Vali Kaymakam Öğretmene Hakaret Edebilir Mi?

Sendikaların aldığı kılık kıyafet serbestliği eylemi  yüzünden birçok kez eğitim çalışanları vali ve kaymakamlarca azarlama, tehdit, hakaret gibi kötü muamelelere maruz kalmışlardır. Bunların en hazini Yalova’da yaşanmıştır. Bir öğretmen sınıfta öğrencilerinin gözü önünde Vali tarafından hakarete uğramış ve kamuoyuna yansıyan şekliyle psikolojik bunalıma girmiş, strese bağlı kalp krizi geçirerek vefat etmiştir.

Peki hakaret azarlama yerine neden yasal işlem başlatmıyosrsunuz.. Yıllarca başörtülü öğretmnene yapılan eziyetin bir farklı şeklini devam ettiriyorsunuz..

edebilir (!)

eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalır, demişler.

bir insanın ruhunda eşşeklik varsa okumuş olmasının içindeki binek hayvanına etki etmeyeceğine değinen atasözümüz.

biraz insanlıktan nasip almak gerekiyor. almamışsa her şeyi yapabilir.

hak ediyor muyuz? kesinlikle HAYIR...

kişiliği müsaitse herkes herkese herşeyi yapabilir..

üstünlüğün takvada olmadığını bilen bu zatlar,makamın mevkinin geçici olduğunu bilmeyen bu zatlar,okusa ne okumasa ne,bilmezler mi ki onlar da diğer insanlar gibi Allah ın bir kuludur,yarın hesaba çekilince sen valiydin sen kaymakamdın diye torpil geçilmeyecek...
o makamın pisliğinde boğulur gidersiniz inşallah(bu sözüm insanları hor gören makam mevki sevdalısı bürokratlara)

Vali makam sahibidir ama öğretmende gurur sahibidir.Onurludur öğretmen.Öğretmene onurla yaşatan takım elbise ve kravatı değildir.Öğretmenin bilgisi,topluma mal olmuş emekleridir.

Babasi adam olamazsin demis o da bak vali oldum demis. Babasinin cevabi belli

bir insanın düşüncesine katılmayabiliriz, önemsemeyebiliriz, beğenmeyebiliriz, hatta düşüncesine düşmanlık edebiliriz..
Ama asla şahsına asla hakaret edemeyiz..
Şahsiyet her düşünceden her fikirden daha üstündür..
Valinin yaptığı çok yanlış..Bence tüm öğretmenlerden özür dilemelidir..

Kimsenin kimseye hakaret etme hakki yoktur.
Makam mevki farketmez.

Edebiliyor, ediyorlar ne yazık ki! İlk atandığım sene bebeğim 6 aylıktı. bebeğimi de yanımda götürmek zorunda kalmıştım. Kaynanam da gitmişti bizimle beraber. Bir süre bebeğim de dahil, öğretmen evinde 8 kişi bir odada kaldık ve kaynanam sonra memlekete döndü. Sonra tekrar kaynanam bizimle geldi, rahmetli kayınbabam da vardı. Ben de kaymakam beye gidip bizim için bir lojman imkanının olup olmayacağını sordum, yardım istedim; ama kendileri beni bir çocukmuşum gibi azarladı makamında, gittiğime bin pişman ettirdi beni. Bekarlara lojman verilirken bana verilmedi. Bir hafta boyunca göz yaşlarımla lanetler okudum ve halen okuyorum. Lanet olsun bu gibi insanlara!

Cem Yılmaz da twiitter dan tepki göstermiş,helal olsun...

Komedyen Cem Yılmaz, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan yaptığı açıklamada Vali Cebiroğlu’na tepki gösterdi.

Twitter mesajında şu ifadeleri kullandı (Tweetler olduğu gibi alınmıştır)

Mevki ile adam ezmek,kalbini ölesiye kırmak.Yazık oldu gitti öğretmencik.Daha buyuk mevkilere gelesin Vali bey.

Ne kadar demode kötü adam film karakteri varsa bizde galiba.Bunları bu haliyle yaziim desen,abartmiyim der,vazgecersin.

Kalpsize mevkii vermeyeceksin..Ehliyet gibi kalp sorucan önce..Saçın? O sakal?Anarşik !! diyen adama taç takarsan.Üzülürsün işte finalde.Ah

"Sen niye mesaide bali çekiyosun" diye soran olmayınca tabi o da coşmuş.Bakmış gücü yetiyo yüklenmiş..O da bi kurban neticede..Ogrenememis.

 Belki onlarca kez dinledik, okuduk ama bir kez daha hatırlamakta fayda var sanırsam, kıymetini bilmek adına......


BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK
Yazı devriminden sonra(1928),Atatürk'ün kara tahta başındaki resmi görülünce,O'na "başöğretmen" denilmeye başlanmıştı.
Aslında,adlandırmada geç kalınmıştı.
Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra,bir İstanbul gazetecisi kendisine şöyle bir soru yöneltmişti:
-Yurdu kurtardınız.Şimdi ne yapmak istrerdiniz?
Hiç duraklamadan şu cevabı vermişti:
-Milli Eğitim Bakanı olarak Türk Kültürünü Yükseltmeye çalışmak,en büyük amacımdır.
Ondan sonra Atatürk nerede görünse,mutlaka orada bir okula girer,öğretmen ve öğrencilerle konuşurdu.
Birgün Atatürk'ün yolu köy okuluna düştü.Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders veriyordu.
Atatürk sınıfa girince,öğretmen kürsüsünü terk etti.
Atatürk:
-Hayır,yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz,dedi.Eğer izin verirseniz,bizde sizden faydalanmak isteriz.Sınıfa girdiği zaman,Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.

Gecen sene doktora gitmistim..doktor koltukta oturmus bakmadan basladi recete yazmaya.. Bende dayanamadim bari baksaydinizda yazsaydiniz dedim.. Doktor sanki bomba atmisim gibi basladi zir zir konusmaya. .. Dayanamadim ..ben bir ogretmenim.. Masanin basinda siz onunde ben oturuyor olabiliriz.. Yarin sende benim karsima geldiginde tam tersi olacak.. O yuzden sizden bir sey bekleyen insanlara davranisiniz bu olmamali dedim.. Ozur diledi...neden anlattim.. Bazi insanciklar koltuk sevdasina kendilerini fazla kaptiriyorlar..bilmiyorlar mi ki ...dunyadan goturecegin bir kefen, oda nasip olursa.. Hamur bozuksa yapilacak bir sey yok..

Yıllar oncesinde bir ogrt arkadas anlatmisti...
Köyde calisirken,
Acil bir durumda izin almak icin milli eğitime gitmiştim.
Kaymakamdan izin almam soylendi.
Ust katta bulunan kaymakamlik odasına girdim.
Ben derdimi anlatma teslasiyla makam masasina yaklasirken; Kaymakam bagirdi: Haliya basma!!!

Ne kadar acı bir olay...acaba şu an o valinin vicdanı da bizim içimiz kadar sızlıyor mudur?gerçi çok üzgün olduğunu belirten bir açıklama yapmış kendileri ..
  Bir can gittikten , insan haysiyetini ayağının altına paspas ettikten sonra neye yarar?hiçbir şey söylemiyorum daha; Rabb'ime havale ediyorum...

"Kalpsize mevkii vermeyeceksin..Ehliyet gibi kalp sorucan önce..Saçın? O sakal?Anarşik !! diyen adama taç takarsan.Üzülürsün işte finalde.Ah"

CEM YILMAZ