Yorumlu Haberler

9 aylık bebek cinayete teşebbüsten tutuklandı
PAKİSTAN’ın Lahore kentinde yaşıtları henüz emeklemeye başlamışken 9 aylık bebek mahkemelerde adam öldürmeye teşebbüsten yargılanıyor.   

Yeni bir global kriz ihtimali çok yüksek

ABD ve İngiltere’de gayri menkul fiyatlarının kriz öncesi seviyelere çıktığını belirten Creditwest Bank Genel Müdürü Süleyman Erol, “Dünya borsalarında ciddi balonlar oluştu. İkinci global krizin yaşanma ihtimali yüksek” dedi

Altınbaş Holding’in sahibi olduğu Kıbrıs kökenli Creditwest Bank’ın Genel Müdürü Süleyman Erol, dünyada 2008 yılında yaşanan krize benzer yeni bir krizin yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi.
2008 krizi sonrasında piyasalara verilen paranın üretim ve imalat sektörlerine değil, tekrar sermaye piyasalarına aktığını ve bunun da kriz için beklenen çözümü üretmediğini ifade eden Erol, “Parasal genişlemenin yavaşlatılmasından sonra görülebilecek sıkıntılar henüz yaşanmadı. Bu sorunlardan biri yüksek enflasyon dönemidir. Enflasyon dünya ülkelerine zarar verecek. Buna verecekleri tepkiler çok önemli” dedi.
Merkez bankalarının yarattığı parasal bolluğun düşünülen oranda üretim sektörlerine gitmediğini vurgulayan Süleyman Erol, “Yine para piyasalarında kaldığı için borsalar gelişmiş ülkeler ve diğer ülkelerde ciddi şekilde balon oluşturdu.
Kaygılanmamız gereken nokta şu; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde borsalar ciddi bir balon oluşturmuş ve diğer varlık fiyatlarında da artış sağlamış durumdalar. En büyük tehdit budur. Bunun 2008 yılındaki gibi bir yeni kriz yaratma ihtimali olduğunu göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

‘Kriz nedenleri yok olmadı’
Creditwest Bank Genel Müdürü Süleyman Erol krize ilişkin düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Bu ihtimal 2014 için erken olabilir belki 2015’e sarkabilir. Ama her zaman için krizler biraz erken realize olabilir. 2014 için de böyle bir tehlike var diye düşünebiliriz.
Amerika ve İngiltere’de ve gelişmekte olan ülkelerde gayri menkul sektörü eski değerlerine hatta kriz öncesi değerlerine çıktı. Bence ikinci balon da burada oluştu. Ben 2008 krizini yaratan nedenlerin tamamen ortadan kalktığını düşünmüyorum. Bu sadece bastırılmış ve zamana yayılmış bir krizdir. Ama sürdürülmesi yeni parasal bollaştırmaları gerektirecek bir sebeple olabilir. Biz piyasada oluşan bu fazla paraları merkez bankaları olarak geri çekiyoruz dendiğinde daha güçlü bir kriz yaşama ihtimalimiz var.”

 Creditwest Bank ne zaman kuruldu?

1993’te Kıbrıs’ta kuruldu. Mevduat bankacılığı yapıyoruz. Creditwest Kıbrıs’ın en büyük özel sermayeli bankası. Yüzde 10 civarında bir piyasa payımız var.
2006’da Altınbaş Grubu yeni bir vizyonla ortaya çıkarak finanstaki tecrübesini Creditwest adı altında bir markaya dönüştürdü. Türkiye’deki Creditwest Faktoring şirketimiz bankacılık dışındaki şirketlerin en büyüğüdür. 2013 yılı sonu itibarıyla aktif büyüklüğümüz 1.160 milyon TL. Öz kaynaklarımız 82 milyon TL.

 Kıbrıs dışında da var mısınız?

2006’da Ukrayna’da da bir banka kurduk. Ukrayna o dönem gelişmeye müsait, reformlarını tamamlayan, dünya finans kuruluşlarının da gözde merkezlerinden biriydi. Bu fırsatları değerlendirme düşüncesiyle yola çıkıldı. Ancak bildiğiniz gibi oradaki siyasi istikrar çok uzun süreli olamadı. Ama biz banka olarak Ukrayna’daki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ama Creditwest Ukrayna’nın oradaki kitle ile ciddi ilişkileri var ve kar eden, büyüyen bankalardan biridir. İki şubeyle faaliyet gösteriyor. Kalıcı istikrar olmadan büyümemeyi düşünüyoruz. Ukrayna’daki Türk sermayeli tek bankayız.

‘DIŞARIDA BÜYÜMEK İSTİYORUZ’

Büyüme planınız var mı?

Başka ülkelerde büyüme planlarımız var. Kıbrıs’ta kurumsallaşmamızı tamamladık, profesyonel bir yönetimimiz var. Başarılı bir model yarattığımızı düşünüyoruz. Bu modeli başka ülkelere taşıma taraftarıyız. Yakın coğrafyadaki bankalarla ilgileniyoruz. Kıbrıs ölçeği itibarıyla sınırlı. Sonuçlandırdığımız bir çalışmamız yok ama bankacılıkta gelişmeyi sürdürecek ülkeler var. Bunlara yönelik ilgimiz devam edecek.
Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgesindeki bütün ülkeler ilgi alanımızda. Ukrayna ile başladığımız atağımızı sürdürme hedefindeyiz. Bu hedefimiz bölge istikrara kavuştukça büyüteceğimiz bir hedef.

‘TÜRKİYE’DE TASARRUF EKSİKLİĞİ VAR’

Türkiye’de faiz düşüşü bekliyor musunuz?

Türkiye’de faiz düşüşünün çok kalıcı olacağına inanmıyorum.
Kaynak yapımızda ve tasarruf eksiğimizde bizim bu faiz düşüşünü sürdürmemiz mümkün değil diye düşünüyorum. Çünkü yabancı kaynağa çok fazla ihtiyacımız var. Yabancı kaynağın bizde bakacağı şeyin de reel faiz olacağını düşünüyorum. Enflasyonun yüzde 8 olduğu bir ekonomide biz bunun üzerine iki üç puandan fazla reel faiz koymazsak yabancı için cazip bir ülke olmayacağız. Dolayısıyla bizim yabancı kaynağa bağımlılığımız olduğu sürece Merkez Bankası’nın çok güçlü olduğunu düşünmüyorum. Faiz düşüşü nispeten enflasyon düşüşüne bağlı olacak.
Enflasyon düşüşünü de kısa vadede beklemek gerekiyor. Çünkü 2013’te yaşadığımız yüzde 31 bir devalüasyon var. Bunun fiyatlarda yarattığı bir etki var. Bu artışların hemen önümüzdeki yakın döneme bir etkisi olacaktır. Orta vadede bir enflasyon düşüşünü beklemek gerekir. Ama bunun da reform çalışmalarıyla ve siyasi istikrara yönelik güven yenilemeleriyle dengelenmesi gerekiyor. 2014 ve 2015 seçim yılları olacağı için bu dönemde bunu yapmamızın zor olacağını düşünüyorum. Merkez Bankası’nın faiz düşürmesinin teknik olarak mümkün olmadığını düşünüyorum.

Etsiz köfte olur mu?

Gıda tetöristleri yine sahtekarlıkta sınır tanımadı. Cüneyt Asan, Show Ana Haber'de etsiz köftenin nasıl yapıldığını gösterdi. İşte gıda teröristlerinin akıl almaz yöntemi...

Ünlü restoran sahibi Cüneyt Asan Show TV'ye  gıda teröristlerinin son hilesi olan etsiz köftenin nasıl yapıldığını açıkladı. Daha fazla kâr etmek için uğraşan işletmecilerin uyguladığı taktiği gözler önüne seren Cüneyt Asan, bu köftenin yüzde yüz kanserojen olduğunu vurguladı. Asan, köfte için 'Doğru olmayan malzemelerle birleştiğinde atom bombası olur. İnsanları mahveder" dedi.

ETSİZ KÖFTE NASIL YAPILIYOR?

Daha fazla para kazanmak isteyen işletmecilerin uyguladığı taktiği bir bir anlatan Cüneyt Asan, tavuk, yürek, ekmek ve yağ olduğunu söyledi. Hazırladığı harca tuz , yağ ve karabiber ekleyen Asan, gerçek etteki kan görevini göremesi için de bir bardak suya 'karbin' isimli bir madde kattı. Hazırlanan maddeleri iki kez kıyma makinesinden geçirten Asan, insanların gerçek kıyma ile kendisinin hazırladığı etsiz kıymayı anlayamayacağını söyledi. Asan, pişirdikten hatta sahte köftenin yendikten sonra bile fark edilemeyeceğini vurguladı.

Video: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Şaka değil gerçek

Boğazına kaçan sineği öldürmek için tarım ilacı içti

Elazığ’da boğazına kaçan kara sineği öldürmek için tarım ilacı içen çoban zehirlenerek hastaneye kaldırıldı.

Elazığ’ın Sivrice ilçesi Gözeli köyünde ilginç bir olay yaşandı. Köyde yaşayan 65 yaşındaki çoban Aydın Kıyak’ın boğazına sinek kaçtı. Çoban durumu yakınlarına bildirdi. Yakınları, rahatsızlık veren sineği öldürmek için tarım ilacı içmesini tavsiye etti. Tehlikeli öneriyi dikkate alan Kıyak, zehirli toz şeklindeki tarım ilacını su ile karıştırarak yudumladı.

İlacı içtikten sonra rahatsızlanan çoban, şiddetli mide ağrısı ve kusma şikayetiyle Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Zehirlendiği tespit edilen Kıyak’ın midesi yıkandı. Yoğun bakım servisine alınan Kıyak’ın hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.

ABD'de eylemcilere Irak operasyonu gibi müdahale

ABD'nin Missouri eyaletinin St. Louis şehrinde çoğunlukla siyahların yaşadığı bir kasabada, cumartesi gecesi 18 yaşındaki Michael Brown isimli siyah genç, polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Brown’ın ölümünün ardından bölgede olaylar çıktı.

GÜVENLİK GÜÇLERİ NEFES BİLE ALDIRMIYOR
Polis, Ferguson isimli küçük kasabada yoğun biber gazı kullanırken, özel harekat timleri bölgeyi abluka altına aldı.

IRAK'TA BİR OPERASYON DEĞİL
Öte yandan özel harekat timleri ve polisin üzerindeki askeri kamuflaj ve elindeki otomatik silahlar dikkat çekiyor. Uluslararası haber ajanslarının bölgeden servis ettiği fotoğraflar Irak'ta yapılan bir operasyonu andırıyor.

Ferguson'da neler oluyor!
ABD'nin kenarda kalmış sessiz ve sakin mahallelerinden St. Louis'e bağlı küçük bir kasabada polisin 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown'ı öldürmesi ülkeyi ayağa kaldırdı.

Louis Ferguson'da cumartesi gününden bu yana süren olaylar yatışmadı. 20 bin nüfuslu ve siyahilerin hakim olduğu kasabada beyaz bir 'şerif' ve beyaz bir bölge yöneticisi var. Bütün olayların ana kaynağının bu olduğu ifade ediliyor.

POLİS 18 YAŞINDAKİ BROWN'I BÖYLE ÖLDÜRDÜ
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, duran polis arabası bu sırada yürüyen iki genci yanına çağırdı. Polisler arabadan indi. Biri Brown'ın ensesinden tuttu, yere yatmasını istedi ve "seni vuracağım" dedi. Diğer bir görgü tanığı ise Brown'ın kaçmaya çalıştığını ifade etti. İfadesine silahsız olduklarını ve bir şey yapmadıklarını ekledi. Polis memurundan çıkan ateşi gördüm diyerek ise ifadesini tamamladı.

IRAK'A SAVAŞA GİDERMİŞ GİBİ
Cumartesi gününden itibaren ise Ferguson'da, polisin bu cinayeti için protestolar başladı. Bölgeye takviye birlikler sevk edildi. Ayrıca Irak'a savaşa gidermiş gibi teçhizatlı, polis-asker karışımı güvenlik güçlerinin bölgeyi abluka altına aldığı gözlendi.

YOĞUN GAZ VE PLASTİK MERMİ YAĞMURU
Bunun üzerine bölgede adeta kıyamet koptu. Eylemcileri dağıtmak isteyen tam teçhizatlı birlikler yoğun gaz ve plastik mermi kullanınca protestolar çatışmaya döndü.

GAZETECİLER GÖZALTINA ALINDI
Çatışmanın büyümesiyle birlikte yerel bir 'vaka' olan bu olay birden ulusal boyuta ulaştı. Amerika ve dünya medyası bölgeye akın etti. Medyanın bölgeden uzaklaşmasını isteyen polis çok sayıda gazeteciyi gözaltına aldı. Canlı yayınlar sırasında kameralara gaz bombası atıldığı ifade edilirken bu sırada gözaltına alınan muhabirlerin olduğu öğrenildi.

OBAMA'YA KATILDIĞI PARTİDE BRİFİNG
Tatilde olan Başkan Obama, olaylar hakkında ilk bilgiyi katıldığı bir doğum günü partisinde aldı. Başkan'ın ilerleyen saatlerde açıklama yapması bekleniyor.

ABD'li sözcü Harf Feguson'u görmüyor
Türkiye'deki Gezi olayları sırasında gözaltına alınan CNN muhabirine sahip çıkıp Türkiye'yi eleştiren ABD'li sözcü, kendi ülkesindeki olaylara karşı sessiz..

ABD'nin Missouri eyaletinde 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown’ın silahsız olduğu halde polis tarafından vurularak öldürülmesine tepki büyüyor.

ABD POLİSİNDEN SERT MÜDAHALE
Küçük bir kasaba olan Ferguson'da ABD polisi, otomatik silahlar ve zırhlı araçlarla adeta savaşa gidermiş gibi hareket ediyor, eylemcilere karşı gerçek mermi bile kullanıyor.

GEZİ'Yİ ELEŞTİREN SÖZCÜ BU KEZ SESSİZ
ABD'de tüm bu olaylar devam ederken gözler bir anda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf'e çevrildi fakat sarışın sözcü konuyla ilgili "alanım dışı" gerekçesiyle hiçbir açıklama yapmadı. Harf, Türkiye'deki gezi olayları sırasında gözaltına alınan CNN muhabirinin yaptığı haberleri savunmuş, Türkiye'de ise polisin eylemcilere yönelik tutumunu sert bir dille eleştirmişti.

"ALANIM DEĞİL" BAHANESİ
Kendi işi olmamasına rağmen Türkiye'deki eylemleri ve polisin müdahalesini yorumlayan sözcü, bu kez kendi ülkesindeki olaylar için "alanımın dışında kalıyor" diye yorum yapmıyor. CNN muhabirinin Taksim'de gözaltına alındığı gerekçesiyle tepki gösteren Harf'in, ABD polisinin gazetecilere saldırması hakkında tek kelime açıklama yapmaması dikkatlerden kaçmıyor.

beyaz adam çatal dillidir...

18.08.2014 tarihinde 8035'i arayarak 30 TL yükledim. Aynı tarihte 54 TL daha kartımdan çekildiğini fark ettim, şikayette bulundum.  (43999422 nolu şikayet)

Gelen cevapta ses kaydımın dinlenildiği ve işleme onay verdiğim bildirildi. Halbuki kesinle bu doğru değil. Ses kaydını paylaşmıyorlar.

Siz de aynı tuzağa düşmemek için 8035 hattı ile kontör yüklemeyin. İtiraz da işe yaramıyor, tek çare mahkeme yolu.

Meğer benim gibi çok mağdurlar varmış.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

kendimi bildim bileli kontörlü hat kullanmıyorum daleveresi çok

Faturalıda da aynı şey başınıza gelebilir. Yeterki ellerine düşmeyin...

Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği`nin `MEB’den Gelen Son Bilgilere Göre Önümüzdeki Dönem Sağanak Erkeklik Yağacak!` başlıklı açıklama metnidir.
 
Erkekliğin de yağışı oluyormuş; gördük. AKP hükümeti her şeyi dizayn etmeye çalışırken son olarak doğa olaylarına da ayar vermeye kalkmıştır. Her gün yeni bir şaşkınlık içerisinde tanık olduğumuz son derece absürd olaylara bir yenisi de Nurhak`ta bir kadın öğretmene ‘kardan adam` yapmadığı için açılan soruşturma ile gerçekleşmiştir. Yıl 2015, kar yağışının cinsiyetinin erkek olduğunu düşünen bir zihniyetle yönetiliyoruz. Okullarımızda valiler ölümümüze neden olacak kadar onurumuzu çiğnemeye çalışırken kadın öğretmenlere toplumsal cinsiyet rollerine uymadıkları için soruşturma açılıyor. Bu korkunç saldırı, baskı ve sindirme politikası içerisinde onurlu yaşam mücadelesi veren tüm eğitim ve bilim emekçileri bugün birlikte mücadele etmenin yollarını bulmak zorundadır.

Dün kıyafetlerinden dolayı sınıf içerisinde öğretmenleri aşağılamayı kendisine görev bilen valinin yarattığı strese dayanamayan Eğitim Sen üyesi Halil Serkan Öz öğretmenimizin cenazesini kaldırırken Maraş`ın Nurhak ilçesinde yine sendikamız üyesi Çilem Sakine Coşkun öğretmenimiz hakkında ‘kardan kadın` soruşturması başlatılmıştır. Erkek egemen, baskıcı ve otoriter yapının okullarımızı, öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi zapturapt altına alma girişimlerinin son örnekleri olan bu olaylar birbirinden bağımsız değildir. AKP hükümeti ve onun taşeronu MEB her yerde ırkçı, cinsiyetçi ve itaatkâr eğitim sistemi ile bizleri şekillendirmek istemekte, arka bahçesi olarak gördüğü eğitim alanında ayrımcılıklarına her gün bir yenisini eklemektedir.

Eğitim Sen olarak Çilem Sakine öğretmenin; toplumsal cinsiyet algısını değiştirmek amacıyla yaptığı ‘kardan kadın`ı ahlaksızlık gerekçesi olarak görenlere soruyoruz:

· Bir öğretmeni öğrencilerinin ve meslektaşlarının önünde aşağılamak ahlaksızlık değil mi?

· Eğitim sistemini erkek egemen dogmalarla doldurmak, kadınların bilincini, mücadelesini hatta varlıklarını tehdit olarak görmek ahlaksızlık değil mi?

· Kadın öğretmenlere yönelik taciz ve şiddet olaylarına sessiz kalıp sanıkları korumak ahlaksızlık değil mi?

· Kadınlara tek seçenek olarak ‘en az üç çocuk doğur, evinde otur` demek ahlaksızlık değil mi?

Bizler okul bahçesinde yaptıkları ‘kardan kadın` heykelinin önünde öğrencileri ile birlikte fotoğraf çektirdiği için toplum değerlerine aykırı hareket etmekle suçlanan Çilem Sakine öğretmenin arkasında olduğumuzu herkese ilan etmek istiyoruz. Eğer ‘kardan kadın` yapmak ahlaksızlıksa biz bu ahlaksızlığı yapmaya devam edeceğiz. Ne doğa olayları ne de bizlerin öğrencilerimizle birlikte yaptığı kardan heykeller sizin sapık zihniyetinizin bir parçasıdır. Korunmak istenen erkek egemenliğidir. Bizler yaşamını erkek tahakküme karşı mücadele etmekle onurlandıran Eğitim Sen`li kadınlar olarak varlığımızla her yerde sizi tehdit etmeye devam edeceğiz. Bir an önce bu absürd soruşturma geri çekilmeli, Çilem Sakine öğretmenden özür dilenmelidir. Yoksa kardan, yağmurdan değil; sizler gibi etten kemikten olan biz kadınlar; erkek dünyanızı başınıza yıkarız.

Yaşasın Kadın Dayanışması!
Çilem Sakine Öğretmen Yalnız Değildir!

ANKARA MİTİNGİ BASINDA GENİŞ YER BULDU

Türkiye Kamu-Sen'in Ankara'da düzenlediği  "Ek zammımı unutma, İş güvenceme dokunma" mitingi, ülkenin dört bir yanından gelen 50 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Mitingimiz, yazılı ve elektronik basında geniş yer buldu.

İşte basında yer alan haberlerimiz...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Avcı'dan Öğretmen Olayını İnceleyin Talimatı

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Yalova'da kalp krizi sonucu hayatını kaybeden öğretmen Halil Serkan Öz'ün ölümüne neden olduğu ileri sürülen olayın geniş kapsamlı incelenmesi talimatını verdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Yalova'da kalp krizi sonucu hayatını kaybeden öğretmen Halil Serkan Öz'ün ölümüne neden olduğu ileri sürülen olayın geniş kapsamlı incelenmesi talimatını verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Basın Merkezi'nden alınan bilgiye göre, kalp krizi sonucu hayatını kaybeden öğretmen Öz'ün ailesini arayarak üzüntülerini ve taziyelerini ileten Avcı, olayın geniş kapsamlı incelenmesi talimatını verdi.

Öğretmen Öz'ün Yalova Valisi Selim Cebiroğlu tarafından azarlandığı ve buna tepki olarak bazı sendikalarca düzenlenen yürüyüşün ardından kalp krizi geçirerek vefat ettiği iddia edilmişti.

Bu konuyu tekrar canlandırıyorum izninizle...