teşekkür ederim öğretmenim öncelikle bilginizi paylaştığınız için 2 yıllık öğretmenim ve bu zamana kadar zaten yeni müfredatımıza uygun olarak derslerimi işledim yalnız bu seneki klavuz kitabımızın içeriği özellikle dilbilgisi açısından oldukça zayıf geldi bana etkinlikler hiç hoşuma gitmedi planlama konusundada uygulamaya koymada tereddütlüydüm tabiki yaptığım Türkçe sınavına okdar sinirlenmiştimki (öğrenciler eş anlam ve zıt anlamı bile karıştırıyorlar düşünün) böyle birşey biran aklıma geldi ama düşüncelerinize tamamen katılıyorum sınıfı bu sene aldım ve düzeyleri gerçekten çok düşük almaları gereken dilbilgisi konularını daha ii nasıl kavratabilirim önerilerinizi rica edeceğim birde dilbilgisi bence öğrencinin tamamıyle kavraması gereken çok önemli bi ders bunu sadece ezber olarak düşünmemek lazım özellikle paragrafta anlam sözcükte anlam gibi öğrencinin kelime hazinesini geliştiren konular günümüzde üniversite öğrencilerinin bile kaç kelimeyle konuştuğunu düşünürsek acınacak halde olduğumuz ortada tekrar tşkler
ÖĞRETMNİM KILAVYEMDE PROBLEM OLDUĞU İÇİN EKSİK kelimeleri düzeltemiyorum bu konudan dolayı kusura bakmayın,yazdıklarınızı dikkatle okudum,ilginiz sizin değil iki yıl öğretmn olmanız mesleğinizin bilincini gösterdiği için geleceğin gençliği için umuttur,
dediklerinize harfien katılıyorum benim sadece söylemek istediğim konuları ayırmadan bütünü ozmadan işlemek gerektiği üzerineydi,elbetteki türkçemizin ana hatlarıyla tanıtılıp öğretilmesi bizim milli vazifemizdir bu herşeyden öncelik olmalı,
ama bakıyorsunuz ki ülkemin cennet yörelerinde dükkan levhalarında bir tane türkeç kelime bulamamak en acı bir durum,örnek ölüdeniz beldesine gidin ya da orada yaşayanlar var ise en canlı örnek,levhaların hiçbirinde türkçe bulamazsınız,orada okuyan çocuklara güzelim türkçeyi buyrun ne kadra anlatırsanız anlatın çevre faktörü büyük rol oynamakta,
bakın en yaşanmış örneği kendimden vereyim,
ben Türkiyenin dört bir tarafında görev yaptım,şu gerçeği gördüm,10 defa birinci sınıf okutan bir öğretmen olarak hangi illerde çocuklar en erken okumaya ve yazmayageçti bakın,
Diyarbakırda ki çocuklar kürtçe arapça karışık konuştukları için okuma yazmaya, eski müfredatla tabiki ,nisan sonu gibi geçtiler,
muğlaya geldim kıyı bölgelerinde çocuklar yabancı dil biliyor ,yol kenarlarında turistlere malzeme satarlar ve bu çocuklarda nisan sonu gibi okuma ve yazmayı öğrendiler,ayrıca bu çocuklar bir değil iki yabancı dil biliyorlar,tunceliye geldim,en ücra ilçesinde çocuklar burada aralık başında okuma ve yazmaya geçtiler hayran kaldım ,şimdi trakyadayım aynen tuncelide olduğu gibi buradada çocuklar aralık başında okuma ve yazmya en erken geçti,
peki nedir bu değişkenlik ve birçok örnek daha var aslında,çevresel etkenlerdir,Tuncelide çocuk çobanlık yaparken bile kitap okuyor,okumayı seviyor,burada da aynen öyle,şartlar türkçeyi kulanmada olumlu yada olumsuz etkileyebilmekte,okulda ne kadar doğruyu öğretirseniz öğretin çevre olumsuz etkiliyor,
çok selamr öğretmenim