dayanak noktası şu,ilişkiler,bağlam ... baskasina varolmayi öğütleyen bir akıl.gerisi, 'fiziğin berisi' sizin tabirle..yani deneysel ve gozlemsel olan irrasyonaldir,diyorum.
Sinema da başkasına varolmayi ele alan yapıtların ölümsüzlüğünu vurguladim.ama siz ,nacizane fikrimi küçük gören bir değerlendirme yaptınız.fizik bilginize dayanan üstünlük duygusu söylediklerimi yanlış anlamaniza vesile oldu.ozetle, yaratılan sinema toplumsal kültürel tüm edimler gibi bilimin şemsiyesi altında ve biz bu akıldışı ,-ki ilişkilerden soyutlandigi için akıl dışıdır.-durum karşısında çaresiz durumdayız.burada hür irade olamaz.cunku sunum vardır.secimler sunulur ve biz seçeriz.Evrenin imkanları, özgürlüğü kısıtlar.iyi geceler öğretmenim.
Veeeeee bilimin canı cehenneme.sihri bir ilizyondan başka bir şey olamaz.
Not: Karl popper ı okumanızı tavsiye ederim.
Genel olarak şunu söyleyebilirim öğretmenim:
Yazdıklarımın temel amacı paylaşmadır. Ayrıca düşündürtme amacı da söz konusudur. Bu forumu herkese açık hale getirirken de bunu en başta da belirtmiştim. Hepimizin yazmaktan, konuşmaktan, çizmekten, boyamaktan, tasarlamaktan temel gayesi kendini ifade etme, anlatma, anlama ve anlaşılma çabasıdır. Tümü paylaşmaya yöneliktir.
Bir ücret karşılığında yapmıyoruz. Nihayetinde paylaşma niyeti taşımaktadır. Fakat herhangi bir kıyasla 'küçük görme' amacı yoktur. En azından şahsım olarak, yazdıklarımın tümünde o niyette, (bilgi yarıştırmak, galip gelmek niyetinde) olmadığımı bilmenizi isterim.
İnsanların farklı fikirleri, düşünceleri ele almak, karşılaştırmak, kendi düşüncelerine göre yeniden yorumlamak gereği de buna hizmet eder. Bilgi paylaşımından yeni şeyler öğrenmek gayem olabilir ancak, kendi doğrularımı dayatmak, karşı fikri küçük düşürmek gibi hedefler amaçlarım içinde yer almıyor. Açık bir suçlama yoksa, bunda art niyet aramak da gerekmiyor.
Tartışma, eleştirme gayesinde 'üstün gelme' duygusu en başta beni rahatsız eder. Ukalalık etmemek için çoğu kez düşüncelerimi, bildiklerimi törpülemeyi de prensip olarak tercih ederim. Bu, gönül kırmamak niyetimden ileri gelir. Sabit fikirli değilim. İdeolojilere de inanmam.
Burada yazdıklarımla ben; ne deneysel bilimciliğin, ne dogmatik bilginin ne de din veya başka bir ideolojinin, ekonomik veya sosyal sistemin (tercihlere saygı ile birlikte) tüccarı konumunda değilim, olmak zorunluluğum da yok. Doğrularım budur "herkes uyacak" gibi bir dayatmam da söz konusu değil. Yazdıklarımdan kendinize veya bir başkasına kızacak bir opsiyon da yok sanırım. İçiniz rahat olsun.
.............................
.............................
....................
O bir kaç mesajda söylemek istediklerim; fizik yasaları veya yer çekimi kanunları bana bunu zorla yaptırmıyor. Kendi tercihim ve seçimlerimle inandıklarımı sergiliyorum. Herkes karakter seçimleri ile kendi hayat filminin yönetmeni ve kahramanı konumunda. Söylediklerimin beğenilmesi veya beğenilmemesi gibi bir kaygı taşımıyorum.
Hayata dair seçimlerimizde hür irade benim için vardır, size göre sınırlı bir evrende seçimlerimiz hür iradeye dayanmaz, yoktur. İnsana, hayata, bilime ve evrene bakış açılarımız nedeniyle bazı noktalarda benzer, bazı noktalarda ayrışıyor olmak son derece doğal bir şey. Tasarım bir hayat içinde de olsak, tercihlerimizle onu ve kendimizi şekillendiriyoruz. Sınırlı bir evrende, sınırlı varlıklar olarak yine de hür iradeye sahip olduğumuzu düşünüyorum.
Düşüncelerimiz, seçimlerimiz ne olursa olsun saygıya değer. Çünkü hiçbirimiz; karakterimiz, şeklimiz, tercihlerimiz, beğenilerimiz v.s noktasında bir diğerinin tıpkısı, fotokopisi değiliz. Olmak zorunluluğumuz da yok. Saygılar öğretmenim..