Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 19 Şub 2010 18:12:18
Kapanış itibariyle döviz fiyatları

İstanbul serbest piyasada, kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1,5230 liraya çıkarken, avronun satış fiyatı 2,0580 liraya geriledi.

Piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,5170 liradan alınan dolar 1,5230 liradan, 2,0510 liradan alınan avro 2,0580 liradan satılıyor.

Serbest piyasada önceki kapanışta 1,5210 lira olan dolar güne 1,5300 liradan, 2,0690 lira olan avro 2,0600 liradan başlamıştı.

Kapalıçarşı'da gün ortası itibarıyla 1,525 TL'den alınan dolar 1,526 TL'den satılırken,
2,059 TL'den alınan Euro'nun satış fiyatı ise 2,060 TL olarak gerçekleşiyor.
Euro/dolar paritesi ise 1,3494 seviyesinde.

ANADOLU AJANSI ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 20 Şub 2010 16:14:25
SGK işsizlerden özür diledi...

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yaptığı açıklamada, işten ayrılan sigortalıların hastene ve eczanelerden provizyon alamamasına sebep olan aksaklığın giderildiğini açıkladı. Ayrıca SGK sorun yaşayan vatandaşlardan da özür diledi.

İşsizlere bir darbe de SGK'dan

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığından yapılan açıklamada, işten ayrılan zorunlu sigortalıların, genel sağlık sigortalısı olma şartlarını taşımaları halinde sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edeceği bildirildi.

Yapılan açıklamada geçtiğimiz günlerdeki iki günlük sorunun teknik bir aksaklıktan kaynaklandığı ifade edilerek, şöyle denildi:

“Provizyon uygulama programı üzerinde yapılan bir teknik çalışma nedeniyle meydana gelen bir eksikliğe bağlı olarak, 16 ve 17 Şubat tarihlerinde bazı sigortalılarımız sağlık provizyonu alamamışlardır. Aksaklığın fark edilmesiyle birlikte provizyon sistemindeki hata düzeltilerek, işinden ayrılan sigortalılarımızın eczane ve hastanelerde sağlık yardımlarından yararlanması 18 Şubat 2010 tarihi itibariyle sağlanmıştır. Bu vesileyle 16 ve 17 Şubat günlerinde provizyon alamayan vatandaşlarımızdan özür dileriz.”

TÜRKİYE SINIRLARINDAKİ HERKES GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINDADIR

Açıklamada, 2006 yılında gerçekleştirilen sosyal güvenlik reformuyla, Türkiye sınırları içinde yaşayan herkesin, herhangi bir sınırlama ve istisna olmaksızın sağlık hizmetlerinden yararlanmasının öngörüldüğü anımsatıldı.

Reformla ülke sınırları içinde yaşayan herkesin genel sağlık sigortalısı sayıldığı ifade edilen açıklamada, “Geçmiş dönemlerde sıradan olaylar haline gelen sağlık hizmet sunucularına gidememe veya rehin kalma uygulamaları ortadan kaldırılmıştır” denildi.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre zorunlu sigortalı olarak çalışanların işten ayrıldıkları tarihten itibaren 10 gün sonra sigortalılık niteliklerinin sona erdiğine değinilen açıklamada, bu durumdaki sigortalıların bir yıl içinde 90 gün primlerinin yatması halinde, 10 günden sonra, genel sağlık sigortalısı olarak prim borcu olup olmadığına bakılmaksızın 90 gün süreyle sağlık yardımlarından yararlandığı kaydedildi.

İşsizlik ödeneğine hak kazanan işten ayrılmış kişilerin işsizlik ödeneği süresince; kamu idarelerine ait mevsimlik işlerde çalışan sigortalıların ise iş akitleri askıda kaldığı süre içinde kısıtlama olmaksızın sağlık yardım hakkı bulunduğu belirtildi.

Açıklamada, “İşten ayrılan zorunlu sigortalılar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 60. maddesinin birinci fıkrası (özellikle c bendi) kapsamında genel sağlık sigortalısı olma şartlarını taşımaları halinde, yine sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edeceklerdir” denildi. Bu şartlardan hiçbirini taşımayan yeşil kart sahibi kişilerin de sağlık hizmetlerinden faydalandığının altı çizildi.

ANADOLU AJANSI ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 20 Şub 2010 16:20:00
Katsayının yerine 'sabit ek puan' geliyor...


Yükseköğretim Kurulu (YÖK), katsayıyla ilgili yeni bir düzenleme yapmaya hazırlanıyor.

Basit bir sistem getirmek istediklerini belirten YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, "Öğrencinin puanı katsayı ile çarpılınca başarılı daha yüksek, başarısız daha düşük puan alıyor. Bunun yerine alanında tercih yapacaklara sabit bir ek puan verilmesi daha doğru. Yani çarpma yerine toplama yapmayı düşünüyoruz." dedi. Katsayının durdurulmasına yaptıkları itirazın Danıştay tarafından sadece bir oy farkla (14'e 15) reddedilmesine de dikkat çeken Özcan, yeni getirecekleri sistemin yargı kararlarına uygun olacağını vurguladı.

Danıştay'ın kararına yaptığı itirazı reddedilen Yükseköğretim Kurulu (YÖK), katsayılarla ilgili yeni bir düzenleme yapmaya hazırlanıyor. Farklı alternatifler üzerinde çalışan YÖK, ortaöğretim başarı puanlarının çarpıldığı katsayıları kaldırıp 'kendi alanında tercih yapacaklara sabit bir puan' vermeyi planlıyor. Bu formülde alanı dışında tercih yapacaklar bu ek puandan yararlanamayacak. Öğrencilerin ortaöğretim başarı puanları ise yüzlük sistemde sınav puanlarına doğrudan eklenecek. Yerleştirme puanı; sınav, ortaöğretim başarı puanı ve sabit ek puanın toplanmasından oluşacak. Bu alternatifin dışında 10 puanlık katsayı farkının 15 puana çıkarılması da formüller arasında yer alıyor. 4 Mart'ta toplanacak YÖK Genel Kurulu, yeni sistemi görüşecek ve bu toplantıda yeni sistemin detaylarını belirleyecek bir komisyon kurulacak. Komisyonun çalışması 18 Mart'taki Genel Kurul'da görüşülüp karara bağlanacak. Sabit ek puanın veya katsayı farkının ne kadar olacağına bu kurulda karar verilecek.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, yeni sistemin detaylarını rektörlüğünü Prof. Dr. İbrahim Özdemir'in yaptığı Gazikent Üniversitesi'nin davetlisi olarak geldiği Gaziantep'te anlattı. Katsayı sisteminin çok karışık olduğunu, bunun yerine 'daha basit bir sistem' getirmek istediklerini ifade eden Özcan, 'puan hesabında herkesin anlayacağı bir sistem oluşturacaklarını' belirtti. Özcan, "Öğrencinin puanı bir katsayı ile çarpılınca başarılı daha yüksek, başarısız daha düşük puan alıyor. Çarpma eşitliği bozuyor. Bunun yerine alanında tercih yapacaklara sabit bir ek puan verilmesi daha doğru. Yani çarpma yerine toplama yapmayı düşünüyoruz." dedi.

Alanlarda bir değişiklik yapılmayacağını ve alanında gitmeyene ek puan verilmeyeceğini kaydeden Özcan, ortaöğretim başarı puanının hesabında ise bir değişiklik yapılmayacağını söyledi. Danıştay'ın ret gerekçesinin henüz kendilerine ulaşmadığını ve ret kararını beklemediklerini belirten Özcan, 'Mahkemeye daha teknik ve tatminkâr bilgi sunduklarını' anlattı. Kararın 'kıl payı' çıkmasına üzülen ve "Keşke bir üyeyi daha ikna edebilseydik?" diyen Özcan, yeni sistemin yargı kararlarına uygun olacağını vurguladı. Özcan, Danıştay'ın alanı içinde ve alanı dışında gidenler arasında fark olmasını istediğini, bu farkı da YÖK olarak '10 puan gibi sabit bir ek puan' ile koyacaklarını ifade etti.

Eski katsayıya dönemeyiz, bütün yetki YÖK'te

Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Ünal Yarımağan, 2010 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sınavının yüzde 99,9 ihtimalle ertelenmeyeceğini açıkladı. ÖSYM Başkanı Yarımağan, 2010 yılı öğrenci seçme ve yerleştirme sınavı ile ilgili son değişiklikleri dün Beykent Üniversitesi Ayazağa Kampüsü'nde düzenlenen toplantıda kamuoyu ile paylaştı. Eski katsayı değerleri 0,8 ve 0,3'ün savunulabilir değerler olmadığını vurgulayan Yarımağan, "Katsayıların düzenlenmesine kesinlikle bir ihtiyaç vardı. Eski katsayı değerleri alan dışı yerleşmeleri neredeyse imkansız hale getiriyordu. Bu nedenle de katsayıların birbirine yaklaştırılması bir ihtiyaçtı. Bu konuda tek yetkili YÖK, biz ÖSYM olarak uygulayıcıyız." dedi.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın yeni formülünün henüz kesinleşmemiş olduğuna değinen Yarımağan, 0,3-0,8 katsayılarına artık dönüş olmayacağının altını çizdi. Yarımağan, "Öğrencilere sınavda katsayı sormayacağız, bu değişiklikler adayların yükseköğrenim programlarına yerleşmelerinde çok etkili olacak bir şey değil." diye konuştu. Öğrencilere bu konuyu düşünmemeleri çağrısında bulunan Yarımağan, en geç, bir ay içerisinde sorunun çözüleceğini ifade etti. Yarımağan, sınav takviminin yüzde 99,9 belirtilen tarihe göre yapılacağını ifade etti ve sınavı ertelemeyi gerektirecek bir durumun olmadığına dikkat çekti.

ZAMAN ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 20 Şub 2010 20:14:07
Öğretmenlerden darağaçlı eylem...

ŞANLIURFA’da, atanamaları yapılmayan öğretmen adayları, işsizlikten kaynaklanan intihar olaylarına dikkat çekmek için kurdukları darağacına astıkları kalemleri yaktı.

Eylemciler, yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen ayakta dimdik durarak mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.

Eğitim fakültelerinden mezun olmalarına rağmen atamaları yapılmayan, ücretli ve sözleşmeli olarak mesleklerini sürdüren öğretmenler, bugün ilginç bir eyleme daha imza attı. Kendilerine; İşsiz ve Güvencesiz Eğitimciler Platformu (EGEP) adını veren öğretmenler, işsizlikten kaynaklanan intihar olaylarına tepki göstermek için darağacına astıkları kalemleri ateşe vererek protesto etti. 20 kadar eylemci, ‘200 bin öğretmen geçicici çalıştırılıyor’, ‘300 bin öğretmen iş bekliyor’, ‘Güvenceli ve kadrolu atama yapılsın’ yazılı pankart açtı.

Eylemci grup adına açıklama yapan Aziz Kaya, son olarak Balıkesir’de ataması yapılmadığı için bunalıma girerek intihar eden Kadir Ağzıbüyük’ün, işsizlikten kaynaklanan 12’inci intihar vakası olduğunu söyledi. Kaya, şunları söyledi:

“Sorumluların içinde oldukları tavırdan dolayı vicdanlarından şüphe ediyoruz. Bizler ataması yapılmayarak geleceği çalınan gençleriz. Hiçbir güvence, sendika, emeklilik, geleceği olmadan çalıştığımızdan evlenemeyen, ayakları üzerinde duramayan gençleriz.”

Protesto gösterisi sırasında sık sık ‘Ücretli köle olmayacağız’ ve ‘Oğluna gemicik, öğretmene işsizlik’ sloganları atıldı

DHA ;)

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 21 Şub 2010 07:05:34
Çankaya Müftülüğü'ne bağlı Rıfat Mualla Şahin Kız Kuran Kursu öğrencilerinden Tuğba Kılıç, 53 günde hıfzını tamamlayarak bir rekora imza attı.

Hafızlık Tespit Sınavını 'Pekiyi' derece ile kazanarak belgesini alan 20 yaşındaki Tuğba Kılıç, bu başarısını önce Allah'ın yardımına sonra Hafızlık çalıştıran hocası Hatice Şahin'in geliştirdiği "Kısa sürede Hafızlık Programı sayesinde başardığını söyledi.

Söz konusu program Hafıza tekniklerinden pedagojiye kadar pek çok alanı içermekte. Tuğba, Çankaya Müftüsü Abdurrahman Binbir tarafından Cumhuriyet altını ile ödüllendirildi.

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 11:12:04
H1N1 ölümcül değilmiş...

TBMM Araştırma Merkezi'nin domuz gribiyle ilgili hazırladığı rapor, gribin sanıldığı kadar ölümcül olmadığını ortaya koydu. Raporda, Sağlık Bakanlığı'nın aşı yapılması gerektiğine dair bilinçlendirme çalışmasına rağmen toplumda tereddütler yaşandığı belirtilerek, "Tereddütlerin temel nedenleri, aşının yan etkilerinin söylenenlerden daha ciddi olabileceği ve küresel ekonomik güçlerin çıkarları doğrultusunda piyasaya sürülmüş olma ihtimalidir. Pandemik grip, kuş gribi, sars vb. gibi hastalıklara yol açan virüslerin laboratuarlarda yapay olarak üretildiğine ve dünya nüfusunu dengelemeye dönük bir girişim olduğuna dair komplo teorileri bu kuşkuları beslemiştir. Toplumun aşı olmayı reddetmesinin bir diğer nedeni ise, domuz gribinin korkulduğu kadar ölümcül olmamasıdır" denildi.

YENİŞAFAK ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 11:13:05
Elazığ'da deprem...

Elazığ'da orta şiddette deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin verilerine göre, saat 06.38'de, Palu ilçesi Gökdere mevki merkezli meydana gelen depremin büyüklüğü 4.3 olarak ölçüldü.

ANADOLU AJANSI ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 12:43:49
KASAPLARIN KIYMADA ''BAHAR ETİ'' VURGUNU...

Son aylarda et fiyatlarının aşırı yükselmesi nedeniyle kıymanın kilogram fiyatı 20 ile 25 lira arasında alıcı buluyor. Bazı kasaplar ise maliyeti düşürmek için kıymada olmadık hilelere başvuruyor.
Bazı kasapların mezbahalardan kilosu 2,5-3 liradan aldıkları ''Bahar Eti''ni kıymada kullanarak fiyatı düşürdükleri bildirildi.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, son aylarda et fiyatlarının aşırı yükselmesi nedeniyle kıymanın kilogram fiyatı 20 ile 25 lira arasında alıcı buluyor.

Fiyatların bu noktaya ulaşması yüzünden birçok dar gelirli vatandaş, daha ucuza satılan hazır kıymalara talep gösteriyor. Birçok kasapta hazır kıymanın kilosu 10 liradan bile alınabiliyor.

BAHAR ETİ NEDİR Kasaplar, bu fiyatı farklı yöntemlerle düşürüyor. Birçok kasap, kıymanın içine sakatat, kafa eti, tavuk eti gibi ürünler katarken bazıları da ''bahar eti'' ile maliyetlerini düşürüyor.

Ciğeri saran ince tabakalı et olan ''bahar eti'', mezbahalarda kilosu 2,5-3 liradan satılıyor. Kanlı ve oldukça kırmızı olan ''bahar eti'', bu özelliğiyle kıymaya istenen ve beklenen rengi verebiliyor.

Hayvanların en kalitesiz bölümü olan ''bahar eti'', kıymada fiyatları büyük ölçüde düşürebiliyor. Öyle ki, birer kilogram kaburgadan alınmış kırmızı et ve bahar eti karşımından elde edilecek kıymanın kilogram maliyeti, 11-12 lira arasında olabiliyor. Buna sakatat ve kafa eti de eklendiğinde maliyet, daha da inebiliyor.
 
Türkiye Kasaplar, Besiciler Et ve Et Ürünleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu Başkan Yardımcısı Muhsin Yıldız, kasapların kemikli kırmızı eti kilosu 16 liradan kestirdiğini söyledi.

Bunun yüzde 25'inin kemiğe ayrıldığını ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:

''Sonuçta kemiksiz dana etinin kilogram maliyeti 20 lira oluyor. Bu şartlar altında en ucuz kıymanın 20 lira olması gerekiyor. Bazı kasaplar, çok daha ucuza hazır kıyma satıyor. Vatandaşları, hazır kıyma almamaları konusunda uyarıyoruz. İçinde ne olduğu bilinmeyen kıymalar, ne kadar ucuza olursa olsun alınmamalıdır. Birçok kasap, çeşitli yöntemlerle kıymanın fiyatını yarı yarıya düşürüyor ve haksız kazanç elde edebiliyor. Bu tür kıymalar, sağlık açısından da büyük risk.''

aman dikkat edelim lütfen...

ANADOLU AJANSI ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 12:54:30
Mayıs ayındaki KPSS kadrolarına kimler başvurabilecek?

Daha önce Devlet Bakanı Hayati Yazıcı tarafından açıklanan takvime göre, 2008 KPSS puanlarına dayalı son yerleştirme, Mayıs ayı içinde yapılacaktır. Bu toplu yerleştirme, son yerleştirme olacak olup, bir sonraki yerleştirme Kasım ayında yapılacak ve sadece 2010 yılı KPSS sınav puanları dikkate alınacaktır.

Öncelikle şu ayrımı bir kez daha belirtmek gereği duyuyoruz. ÖSYM tarafından yürütülen ve KPSS kurallarının uygulandığı yerleştirme işlemleri memur ve 399'a tabi sözleşmeli personel pozisyonlarını kapsamaktadır. 4/B'li yerleştirme işlemleri KPSS Yönetmeliğinin tümüyle uygulandığı bir yerleştirme işlemi değildir. Bir başka deyişle, 4/B'li pozisyonların yer aldığı ve ÖSYM tarafından yürütülen KPSS tercih işlemlerinin, ana KPSS yerleştirme işlemlerinden farklı olduğu bilinmelidir.

KPSS İLE YERLEŞENLER BAŞVURAMAYACAK

2008/4 (14.550 kadro yer aldı), 2009/3 ve 2009/6 KPSS tercih işlemlerinde yerleşenler, atanmış olsun veya olmasın, 2010 yılı Mayıs ayında yapılacak KPSS tercih işlemlerine katılamayacaktır. Belirtilen bu yerleştirme işlemleri dışında kalan ve 4/B'li sözleşmeli personel yerleştirmelerini kapsayan 2009/1, 2009/2, 2009/4, 2009/5, 2009/7 ve 2009/8 KPSS yerleştirmeleri ile bir pozisyona atanan veya atanmayanların, 2010 yılı Mayıs ayında yapılacak yerleştirme işlemlerine katılma hakkı bulunmaktadır.

İŞÇİ OLARAK YERLEŞENLER BAŞVURABİLECEK

İŞKUR aracılığıyla, 2008 KPSS puanına dayalı olarak bir Devlet kadrosuna işçi statüsünde atananların, 2010 yılı Mayıs ayında yapılacak yerleştirme işlemlerine katılma hakkı bulunmaktadır.

İTFAİYERİ ERİ OLANLAR

Bilindiği üzere itfaiye eri alımı, belediyelerin kendi ilanlarına göre yürütülmektedir. İtfaiye eri olanların, ÖSYM'nin merkezi yerleştirmesi ile yerleşmediğinden, 2010 yılı Mayıs ayında yapılacak yerleştirme işlemlerine katılabilecektir.
Ancak itfaiye eri kadrosuna atanmış olanlar 657'e tabi memur olduklarından,
- bir memur kadrosuna yerleşmeye hak kazandığında muvafakat işlemleri ile nakil çerçevesinde;
399'a tabi bir sözleşmeli pozsiyona yerleşmesi halinde ise memuriyetten istifa ederek sözleşmeli pozisyona,
geçebilecektir.

BELEDİYE VEYA İL ÖZEL İDARESİNDEKİ SÖZLEŞMELİLER

Belediyeler 5393'ün 49. maddesine; il özel idareleri ise 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 36.maddesi uyarınca, sözleşmeli personel alabilmektedir. Bu personel alım yönteminde KPSS aranması şart değildir. İşte bu statüde çalışmaya başlayanlar da, 2010 yılı Mayıs ayında yapılacak yerleştirme işlemlerine katılabilecektir. Bir memur veya sözleşmeli pozisyona yerleşmeye hak kazandığında, belediyedeki sözleşmeli görevi bırakıp bu yeni göreve başlayabilecektir.

POMEM İLE POLİS OLANLAR

Emniyet kanununa eklenen kanuni hükümden dolayı, POMEM'deki eğitim sonrasında aday polis memuru olarak atananlar 6 yıl süreyle naklen başka bir kadroya atanamamaktadır. Ancak, POMEM eğitimini tamamlayıp da aday polis memuru olarak atanmış olanların 399'a tabi sözleşmeli pozisyonları tercih etmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Detaylı bilgi için tıklayınız.

POMEM'de eğitim görenler açısından şunu söylemek mümkündür. Gerekli cezai şartları ödemek kaydıyla bu kişilerin KPSS yerleştirmelerine katılıp memur veya sözleşmeli pozisyonları tercih etmelerine engel bir durum bulunmamaktadır.

ASKERİ KURUMLARDA ÇALIŞMAYA BAŞLAYANLAR

Askeri kurumlarda sivil memur olarak çalışmaya başlayanlar, 2010 yılı Mayıs ayı yerleştirme işlemlerine katılabilirler. Ancak sivil memurlar 657'e tabi memur olduklarından,
- bir memur kadrosuna yerleşmeye hak kazandığında muvafakat işlemleri ile nakil çerçevesinde;
399'a tabi bir sözleşmeli pozsiyona yerleşmesi halinde ise memuriyetten istifa ederek sözleşmeli pozisyona,
geçebilecektir.

MEMUR OLANLAR

Hali hazırdaki uygulamada memur olanlar da KPSS'ye girebilmekte ve tercih işlemlerine katılabilmektedir. Ancak, MEB gibi bazı kurumlar, memur olarak çalışanların KPSS puanıyla yapılan yerleştirme işlemlerini atamaya dönüştürmemektedir. Bu işlemlerin iptali için açılan davalar da idare lehine sonuçlanmıştır. Ancak, MEB özelindeki bu duruma rağmen memur olarak çalışanlar da KPSS puanlarıyla yerleştirme işlemlerine katılabilmektedir. Memur olarak çalışanlar,
- bir memur kadrosuna yerleşmeye hak kazandığında muvafakat işlemleri ile nakil çerçevesinde;
399'a tabi bir sözleşmeli pozsiyona yerleşmesi halinde ise memuriyetten istifa ederek sözleşmeli pozisyona,
geçebilecektir.

BASINDAN ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 13:12:31
Samsun Milli Eğitim Müdürü Son Dakikada Eğitimbirsenlilerin Atamasını Yaptı

Samsun MEM Atamaları Neden Münhallerin Duyuruya Çıkmasına 1 gün kala yaptı?

Samsun’da Müdüre Hanım Yönetici münhallarının ilan edilmesine 1 iş günü kala  Eğitimbirsen üyelerini norm kadro fazlası olarak Samsun ilinin en gözde kurumlarına idareci yaptı. Bu idarecilerden biride Samsun İlkadım Eğitimbirsen Temsilcisi İdris AKDİN ve atamasının yapıldığı kurum Samsun öğretmenevi müdür yardımcılığıdır.

Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü 2005 Sınavını kazananlara yaşattığı mağduriyeti 2009 Müdür Yardımcılığı Sınavını kazananlara da bir başka şekilde mi yaşatacak? Samsun MEM, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen atama takvimiyle müdür yardımcısı atamaya fırsat vermeden duyurunun yapılacağı tarih olan 22.02.2010 pazartesi tarihinden bir iş günü önce 19.02.2010 cuma günü Samsun Merkez İlçelerinde münhal bulunan toplam 6 kurumdan 4’üne atama yaparak yine tarihi bir işe imza attı mı? Atama yapılan kurumlar Samsun öğretmenevi, Namık Kemal Lisesi, Ticaret ve Sanayi Odası İlköğretim Okulu ve Recep Tanrıverdi Lisesi gibi gözde kurumlar mı? Bunun yanı sıra, ataması yapılanların tamamı Eğitimbirsen üyesi mi?  Pekala, yönetici atama sınavı neden yapıldı? Bakanlık neden bir atama takvimi yayımladı? Bu atama takviminde bütün illerde eş zamanlı olarak öncelik sınav kazananlara verildi. Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü önceliği neden Eğitimbirsen üyelerine ve yöneticilerine verdi.Ataması yapılan kişilerin aylar öncesinden norm kadro fazlası olmalarına rağmen dilekçelerinin alınması ve atamalarının yapılması neden geciktirildi ve yönetici atama duyurusundan 1 gün önce yapıldı? Bu atamalar ne kadar etik ya da zamanlama ne kadar doğrudur? Bakanlıkça Mayıs ayında yapılması kararlaştırılan ve Samsun’da 45 kişinin atamasının yapılacağı Müdür Başyardımcılığı atamalarından sonra boşalacak Müdür yardımcılığı kadrolarına kim atanacak? Norm fazlası idarecilerimiz, Müdür Başyardımcılığı atamalarından sonra atanamaz mıydı? Veya Yönetmelik gereği Nisan ve Mayıs aylarında yapılacak olan isteğe bağlı yer değiştirmeyle yer değiştirmeleri sağlanamaz mıydı?

Acaba Samsun’da yeni bir dava süreci başlayacak mı? 

Canik Halk Eğitim ve Fahrettin Ulusoy İlköğretim Okulu Müdür Yardımcılıkları münhal gösterilecek mi?  Samsun’da sadece 2009 sınavını kazanan 600’e yakın Müdür Yardımcısı adayının tutumu ne olacak? Samsun Milli Eğitim Müdürlüğüne getirilen Hülya ERTüRK KOç her açıklamasında kariyer ve liyakatten bahsederken yönetici atama takviminden bir gün önce Samsun ilinin en gözde okullarına yapmış olduğu bu atamaları Samsun’da sınav kazanan yaklaşık 600 kişiye nasıl izah edecek. Bu soruların cevabını tabiî ki Samsun İl Milli Eğitim Müdiresi Sayın Hülya ERTüRK KOç verecek ama Samsun ilinde yönetici atama sürecinde yeni davalar arka arkaya gelecek.   

BASINDAN ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 13:28:02
Ders saatleri kısalıyor mu?

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, liselerde ders saatinin 45 dakikadan 40 dakikaya indirilmesini istedi

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, liselerde ders saatinin 45 dakikadan 40 dakikaya indirilmesini istedi. Bu istek eğitimciler arasında tartışma yarattı. Ders saati konusunda eğitim-öğretim daireleri arasında birlik sağlanamadı. Konunun Talim ve Terbiye Kurulu'na götürülmesi benimsendi.

Edindiğimiz bilgilere göre TTK bu konuya olumlu bakmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun da benimsemesi halinde yeni ders süresi gelecek öğretim yılından itibaren geçerli olacak.

BASINDAN ;)

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 21 Şub 2010 16:33:01
Tüketiciler Birliği: İnternet erişim ücretinde de Avrupa’nın bir numarasıyız

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç, benzinde, elektrikte ve doğal gazda olduğu gibi, internet erişim ücretinde de Avrupa’nın en pahalı kullanıcının Türkiye olduğunu öne sürdü.
         Dinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, GSM operatörleri ve bankaların, birbirleriyle girdikleri rekabetin de etkisiyle tüketiciyi yanıltıcı reklamlar ve tanıtımlar yapabildiklerini iddia etti.
         “Bankalar ve GSM operatörleri, tüketici yanıltıcı reklamlar nedeniyle Rekabet Kurumu’ndan sürekli ceza yiyorlar” diyen Dinç, ancak bu cezalardan maalesef vatandaşın yeterince haberdar olmadığını belirtti.
         İletişim firmalarının ve bankaların tüketiciyi yanıltmaya yönelik yöntemlerinin artık fark edilmeye başlandığını, bunun bile tüketici bilinçlenmesi açısından sevindirici olduğunu vurgulayan Dinç, şunları kaydetti:
         “İletişim firmaları, işletim maliyetlerini zaten ödedikleri görüşme boşluklarını, ’gece tümüyle ücretsiz konuşun’ gibi kampanyalar düzenleyerek doldurup, vatandaşa konuşma alışkanlığı kazandırıyor. Oysa bu kampanyaların bir sona eriş tarihi var. Kampanya bangır bangır duyuruluyor ancak, ’kampanyamız bitti, görüşmelerimizde dikkatli olun’ denmiyor.
         Bir kampanyaya başladığınızda belli bir süre cazip olanaklar sunuluyor, şartlar değişip aynı operatörün daha cazip bir başka kampanyasından yararlanmak istediğinizde sizden hatırı sayılır bir fark alınıyor. Bankaların en sık başvurdukları kurnazlık yöntemi ise reklamlarda faiz oranlarını söyleyip, masraf adı altında para alınan çok yüksek miktardaki parayı hiç telaffuz etmemeleri...”

İNTERNET ÜCRETLERİ
         Ayrıca, internet erişim ücretlerin de halen çok pahalı olduğunu savunan Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü:
         “Avrupa’da 29 liraya 10 gigabayt (gb) ya da sınırsız internet aboneliği var. Cep telefonu operatörleri, uzun bir zaman içinde çıkarmaları gereken 3G yatırım harcamalarını bir an önce tahsil edip kar durumuna geçmek için internet erişim ücretlerini çok yüksek tutuyor.
         Düşünün, sadece 100 megabayt (mb) cepten interneti, hem de paket satış olarak 10 liraya veriyorlar. Benzinde, elektrikte ve doğal gazda olduğu gibi, internet erişim ücretinde de Avrupa’nın bir numarasıyız. Çünkü hiç bir ülkede internet erişiminden yüzde 66 vergi alınmıyor. Cepten ya da sabit internetten ödediğimiz 3 liranın 2’si vergiye gidiyor.”
         Dinç, “tüketiciyi yanıltıcı uygulamalarda ısrar eden firmalara, bu hatadan bir an önce dönmeleri” çağrısında bulundu.

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 21 Şub 2010 16:42:33
HIRSIZDAN KAHREDEN NOT:

Eskişehir'de bir evden 5 bin lira değerinde ziynet eşyası çalıp iki gün sonra aynı evin kapısının önüne altınları bırakan hırsızın koyduğu not ev sahibini de duygulandırdı.

Polise başvuran Gürkan Keser, Şarhöyük Mahallesi'ndeki evine kimse yokken giren henüz kimliği belirlenemeyen bir kişinin 5 bin lira değerinde ziynet eşyasını çaldığını bildirdi.

Emniyet güçleri, olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, Gürkan Keser, iki gün sonra kapının tokmağına asılı bir poşet buldu. Poşeti kontrol eden Keser, çalınan ziynet eşyası ile bir not buldu.

"KANSER HASTASI KIZIM İÇİN..."

Ev sahibi Keser, üzerinde “Kanser hastası 1,5 yaşındaki kızımın tedavisi için hırsızlık yapmak zorunda kaldım. Başka çarem yoktu. Aldığım altınlardan sizin de kızınız olduğunu anladım. İhtiyacım kadar olan 5 yüzüğü aldım, geri kalanını iade ediyorum. Çok üzgünüm, beni affedin” yazan notu okuyunca duygulandı.
Evli ve bir kız babası Gürkan Keser, olayı polislere bildirdi. Emniyet güçleri, soruşturmayı sürdürüyor.

BASINDAN ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 22 Şub 2010 16:22:15
Otoda çocuk koltuğu 1 Haziran’da zorunlu..

1 Haziran’dan itibaren çocuk koltuğu zorunlu hale gelirken, kazalarda çocuk ölümü yüzde 40'ı buluyor. Çocukların % 80'i oto koltuğunda seyahat etmiyor

Otostar

Belma Toprak

Türkiye her yıl 5 bine yakın insanını trafik kazalarına kurban veriyor. Buna takibi yapılmayan yaralanma sonrası ölümler de eklendiğinde rakam iki katına çıkarak ürkütücü bir boyuta ulaşıyor. Çocuklar ise trafik kazalarından en fazla etkilenen kesimi oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre Türkiye, trafik kazalarında ölen 0-14 yaş grubu sıralamasında 5'inci sırada bulunuyor. Araçlarda çocuk koltuğunu zorunlu tutan Avrupa'da kazalarda çocuk ölümü yüzde 2 iken, bizde ise yüzde 40'ları buluyor.

BOY 150 CM, KİLO 36

Türkiye'de araç içinde çocukların yüzde 80'inin seyahat güvenliği sağlanmıyor. Kazaya bağlı ölümlerde 0-9 yaş arasındaki çocukların yüzde 46'sı oto koltuğu kullanılmaması sebebiyle yaşamını yitiriyor. Bu rakamlar ailelerin, bu konuda daha hassas davranmaları gerektiğini bir kez daha kanıtlarken, oto koltuğu kullanım zorunluluğu 1 Haziran’da yürürlüğe giriyor. Buna göre araçlarda 150 cm'den kısa ve 36 kg'nin altındaki çocukların taşınması sırasında çocuk bağlama sistemleri zorunlu olacak. 135 cm'den uzun çocuklar ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilecek. Uygulama yürürlüğe girmeden önce e-bebek'in yaptırdığı bir araştırma düşündürücü sonuçlar ortaya koydu. Araştırmaya göre, Türkiye'de oto koltuğuna oturtulması gereken çocukların yüzde 80'den fazlası oto koltuğunda seyahat etmiyor. Aileler, çocukların yaklaşık yüzde 30'unun aracın ön koltuğuna oturmasına izin veriyor.

Kullanım kriterleri bilinmiyor

e-bebek’in 16 ilde 15 yaş üstü 1.554 katılımcıyla gerçekleştirdiği araştırmada, çocukların kaç yaşına kadar oto koltuğuna oturtulmaları gerektiğini bilmeyenlerin oranı yüzde 64.4 iken, katılımcıların yüzde 96.5'i ise kaç cm boy ve kilonun altındaki çocukların oto koltuğuna oturtulması gerektiği ile ilgili soruya 'bilmiyorum/ fikrim yok' yanıtını verdi.

20 km hızda bile risk var

Son yıllarda Türkiye'de araçlarda çocuk koltuğu kullanımı yaygınlaştı. Ancak hâlâ ABD ve Avrupa’daki kadar değil. Birçok aile, çocukların anne kucağında yolculuk etmesini ya da arka koltukta oturmasını yeterli görüyor. En kötüsü de seyir halindeki birçok otomobilde ön koltukta bir çocuğa sıklıkla rastlanıyor. Bu da çocukları kazaların açık hedefi haline getiriyor. Saatte 20 km hızla giderken bile meydana gelebilecek kazalarda çocuklar ölümlü yaralanmalara maruz kalabiliyor. Çocuk koltuğunun doğru kullanılması ile çocuk ölümlerinin yüzde 71 azaldığı ifade ediliyor.

STAR ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.905
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 23 Şub 2010 06:29:33
Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği İle İlgili Görüş Yazısı

22 Şubat 2010 22:25

Millî Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığının Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği ile ilgili görüş yazısına göre;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ek 32. maddesinde, “Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup, fiilen öğretmenlik yapanlara (İlköğretim okul müdürleri ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzmanı yardımcıları dâhil, ilköğretim müfettişleri hariç) her öğretim yılında bir defaya mahsus olmak üzere öğretim yılının bağladığı ay içinde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek tarihte ve Bakanlar Kurulunca belirlenecek miktarda öğrenim yılına hazırlık ödeneği ödenir.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan. 5944 sayılı 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli “K” Cetvelinin “VI. Diğer Ödemeler” başlıklı 6. sırasındaki; “657 sayılı Kanunun ek 32. maddesi uyarınca verilecek öğretim yılına hazırlık ödeneği Bakanlar Kurulu kararı aranmaksızın 540 Türk Lirası olarak ödenir. Bu ödeme; öğretim yılının başladığı aydan sonra ve birinci dönem ders yılının sonundan önce göreve başlayanlara %75 7, birinci dönem ders yılından sonra ve ikinci dönem ders yılının sona ermesinden önce göreve başlayanlara ise %50'si oranında yapılır.” hükmü; 31.12.2009 tarihli ve 27449 sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.01.2010 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.

Bu kapsamda; söz konusu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi ve Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 12.02.2010 tarihli ve 1944 sayılı görüş yazısına istinaden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kadrolu çalışan öğretmenler ile aynı Kanunun 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli olarak çalışan öğretmenlere;

1-Öğretim yılının başladığı aydan sonraki aylarda (30 Eylül 2009'dan sonra) ve birinci dönem ders yılının sonundan önce (01.10.2009 ile 05.02.2010 tarihleri arasında) açıktan öğretmenlik görevine atananlar ile askerlik görevi dönüşü ve ücretsiz izin sonrasında öğretmenlik görevine fiilen başlayanlara %75’i oranında öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ödenmesi gerekmektedir.

2-Birinci dönem ders yılından sonra ve ikinci dönem ders yılının sona ermesinden önceki bir tarihte açıktan öğretmenlik görevine atananlar ile askerlik görevi dönüşü ve ücretsiz izin sonrasında öğretmenlik görevine fiilen başlayanlara %50'si oranında öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ödenmesi gerekmektedir.

Strateji Geliştirme Başkanlığının bu görüş yazısındaki “açıktan öğretmenlik görevine atananlar” ibaresinden ilk defa öğretmenlik görevine atanlar da anlaşılmalıdır.

BASINDAN ;)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK