"Sevebilir misin beni, olduğum gibi. Hiçbir kurala, sınıra, beni bana hapsetmeden, değiştirmeye, benzeştirmeye, çözümlemeye çalışmadan, yargılamadan, sorgulamadan, tanımlamadan, başı sonu belli olmayan bir sonsuzluklar coğrafyasında, sevebilir misin beni, olduğum gibi. Anlam veremediğin hallerim, sözlerim, tavırlarımla, Yersiz hüzünlerim, suskunluklarım, kıskançlıklarımla, Sebepsiz duygusallıklarım, pişmanlıklarım, özlemlerimle, kabına sığmaz coşkularım, isyanlarım, en deli çılgınlıklarımla, Kırılganlığım, inatçılığım, gururum ve arzularımla,
sevebilir misin beni, olduğum gibi. Yanlışlarım, yetersizliklerim, güçsüzlüklerim var. Aştığım, aşamadığım, aşmaya çalıştığım sıra dağlar var önümde. Kırmaya çalıştığım zincirlerim var ruhumda, yüreğimi daraltan, nefessiz bırakan.. Dipsiz kuyularım, göstermeye çekindiğim yaralarım, derinlere attığım korkularım var.
Sevebilir misin beni, olduğum gibi. Hayallerim var benim; büyük, küçük, rengarenk. Umutlarım var; imkanlı, imkansız. Düşlerim var hadsiz hesapsız. İçimde bir çocuk var; saf ve alabildiğine günahsız. Bütün maskeleri çıkarıp, ruhumu özgür bırakabilecek miyim yanında.
Sevebilir misin beni, bütün doğrularım ve yanlışlarımla.."
***