Anlamlı Yazılar

Çevrimdışı Gülirem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.123
  • 17.811
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.123
  • 17.811
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Nis 2021 10:42:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Baharatın yemeğin yerini tutmaması gibi süsleme de muhtevanın yerini tutmaz. Bir kültürde muhteva çözülüp şekil halini alırsa bu durumda kesinlikle o kültürün çöküşüne ve yok oluşuna şahit oluyoruz demektir.

Aliya İzzetbegoviç

ramazan gibi, oruç gibi mi ablam  :(

Rabbim manadan uzak etmesin.

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.404
  • 69.750
  • 3.404
  • 69.750
# 17 Nis 2021 18:14:34
Umuttan umudu kesmemek istiyorum.
Çünkü,
Hala hayatın düşlere borcu var..

Yılmaz Odabaşı

Çevrimdışı Bir öğrenci

  • B Grubu
  • 41
  • 184
  • 41
  • 184
# 18 Nis 2021 10:34:24
ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok ne elbiseler gördüm içinde insan yok
                                                                                     MEVLANA

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.896
  • 228.029
  • 28.896
  • 228.029
# 18 Nis 2021 10:58:14
Ashabından biri sana gelmişti;
“Ya Rasulallah” demişti
“Seni o kadar çok seviyorum ki
Aklıma geldiğinde gelip seni görmesem
Canım çıkacak gibi oluyor.
Sonra ahireti düşünüyorum.
Cennete girsem bile
Seninle birlikte olamayacağım
Aşağı mevkilerde kalacağım
Bu da zoruma gidiyor.
İstiyorum ki ahirette de yanında olayım.”
Sen de;
“Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmuştun.

Çevrimdışı Cigdemsucuoglu

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.184
  • 5.948
  • 2.184
  • 5.948
# 18 Nis 2021 15:52:42
Güven ölür, sevgi ölür, dostluk ölür...
Yalandan kim ölmüş demeyin....

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.896
  • 228.029
  • 28.896
  • 228.029
# 18 Nis 2021 21:47:25
"Nezaket ;düşman kazanmadan taşı gediğine koymaktır..."

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.099
  • 23.866
  • 5.099
  • 23.866
# 19 Nis 2021 17:50:41
Bir annenin yıllarca evlat hasreti çekerek hayata veda etmeden önce bıraktığı bir vasiyet mektubunun acıklı hikayesi..

Bu şair kadınlarımızdan Hüceste Aksavrın hanımın yaşadığı hüznün adıdır.
Hüceste hanım iyi bir aileden yetişmiş Edebiyata çok meraklı biridir. Zaman içinde Tüberküloz hastalığına yakalanır uzun süre Heybeliada' da tedavi görür...
Orada görev yapan Dr. Ömer Münif kendisine aşık olur. Karşılıklı bu sevgi evlilikle sonuçlanır. Mehmet isimli çocukları olur..
Aile onun İyi yetişmesi için okumaya Avrupa'ya gönderirler.
Aile bu gidişin kendilerine nasıl bir üzüntü vereceğini nereden bilebilirlerdi. Oğulları  okulu bitirmiş İsviçre'ye yerleşmiştir. Annesini babasını hiç aramaz olmuştur. Hüceste hanım üzüntü içinde her zaman acı çekmiştir. Hatta oğlu için
"Zeytin gözlüm sana meylim nedendir
 Bu sevmenin kabahati kimdedir?
 Gül olmuşsun dikenlerin bendedir" şiirini yazmıştır..
 Dr eşini de kaybeden Hüceste hanım çok yalnız kalmış hayatını bakım evinde geçirmeye başlamıştır. Yaşı da ilerlemiş ve 87 yaşında vefat etmiştir. Ölmeden önce bakım evinde bulunanlara bir vasiyet mektubu bırakmış. Eğer oğlu cenazesine gelirse Ona verilmesini istemiştir.
İşte o vasiyet mektubunu şöyle yazmıştır;
Duygularını, ruhunun
Derinliklerinde yaşadığı hüznü şiir mısralarında dile getirmiştir...
Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum..
Dünyayı sana bırakıyorum..
Söz aldım saatlerden bir tanem sana koşacaklar..
Söz aldım gecelerden seni uyutacaklar...
Şarkılardan söz aldım hatırlatacaklar..
Gözlerimdeki son yağmurlar
Pencerende
Beni anlatacaklar sana bir bir
İleride
Belki bir gün buğday misali
Düştüğüm yerde
Belki bir dikenin dibindeyimdir çaresiz, kim bilir
Nerelerde
Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum
Dünya'yı sana bırakıyorum :'(
*
Evlada yazılan bu şiir Selehattin İÇLİ tarafından bestelenmiş, İnci ÇAYIRLI tarafından okunmuştur 🤲😢
Allah rahmet eylesin.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.896
  • 228.029
  • 28.896
  • 228.029
# 21 Nis 2021 16:06:54
BESMELE HER HAYRIN BAŞIDIR

Kayt-Teksas'ta Müslüman olmuş çiftlik sahibi Amerikalı Kris Sears, görüntüde ingilizce olarak yaptığı açıklamada '
Merhametle, sevgiyle, yumuşak hareketlerle ve sürekli Allah’ın adını anarak bıçağın altına yatırırsanız çok kısa sürede sakinleşir ve canlarını seve seve vermeye hazır duruma gelirler. İster küçük baş, isterse de büyükbaş hayvan olsun, bu sonuç hiç şaşmaz. Besmele, onların çok iyi anladığı bir cümledir' ifadelerini kullanmaktadır.
Amerikalı Sears, Müslümanlara bir Müslümanın bir hayvanı incitmeden, canını yakmadan, Allah (c.c.)'ın rızasını kazanarak nasıl kesilmesi gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Teşekkürler sayın "adamın biri" öğretmenim... (24 saat engeli...)

Bütün dularınız kabul olsun arkadaşlar .

AMİN

Çevrimdışı Meryem Başkut

  • Üye
  • *
  • 11
  • 16
  • 11
  • 16
# 22 Nis 2021 09:42:32
Ben de diyeyim ki;      "Hayatın adaletli olmadığı anlarda sen adaletli ol ki hayat ders alsın..."      :)

Çevrimdışı Meryem Başkut

  • Üye
  • *
  • 11
  • 16
  • 11
  • 16
# 22 Nis 2021 09:51:21
Bir de inşaallah Yüce Rabb'im hayırlısıyla, bu ramazanda da her zaman da hak eden herkese gönlündekini versin. Kadınlarımızın, çocuklarımızın canlarırına yazık edilmesin; tüm kötü huy ve alışkanlıklardan uzak eylesin; nezaketle ve Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza geçirerek yaşamakta bize sabır versin çünkü böyle kötü olan her işin yapıldığı bir devirde yaşamak zor...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.896
  • 228.029
  • 28.896
  • 228.029
# 22 Nis 2021 16:11:59
"İki yüzlünün dilinde tat
  Kalbinde fesat vardır.."

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.896
  • 228.029
  • 28.896
  • 228.029
# 22 Nis 2021 18:21:55
Gülten Aras Korkmaz´ın Kaleminden

Bugün bayram, bayram deyince; çocukluğumuzda kalan o mutlu anlara dair sonsuz heyecanlarımızın zirveye ulaştığı günler geliyor bir çoğumuzun aklına şüphesiz geri dönüşü imkansız hatıralar?

Bizler çocukluğumuzun tadını bulamasak da örf, adet, gelenek ve göreneklerimizin ölçüsünde bu bayramları yaşamak yine de çok önemli.

Özlediğimiz, aradığımız bayram herkesin kendi çocukluğunun bayramıdır.

Eski bayramlara duyulan özlem, çocukluğun sorumsuz günlerine duyulan özlemdir.O yüzden hep?nerede o eski bayramlar?denir.

Bütün eski bayram gelenek, görenek ve âdetlerini bir araya da toplasak ?nerede o eski bayramlar? dedirten o buruk his yine de kalacaktır içimizde.

Çocukluktur giden,sevdiklerimizdir kaybedilen. Bayramlar hala aynı esasında yerinde duruyor. Değişen saflığımız,değişen dünyaya bakışımız ve değişen dertler.Değişenler, bizim önceliklerimiz,hayallerimiz, bakışımız geleceğe.

Hem ansızın aniden yitip gittiler onlarda elimizden kayıp giden bir çok hatıramız gibi.Belki de biz bayramları çocukluğumuza sakladık,orada bıraktık.

Bayram,adı üstünde; sevinç demek paylaşım demek. Dostlukların arttırıldığı, kırgınlıkların yok edildiği,bütün insanların aynı duyguları paylaştığı,kalplerinin aynı hassasiyetlerle attığı anları ifade eder, bayramlar.

Yıllar var ki bu ruh halini yakalayamaz olduk.Uzaklarda da olsa duyduğumuz her çığlık,izlemekle yetindiğimiz her gözyaşı bu sevinçlerimizi,bayram neşemizi hüzne dönüştürdü.

İnsanlar gidiyor.Zaman geçiyor. 

Anılar kayboluyor. Duygular değişiyor. 

Ancak bir kalp nasıl kırıldığını asla unutmuyor.

Öylesine kaptırmışız ki kendimizi su gibi akan zamanın telaşına, hem bu akışa yetişememekten huzursuz hem koşturmaktan yorgunuz.Nerde o eski bayramlar değilde galiba nerde o küçüklüğümüz,masumiyetimiz demek lazım...

Nerede o eski bayramlar?serzenişini duyduğunuzda geçirdiğiniz güzel günleri düşünerek yüzünüze ufak ta olsa bir gülümseme kondurduğunuz mutlu bayramlar dilerim.

Çevrimdışı Bir Yıldız

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.099
  • 2.593
  • 1.099
  • 2.593
# 24 Nis 2021 05:29:37
Olay hangi ülkede geçiyor, nerede duydum, okudum ya da izledim hatırlamıyorum. Bizim bir vatandaş yabancı bir ülkede yaşıyor. Bir gün geç saatlerde sanırım, trafiğin tenha olduğu bir sokakta, aman kimse yok zaten diyerek, ya da aceleden, bulunduğu ülkenin her zaman uyduğu bir kuralına bir seferlik uymuyor.
Sinyal koluna dokunmadan dönüş yapıyor.

Kısa süre içerisinde kameralarla suçu ispatlanınca cezası sabitlenip, çağrılıyor ve ehliyetine el konuyor. 6 aylık bir eğitim almak zorunda ve o süre boyunca eğitimin her günü hoca şunu söylüyor.

"Bu sinyal kolu. Aracımla dönüş yapacaksam, şerit değiştireceksem bunu kullanacağım. Şimdi tekrar et."
6 ay sadece bu öğretilip, sonunda sınava girip yılların ehliyetini geri alabiliyor.

Kıssadan hisse; işte insana kuralların gereği ve istisnasız uyulması gerektiği kural koyucuların yetkisi kullanılarak böyle öğretilir ve kanun uygulanır. 6 ay boyunca eğitimli bir yetişkinin hissettiği utanç ve sıkıntı bir daha bir yasayı değil çiğnemeyi, uymama fikrini bile getirmez aklına.

Kaynağı hatırlarım umarım.   

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.896
  • 228.029
  • 28.896
  • 228.029
# 24 Nis 2021 15:01:22
                      ***

Allah sana:"Nasıl bir arabanın sahibi olduğunu" değil, "Arabası olmayan kaç kişiyi taşıdın arabanda?" diye soracaktır. Allah:"Nasıl bir evde yaşadığını" değil, Evinde:"Kaç misafir ağırladığını,kaç aç karnı doyurduğunu" soracaktır. Allah:"Dolabında asılı olan elbiselerinin sayısını" değil, İhtiyacı olan:"Kaç insanı giydirdiğini" soracaktır. Allah:"Ne kadar para kazandığını" değil, Ne kadarını:"Alın terinle kazandığını" ve Ne kadarını:"İhtiyaç sahiplerine verdiğini" soracaktır. Allah:"Hangi mesleği yaptığını" değil, İşini:"En doğru şekilde yapıp yapmadığını" soracaktır. Allah:"Kaç arkadaşın olduğunu" değil, Senin:"Kaç kişiye arkadaş olduğunu" soracaktır. Allah:"Hangi semtte oturduğunu" değil, Komşularınla:"Nasıl geçindiğini" soracaktır. Allah:"Derinin rengini" değil, Senin:"Kalbinin temiz olup olmadığını" soracaktır...
                          ***

Çevrimdışı esme66

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.484
  • 3.499
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.484
  • 3.499
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Nis 2021 15:55:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir annenin yıllarca evlat hasreti çekerek hayata veda etmeden önce bıraktığı bir vasiyet mektubunun acıklı hikayesi..


Bu şair kadınlarımızdan Hüceste Aksavrın hanımın yaşadığı hüznün adıdır.
Hüceste hanım iyi bir aileden yetişmiş Edebiyata çok meraklı biridir. Zaman içinde Tüberküloz hastalığına yakalanır uzun süre Heybeliada' da tedavi görür...
Orada görev yapan Dr. Ömer Münif kendisine aşık olur. Karşılıklı bu sevgi evlilikle sonuçlanır. Mehmet isimli çocukları olur..
Aile onun İyi yetişmesi için okumaya Avrupa'ya gönderirler.
Aile bu gidişin kendilerine nasıl bir üzüntü vereceğini nereden bilebilirlerdi. Oğulları  okulu bitirmiş İsviçre'ye yerleşmiştir. Annesini babasını hiç aramaz olmuştur. Hüceste hanım üzüntü içinde her zaman acı çekmiştir. Hatta oğlu için
"Zeytin gözlüm sana meylim nedendir
 Bu sevmenin kabahati kimdedir?
 Gül olmuşsun dikenlerin bendedir" şiirini yazmıştır..
 Dr eşini de kaybeden Hüceste hanım çok yalnız kalmış hayatını bakım evinde geçirmeye başlamıştır. Yaşı da ilerlemiş ve 87 yaşında vefat etmiştir. Ölmeden önce bakım evinde bulunanlara bir vasiyet mektubu bırakmış. Eğer oğlu cenazesine gelirse Ona verilmesini istemiştir.
İşte o vasiyet mektubunu şöyle yazmıştır;
Duygularını, ruhunun
Derinliklerinde yaşadığı hüznü şiir mısralarında dile getirmiştir...
Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum..
Dünyayı sana bırakıyorum..
Söz aldım saatlerden bir tanem sana koşacaklar..
Söz aldım gecelerden seni uyutacaklar...
Şarkılardan söz aldım hatırlatacaklar..
Gözlerimdeki son yağmurlar
Pencerende
Beni anlatacaklar sana bir bir
İleride
Belki bir gün buğday misali
Düştüğüm yerde
Belki bir dikenin dibindeyimdir çaresiz, kim bilir
Nerelerde
Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum
Dünya'yı sana bırakıyorum :'(
*
Evlada yazılan bu şiir Selehattin İÇLİ tarafından bestelenmiş, İnci ÇAYIRLI tarafından okunmuştur 🤲😢
Allah rahmet eylesin.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bizi çok duygulandırdınız.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK