Hayırlı günler dilerim.
Belki yanılıyorum..
Mesajınıza bu şekilde başlamanız büyük incelik ve çok güzel bir davranış teşekkür ederim.
... önce sistem üzerinde konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Buradaki sistemden kastımın eğitimin öznesinde yaptığımız değişiklikler ve planlamar olduğunu belirteyim...
Okulların adlarını değişitirmek, 6-7 yıldır uygulanan müfredata "yenilenen müfredat demek, yüzeyde değişiklikler yapmak bize yarar sağlamıyor.
Haklısınız...
İlk olarak 28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında okulların adlarının değiştirilmesi istenmişti.
Hatırlar mısınız bilmiyorum. O zamanlarda bu isteğe çok büyük bir TEPKİ gösterilmişti.
Dönemin hükümeti okulların adlarının değişitirilmesine karşı çıkmıştı.
Mevcut hükümet okulların adını değiştirmeyince istifa etmek zorunda kalmış, yeni kurulan hükümet okulların adını değiştirmişti.
Okulların adlarının değiştirilmesi hususu neden Milli Güvenlik Kurulu toplantısında görüşülür anlamış değilim.
Bu hususun ülke güvenliği ile ne alakası olabilir ki?
Bugünde okulların adlarının değiştirilmemesi için Anayasa mahkemesine gidiliyor.
Birinci başvuru reddedildiği için ikinci başvurunun hazırlıkları yapılıyor.
Okul adlarının değiştirilmesi neden bu kadar sorun oluyor anlamıyorum.
Okul adlarını değiştirmek eğitimin öznesinde bir değişikliğe yol açıyorda ben mi farkında değilim.
Öğretmenlik mesleği yeniden tanımlanmalı ve saygınlığı tekrar iade edilmelidir..
Mustafa Kemal Paşanın, saltanatın kaldırılması müzakerelerinde şunları söylediği rivayet edilir:
***
Hakimiyet ve saltanat hiç kimseye ilim icabıdır diye münakaşa ile mügalata ile verilmez.
Hakimiyet ve saltanat kuvvetle, kudretle, ZORLA alınır.***
Saygınlığın alınıp, verilen bir nesne olduğunu sanmıyorum.
İnsanları birilerine / bir şeye / bir inanca saygı duymaya ZORLAYAMAZSINIZ.
Benim düşüncem saygınlığın KAZANILDIĞIDIR.Saygınlığın nasıl kazanılacağı tartışılabilir.
Katı bürokratik yapının üzerinde neler yapılabileceğini düşünmek yerine....
Somut ama öznesinde eli kolu belli oranlarda bağlı öğretmenleri yazıyorsunuz...
Uzun uzun ve düşündürücü ama ana sorunu öğretmen düşünce yapısı olarak sunuyorsunuz ki kısmen haklılık payınız olmakla birlikte,
temel sorunun planlama ve stratejik bakış yoksunluğu olduğunu ifade ettiğinize şahit olmadım şu ana kadar.
İlk mesajımda konu başlığının "Kendimi Tanıyorum" programındaki bir söz olduğunu belirmiştim.
İNSANLAR genellikle olumsuzluklardan başkalarını sorumlu tutmak eğilimindedir.
İNSANLAR genellikle olumsuzluklara TEPKİ gösterirler.
Bu iki hususun KAMİL İNSAN yetiştirme noktasında en büyük engel olduğuna inanıyorum.
İNSANLARIN (öğretmenlerin değil) olumsuz durumlardaki SORUMLULUKLARINA dikkat çekmek istiyorum.
İNSANLARIN (öğretmenlerin değil) olumsuz durumlarda TEPKİ göstermemeleri, ETKİ ETMELERİ gerektiği inancını yaygınlaştırmaya çalışıyorum.
TEPKİ göstermek kolaydır. Zor olan ETKİLEMEKTİR ve zor olan güzeldir Diğer meslek gruplarının ve insanlara bakış açısını anlatmışsınız.
Ancak bizim eğitim sistemimiz Osmanlı İmparatorluğunun yenileşme çabalarının başlangıcından bugüne kadar
"Belediyelerin kaldırım yapması ve tekkrar sökmesi kadar planlı ve programlı" bie şekilde ilerlemektedir.
Öğretmenler değişmek istemiyor demişsiniz.
Ancak insanımız kendisi her alandaki o muhteşem uzmanlığını eğitim alanına yansıtırken daha bir gayretkeştir..
Bunu da unutmamak gerekir...
Yeğenlerimi yetiştirirken yaşadığım en büyük sıkıntılardan biri şu cümleydi:
- Öğretmen öyle söyledi.
Aile içinde verilen eğitim ile okulda verilen eğitimin çakıştığı noktalar olabiliyor.
Anlayamadığım bir sebepten dolayı çocuklar HER ZAMAN öğretmenlerinin söylediğinin doğru olduğuna inanıyorlar.
Çocukları söylediğimizin doğru olduğuna inandırmak mümkün olmuyor.
Öğretmenler bu ETKİLERİNİN farkında değiller.Çocuklar üzerinde bu kadar güçlü ETKİLERİ olan insanların
HATA yapmalarına asla müsaade edemeyiz Öğretmenler kusursuz, mükemmel olmak zorundadırlar.
*Değişim her zaman içten gelen bir yapımıdır?
Kendimi tanıyorum programının evlilik bölümünde, evlilik öncesinde tarafların, evledikten sonra birbirlerinin beğenmedikleri özelliklerini değiştirebileceklerini düşündüklerini, bu düşünce şeklinin hatalı olduğu belirtildi.
Programın facebook sayfasına yazdığım bir mesajın giriş bölümü şu şekildedir.
***
Evlilik öncesinde yaygın olduğunu düşündüğüm bir düşünce şekli vardır.
Kişiler evlenmeyi düşündüğü kişide beğenmediği özellikleri evlendikten sonra değiştirtebileceklerini düşünmektedirler.
Programımızın evlilik bölümünde bu hususa da bir kaç cümle ile değinildi bu düşünce şeklinin yanlış olduğu vurgulandı.
Bu şekilde düşünenler, GENELLİKLE kendilerini aldatırlar.
Genellikle kelimesine dikkat çekmemin sebebi var.
Daha önceki mesajımda evlilik öncesi ile sonrası arasında kişilerin çok değişebildiğini belirtmiştim.
(Değişikliğe bariz örnek bu mesajın başında mevcuttur.
)
Bu değişimler genellikle şartların değişmesiyle olur. Fakat kişilerin eşlerini değiştirmeleri de mümkündür.
Kişilerin eşlerini değiştirebilmesinin hemen hemen TEK YOLUNUN kendilerinin değişmesi gerektiğini bilmeleri gerekir.
Evlilik bir uyumdur,
eşler birbirlerindeki değişime uyum sağlarlar.Düşüncemi örnek bir olay ile açıklamaya çalışayım.
...
***
Değişikliğe bariz örnek olarak mesajın başına bir karikatür eklemiştim.
Karikatürde gelinliğini bile çıkarmamış olan bayan damat beye :
- Evlendikten sonra çok DEĞİŞTİN, artık hiç güzel şeyler söylemiyorsun bana...
demektedir.
Mesajımda yer alan örnek olayı şu cümle ile özetlemiştim:
- Değişim kaçınılmazdır, eşinizi değiştirmek istiyorsanız işe kendinizi değiştirmekle başlayın.
İçten gelen bir değişim yaşanmadığı durumlarda dış etkenlerle değişimin yaşanması kaçınılmazdır.
İçteki değişim dış etkenleri ETKİLER.
*Liyakata ve eğitime önem vermeyen kamu sektöründe bıçağın bilyelenmesi gibi yıpranarak nereye kadar özveri gösterebilrsiniz?
Kamu sektöründe yaşanan sıkıntıların temel sebebi eksik REKABET şartlarıdır.
Kamu sektöründe güçlü REKABET şartları oluşturmak mümkün olmuyor.
Özveride bulunmak yerine kamu sektöründen KAÇMAK en iyisi galiba
*Yazdıklarınızda gördüğüm en büyük eksik (öğretmen değilseniz ) teorik olarak planlama yaptığınız fikirlerinizi eğitim gibi insan unsurunun tüm yıkıcı ve yapıcı etkilerine maruz kalan bir sisteme bilgisayar programı düzeninde yüklemeye çalışmaktır. Eğitimde her komut her yerde aynı sonucu vermiyor maalesef...
Bir süre usta öğretici sıfatı ile öğretmenlik yaptım.
İktisatçı olduğumu gösteren bir diplomam var ama kendimi bilgisayar programcısı diye tanıtmayı tercih ediyorum.
***
Eğitimde her komut her yerde aynı sonucu vermiyor maalesef...
***
cümlesi çok güzel bir tesbit. Bu ifadeye hak veriyorum. Bu esnekliğin öğretmenler için bir AVANTAJ olduğunu düşünüyorum.
Çünkü biz bilgisayarın koyduğu şartların dışına çıkamıyoruz
İstediğimiz sonucu almak için aynı komutları kullanmak zorundayız.
Ciidi bir şekilde doktora yapmayı düşünen bir öğretmen olarak sizimle bu konuda ve başka konularda yazışmak gerçekten ufkumu açıyor.. Fikirleriniz ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim...
Görüş belirten HERKES ufkumuzun açılmasına katkıda bulunuyor.
Doktoranızı mevcut sistem içinde mi yapmayı düşünüyorsunuz?
Bilhassa düşüncelerinizi açıklamada kullandığınız üslup için teşekkür ederim.