Fikrinize saygı duyarım, zaten hafta içi her gün akademik camia içindeyim. Dağ fare doğurdu. Senin zannettiğin gibi artık kişisel gelişim için üniversitede dirsek curutmuyorlar. Sadece yan ödemeler, senin maaşın kadar.
Benim ilkokulda doçent unvanlı sinif öğretmeni var giderim geçerim durmam diyor.
Davutoglu basbakanken - kendisi de prof bilirsiniz - tum akademik personel maaslarina ekstra zam yapmisti hatirlarsiniz. Eskiden arastirma gorevlisi maaslari neredeyse ogretmen maasi kadarken su an makas acilmis durumda. Dr. Ogretim gorevlisi, Doc., Prof. maaslarina girmiyorum dahi. Maaslarini da gec ek dersleri, surekli osym sinavlarinda gorev almalari (dediginiz yan gorevler) bizim bir maas kadar. Banka promosyonlari cok daha fazla, lojman imkanlari daha cok...
Turkiye'de 200 bin universite personeli varmis dusunun. Egitim bilimleri enstitusunde dahi hocalarin cogu egitim fakultesi mezunu degil, bolum mezunu. Bu ulkede en gariban biz egitim fakultesi mezunu ogretmenleriz sanirim.
Ben MEB' in ogretmenlerin lisansustu yapmalarini desteklemesi, tesvik etmesi, YOK ile ortak hareket ederek kontenjan, giris sartlari, okul ders saatleri ve programi, uzaktan egitim, devam zorunlulugu gibi konularda ogretmenlere kolaylik saglamasi gerektigini dusunmekteydim. Ama artik fazla onemsemiyorum.
Egitim alaninda tezli/doktora yapmis/yapmakta olan ve halen MEB' de gorev alan ve gelecekte de almak isteyen ogretmenlere bizde sartlar boyle, begenmiyorsaniz cekin gidin demesi en kolayi. Zaten kendimizi artik universite personeliyle degil asgari ucretlilerle kiyaslayabiliyoruz...