ertuğdoğan öğretmenim, Allah'ın izniyle bitirirsiniz hatminizi. Rabbim kolaylık versin.
Benim sanırım artık okula başlamam gerek. Zira bu ara rüyamda bile görür oldum çocuklarımı. Bugün de sınıf gibi bir yerdeydim rüyamda. Böyle yanımda çocuklar falan. Birden çantamın altından bir yılan çıktı. Önce şişmandı, zayıfladı. Gövde kısmı geldi yanıma. Bağırdım çocuklar kaçtı. Kardeşim belirdi yanımda ve hemen yılanı öldürdü. Sonra insan yüzüne benzeyen yılanın baş kısmı çıktı geldi yanımıza. Eksik parçaları yavaş yavaş tamamlandı. Bu kez ben öldürdüm yılanı. Sonra da ağlamaya başladım. Ya yılanlar öçlerini almak için gelip beni ve öğrencilerimi öldürürlerse diye. Garip, insanlık hali işte. Ben evli değilim ama inanın bana evli olup da çocuklarım olsa ancak bu kadar severim. Sanırım özlemişim yavrularımı. Rabbim kısa zamanda kavuşturur inşallah.
Kardeşim iki civciv almış, yeğenimi sevindirmek için. Apartman bahçesine kümes de yaptık. Şimdi herkes orda. Düşünüyorum da biz çocukken ne şanslıymışız. Her hayvanı görüp severdik. Şimdi öyle mi ya. Uzaktan uzağa seviyor çocuklar hayvanları. Yeğenim 3 yaşında ve kelebeklere ''Kelebek Hanım'', karıncalara ''Karınca Bey'' diyor. Gel de gülme.
Bu arada ertuğ öğretmenim, ben sizi kendim gezdirmek isterdim Malatya'da. Ters Yüz programındaki gibi yer değiştirmeye gerek kalmaksızın, sizi de tanımış olurdum.
Ne çok konuya atladım böyle.
Hadi hayırlı iftarlar. Ben iftar için salata yapmalıyım.