Bu skeci 29 Ekim de yaptım.Çok hoş oldu.Hep güldürecek degiliz ya.Biraz da düşündürelim.Gerçi bizim oyunumuzun sonunda da çok güldüler.Öğrencim dıştan gelen etkilere ancak son kelimeye kadar dayanabildi.Öyle olunca da milleti ağlatacagına güldürdü.
SKEÇ-8: MİLLET MALI
KOMUTAN : Hey, durun bakalım.
GELİN : Buyur kumandan.
KOMUTAN : Ne yapıyorsunuz burada?
GELİN : Cepheye, Türk ordusuna cephane taşıyoruz..
KOMUTAN : Allah emeğinizi zayi etmesin bacım, sizin hakkınızı bu millet nasıl öder?
GELİN : Şu düşmanı yurdumuzdan bir atalım da kumandan,boş ver sen bizim hakkımızı..
KOMUTAN : İnşallah bacım, bu düşmanın hepsini atacağız yurttan. Söyle bakalım, sen kaç yaşındasın?
GELİN : Şeeey, 18 yaşındayım.
KOMUTAN : Allah´ım, görüyorsun, genciyle yaşlısıyla, çocuğuyla kadınıyla hepimiz seferber olduk. Sen bizi muzaffer kıl..
GELİN : Amiiin..
KOMUTAN : Bacım, bu yaşlı teyze kim?
GELİN : O benim ninem. Oğlunun biri savaşta şehit oldu.
KOMUTAN : Peki şu oturan delikanlı niye bize hiç bakmıyor?
ANA : O benim oğlum evladım. Abisi savaşta şehit oldu.
KOMUTAN : Niye bize ilgi göstermiyor, yoksa bizi küçük mü görüyor?
ANA : Estağfurullah evladım, olur mu öyle şey?
KOMUTAN : Peki niye ayağa kalkmıyor da öyle gururla kurulmuş oturuyor...
ANA : Gururundan değil evladım, o da abisi gibi savaşa gitmişti, ama bir bacağını kaybetti cephede.. Ayağı iyileşir iyileşmez hemen tekrar cepheye gidip savaşmak istedi.Ama almadılar onu askere "bir bacağı takma" diyerek... KOMUTAN :Yaaaa....
ANA : Şu 18 yaşında olduğunu söyleyen taze gelin ve kucağındaki bebek de onun...
KOMUTAN : Niye konuşmuyor, dilsiz mi yoksa?
ANA : Hayır dilsiz değil. Kunuşabilyor. Ama vatanımız düşman işgalindeyken askere alınmamak ona öyle ağır geldi ki o gün bu gündür tek kelime etmedi kimseye...
KOMUTAN : Dur bakalım nine. Bir konuşalım bu Anadolu aslanıyla.
ANA : Boşuna yorma kendini evladım. Selamını bile almaz kimsenin.
KOMUTAN : Delikanlı, duyduğuma göre savaşta bir bacağını vatan uğruna vermişsin. Adın ne senin?
DELİKANLI :
KOMUTAN : Bu ne haldir bre...! Sen ne biçim askersin ki, karşında bir Türk komutanı var ve sen kılını dahi kıpırdatmadan oturuyorsun. Kalk ayağa !
DELİKANLI :
KOMUTAN : Bak yiğidim. Acını anlıyorum. Hangi Türk istemez ki bu zor zamanda cephede olmayı? Hangi Anadolu delikanlısı düşmana karşı şehitlik sevdasıyla coşmasın? Seni anlıyorum. Haklısın. Üzülmekte haklısın. Ama
yanıldığın bir şey var. ASLAN YARALI DA OLSA ASLANDIR... Bu topal halinle hiçbir işe yaramadığını sanıyorsun. Yanılıyorsun. Koşamasan da ata binebilirsin. Haydi kalk. Cepheye gidiyoruz.
DELİKANLI : Doğru mu? Bu söylediklerin doğru mu kumandanım? Sahiden beni yeniden cepheye götürecek misin? KOMUTAN : Evet, sana, senin gibi bir kahramana çok ihtiyacımız olacak.
DELİKANLI : Bu topal halimle mi?
KOMUTAN : Bir ayağın yok ama kanatların var ya... Bu yiğidi ata bindirin. Benim tüfeğimi de verin eline. Toparlanın gidiyoruz. Sağlıcakla kalın nine.
DELİKANLI : Şükürler olsun... Allah´ım sana şükürler olsun. Ana , ana kal sağlıcakla. Sen., sen de yavruma iyi bak köylü kızı. Ona babasının ve amcasının nasıl bir asker olduğunu anlat birgün... Sen de hakkını helal et. Ben artık komutanımla gidiyorum.
ANA : Uğurlar osun evladım....
GELİN : Gittiler ana. Haydi biz de yola koyulalım.
ANA : Doğru, yola koyulalım artık. Ama bu bulutlar da ne! Kızım yağmur yağacak. Cephaneler ıslanacak şimdi. Ne yapacağız? Yanımızda bir örtü de yok...
GELİN : Dur nine!
ANA : Kızım ne yapıyorsun? Bebeğin üstündeki örtüyü niye çıkarıyorsun? Hava soğuk! Üşütecek, hasta olacak zavallı...
GELİN : Bebeğin örtüsünü cephanenin üstüne örteceğim.
ANA : Ama bebek? Ya hasta olur, ölürse...
GELİN : Nine, nine! Bebek, benim bebeğim. Ama bu cephane millet malıdır. Ne yapayım ölürse! Vatan sağolsun!