Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı mavimavi31

  • Uzman Üye
  • *****
  • 694
  • 1.488
  • 694
  • 1.488
# 23 Ağu 2011 23:35:58
New York'un sembolü sayılan 'Özgürlük Heykeli'nin pek bilinmeyen öyküsü Heykel, 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır'a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından
hazırlanmış ama sonradan yaşanan bazı şanssızlıklar yüzünden Mısır
yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz
tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.
'NEW York' dendiği zaman, çoğumuzun hatırına ilk önce Manhattan'daki gökdelenler ve şehrin hemen önündeki adada yükselen, kaidesiyle beraber tam 93 metrelik 'Özgürlük Heykeli' gelir.1880'li senelerde Fransa'da yapılan Özgürlük Heykeli'nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesin in New York'a değil, o yıllarda Türk toprağı olan Mısır'a dikilmek üzere hazırlandığını ve son anda yaşanan bir talihsizlik neticesinde
Amerika'ya gittiğini bilir misiniz? İşte, kaçırılan bu fırsatın kısa öyküsü:

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ağu 2011 01:14:16
Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturduğunu ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önlediğini…

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ağu 2011 01:14:47
Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağ ırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını…

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ağu 2011 01:15:05
Yemek yerken yemeğin ortasında su içildiğinde içilen suyun yenilen gıdaların sindirilmesine, gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunduğunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduğunu…

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ağu 2011 01:15:26
Oturularak ve en az 3 yudumda içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksadığından tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artırıp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüğün salgılanmasını artırarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunduğunu..

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ağu 2011 01:16:29
Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmenin kan dolaşımını hızlandırıp sıcak sudan dolayı genleşmiş olan damarların içindeki kanın aktivasyonunu artırarak tansiyon düşüklüğünü önlediğini ve savunma mekanizmasını güçlendirdiğini…

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.187
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ağu 2011 01:16:44
Bütün bunların, 1600 sene evvel Peygamberimiz (sav) in yaptığı ve ümmeti için de tavsiye ettiği sünnet-i seniyyeler olduğunu...

Çevrimdışı melihatarhan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.267
  • 11.734
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.267
  • 11.734
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Ağu 2011 01:41:45
Bu sayfada harika bilgiler varmış.Önceki sayfalara bakmadım.Ben yıllardır "su küçüğün söz büyüğün " olarak bilirdim.Bundan dört beş ay önce bu atasözünün aslında "Sus küçüğün söz büyüğün " olduğunu duydum.Acaba doğru mu bilemiyorum ama sanki doğru gibi geliyor.Çünkü su ile söz arasında bir bağ kuramıyordum ama susmak ile söz arasında mantıklı bir bağ var.Belki çoğunuz bunu biliyorsunuzdur da ben yeni öğrenmiştim.

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 25 Ağu 2011 04:54:34
Semaver kelimesi Rusça “kendi kendine kaynayabilen” mânâsına gelir.

Semaverin anavatanı Rusya’dır. Rusya’da asırlarca kullanılmış ve günümüzde de kullanılmakta olan bir âlettir. Osmanlılar devrinde çay, uzun süre kahvelerde semaverlerle pişirilmiş, halk arasında da çok tutulmuştur. Yurdumuzun doğu kısımlarında hâlâ yaygın olarak kullanılırlar.

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 25 Ağu 2011 04:56:00
Cep telefonunuzda tuş takımınız kilitle olsa dahi 112'i çevirebilirsiniz.

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 25 Ağu 2011 04:58:23
Dilimizdeki izler parmak izi gibidir.Her insanın dil izi farklıdır.

Çevrimdışı erdogansancı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.167
  • 3.525
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.167
  • 3.525
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ağu 2011 07:50:48
-Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar.

Çevrimdışı culle

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.215
  • 13.986
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.215
  • 13.986
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ağu 2011 15:26:52
Yol İzni: Osmanlılarda, yolda yürürken yavaş yürümesinden ötürü geçilecek bir yaşlı ile göz göze gelinir, hürmetle izin istenir onun "izni" ile geçilir ve yola devam edilirmiş...
Kitap Sayısı: Endülüs'te Sultan Hakem'in kütüphanesinde 600.000 el yazması kitap varken, ondan 400 yıl sonra gelen Avrupalıların "Bilgin Kral" dedikleri Charles'ın 900 kitabı varmış...
Kitap İstifi: Osmanlıda kitaplar rafa yatık ve dışı okunacak şekilde üst üste dizilirmiş. Böylece buruşma, tozlanma, devrilme ve kitabın sırt adını okuma güçlüğü olmazmış...
Sadaka Taşları: Camilerin ana çıkış kapılarında yarım metre yüksekliğinde sadaka taşları varmış. Zengin sadaka taşındaki oyuğa para bırakır, fakir ise ihtiyacı kadar alırmış.. Zengin övünmez, fakir de ezilip büzülmezmiş...
Kapı Tokmakları: Eskilerde kanatlı ahşap kapılarda sağ ve solda olmak üzere iki demir halka bulunurmuş. Biri kalın, diğeri ince.. Gelen, yabancı veya erkek misafirse kalın halkayı çalarmış. Eğer gelen, komşu kadınsa veya aileden biriyse ince halkayı... Böylece içerideki ona göre kapıyı açarmış...
"Vakıf Medeniyeti": Osmanlı'da vakıf isimlerine bir bakalım ve şaşıralım. "Osmanlı vakıf medeniyetidir" sözü ne demekmiş anlayalım:
1. Kimsesiz Çocukları Gezdirme Vakfı
2. Fakir Çocuklara Meyve Yedirme Vakfı
3. Hizmetkârların Kırdığı Eşyaları Tazmin Etme Vakfı
4. Dağda Kalmış Aç Kurtları Doyurma Vakfı
5. Göçmen Kuşlara Yardım (Gurabâ-i Laklakan) Vakfı

Çevrimdışı hako1726

  • Uzman Üye
  • *****
  • 469
  • 1.478
  • Müdür Yardımcısı
  • 469
  • 1.478
  • Müdür Yardımcısı
# 27 Ağu 2011 15:35:12
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
New York'un sembolü sayılan 'Özgürlük Heykeli'nin pek bilinmeyen öyküsü Heykel, 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır'a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından
hazırlanmış ama sonradan yaşanan bazı şanssızlıklar yüzünden Mısır
yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz
tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.
'NEW York' dendiği zaman, çoğumuzun hatırına ilk önce Manhattan'daki gökdelenler ve şehrin hemen önündeki adada yükselen, kaidesiyle beraber tam 93 metrelik 'Özgürlük Heykeli' gelir.1880'li senelerde Fransa'da yapılan Özgürlük Heykeli'nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesin in New York'a değil, o yıllarda Türk toprağı olan Mısır'a dikilmek üzere hazırlandığını ve son anda yaşanan bir talihsizlik neticesinde
Amerika'ya gittiğini bilir misiniz? İşte, kaçırılan bu fırsatın kısa öyküsü:

müthiş bi bilgi, ilk defa burada rastladım. teşekkürler.

Çevrimdışı çiçikağan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.146
  • 2.213
  • 2.146
  • 2.213
# 27 Ağu 2011 15:46:33
suriyedeki "Caber Kalesi" ülkemiz dışındaki dünyadaki tek Türk toprağıdır ve Türk askeri tarafından nöbet tutulmaktadır

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK