bir kum saatinin içinde ve tam ortasındayız...aradan geçen zaman değil...herşey simetrik; ying/ yang, kara madde/ak madde, alfa/ omega, iyi/ kötü, güzel/ çirkin...
içiçe geçmiş milyarlarca evrenin bir köşesinde durup anlamaya çalışmak, tıpkı bir kum saatinin ortasında durup zerreleri sayarak nerede olduğumuzu anlamaya çalışmaya benziyor...kum saatinin içindekine kalsa, o bir çöldedir...cama/ aynaya uzaklığı binlerce ışık yılıdır...sonsuzun; zerrelerin olduğu yerde sınırlandırılması imkansızdır...
aşağıda olan biz değiliz...yukarıda olan da...tam ortadayız...değişkenlerin olduğu, herşeyin birbirine bağlandığı yerde...kımıldamadan duramıyoruz...oysa aşağıda da, yukarıda da herşey kımıltısız...her şey durağan...