Ben sabahın üçüne kadar internette gezip yattım. Sabah eşim zorla uyandırdı, belki kolay olur, belki kazanırsın, haydi diyerek sürükleyerek götürdü.
Sınava bir girdim, 180 soru. Uzun uzun hem de.
Eyvah eyvah!
Bir başladım, 30. soruda tıkandım. Kafa almaz oldu. Baktım, formasyon soruları var, zevkli sorular üstelik, çözmeye başladım, 50 netim vardı ordan. Sonra Türkçe çözdüm. Sonra sıkıldım biraz kafamı dinlerdirdim. Sonra bir dua okudum. Biraz daha çözdüm. Derken 140 soru çözmüşüm. 72 aldım.
Sonra başvuru süreci başladı, hizmet içi eğitimden aldığımız sertifikalar gidecekti. O sırada yine bir forumda birileri bunu protesto edelim, öğretmenleri böldürmeyelim, filan diyordu, gaza geldim, arkadaşın evraklarını götürdüm, kendimin evraklarını götürmedim.
Öylece kaldı.
Sona aman uzman öğretmenler bir havalandılar, bir sevindiler. Birbirlerini tebrik etmeler, yok boz öğretmen yok azman öğretmen demeler
Forumda başvurmayalım ,diyenler başvurmuşlar, uzman olmuşlar, göbek atıyorlar 60 lira fazla alacağız diye.
Ah dedim ben bu kafamı hangi duvarlara vurayım
Beş sene sona bizlere hak tanındı, o zaman dilekçemi verdim ben de uzman oldum. Şimdi sanırım 140 lira alıyorum fazladan.
Benim anlamadığım neden bir şeyi olanlar bir şeyi olmayanlar tarafından "kötü, çiş, kaka" olarak değerlendiriliyor her zaman?
Sen olmadınsa veya olamadınsa bana ne arkadaşım? Sen istemiyorsan ben istedim diye beni niçin suçlarsın?
Zamanında ben de istememiştim ama bana madalya mı taktılar istemedim diye?