Albert Einstein’dan Kızına Mektup

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Euro 2016 Haydi Türkiye " başlığıyla açılan konuda bir forumdaşım şu cümleyi kullanmış.
- Turnuvanın en kötü takımıyız.

Bu cümleyi benim kullandığımı varsayalım.

- Hayatımın her hangi bir döneminde aralıksız 30 dakika futbol oynadığımı sanmıyorum.
- Herhangi bir futbol maçını İZLEME sürem azami 3 dakikadır.
- Futbol terimleri hakkındaki bilgim kulaktan dolmadır. Bu güne kadar bu konuda bilgi edinme ihtiyacı hissetmedim.

Bu vasıflarda birinin "Turnuvanın en kötü takımıyız" değerlendirmesinde bulunması torba doldurmaktan öteye bir anlam ifade etmez.

Bununla birlikte, ASGARİ turnuvaya katılan futbolcular kadar futbol tecrübesi, ASGARİ turnuvadaki teknik adamlar kadar  futbol konusunda bilgi sahibi olsam "Turnuvanın en kötü takımıyız" değerlendirmesi yaptığımda "torba doldurmaktan" daha fazla bir anlam ifade eder.

Bu vesile ile (Milli takımımızı, BAŞKA takımlarla KIYASLAMAK HATASINI yapmayarak) ellerinden gelenin en iyisini yaparak beni gururlandıran Milli takımımızı kutluyorum.
Ortada bir başarısızlık varsa bunun "kötü takım" olmak anlamına gelmediğini biliyorum.

Turgut Kuzan ilkeleri 8. madde :
Toplumda yaşanan her OLUMSUZLUKTA payım olduğunu biliyorum. Olumsuzluklar, yapmam gerektiği halde yapmadığım veya yapmamam gerektiği halde yaptığım bir şeyin sonucudur.

Euro 2016 Türk takımı için başarısız değerlendirilmesi yapılmasının sebeplerinden BİRİ topun yuvarlak olmasıdır. Toplar küp şeklinde olsaydı büyük bir ihtimalle çok FARKLI sonuçlar ortaya çıkardı
Torbamız dolduğuna göre konumuza dönebiliriz.

Sevgi, Turgut Kuzan'ın bir parçasıdır. Bu parçamı tanımlayabilirim. Etkilerini, etkilenmelerini ifade edebilirim.
Bununla birlikte  Turgut Kuzan aynı zamanda (kendisinden daha büyük bir) sevginin bir parçasıdır.
İnsanın kendisini aşan bir büyüklüğü (DOĞRU) tanımlayabilmesi ne derece mümkündür?
Bir tanımlamanın torba doldurmaktan öte bir anlam ifade edebilmesi için tanımlanacak olandan DAHA FAZLASI (daha fazla bilgi, daha fazla tecrübe vs.) olabilmek gerekir.

Sevgi; sevilen , ilgi duyulan şeye karşı yakınlaştırıcı etkiye sahip. Neyi seviyorsak o şeye yaklaşma, ilgilenme ihtiyacı hissediyoruz. bir bebek, bir hayvan, bir manzarayı seyre dalma, sevdiğimiz insanla bir ömür birlikte olma...
Sevgi, herkesin sahip olabileceği bir duygudur. Herkeste gerçek sevgi duygusu var mı?

Sevginin çekim gücü olduğu muhakkak. Bunu günlük yaşantımızda, birçok iletişim sürecinde fark edebiliyoruz. Bazen şefkat ve merhamet olarak ortaya çıksa da varlığı inkar edilemez bir gerçek.

Doğuştan tüm insanlarda var olmasına rağmen zamanla körelmesi ve başka duygu ve düşüncelerle yer değiştirmesi mümkün olabiliyor.

Karşılıklı çıkara dayalı bazı ilişkilerde, ortaklık (bağımlılık nedeni) ya da menfaatin sürekliliği konusundaki kararlılık (uzlaşma) v.b durumlarla kolayca karıştırılabiliyor.

Beklenti yada çıkar daha ağır geldiğinde bu duygunun varlığından söz etmek zor. Bize maddi ve manevi yardımları olan insanlara karşı ister istemez bir iyimserlik içinde oluruz. Bu (planlı yada hesaplı olmadığı sürece) bazen sevgiye de dönüşebilir.

Kanımca doğal olarak gelişen süreçlerde ortaya çıkan bir duygu. Karşılık beklemeksizin ortaya çıkıyorsa gerçekliğinden söz etmek mümkün. İçinde hesap varsa zaten buna sevgi denilemez, bu başka birşey. Gösterisi, davranışı öğrenilebilir, taklit edilebilir fakat varlığı-yokluğu zamanla anlaşılabilecek bir duygu.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Tart şurdan 5 kg. sevgi evladım. Çocuklar kaç zamandır istiyorlardı. Özlemişlerdir keretalar

"Sevgi" madde midir?  sorunuzu okuyunca aklıma gelen yukarıdaki cümle oldu

Sınırlı kelimesi için bir tanımlama yapacak olursam; öncesi ve sonrası olandır.
Öncesi ve sonrası olmayan tek varlık Allah (c.c.)'dır.

Bazı insanlar yaratıcıyı "saf sevgi" olarak tanımlamaya çalışıyorlar.
Sevgiyi sınırsız kabul etmek, bizi yaratıcı "saf sevgi"dir tanımlamasını kabul etmek noktasına getirir.

Yıllar önce "Kişiler arasında yaşanan elektriklenmenin kaynağı nedir?" başılıyla açtığım bir konuda Destina forumdaşım
Gülümseyen iki bakışı birbirinden nasıl ayırdığımı bende bilmiyorum.
şeklinde bir cevap vermişti.

- Gözlerinde hüzün vardı.
- Mutluluk gözlerinden okunuyordu.
gibi tanımlamalar gözlerde görülebilen bir şey olduğunun göstergesidir.

Risale-i Nur Külliyatı Sözler isimli eserin Altıncı Sözünde şu ifade mevcuttur :

- Meselâ göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder.   

İnsanlar muhataplarının gözlerine baktıklarında gördükleri ruhtur.
Bununla birlikte ruhun mahiyetini tam olarak bilemedikleri için gördüklerine birer isim vererek tanımlamaya çalışırlar.
Bu tanımlamalar ruhun özelliklerinden biridir. Ruhtan birer parçadır.

Bebeğine bakan bir annenin veya bebeğin gözlerine bakarsanız "sevgi" yi görebilirsiniz.
Görülebilen her şey maddedir tanımlamasına göre sevgi maddedir.

Madde, yoğunlaşmış enerjidir tanımlamasını doğru kabul edersek (ki madde enerjiye, enerji maddeye dönüşmekte / dönüştürülebilmektedir) sevgi enerjidir.

Bu tür tanımlamalar sevginin birer özelliğidir / parçasıdır.
Bütün, parçaların toplamı değildir.
Sevgi maddedir, sevgi enerjidir gibi tanımlamalar sevgiyi ifade etmekte EKSİK kalır.

Okyanusun bir damlası nitelikleri açısından bütün bir okyanus hakkında genel bir kanı (veri toplamı) oluşturmamıza izin vermez mi?

- Turnuvanın en kötü takımıyız.
Bu cümleyi benim kullandığımı varsayalım...

Ortada bir başarısızlık varsa bunun "kötü takım" olmak anlamına gelmediğini biliyorum.

Sevgi, Turgut Kuzan'ın bir parçasıdır. Bu parçamı tanımlayabilirim. Etkilerini, etkilenmelerini ifade edebilirim.
Bununla birlikte  Turgut Kuzan aynı zamanda (kendisinden daha büyük bir) sevginin bir parçasıdır.
İnsanın kendisini aşan bir büyüklüğü (DOĞRU) tanımlayabilmesi ne derece mümkündür?

Kesin yargılara varmamak, sınırlı olan ve olmayana dair ince ayar hatırlatmanız için teşekkür ederim, bunu anlıyorum fakat cevapları aramak noktasında, seçenekleri bilmek, sınamak hususunda kendimizi sınırlamamak gerektiğine de inanıyorum.

Bu bağlamda bu duygunun (maddenin enerjiye, enerjinin maddeye dönüştüğü gerçekliğinden hareketle) geniş yelpazede narin bir enerji mi, yoksa enerjiye form veren, aktif kılan (niteliğini henüz keşfedemediğimiz) bir öz mü, formül mü, çekirdek bir bilgi mi noktasında arama, düşünme (tefekkür) noktasında özgür olduğumuza inanıyorum.

Albert Einstein’dan Kızına Mektup

1980’lerin sonunda ünlü dahinin kızı Lieserl Einstein, babası Albert Einstein tarafından kendisine yazılan 1400 mektubu bir üniversiteye bağışladı. İçeriklerini onun ölümünden yirmi yıl geçmeden yayınlanmamasını istedi. Bu mektup onlardan biri…

Mektuptan kısa bir bölüm

"...
Belki, gezegeni harap eden nefreti, bencilliği ve açgözlülüğü tamamıyla yok edecek kadar güçlü bir alet, sevgi bombası yapmaya hazır değiliz.

Ama, her birey kendi içinde enerjisi salıverilmeyi bekleyen küçük, ama güçlü bir sevgi üreteci taşır.

...
 

Baban Albert Einstein

"Sevgi" üretilebilir mi?

Okyanusun bir damlası nitelikleri açısından bütün bir okyanus hakkında genel bir kanı (veri toplamı) oluşturmamıza izin vermez mi?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Okyanusun bir damlasından elde edilecek bilgilerle yapılacak bir GENELLEME hatalı / EKSİK sonuçlara ulaştırır / ulaştırabilir.
Hiç bir zaman okyanusun tamamından elde edilecek bilgilerle aynı sonuçların ortaya çıkması mümkün olmaz.

Veri toplamını, hata payı olduğu / EKSİKleri olduğu kabul edilerek değerlendirlebilir / değerlendirilmelidir.

Bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır. - Friedrich Wilhelm Nietzsche

...
Bu bağlamda bu duygunun (maddenin enerjiye, enerjinin maddeye dönüştüğü gerçekliğinden hareketle) geniş yelpazede narin bir enerji mi, yoksa enerjiye form veren, aktif kılan (niteliğini henüz keşfedemediğimiz) bir öz mü, formül mü, çekirdek bir bilgi mi noktasında arama, düşünme (tefekkür) noktasında özgür olduğumuza inanıyorum.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İlla ki DAHA FAZLA olacağım diyorsunuz
O zaman sizi Turgut Kuzan ilkeleri 1. maddeyi kabule ve UYGULAMAYA davet ediyorum.

Turgut Kuzan ilkeleri 1. madde :

- Yaratanı zikreden her varlığı SEVİYORUM.

"Sevgi" üretilebilir mi?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Sevgi üretim fabrikası...
Güzel fikirmiş.
Muhtemelen cumhurbaşkanımız bu yönde çalışma yapılması için direktif vermiştir.
Proje aşamasında olduğu için halka açıklanmamış olabilir.
Latifeyi bir kenara bırakırsak sorunuza, bir soruyla cevap vermek isterim :
- Güneş üretilebilir mi?
Cevabım :
- Pratiğe  dökülemeyecek olsa da teorik olarak üretilebileceği ispatlanabilir.

Peki güneş üretmeğe gerek var mı? Herkese yetecek kadar güneş yok mu?
Birçok insan yılın 300 günü güneş yüzü görülmeyen kutuplara yakın  bölgelerde yaşıyor.
Yılın 365 günü güneş gören yerlerde yaşayan insanlar güneşten nasıl korunurum arayışındalar.

Güneş'ten nasıl yararlanırım arayışında olan kaç kişi var?

Sevgi üretmeğe gerek var mı? Herkese yetecek kadar sevgi yok mu?

Sevgi güneşinden nasıl yararlanırım arayışında olan kaç kişi var?

Sevgiden nasıl korunurum?
Sevginin olmadığı yerlerde nasıl yaşarım?
sorularının cevabını aramayı bırakıp, sevgiden nasıl yararlanabiliriz arayışında olsak daha huzurlu bir toplum olacağımız kesin.

İlla ki DAHA FAZLA olacağım diyorsunuz

Daha fazla, ya da az olmak ile ilgili bir sıkıntım yok. Kanaatimce doğru ve güzel olan şeylerin çoğalması taraftarıyım. Buna bir çeşit sinerji diyebiliriz. Gönüllü paylaşım ve doğal öğrenme süreçlerine katkı, kendim için de bir çeşit eğitim, öğrenme girişimi.

"Sevgi" üretilebilir mi?

Bu soruyu sorarken amacım bu kavramın niteliğini, ortaya çıkış sebeplerini, maliyetsiz olmasına rağmen insanların bunu birbirlerinden neden esirgediğini, insanın en temel niteliklerinden biri iken ve oldukça da bol iken, insanın neden hala vahşi niteliklerini terk etmeye yanaşmadığını, bencilce davranıp, çeşitli sahtekarlıklarla birbirinin kuyusunu kazmaya devam ettiğini v.s... yönlerden kavramı ele almak, irdelemekti.

Bir fabrikada, atölyede, ya da laboratuvarda "nesnel" olarak üretilmesi olasılığını kast etmemiştim. İlaç ya da parfüm sanayinde çeşitli hormonları harekete geçiren bu tür çalışmalar zaten yapılıyor.

Belki de şunu sormalıydım:
Evet, sevginin üretilebileceği yegane yer insan kalbi. Bazı insanlarda bu üretim çok kıt ve onu da sadece kendine saklıyor, ya da saklayabileceğine inanıyor. Bazı insanlarda oldukça yüksek ve çevresine neşe, ışık saçabiliyor.

Dahası "hadi üretelim" demekle üretilebilir mi?

Düz mantık (akıl ile) bu duygunun ya da enerjinin üretilmesi mümkün mü?

Çünkü öyle bir şey ki; sahtesi ile gerçeğini ayırt edebiliyor insan.

Bu özel duygu (nitelik veya enerji) nerede olması gerekiyorsa tam da orada oluyor. Maddeden bağımsız davranış nitelikleri gösteriyor ve onu alıp şişeleme, depolama, paketleme olasılığınız yok.

Sevgi üretim fabrikası...
Güzel fikirmiş.
Muhtemelen cumhurbaşkanımız bu yönde çalışma yapılması için direktif vermiştir.
Proje aşamasında olduğu için halka açıklanmamış olabilir.

Sevgi üretmeğe gerek var mı? Herkese yetecek kadar sevgi yok mu?

Dünyadaki gıda, mal ve hizmet üretimi ve değişim aracı olan para temel ihtiyaç miktarından kat kat fazla fakat herkese ulaşmıyor, ya da özellikle ulaştırılmıyor. Hepimiz bu dünyada yaşıyoruz. Birimiz açlıktan ölürken, bir diğerimiz on üzeri bilmem kaç sıfırlı algoritma hesabıyla meşgul.

Sizce dünyada yeterince sevgi var mı!

"Var fakat kullanılmıyor" diyebilirsiniz.

Bir çok şey için bu geçerli olabilir ancak bu konuda farklı düşünüyorum. Sevgi ya vardır ya da yoktur. O hiçbir koşula bağlı değildir.

Tskler

Sevgi Albertin Bilim Yolunda İlerlemek Yunusun Merhamet Anlayışına Sahip Olmak........................ ..................sevgi Farklı Olanı Kabullenmek Birada Yaşamak İçin Ortak Paydaları Artırmaktır................

Dünyadaki gıda, mal ve hizmet üretimi ve değişim aracı olan para temel ihtiyaç miktarından kat kat fazla fakat herkese ulaşmıyor, ya da özellikle ulaştırılmıyor. Hepimiz bu dünyada yaşıyoruz. Birimiz açlıktan ölürken, bir diğerimiz on üzeri bilmem kaç sıfırlı algoritma hesabıyla meşgul.

Sizce dünyada yeterince sevgi var mı!

"Var fakat kullanılmıyor" diyebilirsiniz.

Bir çok şey için bu geçerli olabilir ancak bu konuda farklı düşünüyorum. Sevgi ya vardır ya da yoktur. O hiçbir koşula bağlı değildir.

Merhabalar, güzel yazılarınız için teşekkür ederim öğretmenim; ilgiyle takip ediyorum. İletinizin son cümlesine katılıyorum. Sevgi ve saygıda koşul olduğunda orada başka bir şey var demektir, diye düşünüyorum. Aynı şekilde sevgi ve saygıda da karşılık beklemek bana anlamsız geliyor.  Severken eğer koşullar öne sürüyorsak, karşılığını bekliyorsak bu sevgi değil alışveriştir bence...

Dünyada yeterince -günümüz için- sevgi olduğuna inanmıyorum maalesef.

Her insanın, varlığın sevme kapasitesi farklı, kendi adıma sevme kapasitemi artırmak, insanları daha çok sevmek isterdim...