kendini bulma/kendi olma yolunda ne çok engel vardır yolumuzu kesen...ne çok yafta...ne çok etiket...her geçen gün boynumuza bir yafta daha asılır...yüzümüze bir etiket daha yapıştırılır...kimi kereler otomatik makinelerden çıkmışçasına nizam ve intizam içinde bulunan bu etiketler, kimi kereler acemi bir elin ürünüdür...ama nihayetinde etiket etikettir!.. ilkokulda defterlerimizi süsleyen, kenarı resimli ve üzerinde yalnızca herkesin bildiği adımızdan başka birşey yazmayan etiketlerden değildir bunlar...ve üzerinde neyin yazılı olduğundan çoğu zaman ancak üzerimize yapıştıktan sonra haberimiz olur...yazan her ne ise, isimsizdir çoğu kez... her yeni barkodla, yüzey alanımız daralırken bir aralıktan göz kırpar bir mavi... hayal mi gerçek mi diye debelenirken siz, o elini uzatır cömertçe... tutmak üzere uzattığınız el, el değil, el gibi...
o kadar çok yabancı ses yükselmiştir ki yüzlerce yıldır eteklerinizden, bir çırpıda tüm taşlarını dökemez olursunuz... başkalarının sesleri, ses tellerinize birer nodül gibi yapışmıştır... hepsinden ve daha fazlasından cerrahi bir operasyonla kurtulmak istersiniz ama anesteziye de alerji geliştirmiştir bünye bir kere...el mecbur bir arada ve kardeşçe yaşamanın yollarını aranır durursunuz beyhude geçen yıllar içerisinde... olmaz mı?.. olur da aslında... iç sesinizin ayarları ile oynadığınız sürece mümkündür... sesiniz çıkmadığı için de kimsenin farkında dahi olmayacağı biçimde, topçusu-tüfekçisi, piyadesi-sipahisi, amirali-mareşalı hepsi ve daha fazlası tek kişiden ibaret bir ordu ile kendi kendiniz(l)e savaşır durursunuz...
bir mucize olur sonra... günün birinde alıcınızın ayarları ile oynamak zorunluluğunuz kalkıverir ortadan... siluetten az biraz daha anlaşılır, gölgeden biraz dolu yekününüz ile rüzgara karşı dönersiniz yüzünüzü... ama esen; poyraz mıdır lodos mu?.. alize midir muson mu?.. keşişlemeden üç ila beş şiddetinde midir bilinmez... ne zaman ki rüzgara karşı durmayı başarır insan, işte o zaman rüzgarın şiddeti ile etiketlerinden/barkotlarından/yaftalarından teker teker kurtulmaya, iç seslerini duymaya, kendi olmaya, kendine benzemeye başlar...
zor mudur?..
zordur...
değer mi?..
değer...