2014 Alan Değişikliği Mağdurları..

Eğer Gelirse İleteceğim İnşallah.

hocam eğer bizzat tanışıklığınız varsa iletin o mektubu.yani bürokraside tanıdığı olan varsa bizim durumu bildirsin.

Arkadaşlar Kamudanhaber Eğitim Bir Sene Yakın Bir Sitedir. Sendikalar Mebe Alan Değişikliği İle İlgili Talepte Bulunmuşlar. Fakat Yetkili Sendikayı Aradığımızda Elimizde Bir Şey Gelmiyor Diyorlar. Bireysel Olarak Dava Açabilirsiniz Diyorlar. Sanki Biz Bilmiyoruz Bireysel  dava Açabileceğimizi. Ya Kardeşim Elinden Bir Şey Gelmiyorsa Sen Niye Yetkili Sendikasın. Öğretmenlerin Yetkisi Sende Değil Mi. Göreceksiniz Eğitim Bir Göz Göre Göre Yönetmeliğe Aykırı Olan Bu Açıklamaya(klavuzu) Dava Etmeyecektir. Bu Danışıklı Dövüştür

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
 ironik hocamızın bu  mektubunu üzerinde değişikler yaparak haber sitelerine, millet vekillerine , komisyonlara, sendikalara gönderelim. Aşağıdaki linkte bazı komisyon ve sendikaların fax no ları var

fax adresleri burada var

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

yetkili sendika davarınızı bireysel açın diyecek yolluk olayında başıma geldi

davalarınızı demek istedim

Bu dersten kurtulmanin 99 yolu diye kitap yazacağım. Bıktım derse girip 40 dk boyunca 40 defa saate bakmaktan.allah kimseye sevmedigi isi yaptirmasin

  yalnız değilmişim

Sabır arkadaşlar bu birliteliğimizi devam ettirelim.dershane öğretmenlerini almadan bizim girmemiz lazım

Twtr da sadece aydogdu ya degil başka kşşlerde yazalım.dava konusunu ptesi avukatlarla görüşelim

Twtr da sadece aydogdu ya degil başka kşşlerde yazalım.dava konusunu ptesi avukatlarla görüşelim

Hocam, diğer çabalar da gerekli ama bu saatten sonra hukukî calismalarimiza ve bilgi paylasimina ağırlık verelim.

bimer e 147 ye talebimi ilettim,cumhurbaşkanına da yazabilir miyiz,yani bir anlamı var mı

hocam linki eksik kopyalamışsınız faks adresleri burada
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

fax adresleri burada var

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Arkadaşlar EBSyi aradım dün. Bakanlıga itiraz dilekcemiz verilecek dediler.

Yazı isteyen arkadaşlar için şöyle bir yazı var. ilerseniz biraz hafifletebilirsiniz.
"Alan değişikliği şimdiye kadar rutin bir şekilde yapılmaktaydı. Hatta öyle ki sürekli her konuda bir şeyleri değiştiren milli eğitim alan değişikliğine dokunmuyor, atama ve yer değiştirme yönetmeliğine uygun bir şekilde bunu gerçekleştiriyordu. aslında bir anlamda gerçekleşmesi de zorunluydu çünkü onbinlerce fizik, kimya, biyoloji, motor, sağlık gibi bölümlerin mezunları hiçbir eğitimden geçirilmeden sınıf öğretmenliği yapmaktaydılar ve bu arkadaşlar zamanla asıl alanlarına dönmeleri gerekiyordu.
2012 yılında ise 4+4+4 sistemiyle birlikte 5. sınıflar ortaokul bölümüne devredildi ve sınıf öğretmenlerinin %20 si norm fazlası durumuna düştü. Bu sorunu aşmak için Ömer Dİnçer yönetimindeki MEB yan alan uygulaması ile alan değişikliğini farklı bir boyuta taşıdı ve norm fazlası sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmeye zorladı.
Sonraki yıllarda ise yan alan tekrar edilmedi fakat bir tartışma olarak sürekli gündemde kaldı. Bu yıl ise Haziran ayında olması beklenen rutin alan değişikliği yıl başında bizzat müsteşar Yusuf Tekin tarafından "kesinlikle sarkmayacak" denilen atama takviminin sarkmasından dolayı bi türlü yapılamadı. İKGM ve İKGM Müdürü Hamza Aydoğdu gerek telefonla gerekse twitter üzerinden alan değişikliğinin rutin olacağını asıl alana dönüş, 2. unv gibi alan değişikliğini de kapsayacağını ve sertfika sahiplerine de bu hakkın verileceğini söyledi. Bunun üzerine öğretmenler kendilerini bu duruma göre ayarladılar. Bir çoğu ya ildışı tercihi yapmadı ya da riske girip yapanlar ev tutmadı. nasıl olsa kısa bir süre içerisinde alan değişikliği açıklanacaktı ve öğretmenler yeni okullarına yakın bir eve taşınabileceklerdi. Ama MEB yine verdiği sözü tutmadı. Hamza Bey'in telaffuz ettiği "ilk atamadan sonra sözünün üstünden aylar geçmesine karşın her gün sendikalardan yapılan açıklamalar alan değişikliğinin bırakın yapılma tarhini kapsamının bile net olmadığını ve bakanlığın alan değişimi taraftarı olmadığını ortaya koyuyordu.
Oysa pedagojik açıdan bakıldığında bu zorunlu ve de faydalı bir durumdu. özellikle asıl alana dönüşün mevcut durumdan her halükarda iyi olacağı kesindi. 2. universite ve yüksek lisans hatta doktoraya bağlı alan değişikliğinin ise daha donanımlı, farklı disiplinlerarası düşünebilen öğretmen tipini teşvik edeceği kesindi. Zaten başta Finlandiya olmak üzere eğitim sistemi ile isim yapmış ülkelerde öğretmenlerin bu tür faaliyetlere teşvik edildiği hatta yüksek lisans veya 2. universite okumayan öğretmenin neredeyse yok denilecek kadar az olduğu bilinmekteydi.
Ardından İKGM genel müdürü Hamza Aydoğdu'dan gelen retweet herkesi şaşırttı. Twitte "atanamayan öğretmenler ekmek derdinde alan değiştirenler ise köfte derdinde" açıkalması vardı. Bu bakış açısı eğitime ve öğretmen politikalarına yön veren kurumun kendini geliştiren, okuyan öğretmene bakış açısını yansıtmaktaydı. Üstüne üstlük sayın Aydoğdu bu konudaki tepkilere "Şükretmeyi bilin" cevabı vererek bırakın yanlış anlaşıldım demeyi okuyan öğretmenleri şükürsüzlükle suçladı.
Bütün bunlardan sonra gelinen noktada ise artık alan değişikliğinin bu yıl son defa sadeece sertifika dahilinde yapılacağı ve bundan sonra bir daha alan değişikliği yapılmayacağı yönünde oldu. İlginçtir ki en başında Hamza Aydoğdu'nun Özel Eğitim Derneği başkanı ile yaptığı bir görüşme çeşitli internet sitelerine haber olmuştu ve o haberde bu yıl alan değişikliği son defa olacak denilmişti.
Bizler eğitime kendini adamış belki 35-40 yaşında eğitim için 2. hatta 3. universite okuyan , yüksek lisans yapmış ya da asıl eğitim gördüğü alanda çalışmak isteyen öğretmenler olarak MEB'in bu konuda öğretmenleri daha fazla bekletmemesi, öğretemenlere en azından saygısından bir açıklama yaparak bu tartışmalara son vermesi için açıklamaya yapmaya davet ediyoruz. Bu yüzden başta MEB ve ilgili birimleri olmak üzere Başbakanlık ve farklı eğitim komisyonlarına faks çekerek şunları soracağız:

1- Öğretmenlerin üniversitelerde eğitimini aldıkları asıl alanlarında çalışmasının ne gibi sakıncaları vardır, alan değişikliği ile herkesin kendi alanında çalışması fayda mı getirmektedir zarar mı?
2- 540 saatlik sertifikaya alan değişikliği hakkı verilmesi ciddi bir mağduriyeti gidermektedir fakat bunun yanında 4 yıllık üniversite bitiren ya da yüksek lisans yapan bir öğretmene bu hakkın tanınmaması planlanmaktadır sizce bu durumun izahı var mıdır?
3-Eğitim kalitesi açısından belirli bir düzeye gelmiş ülkelerde öğretmen eğitimleri çok önemlidir ve öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri için bir çok olanak sağlanmaktadır. Hatta bu yüzdendir ki bir çok kültürel ve eğitici etkinlikler, müze ve sergiler, özel kütüphaneler öğretmenler için ücretsiz ya da indirimlidir. Fakat MEB bakanlığı kendini geliştiren 2. universite okuyan Yüksek Lisans yapan öğretmen alan değişikliği söz konusu olduğunda adeta suçlanmakta ve kendini geliştirmesine yetkili merciler tarafından "şükürsüzlük" gözüyle bakılmakta ve bu açıkça ifade edilmektedir. Bu anlayışla disiplinlerarası çalışabilecek, kendini geliştirmeye ve öğrenmeye açık öğretmen kadrosu pasifize edilmektedir. Bu anlayış eğitimi geliştirebilecek bir anlayış mıdır? Destek olunması gerekirken önüne engel çıkartılmasının sebebi nedir?

4- Yine farklı sendikalardan alınan bilgilere göre bu yıldan sonra alan değişikliğinin bir daha yapılmayacağı söylenmektedir. Bunun altındaki sebep ise atanamayan öğretmenlerin ve kimi özel eğitim derneklerinin tepkisidir. Peki KPSS ve ÖABT'nin memurluk sınavı olduğunu öğretmenliğin üniversite diplomasıyla kazanılmış bir hak olduğunu bilmeyen bu arkadaşların eğitime bu kadar açık müdahale edebilmesi ve devlet eğitimin en büyük bileşeni olanöğretmenlerin isteklerinin bu kadar göz ardı edilmesi normal midir? Eğitim yükü bizlerin omzunda duruyorken neden MEB bu tür şeylere itibar etmektedir?
5- Haziran ayından beri 10 yıldır rutin olarak süren alan değişikliğini bekleyen öğretmenlere bunca mail, haber, twit, telefon, faksa rağmen zahmet edip bir tek açıklamayı çok gören İKGM neden "rutin olacak ve ilk atamadan sonra olacak" sözünü tutmamakta ve öğretmenlerini ciddiye alıp onlara iki satırlık açıklama yapmamaktadır.
"

özellikle şu sorular önemli
"Alan değişikliği şimdiye kadar rutin bir şekilde yapılmaktaydı. Hatta öyle ki sürekli her konuda bir şeyleri değiştiren milli eğitim alan değişikliğine dokunmuyor, atama ve yer değiştirme yönetmeliğine uygun bir şekilde bunu gerçekleştiriyordu. aslında bir anlamda gerçekleşmesi de zorunluydu çünkü onbinlerce fizik, kimya, biyoloji, motor, sağlık gibi bölümlerin mezunları hiçbir eğitimden geçirilmeden sınıf öğretmenliği yapmaktaydılar ve bu arkadaşlar zamanla asıl alanlarına dönmeleri gerekiyordu.
2012 yılında ise 4+4+4 sistemiyle birlikte 5. sınıflar ortaokul bölümüne devredildi ve sınıf öğretmenlerinin %20 si norm fazlası durumuna düştü. Bu sorunu aşmak için Ömer Dİnçer yönetimindeki MEB yan alan uygulaması ile alan değişikliğini farklı bir boyuta taşıdı ve norm fazlası sınıf öğretmenlerinin alan değiştirmeye zorladı.
Sonraki yıllarda ise yan alan tekrar edilmedi fakat bir tartışma olarak sürekli gündemde kaldı. Bu yıl ise Haziran ayında olması beklenen rutin alan değişikliği yıl başında bizzat müsteşar Yusuf Tekin tarafından "kesinlikle sarkmayacak" denilen atama takviminin sarkmasından dolayı bi türlü yapılamadı. İKGM ve İKGM Müdürü Hamza Aydoğdu gerek telefonla gerekse twitter üzerinden alan değişikliğinin rutin olacağını asıl alana dönüş, 2. unv gibi alan değişikliğini de kapsayacağını ve sertfika sahiplerine de bu hakkın verileceğini söyledi. Bunun üzerine öğretmenler kendilerini bu duruma göre ayarladılar. Bir çoğu ya ildışı tercihi yapmadı ya da riske girip yapanlar ev tutmadı. nasıl olsa kısa bir süre içerisinde alan değişikliği açıklanacaktı ve öğretmenler yeni okullarına yakın bir eve taşınabileceklerdi. Ama MEB yine verdiği sözü tutmadı. Hamza Bey'in telaffuz ettiği "ilk atamadan sonra sözünün üstünden aylar geçmesine karşın her gün sendikalardan yapılan açıklamalar alan değişikliğinin bırakın yapılma tarhini kapsamının bile net olmadığını ve bakanlığın alan değişimi taraftarı olmadığını ortaya koyuyordu.
Oysa pedagojik açıdan bakıldığında bu zorunlu ve de faydalı bir durumdu. özellikle asıl alana dönüşün mevcut durumdan her halükarda iyi olacağı kesindi. 2. universite ve yüksek lisans hatta doktoraya bağlı alan değişikliğinin ise daha donanımlı, farklı disiplinlerarası düşünebilen öğretmen tipini teşvik edeceği kesindi. Zaten başta Finlandiya olmak üzere eğitim sistemi ile isim yapmış ülkelerde öğretmenlerin bu tür faaliyetlere teşvik edildiği hatta yüksek lisans veya 2. universite okumayan öğretmenin neredeyse yok denilecek kadar az olduğu bilinmekteydi.
Ardından İKGM genel müdürü Hamza Aydoğdu'dan gelen retweet herkesi şaşırttı. Twitte "atanamayan öğretmenler ekmek derdinde alan değiştirenler ise köfte derdinde" açıkalması vardı. Bu bakış açısı eğitime ve öğretmen politikalarına yön veren kurumun kendini geliştiren, okuyan öğretmene bakış açısını yansıtmaktaydı. Üstüne üstlük sayın Aydoğdu bu konudaki tepkilere "Şükretmeyi bilin" cevabı vererek bırakın yanlış anlaşıldım demeyi okuyan öğretmenleri şükürsüzlükle suçladı.
Bütün bunlardan sonra gelinen noktada ise artık alan değişikliğinin bu yıl son defa sadeece sertifika dahilinde yapılacağı ve bundan sonra bir daha alan değişikliği yapılmayacağı yönünde oldu. İlginçtir ki en başında Hamza Aydoğdu'nun Özel Eğitim Derneği başkanı ile yaptığı bir görüşme çeşitli internet sitelerine haber olmuştu ve o haberde bu yıl alan değişikliği son defa olacak denilmişti.
Bizler eğitime kendini adamış belki 35-40 yaşında eğitim için 2. hatta 3. universite okuyan , yüksek lisans yapmış ya da asıl eğitim gördüğü alanda çalışmak isteyen öğretmenler olarak MEB'in bu konuda öğretmenleri daha fazla bekletmemesi, öğretemenlere en azından saygısından bir açıklama yaparak bu tartışmalara son vermesi için açıklamaya yapmaya davet ediyoruz. Bu yüzden başta MEB ve ilgili birimleri olmak üzere Başbakanlık ve farklı eğitim komisyonlarına faks çekerek şunları soracağız:

1- Öğretmenlerin üniversitelerde eğitimini aldıkları asıl alanlarında çalışmasının ne gibi sakıncaları vardır, alan değişikliği ile herkesin kendi alanında çalışması fayda mı getirmektedir zarar mı?
2- 540 saatlik sertifikaya alan değişikliği hakkı verilmesi ciddi bir mağduriyeti gidermektedir fakat bunun yanında 4 yıllık üniversite bitiren ya da yüksek lisans yapan bir öğretmene bu hakkın tanınmaması planlanmaktadır sizce bu durumun izahı var mıdır?
3-Eğitim kalitesi açısından belirli bir düzeye gelmiş ülkelerde öğretmen eğitimleri çok önemlidir ve öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri için bir çok olanak sağlanmaktadır. Hatta bu yüzdendir ki bir çok kültürel ve eğitici etkinlikler, müze ve sergiler, özel kütüphaneler öğretmenler için ücretsiz ya da indirimlidir. Fakat MEB bakanlığı kendini geliştiren 2. universite okuyan Yüksek Lisans yapan öğretmen alan değişikliği söz konusu olduğunda adeta suçlanmakta ve kendini geliştirmesine yetkili merciler tarafından "şükürsüzlük" gözüyle bakılmakta ve bu açıkça ifade edilmektedir. Bu anlayışla disiplinlerarası çalışabilecek, kendini geliştirmeye ve öğrenmeye açık öğretmen kadrosu pasifize edilmektedir. Bu anlayış eğitimi geliştirebilecek bir anlayış mıdır? Destek olunması gerekirken önüne engel çıkartılmasının sebebi nedir?

4- Yine farklı sendikalardan alınan bilgilere göre bu yıldan sonra alan değişikliğinin bir daha yapılmayacağı söylenmektedir. Bunun altındaki sebep ise atanamayan öğretmenlerin ve kimi özel eğitim derneklerinin tepkisidir. Peki KPSS ve ÖABT'nin memurluk sınavı olduğunu öğretmenliğin üniversite diplomasıyla kazanılmış bir hak olduğunu bilmeyen bu arkadaşların eğitime bu kadar açık müdahale edebilmesi ve devlet eğitimin en büyük bileşeni olanöğretmenlerin isteklerinin bu kadar göz ardı edilmesi normal midir? Eğitim yükü bizlerin omzunda duruyorken neden MEB bu tür şeylere itibar etmektedir?
5- Haziran ayından beri 10 yıldır rutin olarak süren alan değişikliğini bekleyen öğretmenlere bunca mail, haber, twit, telefon, faksa rağmen zahmet edip bir tek açıklamayı çok gören İKGM neden "rutin olacak ve ilk atamadan sonra olacak" sözünü tutmamakta ve öğretmenlerini ciddiye alıp onlara iki satırlık açıklama yapmamaktadır.
"