Atatürk'ten Kadın Kıyafeti Ve Örtünme Üzerine

Çevrimdışı mehmet uyar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 409
  • 491
  • 409
  • 491
08 Ara 2007 23:34:48
Atatürk'ten Kadın Kıyafeti ve Örtünme Üzerine





Atatürk, 31 Ocak 1923 tarihinde İzmir Eski Gümrük binasında halk ile yaptığı konuşmada şunları belirtmektedir :

"Kasaba ve şehirlerde yabancıların dikkati ençok örtünme şekli üzerinde toplanıyor. Buna bakanlar kadınlarımızın hiçbirsey görmediklerini sanıyor. Bununla beraber din gereği olan örtünme, kısaca belirtmek gerekirse, denebilir ki; kadınların sıkıntı çekmesine yol açmayacak ve adaba aykırı olmayacak şekilde basit olmalıdır. Örtünme sekli kadını hayatından, varlığından tecrit edecek bir şekilde olmamalıdır."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt,s. 87


21 Mart 1923 tarihinde Konya Hilaliahmer Kadinlar Subesi'nin tertip ettigi çay ziyafetinde söyle söylüyor:

"Muhterem Hanımlar, düşmanlarımızı aldatan bu dış görüntü bilhassa kadınlarımızın seklinden, giyim tarzından ve örtünme seklinden kaynaklanıyor. Onların aldanmalarına yol açan diğer bir nokta da yabancılarla temas edebilecek mevkide bulunan kadınlarımızın tavır ve hareketlerinin millî tavır ve hareketlerimizin timsali olmayıp, belki Avrupa tavır ve hareketlerinin taklitçisi olarak görülmesidir. Filhakika, memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde giyim tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim tarzı ve örtünmesinde iki sekil tecelli ediyor; ya ifrat, ya tefrit görülüyor. Yani ya ne olduğu bilinemeyen, çok kapalı, çok karanlık bir dış görünüm gösteren bir kıyafet, - veyahut Avrupa'nın en serbest balolarında bile dış kıyafet olarak arzedilemiyecek kadar açık bir giyim. Bunun her ikisi de seriatin tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz kadını o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. O şekiller dinimizin muktezası değil, muhalifidir. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız seriatin tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı. Dinî örtünme, kadınlar için zorluk çıkarmayacak, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal sekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine aykırı değildir."

"Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düsünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mükallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır."

"Bizim örtünme meselesinde nazarı itibare alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yandan hayatın icabatını düsünmektir. Örtünmedeki ifrat ve tefritten kurtulmakla bu iki ihtiyacı da temin etmiş olacağız. Giyim tarzımızda milletin ruhi ihtiyacını tatmin için, İslam ve Türk hayatını başlangıçtan bügüne kadar layıkıyla tetkik ve etrafıyla açıklamamız lazımdır. Bunu yaparsak görürüz ki, şimdiki giyim tarzımız ve kıyafetimiz onlardan başkadır, lakın onlardan daha iyidir diyemeyiz. Bizim kadın hayatımızda, kadının giyim tarzında yenilik yapmak söz konusu değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri bellettirmek mecburiyeti karşısında değiliz. Belki ancak dinimizde, milliyetimizde, tarihimizde zaten mevcut olan beğenilir adetlere uygunluğu sağlamak mevzübahş olabilir. Biz başlıbaşına ferden her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkimize, kendi arzumuza, kendi terbiye ve seviyemize göre istediğimiz kıyafeti şeçebiliriz. Ancak bütün milletin sayanı kabul göreceği şekilleri, bütün milletin hayatında uygulanması mümkün olan kıyafetleri herhalde genel temayülde aramak ve o şekillerin gerçekleşmesini de genel temayüle uygunlukta görmek lazımdır. Bazı milletlerin zevk alemlerini memleketimizde tatbike kalkmak süphesiz ki hatadır. Bu yol toplum hayatımızı feyz ve fazilete ulaştırmaz."

"Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını mesaimizde müsterek kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlakî, içtımai, iktisadi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur. Eğer kadınlarımız dinin tavsiye ve emrettiği bir kıyafetle, faziletin icabettirdiği hareket tarzıyla içimizde bulunur; milletin ilim, sanat, içtımaiyat hareketlerine iştirak ederse bu hali, emin olunuz; milletin en mütaassibi daha takdir etmekten geri duramaz. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı, belki önün müteşebbislerinden daha fazla savunucusu olur."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 11. Cilt, s. 149-151

"Gezilerim sırasında köylerde değil özellikle kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok sıkı ve özenle kapatmakta olduklarını gördüm. Özellikle bu sıcak mevsimde bu durumun kendileri için mutlaka işkence ve iştirap nedeni olduğunu tahmin ediyorum. Erkek arkadaşlar bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir. Çok namuslu ve dikkatlı olduğumuzun gereğidir. Fakat saygıdeğer arkadaşlar, kadınlarımız da, bizim gibi anlayışlı ve düsünceli insanlardır. Onlara ahlakla ilgili kutsal kavramları aşılamak, millî ahlakımızı anlatmak ve onların beynini ışıkla, temizlikle donatmak esası üzerinde bulunduktan sonra fazla bencilliğe gerek kalmaz. Onlar yüzlerini dünyaya göstersinler. Ve gözleriyle dünyayı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 211.


"Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başına bir bez veya bir peştemal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkaşını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın anlamı ve işareti nedir? Baylar uygar bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum, milleti çok gülünç gösteren bir görüntüdür. Derhal düzeltilmesi gerekir."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 217


"Bizim kadınlarımız, bazı yerlerde Avrupa kadınlarını bile gıptaya sevkedecek kadar ilerlemişlerdir ve eğer kadınlarımız yalnız bu yönü düsünür ve yalnız sıklıkta, zerafette Avrupa kadınlarını bile geçmeyi amaç kabul ederse kadınlık hayatında, dolayısıyla bütün milletin hayatında varmak istediğimiz mutlu inkılaba ulaşmakta kolaylık sağlayamayız."

"Kadınlık meselesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımız için görünüş ve kıyafette başarıdan daha çok, asıl başarılı olunması gereken alan ışıkla, kültürle, gerçek faziletle süslenmek ve donanmaktır. Ben saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarından daha aşağıda kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak ışık ve kültürle donanacaklarına kesinlikle kuşkü duymayan ve buna kesinlikle emin olanlardanım."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 151 - 153.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 09 Ara 2007 11:36:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Atatürk'ten Kadın Kıyafeti ve Örtünme Üzerine





Atatürk, 31 Ocak 1923 tarihinde İzmir Eski Gümrük binasında halk ile yaptığı konuşmada şunları belirtmektedir :

"Kasaba ve şehirlerde yabancıların dikkati ençok örtünme şekli üzerinde toplanıyor. Buna bakanlar kadınlarımızın hiçbirsey görmediklerini sanıyor. Bununla beraber din gereği olan örtünme, kısaca belirtmek gerekirse, denebilir ki; kadınların sıkıntı çekmesine yol açmayacak ve adaba aykırı olmayacak şekilde basit olmalıdır. Örtünme sekli kadını hayatından, varlığından tecrit edecek bir şekilde olmamalıdır."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt,s. 87


21 Mart 1923 tarihinde Konya Hilaliahmer Kadinlar Subesi'nin tertip ettigi çay ziyafetinde söyle söylüyor:

"Muhterem Hanımlar, düşmanlarımızı aldatan bu dış görüntü bilhassa kadınlarımızın seklinden, giyim tarzından ve örtünme seklinden kaynaklanıyor. Onların aldanmalarına yol açan diğer bir nokta da yabancılarla temas edebilecek mevkide bulunan kadınlarımızın tavır ve hareketlerinin millî tavır ve hareketlerimizin timsali olmayıp, belki Avrupa tavır ve hareketlerinin taklitçisi olarak görülmesidir. Filhakika, memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde giyim tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim tarzı ve örtünmesinde iki sekil tecelli ediyor; ya ifrat, ya tefrit görülüyor. Yani ya ne olduğu bilinemeyen, çok kapalı, çok karanlık bir dış görünüm gösteren bir kıyafet, - veyahut Avrupa'nın en serbest balolarında bile dış kıyafet olarak arzedilemiyecek kadar açık bir giyim. Bunun her ikisi de seriatin tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz kadını o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. O şekiller dinimizin muktezası değil, muhalifidir. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız seriatin tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı. Dinî örtünme, kadınlar için zorluk çıkarmayacak, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal sekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine aykırı değildir."

"Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düsünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mükallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır."

"Bizim örtünme meselesinde nazarı itibare alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yandan hayatın icabatını düsünmektir. Örtünmedeki ifrat ve tefritten kurtulmakla bu iki ihtiyacı da temin etmiş olacağız. Giyim tarzımızda milletin ruhi ihtiyacını tatmin için, İslam ve Türk hayatını başlangıçtan bügüne kadar layıkıyla tetkik ve etrafıyla açıklamamız lazımdır. Bunu yaparsak görürüz ki, şimdiki giyim tarzımız ve kıyafetimiz onlardan başkadır, lakın onlardan daha iyidir diyemeyiz. Bizim kadın hayatımızda, kadının giyim tarzında yenilik yapmak söz konusu değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri bellettirmek mecburiyeti karşısında değiliz. Belki ancak dinimizde, milliyetimizde, tarihimizde zaten mevcut olan beğenilir adetlere uygunluğu sağlamak mevzübahş olabilir. Biz başlıbaşına ferden her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkimize, kendi arzumuza, kendi terbiye ve seviyemize göre istediğimiz kıyafeti şeçebiliriz. Ancak bütün milletin sayanı kabul göreceği şekilleri, bütün milletin hayatında uygulanması mümkün olan kıyafetleri herhalde genel temayülde aramak ve o şekillerin gerçekleşmesini de genel temayüle uygunlukta görmek lazımdır. Bazı milletlerin zevk alemlerini memleketimizde tatbike kalkmak süphesiz ki hatadır. Bu yol toplum hayatımızı feyz ve fazilete ulaştırmaz."

"Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını mesaimizde müsterek kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlakî, içtımai, iktisadi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur. Eğer kadınlarımız dinin tavsiye ve emrettiği bir kıyafetle, faziletin icabettirdiği hareket tarzıyla içimizde bulunur; milletin ilim, sanat, içtımaiyat hareketlerine iştirak ederse bu hali, emin olunuz; milletin en mütaassibi daha takdir etmekten geri duramaz. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı, belki önün müteşebbislerinden daha fazla savunucusu olur."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 11. Cilt, s. 149-151

"Gezilerim sırasında köylerde değil özellikle kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok sıkı ve özenle kapatmakta olduklarını gördüm. Özellikle bu sıcak mevsimde bu durumun kendileri için mutlaka işkence ve iştirap nedeni olduğunu tahmin ediyorum. Erkek arkadaşlar bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir. Çok namuslu ve dikkatlı olduğumuzun gereğidir. Fakat saygıdeğer arkadaşlar, kadınlarımız da, bizim gibi anlayışlı ve düsünceli insanlardır. Onlara ahlakla ilgili kutsal kavramları aşılamak, millî ahlakımızı anlatmak ve onların beynini ışıkla, temizlikle donatmak esası üzerinde bulunduktan sonra fazla bencilliğe gerek kalmaz. Onlar yüzlerini dünyaya göstersinler. Ve gözleriyle dünyayı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 211.


"Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başına bir bez veya bir peştemal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkaşını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın anlamı ve işareti nedir? Baylar uygar bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum, milleti çok gülünç gösteren bir görüntüdür. Derhal düzeltilmesi gerekir."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 217


"Bizim kadınlarımız, bazı yerlerde Avrupa kadınlarını bile gıptaya sevkedecek kadar ilerlemişlerdir ve eğer kadınlarımız yalnız bu yönü düsünür ve yalnız sıklıkta, zerafette Avrupa kadınlarını bile geçmeyi amaç kabul ederse kadınlık hayatında, dolayısıyla bütün milletin hayatında varmak istediğimiz mutlu inkılaba ulaşmakta kolaylık sağlayamayız."

"Kadınlık meselesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımız için görünüş ve kıyafette başarıdan daha çok, asıl başarılı olunması gereken alan ışıkla, kültürle, gerçek faziletle süslenmek ve donanmaktır. Ben saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarından daha aşağıda kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak ışık ve kültürle donanacaklarına kesinlikle kuşkü duymayan ve buna kesinlikle emin olanlardanım."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 151 - 153.

sağolun öğretmenim. Ellerinize sağlık.

Çevrimdışı fatoş eke

  • Üye
  • *
  • 17
  • 0
  • 17
  • 0
# 09 Ara 2007 14:45:35
  Çok akıllı ve güzel düşünceleri olan bu dahi insan keşke bedenen de ölümsüz olsaaydı...

teşekkürler öğretmenim.

Çevrimdışı derbentli

  • Üye
  • *
  • 28
  • 0
  • 28
  • 0
# 09 Ara 2007 15:33:27
Atamızın bu anısı özellikle bugünü ve kadınlarımızın şu sıralar içine düştükleri ikilemi, örtünme anlayışının ne hale gelğini çok iyi anlatıyor.

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.716
  • 2.377
  • 6.716
# 09 Ara 2007 16:00:27
paylaşımınız için tşk...Atatürkün dne saygısını biliyorum haklı özellikle siyah çarşafla bayanın iş hayatına atılması aktif olması zordur.tesettür dikkat çekmemektir aynı zamanda ama günümüzde çarşaf çok dikkat çekmektedir.o açıdan uyguna olmayabilir...ama yazılanlardan bazılarına katılmıyorum ...mesela 1) millet anası hiç vahşi durma girer mi?Gülünç duruma düşer mi?...demiş kapalı olunca yada erkekle konuşmadığı için bayan vahşi olmaz gülünç duruma düşmez,bayanın erkekle konuşmaması çok doğaldır.bu onun yabani olduğunu göstermez....2)Sıcak mevsimde mutlaka işkence ve ıstırap nedeni olduğunu tahmin ediyorum...bu söze de katılmıyorum.bu bilimce de kanıtlanmış bişey güneşle direkt temasta bulunan ten daha çok yanar.daha çok terle kişi.giydiği kıyafet kapalıysa onu yakmaz sanıldığı kadartam tersine korur.güneşin yakıcılığından 1000 kat yakıcı olack cehennem ateşi.kimin garantisi var direkt cennete gitmeye.hergün ne kadar günah yazılıyor haneye....geniş düşünelim biraz ufkumuzu açalım biraz...

Çevrimdışı ugur_29_

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.501
  • 5.301
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.501
  • 5.301
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Ara 2007 16:22:36
Atatürk olmak kolay mı?
 O büyük lidere dinsiz ,imansız diyen mandacıaların gözlerinin içine bu metinler sokulmalıdır.

Çevrimdışı noyan_02

  • Yeni Üye
  • 3
  • 1
  • 3
  • 1
# 11 Ara 2007 22:09:34
Atatürkün 19 Mayıs 1919dan önce yaptığı çalışmaları yazarmısınız 2 günde bulmam gerek :'( :'( :'( :'(

Çevrimdışı a.pınar şirin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 923
  • 465
  • 923
  • 465
# 12 Ara 2007 12:35:16
öyle çok konuda tartışmayı bitirecek
'son sözler'i var ki Atamızın...bunlar da onlardan birkaçı.üzerine çok fazla konuşmadan uzlaşabiliyoruz.
özlemle anıyorum.

Çevrimdışı Ayyse

  • Yeni Üye
  • 5
  • 0
  • 5
  • 0
# 25 Ara 2007 22:02:08
çok dikkatli okunmalı bi yazı, tekrar tekrar ve illaki anlayarak..

Çevrimdışı qvaxoly

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 91
  • 137
  • 91
  • 137
# 25 Ara 2007 22:56:04
Kur'an'da yüzlerce kez yalan söylemenin, hak yemenin, namussuzluk yapmanın, yalancı şahitliğin günah olduğu belirtiliyor.Örtünme konusu bunların yanında hiç kalır. Örtünme öyle bir hale getirildi ki; sanki kadınlar için cehennemden kurtulmanın, dini bütünlüğün tek göstergesi buymuş gibi algılanıyor artık.Bu beni çok rahatsız ediyor. Bu konuda Atatürk de baskı altındaydı. Eşi normalde başını örtmezken, bu baskılar nedeniyle örtmek zorunda kalmıştır. O dönemde söyleyebileceği en ılımlı sözlerdir yukarıdaki sözleri.
Çok güzel söylemiş bence:
"Erkek arkadaşlar bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir."

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2007 14:34:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
paylaşımınız için tşk...Atatürkün dne saygısını biliyorum haklı özellikle siyah çarşafla bayanın iş hayatına atılması aktif olması zordur.tesettür dikkat çekmemektir aynı zamanda ama günümüzde çarşaf çok dikkat çekmektedir.o açıdan uyguna olmayabilir...ama yazılanlardan bazılarına katılmıyorum ...mesela 1) millet anası hiç vahşi durma girer mi?Gülünç duruma düşer mi?...demiş kapalı olunca yada erkekle konuşmadığı için bayan vahşi olmaz gülünç duruma düşmez,bayanın erkekle konuşmaması çok doğaldır.bu onun yabani olduğunu göstermez....2)Sıcak mevsimde mutlaka işkence ve ıstırap nedeni olduğunu tahmin ediyorum...bu söze de katılmıyorum.bu bilimce de kanıtlanmış bişey güneşle direkt temasta bulunan ten daha çok yanar.daha çok terle kişi.giydiği kıyafet kapalıysa onu yakmaz sanıldığı kadartam tersine korur.güneşin yakıcılığından 1000 kat yakıcı olack cehennem ateşi.kimin garantisi var direkt cennete gitmeye.hergün ne kadar günah yazılıyor haneye....geniş düşünelim biraz ufkumuzu açalım biraz...

hocam çok güzel tespit etmişsiniz.teşekkür ederim ve sonuna kadar katılıyorum.

ayrıca sürekli birşey dikkatimi çekiyor.mehmet uyar beyefendi neden hep böyle tartışma yaratacak,bölünmeye neden olacak,hassas konular açıyor?

mehmet bey yine bana bunları yazdım diye özel mesaj göndererek saldırmayın lütfen.....!!!!!!!!

Çevrimdışı yaren33

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 91
  • 10
  • 91
  • 10
# 26 Ara 2007 15:20:55
günümüzde örtü sembol oldu keşke gerçek amacına ulaşsa ama kullananların işine gelmez bu...ağzı olan sözde dindar kesim atatürkü din düşmanı gösterir çocuklara

Çevrimdışı aysegoceri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.553
  • 1.920
  • 3.553
  • 1.920
# 26 Ara 2007 15:57:24
türkiyemizin ilerleyemediğinden şikayet eder dururuz.eee tabi ki ilerleyemeyiz geleceğin kurucusu biz öğretmenler bile hala bu tarz konuları tartışıyoruz...başörtülü bir bayanla başörtüsüz bir bayan yan yana gezebiliyorsa kardeşçe ortada bir sorun yok bence...neden abartılıyor bu kadar anlamış değilim...sanki başörtülü insanlar canavarmış gibi gösteriliyor.bu tarz yazılar ve düşüncelerle bazı olgulara daha fazla zarar verildiğini hatırlatmak isterim..

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2007 16:00:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
türkiyemizin ilerleyemediğinden şikayet eder dururuz.eee tabi ki ilerleyemeyiz geleceğin kurucusu biz öğretmenler bile hala bu tarz konuları tartışıyoruz...başörtülü bir bayanla başörtüsüz bir bayan yan yana gezebiliyorsa kardeşçe ortada bir sorun yok bence...neden abartılıyor bu kadar anlamış değilim...sanki başörtülü insanlar canavarmış gibi gösteriliyor.bu tarz yazılar ve düşüncelerle bazı olgulara daha fazla zarar verildiğini hatırlatmak isterim..

evet kesinlikle.
saygı herkese gösterilmeli ister başı açık olsun ister kapalı....

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ara 2007 00:37:01
bu arada benim yukarıda yazdığım mesajın bazı bölümleri silinmiş.

iyide olmuş.kimseyle tartışmaya girmek istemiyorum.herkes herşeyi görüyor.

ben bu siteye tartışmak için değil iyiliği,güzelliği paylaşmak için giriyorum.

kim sildiyse mesajımı teşekkürler..o silmeseydi ben silecektim...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK