Yeni Maaş Sisteminin Öğretmenlerdeki Karşılığı

bir üniversite mezunu müdür yardımcısı olarak hiçbir sorumluluğu olmayan hizmetlinin ve memurun benden yüksek maaş almasını sindiremiyorum bu hafta çok moral bozukluğuyla geçti benim için ya sabır çeke çeke bi hal olduk.

bir üniversite mezunu müdür yardımcısı olarak hiçbir sorumluluğu olmayan hizmetlinin ve memurun benden yüksek maaş almasını sindiremiyorum bu hafta çok moral bozukluğuyla geçti benim için ya sabır çeke çeke bi hal olduk.

Sonuna kadar haklısınız hocam.

bir üniversite mezunu müdür yardımcısı olarak hiçbir sorumluluğu olmayan hizmetlinin ve memurun benden yüksek maaş almasını sindiremiyorum bu hafta çok moral bozukluğuyla geçti benim için ya sabır çeke çeke bi hal olduk.

hasklısınız hocam. size aynen katılıyorum.

sanırım herkesin içinden geçen biraz daha okuyup hizmetli olsaydım oluyordur herkese eşit maaş uygulaması yapılırken öğretmenlerin eksik yönü ne oluyor acaba dünya da en düşük maaşı alan biziz ama 3 ay tatilimiz 15 tatilimiz ek dersimiz var ya

Öğretmenim yılda kaç ay çalışıyoruz ama değil mi?Hani hesap yapmışlar ya şu kadar saat şu kadar gün diye.Tabi biz fedakar olduğumuz için okul dışı yapılan çalışmaların bir önemi yok.Ne de olsa onlar bizim hobimiz.Ridefmiş,tefbismiş,TKY'miş,sınav analiz raporlarıymış,öğrencilerin okuduğu kitap isim,tür ve sayfa sayılarını geçtim,bir de sınıfın ve her öğrencinin okuduğu toplam sayfa sayısıymış mış mış mış.Bunlar 3 ay yatan bir öğretmene müstahak değil mi!
 Aslında ceza falan alıp memurluğa geçiş mi yapsak acaba?

okulda iş bitmiyor...hele 1.sınıf öğretmeniysen.
Velim dikiliyor karşıma:''son verdiğiniz sesi okuyamıyor......, bunun yazısı çirkinleşti....., Önceleri iyi diyordunuz......'' Olmadı eve gidince zırrrrr telefgon çalıyor'' ödevleri bitirdi şimdi napsınn?...Çok ödev verdiniz...yapmayınca kızıyorumş birbirimize küsüyoruz....( tabi annelere tv izleme fırsatı kalmıyorya).
Tabi benim evim yokyaş çocuğum , eşim, ailem yok.
Keşke bir memeu osaydım, saat 5 te gelip kimseye hesap vermeseydim!Bankadaki memur bayanlara bakın!Sanki büyük dağları onlar yarattı, küçüklerde babalarından kaldı!Bakımlı, süslü, burunları havada! Ben ise burda (afedersiniz) BAzen altına kaçırıp annesinin çamaşırlarını bile değiştirmeden öyle kokar bir vaziyette okula gönderdiği çocuğun yanında oturup,ona bir şeyler göstermeliyim! Derste 10 kere sümüklerini elleriyle  siliyorlar! Bense o ellerden tutmak zorunda kalıyorum..Artık çok doğal geliyor alıştım..Ama her karşına çıkan seni küçümseyip hesap sormaya kalkışınca dayanamayıp kızıyorum!  Yeter yaaa..zaten ne kadar angar işler varsa öğretmenlere yapatırılıyor... Çocuklarımın öğretmen olmasını asla istemem!!!!!Şu an saatim 06.30 ve ben çocuklara  bayramda aileleri biraz çalıştırsın diye birşeyler hazırlamak için bilgisayar başına geçtim!!!!Onlar tatil yapacak, ben ise onun bile tasasını yaşıyorum! ya öğrenilenleride unuturlersa diye! ÇÜNKÜ  ÖĞRETMENLER HEP KIYASLANIR YA ŞUBESİYLE-DİĞER OKULDAKİLERLE...BAŞTA VELİLER, SONRADA İDARECİLER!!!!( MÜDÜRÜM BU SİZE  !!!!!!!)
LAF SOKMAYI, öğretmenlerini kırmayı, oturduğu koltuktan öğretmenliği kolay sanan Müdür yardımcımız gibi( madem çok kolaydı niye müd yardımcısı oldu?)
Onun için öğretmenler bizleri sadece biz anlarız!
Hepinizin şimdiden Kurban Bayramı kutlu olsun! 

HOCAM ÇOK GERİLMİŞSİNİZ UMARIM BAYRAM TATİLİ İYİ GELİR...

Öğretmenlerin %50 si sendikalı değilse ve sendikalı öğretmenlerin  %40 ı hükümet yanlısı ise söylenecek söz yoktur .

bir gün bu meslekten çekip gitme istiyorum, kızıyorum kendime neden niçin bu çaba,
arkama dönüpte baktığım o minicik temiz gözleri görüyorum.
kal diyor içimden bir ses kal
kalıyorum benim zorluyor gitttt
gidecem bir gün çocukların gözlerinin görmediği bir yere,
bakmayacam arkama, alın sizin olsun tatiller
alın sizin olsun her şeyim.
verin bana çocukları,verin o güzel yüzleri


....................
 
of yaaa neden seçtim bu mesleği Allahım sabır ver  bizi anlayacak devlet büyüğü, dinleycek veli ver.

düşüncelerimi okumuşsunuz.benim bütün yorgunluğum çocuklarıma bakınca geçiyor.bize yapılanların hiçbiri onların suçu değil diyorum hep.Bide bazı öğrencilerim çok istekli.köy çocuğu oldukları için okumaktan başka çareleri olmadığını biliyorlar.beni motive eden sadece onlar.

emekli olduğumuzda yada günün birinde memleketinize gittiğinizde yıllar boyu çalıştığınızın karşılığını görüyorsunuz

ben geçen sene sanki başıma gelecekleri sezmiş gibi aniden hemde çok ani bir kararla memleketime geldim.Evim arabam var ayrıca ufak bir ek iş yapıyorum bireysel emeklilik de yaptırdım.Şartlar zorlaştığında erkenden ayrılmayı bilgisayar kursları yada sözleşmeli üniversitede çalışmayı düşünüyorum

İkli öğreti bir okuldayı saat 06:30 da ders başlıyor. kültür öğretmeniyim. akşam 18:30 da bitiyor bir tane memur mesayi almadan kalsın görelim bakalım

ayrıca kpss 10 (93) alarak atandım. memur olsaydım keşke kpss 3 (97) memur olaydım.

memurun en iyi iş yaptığı aralık 11:15-11:45 mesayi çabuk biter umuduyla. Saat 4 ten sonra var mı iş yapan bir bakın

öğretmenin tatilini kaldırsınlar bakalım çocuklarının eğitimi ne kadar önemliymiş. ayrıca tatil 3 ay değil 2 ay 1 temmuzda başlıyor-1 eylülde bitiyor. benim normal izin sürem 20 gün değil mi arkadaş. ki yirmi gün kullanan görmedim rapor mapor en az 30 gün olur. bize de 30 yeter size göre ağustosta çocuğunu gönder bakalım okula önce okulda sıkılacak sonra senden emin ol

babam sınıf öğretmeni.sınıfından bahsederken gözleri parlar, yüzünde gülücükler açar. idareci olmuştu. ilçemizde sınıfını bırakmayıp derse giren tek idareciydi. böyle olmaz dediler. idareciliği bırakıp sınıfına devam etti. akşam yemeğinden hemen sonra salondaki masaya geçer o zamanki bana göre ıvır zıvır birşeyler hazırlardı. sonra anlataırdı, bu şu işe yarıyor. filancı öğrencim var kesin çok sevecek bunu v.b. derdi.

öss'ye girdim. iyi de bir puan aldım. hukuk mu yazsam?? odtü psikoloji geliyor onu mu yazsam?? ab bilmem bişeyi diye bölüm açılmış, kims bilmiyormuş onu mu yazsam??  diye düşünür ve konuşuyorduk arkadaşlarla.

daha 17 yasşında kimlik ve düşünce buhranı yaşlarındaydım. her gün fikrim değişiyordu. bir akşam üstü eve geldim. babam bilgisayarın başında birşeylerle uğraşıyordu.  

''gel oğlum gel'' diye seslendi.

bak bir program öğrendim bilgisayar kursunda'' dedi. ''adı poverpoyint. bununla hazırlayacağım matematik dersini. resim de konuyor içine, şurdan tıklayınca ......''

bana bir durağanlık geldi. ağustos ayının başıydı ve okulun açılmasına bir buçuk ay vardı. o zaman 45 yaşında olan babam ise bilgisayar kursunda öğrendiği bir programı sınıfta nasıl kullanacağına dair heyecan içindeydi. o andan çok etkilendim. mesleğime karar vermiş gibiydim.

yemekten sonra babama eğitim fak. yazsam mı dedim? zaten iki yıl önce de sınıf öğretmenliği yazmam konusunda telkinleri vardı. ama ben sorumu sorduğumda gözleri ışıladı. yarım saatlik nutkundan genel olarak aklımda kalanlar ''oğlum hiç pişman olmayacaksın, o mağrur çocukların ışığı olacaksın, tarihteki her büyük adam en çok öğretmenlere saygı duyardı, onlara kulak vermek lazım, verem olsan sınıfta derdin tasan kalmaz'' vb.

babamın yörüngesine kapılıp yazdım eğitim fakültesini, hem de sınıf öğretmenliyle doldurdum tercihlerimi. 2001'de girdiğim ondokuz mayıs üniversitesi eğitim fakültesinden 2005'te mezun oldum. o günden beri amasya merkeze bağlı 65 km bir köyde iki öğretmen, ağrı merkeze bağlı 30 km bir köyde tek öğretmen ve çorum bir ilçesinde şükür ki yakın bir köyde bir süre iki, bu sene ise tek öğretmen çalışıyorum.

köyde tek başına 5 sınıfa bakan bir öğretmenin yaşadıklarını anlatmama lüzum yok. ama toplumdaki genel öğretmen algısı içimi acıtıyor. içimizdekilerin öğretmen algısı ise kahrediyor. bir oğlum var. gelecekte öğretmenlik algısı ve meslek koşulları değişmezse ve oğlum öğretmen olmak isterse karşısında ilk beni bulur! mesleğim hakkında daha kötü nasıl hissedebilirim bilmiyorum. ama biricik oğlum öğretmen olacak olsa içime taş oturur. sınıf içindeki zorlukları geçip oğluma şunları sorardım

kargadan başka kuşların bile uğramadığı köylerde, tezek kırıp odun kesip, kömür için sağda solda yalvarmak mı istiyorsun? Hadi kömürü buldun traktör için kaç takla atacaksın biliyor musun? Hadi onu da buldun kömürlüğe yerleştirmek için tozun içinde kömür çuvallarının altında ezilmek mi istiyorsun?

gübrenin torbasına 60 lira verirken evladına 1 liralık defter almayan adamlara diller mi dökmek istiyorsun?

60 km köyden şehre varmak için 3 km karda yürüyüp günde bir kez geçen otobüse denk gelmeye çalışırsın. çıkar gelir yolluğuyla gezen adamın biri haftada en az iki kez evrak alacaksın der. onlara mantık dersi mi vermek istiyorsun?

12 yaşındaki çocuğun nişanına çağırırlar; gider insanlık, akıl, mantık anlatırsın. Okutun bunları dersin. Karşına durur diş gösterirler. Onlara onur, haysiyet mi öğretmek istiyorsun?

Gelir öğrencinin biri. Anlatır ninesinin hurafelerini, hortlayan ölüler, çocuk yiyen öcüler korku sarmış çocuğu. Uydurma onlar evladım dersin. Dinimizde yok dersin. Çağırır büyüklerini çocuğun tertemiz dimağını saçmalıklarla doldurmayın. İslam’da hortlak pörtlek diye bir şey yok dersin. sana dinsiz derler. gece kapına tavuk ölüsü atarlar. O da yetmez mezhepçilikle uğraşmak zorunda kalırsın. Mezhebine söverler. Hop dur bakalım dersin, bazısı var üstüne yürürler. Bu saçmalıklarla uğraşmak mı istiyorsun?

Sen çocuğuna bir gocuk al dersin, almaz ama sigara almaya ilçeye traktörle 25 lira mazot yakıp giderler. Sonra okula, yardım kolisinde 10 gocuk gelir. Dağıtırsın vicdanınca. Gelip okula eser gürler yardım alamayanlar. Filancının filanı da var, onlara verdin bize hani? derler. başka bir koli daha gelince aynısını yaparsan gider milli eğitime bu hoca çocukları hiç okutmuyor. Her gün geç kalıyor derler. o anda anlarsın kimsesiz olduğunu ve ipinin pamuk ipliği olduğunu.

Daha daha da yazabileceğimi biliyorsunuz. Çünkü siz de yaşıyorsunuz, yaşadınız ya da yaşayacaksınız. Ama ben pişmanım. Daha 17 yaşındayken verdiğim en yanlış karara pişmanım. Bunu dile getirince babam üzülüyor ama çok pişmanım.

Babama gelince, babam bu sene 56 yaşında. üç yıl önce dolan emekliliğini, öğrenci velilerine verdiği söz üzerine ertelemişti. bu sene ise emekli olacak. Ve bana diyor ki oğlum ne kadar şanslısın. Öğretmenliğinin daha başındasın. Daha ne öğrenciler göreceksin, ne güzellikler yaşayacaksın! Babamı bir psikiyatriste gitmeye ikna edebilir miyim acaba? Diye düşündüğüm anlar olmuyor değil. Uzun anlatımımdan ötürü özür dilerim. Herkese kolay gelsin.