Hani böyle boğazın düğümlenir ya. Kelimeler dökülmez dudaklarından,beynin işlevini yerine getiremez, sadece birkaç damla gözyaşı akar gözlerinden. Miden kasılır, ayakta duramazsın. Kalbin huzursuzca atar, titretir bedenini, üzer seni. Sanki ölüymüş gibi hissedersin kendini. Işte tam o an; yaşamı sana sevdirecek, boğazındaki düğümü bizzat kendisi çözecek, dudaklarının açılmasını, beyninin tekrardan çalışmasını sağlayacak birisi gelir. Gülüşü siler gözündeki yaşları. Kalbinin mutlulukla atmasına sebep olur, sana hayatının baharını yaşatır.
Sonra gider… Ve seni enkaz olarak bırakır. Hiç düşünmeden. Kendi elleriyle çözdüğü boğazın düğümünü tekrar kendi elleriyle bağlar daha sıkı. Gidişi geri getirir gözyaşlarını. Kelimeleri tıkar ağzına.
İşte tam o an. Gerçekten o an, yaşayan bir ölü olduğunu fark edersin. Nefret edersin kendinden, insanlardan. Kendi köşene çekilir, mutluluğu ruhunun en derinlerine tekmelersin. Sadece o ve gidişi vardır aklında. O ve gidişi…
Hiçbirimiz mükemmel bir hayat ve mükemmel insanlar istemiyoruz aslında sadece dürüst insanlar,samimi selamlar ve içten gülümsemeler ....