve devamlı olarak savunmada kalır.