zaten öyle değil mi ki
mesela özlediği kokuyu duyunca sızlamıyor mu burnumuz, gönlümüzün sesine kulak vermiyor muyuz bazen
bazen de göz görmeyinece katlanıyor gönül
ama biz istedikten sonra her ses oyalıyor bizi
yeterki sen aldırma gönül...
söylemek istediğim gönül gözüyle bakmak/bakabilmekti...
arınmış olmanın, beşeri kaygılardan uzaklaşmanın, yeryüzünün kaosundan ve aksak ritminden sıyrılarak ''bakmak yetmez görmek lazım'' deyişindeki görmenin ötesine düşebilmek... baktığımız yaranın sadece çapına, kanına, morartısına değil içte bıraktığı ize de odaklanabilmek...bize göre; bilinmeyen, sebepsiz gibi duran acıların/heyecanın/yaşamın ötesini görebilmek...
bence; bırakalım da aldırsın gönül...