Atatürk Ve Bakara Suresi

Çevrimdışı sipiyeni

  • Yeni Üye
  • 3
  • 1
  • 3
  • 1
# 19 Mar 2008 10:52:38
pardon kaynak göremedim bu alıntıyı nereden yaptığınızı da yazın da biz de bilelim bir zahmet

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 19 Mar 2008 15:32:42
ben biraz araştırdım ve bir takım forumlarda aynen bu şekilde yazılmış. sanırım mehmet uyar beyefendi de bu forumların birinden alıntı yapmış. kendisi ve kendisine destek veren bir takım zatlar aslında konunun doğru mu yanlış mı olduğunu bilmiyorlar. sadece kulaktan duyma bir takım sözler. dini kötülemek din adamlarını karalamak nedense moda gibi bişey oldu. dini ve din adamlarını kötülüyenler ilerici ancak dinini ve din adamını sevenler gerici oldu. bol keseden atıp tutanlar!!! şimdi sıkı durun. işte M.Kemal Atatürk ve din. lütfen yazacaklarımı okuyun da bir daha Atatürk'ü emellerinize alet etmeyin.
Atatürk'ün din anlayışı ve din konusunda izlediği politika, onyıllardır bazı çarpık yorumların ve yanlış anlamaların hedefi olmuş bir konudur. Kendi materyalist felsefelerini Atatürk'e mal ederek meşrulaştırma çabası içine giren bir kısım din aleyhtarı marksist çevreler, Büyük Önder'in laiklik ilkesini "din aleyhtarlığı" gibi yorumlamaya çalışmışlardır ve halen de bu çabayı sürdürmektedirler. Oysa tarihsel gerçekleri, Atatürk'ün dine bakışını ve uyguladığı din politikasını incelediğimizde, çok daha farklı bir tablo ile karşılaşırız: Atatürk, hem son derece samimi bir dindardır, hem de Türk milletini ayakta tutan değerlerin başında gördüğü dinin toplum tarafından anlaşılması ve doğru uygulanması için büyük bir çaba göstermiştir.
Atatürk'ün Dindarlığı
Atatürk, Allah'a ve İslam'a inanan samimi bir dindardır. Pek çok sözünde ve tavrında bunu görebilmek mümkündür. Büyük Önder, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, İslam'dan ve Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk milletine, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiştir.

Atatürk, 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir'deki Paşa Camii'nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere İslam'ın yüceliğini şöyle açıklamıştır:   

"Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, S.93)

Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. Muhammed hakkında şunları söylemiştir: "O Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür." (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, sf.135)

Benzeri şekilde, Atatürk, Türk milletinin dindar olması ve dini değerlerini muhafaza etmesi gereğini “Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor” sözleriyle teşvik etmiştir. ( Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, S. 30 )

Aşağıdaki sözler de ona aittir:   

"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf. 66)

"Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, sf.4)

"Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 1, sf. 225)

Atatürk'ün, İslam Dini'ni, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir. Bu bağlılık, sadece sözlerinde değil, uygulamalarında da açıkça görülür. Haftanın belli günlerinde, Sadettin Kaynak, Niyazi Ahmet Banoğlu, Mısırlı İbrahim, Hafız Yaşar, Hafız Rıza, Hafız Fahri, Hafız Kemal ve Hafız Nubar gibi döneminin en önde gelen hafızlarını çağırarak Kuran-ı Kerim okutturmuş ve okunan ayetlerin tefsir ve açıklamalarını yaptırmıştır. Atatürk bu açıklamaları ilgiyle izlemiş ve zaman zaman kendisi de sorular sorarak katılmıştır.

 Atatürk'ün dindar kişiliğini gösteren sözlerinden en anlamlı olanı ise, kuşkusuz vefat etmeden önceki son sözleridir. Başbakan kanalıyla tüm dünyaya açıkladığı ve Türk milletine manevi bir vasiyet niteliği taşıyan bu son sözlerinde Atatürk şunları söylemiştir:
 

"Bütün dünyanın müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm müslümanlar Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., sf. 102, 1979)

sanırım bu kadar açılama ve kaynak sizlere yeter. bizler kaynak gösteriyoruz. buyrun siz de gösterin. yok gösteremeyecek iseniz bu kadar da üfürmeyin. el insaf, el insaf....

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 19 Mar 2008 19:06:30
bildiğim kadarı ile istanbulda haftalık yayınlanan tempo adlı bir derginin muhabiri böyle bir konuya el attıydı. yani onun kuran mealini bulmak adına. ancak bildiğimiz gibi Mehmet Akif Ersoy'un M.Kemal Atatürk'ün ricası Diyanet İşleri Başkanlığının görevlendirmesiyle başlattığı Kur'an-ı Kerim'in Tercüme çalışmaları olmuştur. Akif çalışmasını,1- Kur'an'ın yerine koyulabilir endişesi ile yakılmasını, 2- hastalandığı için yarım kalmış olan çalışmanın eğer iyileşmeyip ölürse yakılmasını yakın dostlarından istemişti.
o yüzden şu anda ona ait bir tercüme var mı? kesin bilemeyeceğim.  tahminlerime göre yok. yakılış olmalı idi. çünkü ilk meal çalışması idi. ve akif kendini çok ağır bir vebalin altında hissediyordu. saygılarımla.

Çevrimdışı huseyinkeles

  • Uzman Üye
  • *****
  • 431
  • 2.164
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 431
  • 2.164
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Mar 2008 19:10:36
yukarıdaki düşüncelerinize katılıyorum ali hocam

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 19 Mar 2008 20:39:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok teşekkür ederim ali bey bilgilendirme için.Saygılar,hoşçakalın.
estağfirullah değerli öğretmenim ne demek. saygılar bizden.

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 19 Mar 2008 20:43:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ben biraz araştırdım ve bir takım forumlarda aynen bu şekilde yazılmış. sanırım mehmet uyar beyefendi de bu forumların birinden alıntı yapmış. kendisi ve kendisine destek veren bir takım zatlar aslında konunun doğru mu yanlış mı olduğunu bilmiyorlar. sadece kulaktan duyma bir takım sözler. dini kötülemek din adamlarını karalamak nedense moda gibi bişey oldu. dini ve din adamlarını kötülüyenler ilerici ancak dinini ve din adamını sevenler gerici oldu. bol keseden atıp tutanlar!!! şimdi sıkı durun. işte M.Kemal Atatürk ve din. lütfen yazacaklarımı okuyun da bir daha Atatürk'ü emellerinize alet etmeyin.
Atatürk'ün din anlayışı ve din konusunda izlediği politika, onyıllardır bazı çarpık yorumların ve yanlış anlamaların hedefi olmuş bir konudur. Kendi materyalist felsefelerini Atatürk'e mal ederek meşrulaştırma çabası içine giren bir kısım din aleyhtarı marksist çevreler, Büyük Önder'in laiklik ilkesini "din aleyhtarlığı" gibi yorumlamaya çalışmışlardır ve halen de bu çabayı sürdürmektedirler. Oysa tarihsel gerçekleri, Atatürk'ün dine bakışını ve uyguladığı din politikasını incelediğimizde, çok daha farklı bir tablo ile karşılaşırız: Atatürk, hem son derece samimi bir dindardır, hem de Türk milletini ayakta tutan değerlerin başında gördüğü dinin toplum tarafından anlaşılması ve doğru uygulanması için büyük bir çaba göstermiştir.
Atatürk'ün Dindarlığı
Atatürk, Allah'a ve İslam'a inanan samimi bir dindardır. Pek çok sözünde ve tavrında bunu görebilmek mümkündür. Büyük Önder, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, İslam'dan ve Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk milletine, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiştir.

Atatürk, 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir'deki Paşa Camii'nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere İslam'ın yüceliğini şöyle açıklamıştır:   

"Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, S.93)

Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. Muhammed hakkında şunları söylemiştir: "O Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür." (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, sf.135)

Benzeri şekilde, Atatürk, Türk milletinin dindar olması ve dini değerlerini muhafaza etmesi gereğini “Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor” sözleriyle teşvik etmiştir. ( Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, S. 30 )

Aşağıdaki sözler de ona aittir:   

"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf. 66)

"Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, sf.4)

"Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 1, sf. 225)

Atatürk'ün, İslam Dini'ni, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir. Bu bağlılık, sadece sözlerinde değil, uygulamalarında da açıkça görülür. Haftanın belli günlerinde, Sadettin Kaynak, Niyazi Ahmet Banoğlu, Mısırlı İbrahim, Hafız Yaşar, Hafız Rıza, Hafız Fahri, Hafız Kemal ve Hafız Nubar gibi döneminin en önde gelen hafızlarını çağırarak Kuran-ı Kerim okutturmuş ve okunan ayetlerin tefsir ve açıklamalarını yaptırmıştır. Atatürk bu açıklamaları ilgiyle izlemiş ve zaman zaman kendisi de sorular sorarak katılmıştır.

 Atatürk'ün dindar kişiliğini gösteren sözlerinden en anlamlı olanı ise, kuşkusuz vefat etmeden önceki son sözleridir. Başbakan kanalıyla tüm dünyaya açıkladığı ve Türk milletine manevi bir vasiyet niteliği taşıyan bu son sözlerinde Atatürk şunları söylemiştir:
 

"Bütün dünyanın müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm müslümanlar Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., sf. 102, 1979)

sanırım bu kadar açılama ve kaynak sizlere yeter. bizler kaynak gösteriyoruz. buyrun siz de gösterin. yok gösteremeyecek iseniz bu kadar da üfürmeyin. el insaf, el insaf....
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bildiğim kadarı ile istanbulda haftalık yayınlanan tempo adlı bir derginin muhabiri böyle bir konuya el attıydı. yani onun kuran mealini bulmak adına. ancak bildiğimiz gibi Mehmet Akif Ersoy'un M.Kemal Atatürk'ün ricası Diyanet İşleri Başkanlığının görevlendirmesiyle başlattığı Kur'an-ı Kerim'in Tercüme çalışmaları olmuştur. Akif çalışmasını,1- Kur'an'ın yerine koyulabilir endişesi ile yakılmasını, 2- hastalandığı için yarım kalmış olan çalışmanın eğer iyileşmeyip ölürse yakılmasını yakın dostlarından istemişti.
o yüzden şu anda ona ait bir tercüme var mı? kesin bilemeyeceğim.  tahminlerime göre yok. yakılış olmalı idi. çünkü ilk meal çalışması idi. ve akif kendini çok ağır bir vebalin altında hissediyordu. saygılarımla.


Tebrikler Ali Hocam değerlendirmeleriniz çok güzel hocam,teşekkürler...

Çevrimdışı denizbatuyüce

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 147
  • 47
  • 147
  • 47
# 19 Mar 2008 20:44:04
Vatan Sevgisi İmandandır.atatürk Ün İman Gücü Ne Kadar Kuvvetliymiş Ki Askeri Ve Ordusuyla Yokluk İçinde Ne Mücadeleler Vermiş.ne Şanslı Bir Milletiz Ki Tarihin Yetiştirdiği Ender Dahilerden Biri Türk Ulusuna Ait.paylaşımları İçin Mehmet Ve Ali Hocamıza Teşekkürler.

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 19 Mar 2008 20:46:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Tebrikler Ali Hocam değerlendirmeleriniz çok güzel hocam,teşekkürler...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Vatan Sevgisi İmandandır.atatürk Ün İman Gücü Ne Kadar Kuvvetliymiş Ki Askeri Ve Ordusuyla Yokluk İçinde Ne Mücadeleler Vermiş.ne Şanslı Bir Milletiz Ki Tarihin Yetiştirdiği Ender Dahilerden Biri Türk Ulusuna Ait.paylaşımları İçin Mehmet Ve Ali Hocamıza Teşekkürler.
sağolun ben teşekkür ederim.

Çevrimdışı vefali

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 132
  • 173
  • 132
  • 173
# 19 Mar 2008 22:09:41
arkadaşlar bakara süresi 286. ayettir.288 değil
yani bu bilgi doğru değil
lütfen bu tip bilgiler verirken kaynak gösterelim
ve doğruluğunu araştıralım hemen kabul etmeyelim

Çevrimdışı örtmeniimm

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 150
  • 48
  • 150
  • 48
# 19 Mar 2008 22:13:52
ali002 öğretmenim verdiğiniz bilgi için teşkkürler

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 19 Mar 2008 22:14:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
arkadaşlar bakara süresi 286. ayettir.288 değil
yani bu bilgi doğru değil
lütfen bu tip bilgiler verirken kaynak gösterelim
ve doğruluğunu araştıralım hemen kabul etmeyelim

EVET ARKADAŞLAR BU SURE 286 AYETTİR.

 BKZ.  

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı hamdikucukgul

  • Uzman Üye
  • *****
  • 407
  • 719
  • 407
  • 719
# 19 Mar 2008 22:46:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
EVET ARKADAŞLAR BU SURE 286 AYETTİR.

 BKZ.  

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Tamam zaten o yazıda da tersi bir şey yok ki.
O yazı da 286 diyor terslik nerde.
Ayrıca o yazıda Atatür'ün din düşmalığı falan yok.
Atatürk'ün dine saygısının sonsuz olduğunu biliyoruz zaten. Dini bilgisinin de çok iyi olduğunu biliyoruz. O yazı o dönemde dini kullanarak Atatürk'e düşmanlık edenleri anlatmaya çalışıyor.

Çevrimdışı sipiyeni

  • Yeni Üye
  • 3
  • 1
  • 3
  • 1
# 20 Mar 2008 00:13:45
sayın hocam hala kaynak göstermediniz. Bu yazıyı nereden aldınız. lütfen kaynak gösteriniz.


Bir de Atatürk'ü çok dindar gösteren bir hocam var. O hocam Atatürk'ün alkol aldığını ve sirozdan öldüğünü de biliyor mu acaba? Neyse o. Atatürk'ü şeriatçı gibi de göstermeyelim bi zahmet. Bilakis şeriatı kaldırmıştır. Yanılmıyorsam tabiki. Büyük önderi herkes kendisi gibi göstermeye çalışıyor zannımca. Naçizane kanaatim.

Çevrimdışı gökhan10

  • Uzman Üye
  • *****
  • 332
  • 81
  • 332
  • 81
# 20 Mar 2008 03:48:52
Atatürk Uyanınca Ve Cephede Sürekli Türk Kahvesi İçen Bir İnsan.ve Siroz Olması Beklenen Birşey(istediğiniz Doktara Sorun)
atatürk'ün Eşinin Babasının Kim Olduğunu Eminim Biliyorsunuz8araştırın Burda Yazmayacağım)
atatürk Bizim Gibi Olsaydı Türkiye Olmazdı
hepimiz Atatürküz Yani Hepimizi Toplarsan Ancak
birbirimizi Sevmesini Ve Eleştirmesini Bilmek-öğrenmek Dileğiyle

Çevrimdışı ali002

  • Uzman Üye
  • *****
  • 762
  • 227
  • 762
  • 227
# 20 Mar 2008 06:25:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Tamam zaten o yazıda da tersi bir şey yok ki.
O yazı da 286 diyor terslik nerde.
Ayrıca o yazıda Atatür'ün din düşmalığı falan yok.
Atatürk'ün dine saygısının sonsuz olduğunu biliyoruz zaten. Dini bilgisinin de çok iyi olduğunu biliyoruz. O yazı o dönemde dini kullanarak Atatürk'e düşmanlık edenleri anlatmaya çalışıyor.

arkadaşlar Bakara suresini, ayet sayısını, içeriğini, son iki ayetini falan biz burada tartışmıyoruz. ancak mehmet uyar beyefendi yukarıda da açıkladığım gibi sürekli dini ve din adamlarını küçük görerek ve doğru olmayan bazı ifadeleri burada doğruymuş gibi göstererek millet arasına yani biz öğretmenler arasına ...........tohumları kmektedir.burada dini ve din adamlarını sorgulamak kimsenin vazifesi değil, harcı da değildir. birileri Sürekli yıllardır Atatürk şemsiyesi altına girip neler yapmadılar ki? merak etmeyin dindar insan o Atatürkçü geçinenlerden daha Atatürkçüdür. biz orada anlatılanlara kaynak istiyoruz. ha mehmet beyin derdi "çamur at tutmazsa da izi kalsın" ise kusura bakmayın nbi şekilde yanlışları da burada düzeltmeye çalışırım.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK