Bizi Allah'a Yaklaştıran Nafile İbadetler

Allah Resûlü (s.a.v) şöyle haber vermektedir: “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk amel namazdır. Eğer namazı düzgün olursa işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün değilse kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan olursa Allah Teâlâ: “Kulumun nafile namazları var mı bakınız?” buyurur. Farzların eksiği nafilelerse tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.”  Fakat bu ifadelerden farzları bırakıp nafilelerle meşgul olmak şeklinde bir hüküm çıkarılmamalıdır. Sırf farzlarla meşgul olup nafileleri ihmal etmek doğru olmadığı gibi sadece nafilelerle meşgul olup farzları ihmal etmek de doğru olmaz. Doğru olan farzları eda etmekle birlikte mümkün oldukça nafile ibadetleri de huşû içinde ifa etmeye gayret göstermektir.
Kaza borcu bulunan kimselerin sırf kaza kılıp nafileleri terk etmesi de doğru değildir. Zira kazalar, kerahet vakitleri hariç günün her vaktinde kılınabilir. Oysa Teheccüd, İşrak, Kuşluk ve Evvâbîn gibi bir kısım nafile namazlar vakitlere bağlı olduğundan onları eda hususunda basiretli davranmak gerekir.

Kul, Allah’a farzlarla yaklaştığı kadar başka hiçbir amel ile yaklaşamaz. Fakat bu ulvî yolculuğa nafilelerle devam eder. Resûlüllah (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Her kim (ihlas ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse ben de ona karşı harp ilan ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli herhangi bir şeye bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilaveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de ben onun (âdeta) işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı akleden kalbi ve konuşan dili olurum. Benden her ne isterse onu mutlaka veririm. Bana sığınırsa onu korurum. Ben yapacağım bir şeyde mü’min kulumun ruhunu kabzetmekteki tereddüdüm kadar hiç tereddüde düşmedim zira o ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem.”
Nafile ibadetler, kulluk şuurunu canlı tutar, kalbi rahatlatır, ruhu inceltir, yüze nur bahşeder. Nafilelere huşû, huzur ve kalp uyanıklığıyla devam edenlerin iman heyecanları daha fazla, vuslat arzuları daha coşkundur. Tabii ahiretteki saadet ve sevinçleri de o nispette tahakkuk eder. Zira Yüce Allah bir ayette Resulüne vaad ettiği makâm-ı mahmud’u bizler için nafile ibadet olan gece namazının kılınması ile birlikte zikretmiştir.   

Şükür.

YASİNİ ŞERİFİN FAZİLETİ

  Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadisi şeriflerinde "Her şey için bir kalp vardır kuranı kerimin kalbide yasindir buyuruyor." Peygamber Efendimiz (SAV) bu süreyi okumayı çoğaltınız çünki onda çok husisiyetler vardır buyuruyor.Öyle'ki Yasin'in tefsirinde aç olan kimse huzuru kalp ile yasini şerifi okuduğu zaman Allah onu fazlından doyurur yine korkan kimse okursa Allahü Teala onun korkusunu giderir,.fakir okuduğu zaman zenginleşir, hacet sahibi okuduğu zaman Allahü Teala onun hacetini giderir ve yine kimki sabah okursa akşama kadar Allahü Teala'nın  emanetinde olur.Hangi beldede okunursa veya tefsir edilirse Allahü Teala o beldeden bir çok belayı def eder ve kimki gece okursa o ev halkı sabaha kadar Allah'ın emanında olur ölü üzerine okunursa azap ehli ise  azabı hafifler eğer azab ehli değilsede kabirde rahatı iyi olur.Çünkü kabir ya cehennem çukurlarından bir çukur yada cennet bahçalerinden bir bahçedir diyor Hammami tefsirinde .
İşde bunun içindirki biz hastamız olduğundada cenazemiz olduğunda hacetimiz olduğunda hep yasin okuruz.Farklı ağızlardan dua ya gelince kişinin ne kadar çok günahı olursa olsun bir başkası için yaptığı dua günahsız ağızdan yapılan duadır.onun için bir birimize duada cimrilik yapmayalım.Burada dikkat edeceğimiz tek şey inanarak okumak her şeyin başı inanarak kalben okumak. KADER HİÇ BİR ŞEYLE DEĞİŞMEZ ANCAK DUA İLE DEĞİŞİR.hepinize bol dualı günler diliyorum.

DUA ve KUR'AN bizi ALLAH'a yaklaştırır.

.

 

.

.

.

.

.

.

Sadakta Ya RasulAllah. Namaz Namaz Namaz...

.

.