İSTANBUL
Ah ahh! Anlatamam seni İstanbul,
Taşına, toprağına paha biçemem,
Derelerini, tepelerini düzleyemem,
Ne kadar övünsen de sana yakışır.
Nice nice insanları bağrına bastın,
Güzel çirkin demedin hepsini sardın,
Suyunu da para ile satın aldım,
İçilecek suyun kalmamışİstanbul.
Ahh! Bir tarafta kat kat siteler,
Dahası, yıkık dökük bir katlı evler,
Yolu bile olmayan milyonluk yerler,
Yolu olmadan yaşanılan İstanbul.
Boğazlarına paha biçemiyorum,
Kötü taraflarını hiç söylemiyorum,
Mafyanın ormanı yaktığını biliyorum,
Şile, Beykoz ile daha yeşilsin İstanbul.
Sabah akşam işe gitmek mucize,
Trafik tıkandı mı döneriz sinir küpüne,
Fatih, Boğaz İçi Köprüsü bedel ömre,
Tıkanan yolların çekilmiyor İstanbul.
Hani ya! Evvelinde aşın, işin bol idi,
Fabrikalar, atölyeler sana can idi,
Derelerin tepelerin de yeşillik var idi,
Derelerin tepelerin ev oldu İstanbul.
Çalışan avuç avuç para kazanırdı,
Aileler, İstanbulda mutlu mutlu gezerdi,
Senin de bir terbiyen, adabın vardı,
Ailen de terbiyen de yok olmuş İstanbul.
Ağaların elinden kaçanları sakladın,
Evliyaları, saltanatları sen yaşadın,
Şehirlerin taçsız sultanı, Şahı idin,
Şimdi 500 TL için kölelerin var İstanbul.
Minik minik 3-E kuzucuklarımı severim,
Öğrencilerimi Dudullu da büyütüp besledin,
Annesiyle el ele tutuşup okula gelip giderdi,
Hasan Hüseyine dost oldun İstanbul.
3-E öğrencilerim yollarımı bekler,
Canım öğretmenim diye şarkı söyler,
Hasan Hüseyin çocuklarım diye sever,
Nasip kısmetlerini bol eyle İstanbul.
Sana gelen de gelmeyen de pişman,
Evsiz, işsiz olanların hali pek yaman,
Helal gitti haramzadelere kaldı zaman,
Tarihinle övünmek sana yakışır İstanbul.
Gecekonduların çoğaldıkça çoğaldı,
Derelerin tepelerin sele teslim kaldı,
Üzerinde nice haksızlar para kazandı,
Gönüllü kölelerin çoğaldı İstanbul.
HASAN HÜSEYİN BAYAR (şiir bana ait)