Anayasa Mahkemesinin 2004/83 E, 2008/107 K. Sayılı ve 21.05.2008 tarihli kararında; 5204 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 1. maddesinin iptal edilen fıkra ve ibarelerinin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükümlerinin, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görüldüğünden Anayasa Mahkemesi kararı 18/03/2010 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, kanun hükümleri bu tarihe kadar uygulanmıştır.
18/03/2010 tarihinde yürürlüğe gireceği bir yıl öncesinden bilinen Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca halen yeni düzenlemeye de gidilmemiştir.
Genel olarak branşında kontenjan ve hizmet içi eğitim belgelerinin yetersizliği nedeniyle 15 bine yakın öğretmen Uzman öğretmenlik sertifikası alamamıştır.
2006 yılında yapılan değerlendirme sonucunda Branşında kontenjan ve hizmet içi eğitim belgelerinin yetersizliği nedeniyle Uzman öğretmenlik sertifikası alamayanlar ile 18/03/2010 tarihinde yürürlüğe gireceği bir yıl öncesinden bilinen Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca halen yeni düzenlemeye gidilmediğinden bir çok öğretmen dava açmıştır.
2006 yılında açılan davalardan bazıları Danıştay’a temyiz yolu ile gelmiş ve Danıştay 2. Dairesinin 2009/4675 Karar ve 2008/3528 Esas sayılı kararı, Danıştay 2. Dairesinin 2010/736 Karar ve 2008/4334 Esas sayılı kararı, Danıştay 2. Dairesinin 2010/1138 Karar ve 2008/5201 Esas sayılı kararı, Danıştay 2. Dairesinin 2009/1697 Karar ve 2009/432 Esas sayılı kararı ile sonuçlandırılmıştır.
Danıştay bu kararlarında özetle; Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün uzman öğretmenlik hakkında açılan davalarda zaman aşımı savunmasının aksine ve davaların Anayasa Mahkemesinin 2004/83 E, 2008/107 K. Sayılı ve 21.05.2008 tarihli kararından sonra açılmış olmasına rağmen, Kariyer basamaklarında yükselmeye ilişkin olarak, ilgili mevzuatta belirtilen hizmetiçi eğitim ve kontenjan kısıtlamasının Anayasa Mahkemesinin 2004/83 E, 2008/107 K. Sayılı ve 21.05.2008 tarihli kararıyla iptal edilmesi nedeniyle davalı idarece, yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği hakkında karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2004/83 E, 2008/107 K. Sayılı ve 21.05.2008 tarihli kararından sonra açılan davalarda ise idari mahkemeler; uzman öğretmenlik sınavını kazanıp kontenjan yetersizliği veya hizmetiçi etkinliklerinin sıfır olması nedeniyle uzman öğretmen sertifikası alamayan davacıların açtığı bu davalarda da Anayasa Mahkemesinin kararınca durumunun yeniden değerlendirilmesine ve dilekçe tarihinden itibaren uzmanlık mali haklarının ödenmesine dair kararlar verilmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 2004/83 E, 2008/107 K. Sayılı ve 21.05.2008 tarihli iptal kararı yürürlüğe 18/03/2010 tarihinde girmiştir. 2004 yılından bu zamana kadar iptal edilen hükümler yürürlükte olduğu ve iptal edilen hükümlerin yerine yeni hükümler konulmadığı için o dönemde yapılan uzmanlık sınavlarında başarılı olan fakat kontenjan yetersizliği, hizmet içi eğitim belgelerinin eksikliği gibi nedenlerle mağdur olan öğretmenlerin mağduriyetinin giderilmesi hak ve adalet gereğidir.
Diğer yandan 2006 yılından bu yana kariyer basamaklarında yükselme sınavı yapılmamış olup, o dönemde sınava girerek bu unvanı alan öğretmenlerle, herhangi bir nedenle sınava giremeyen ya da sınava girdiği halde Anayasa Mahkemesinin 2004/83 E, 2008/107 K. Sayılı ve 21.05.2008 tarihli kararı ile tarafından iptal edilen düzenlemelerden biri sebebiyle bu unvanı kazanamayan öğretmenler arasında eşitsizlik meydana gelmektedir.
Danıştay 2. Dairesinin 2009/1697 Karar ve 2009/432 Esas sayılı kararında bu durum şu şekilde özetlenmiştir; “Anılan Anayasa Mahkemesi kararına göre, hizmet içi eğitim faaliyetlerine ilişkin belgelerin, kariyer basamaklarında yükselmeye ilişkin değerlendirmede belirleyici kıstaslardan biri olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Ancak olay tarihi itibariyle, bu belgelerin, değerlendirmeye tabi tutulması suretiyle, davacının dışında bazı kişilerin, puanlamada öne geçerek uzman öğretmen unvanını almaya hak kazandıkları da kuşkusuzdur.
Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi'nce verilen kararın, olaya uygulanması halinde, hizmet içi eğitim belgelerinin dikkate alınması suretiyle puanlamada öne geçerek uzman öğretmen olan kişilerle davacı arasında oluşan eşitsizliğin giderilmesi açısından, davalı idarece, davacı ile emsallerinin olay tarihi itibariyle hizmet içi eğitim belgeleri puanlamaya dahil edilmeksizin durumlarının ele alınıp yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.” Bu sebeple, Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınavında başarılı olan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ibareler gereği uzman öğretmenlik unvanını alamayan 15 bine yakın öğretmene bu unvanın verilmesi gerekmektedir.
Buna göre;
1- Hukuk Devletinin bir gereği ve hukukçu olmanız hesabıyla Anayasa mahkemesinin ve Danıştay kararları gereğince Öğretmenler günü öncesinde 15 bine yakın öğretmenin Uzman öğretmenlik sertifikası alması hususunda bir genelge çıkaracak mısınız?
İşte bakanlığın cevabı;