Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu verdiği kararda özetle;
"Anayasa Mahkemesinin kontenjan sınırlamasını iptal etmesi üzerine, başarı sıralaması oluşturulduktan sonra uzman ve başöğretmenlik kadrolarına atanmanın hangi kritere göre yapılacağı konusunda yasal boşluk oluşmuştur. Nitekim Anayasa Mahkemesince, iptal kararının hukuksal boşluk doğurduğu gözetilerek Yasama Organına bu boşluğu doldurması için bir yıllık süre verilmiş, ancak bugüne kadar yasa koyucu tarafından konuya ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır.
Yasama Organının Anayasa Mahkemesi iptal kararı üzerine bir düzenleme yapmadığı durumlarda doğan boşluğun, Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre, karar verir" kuralı gereğince, Anayasa Mahkemesi'nce verilen kararın gerekçesi ve hukukun genel prensipleri gözetilerek, yargı içtihatlarıyla giderilebileceği açıktır.
Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen düzenlemelerin, belli bir sistem içinde, iptal edilmeyen diğer düzenlemelerle bir bütünlük oluşturarak anlam ihtiva ettiği, bir kısım düzenlemeleriniptal edilmesinin ise uzman/başöğretmenliğe atanma hususundaki bütünlüğü bozduğu, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamış olmasının bu konuda boşluğa neden olduğu ve bu boşluğun yargı içtihadıyla doldurulmasının da olanaklı olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra sadece sınavda alınan nota göre başarı sıralaması yapılmasına yukarıda belirtilen nedenlerle hukuken olanak bulunmamaktadır."
diyerek Danıştay İkinci Dairesinin kararını bozmuştur. Naçizane tavsiyemiz; bu kararda adı geçen davacı eğitimcimiz muhakkak karar düzeltme talebinde bulunmalı, karar düzeltme talebinde bulunurken de binlerce eğitimcinin bu karar nedeniyle mağduriyet yaşayabileceğini, kaldı ki medeni hukuktan doğan yorumun memur aleyhine yapıldığını, bu yorumun memur lehine yapılabileceğini ve yapılması gerektiğini belirtmelidir. Bu karar artık kişisellikten çıkmıştır. Bu yüzden, davacı eğitimcimize itiraz süresi dolmadan bulunduğu bölgede muhakkak hukuki destek verilmelidir.
Görüldüğü gibi verilen kararda "Uzman Öğretmenlik" konusunda bugüne kadar yasal bir düzenleme yapılmadığı vurgulanmaktadır. Kararda "kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre, karar verir" denilmektedir. Karardan anlaşıldığı üzere bu karar çok az bir farkla çıkmıştır. Çünkü üyelerin neredeyse yarıya yakını karşı oy kullanmışlardır. Kaldı ki bugüne kadar idare aleyhine verilen yüzlerce hatta binlerce karar bulunmaktadır. Fakat bu karar çok az bir farkla da olsa artık çıkmıştır fakat kesinleşmemiştir.Yukarıda da belirttiğimiz gibi karar düzeltme talebinden sonra kesinleşecektir. Tabi karar düzeltme talebinde bulunulursa...
Karar bu haliyle kesinleşirse kimleri etkileyecektir? İdare Mahkemelerinde bireysel işlemlere karşı açılan davalarda verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararları yalnızca tarafları bağlayıcı nitelikte olduğundan taraflar açısından hüküm doğuracak, geneli etkilemeyecektir. Bu karar sadece dava açan eğitimciye ait bir karardır. Bu yüzden dava açan eğitimcimiz artık "Uzman Öğretmenlik" unvanını mahkeme kararıyla elde edemeyecektir. Daha önce "Uzman Öğretmenlik" mağduriyeti nedeniyle dava açmış, bu davasını İdare Mahkemelerinde kazanarak idare tarafından kararı temyiz edilen ve temyizden de kesin kararı çıkmayanları etkileyecektir. Bu eğitimciler, Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulunun yukarıda özetlediğimiz kararı nedeniyle büyük olasılıkla davalarını kaybedeceklerdir. Bu karar 8 yıl önce sadece bir kez yapılan sınavla "Uzman Öğretmen" unvanını elde edenleri de etkilemeyecektir. Ayrıca bu karar, dava açmadığı halde Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 15 Haziran 2011 tarihli ve B.08.0.PGM.0.15.02/40105 sayılı yazısıyla "Uzman Öğretmen" unvanını elde eden eğitimcilerimizi de etkilemeyecektir.
Sonuç olarak; 8 yıl önce sadece bir kez yapılan "Uzman Öğretmenlik" sınavı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir daha uygulanmamış, eğitimcilerimizin bu unvanları elde etmeleri engellenmiştir. Eğitimcilerimiz yönetici atamada verilen ek puanlardan ve maddi etkilerinden dolayı halen mağdur edilmektedirler. Temennimiz, "Uzman Öğretmenlik" sınavının biran önce yapılarak eğitimcilerimize bu unvanların verilmesidir.