Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı AYHANAYDIN

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 2.476
  • 28.586
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.476
  • 28.586
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Eki 2020 01:09:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ceviz ağacının taşıtlardan çıkan egzoz gazındaki kurşun gibi ağir metalleri emdiğini ve Avrupalıların otoyol kenarlarına ceviz ağacı diktiklerini.
ADAMLAR HEM ÇEVREYİ SEVİYORLAR  , HEM DE MEYVESİNDEN FAYDALANMASI İÇİN İNSANLARINI.

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 15 Eki 2020 07:01:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ADAMLAR HEM ÇEVREYİ SEVİYORLAR  , HEM DE MEYVESİNDEN FAYDALANMASI İÇİN İNSANLARINI.
Aynen öyle sayın hocam. Biz de habire çok iyi yanan kızıl çam ormanlarını çoğaltıyoruz.

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 15 Eki 2020 07:45:25
Beyaz alıç yapraklarından yapılan çayın kapalı tüm kalp damarlarnı açtığını.

Çevrimdışı toprakana

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 595
  • 1.290
  • 595
  • 1.290
# 15 Eki 2020 07:51:12
Türkiye'de antidepresan kullanımı yıllık 70 milyon kutuya dayanmış korkunç bir tablo

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 15 Eki 2020 07:57:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türkiye'de antidepresan kullanımı yıllık 70 milyon kutuya dayanmış korkunç bir tablo
Kesinlikle doğru hocam. Akrabalarımda kullananları duyduğumda inanamadım. İnsanların bu kadar gergin olmalarının nedenlerinden biri de evde ve her yerde fazla miktarda eşyaların olmasıdır bence.

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 18 Eki 2020 06:58:14
Kısacık bir hayatı yaşamak için ağustos böceğinin  kozasının toprak aktında 17 yıl beklediğini ve ondan sonra çıktığını.

Çevrimdışı filiz_07

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.663
  • 6.664
  • 2.663
  • 6.664
# 18 Eki 2020 07:59:47
"Kibrit çakıyorsun karanlıkta
 badem çiçeklerini görmek için
 Ve mart denizlerinde tedirgin bir
 çift
 sarnıç gemisi gözlerin
 Bir iş açacaksın sen başımıza
 yangın mı olur artık, bahar mı?”

 Can Yücel

 Günaydınlar olsun

Çevrimdışı MEKİLER

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.189
  • 5.395
  • 1.189
  • 5.395
# 18 Eki 2020 08:24:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Beyaz alıç yapraklarından yapılan çayın kapalı tüm kalp damarlarnı açtığını.
Öğretmenim, bu konuyla ilgili bir tecrübeniz var mı? Yakınlarımda bu hastalıktan tedavi görenler var da.

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 18 Eki 2020 08:36:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenim, bu konuyla ilgili bir tecrübeniz var mı? Yakınlarımda bu hastalıktan tedavi görenler var da.
Sadece duyum hocam. Görev yaptığım köyde bir veli söylemişti.  Velinin anlatımına göre doktora kontrole giden bir yakınına doktor damarların açılmış. Yoksa sen beyaz alıç çayı mı içtin demiş . hasta da evet demiş. Annemin hem beyin hem kalp damarları tıkalı kullanması için gönderdim. İnşallah şifa bulur.

Sayın hocam ben şifalı bitkikerin hastalıklara derman olduğuna inanıyorum. Zaten ilaçlar onlardan yapılıyor.
Bence bitkilerin faydası vardır ve üç koşul şifayı sağlar:

1. Hasta o bitkinin kendine şifa vereceğine yürekten inanmalı.
2. En az 40 gün kullanılmalı
3. Doğru sürede  kaynatılmalı ( En ideali 1 dakika imiş)

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 21 Eki 2020 22:40:17
Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu, Ankara Tıp Fakültesi’nde asistan iken doktorasını bitirmek üzereymiş. Astım hastalığı hakkında bir tez hazırlamış hocalarına sunmuş.
Bölüm başkanı olan hocası tezi herkesin gözü önünde çöpe atmış.

O çöpe atılan tezi birkaç yıl sonra tıp
dünyasının üç büyük bilimsel dergisinden birinde yayınlanmış.
Ankara ona doçentliğini vermediği için Finlandiya’da Doçentlik ünvanı alan ilk
yabancı olmuş.
Finlandiya’da bakteri çalışmaları yaparken Bilkent Üniversitesi Rektörüne ve Genetik Bölümüne başvurarak “Gelin bunu birlikte yapalım, patenti Türkiye’ye ait olsun” önerisini yapmış. Gelen yazılı yanıtta “Başka işiniz mi yok, siz galiba iş arıyorsunuz” deyip kabul etmemişler.
Türkiye’de yüzüne bakılmayan, tezi herkesin gözleri önünde çöpe atılan Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu gerçek bir Türk hanımefendisi. Finlandiya’da doçentlik ünvanını alan ilk yabancı.
Kendisi kireçlenmenin müsebbibi olan ve nanobakteri adı verilen mikrobu bulmuş. Bu buluşu nedeniyle dünyanın her yerinden davetler, ödüller almış. 2,5 yıldan beri NASA’da (Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi) çalışan ilk Türk Bilim Kadını.
Önümüzdeki yıllarda da kalp ve böbrek hastalıklarının teşhisine ilişkin, patenti yüzlerce milyon dolar değerinde önemli bir buluşu açıklanacakmış.
Dünya çapında tanınan ve buluşlarının patent değeri yüzlerce milyon Dolar olan böylesi büyük bir bilim adamını Türkiye tanımıyor, Türk yetkililerden aldığı tek bir tebrik bile olmamış. Bilim dünyasında ona “Türklüğünden vazgeç, daha çok parla, dünyada şöhret ol” diye akıl verenlere o inatla “Türklüğümden asla vazgeçmem” demeye devam ediyor.
Türk olması her yerde kendisi için büyük bir sorun olmuş. Finlandiya’da Türk olduğundan hiç biz zaman söz edilmemiş.
Vatandaşlık başvurusu bile yapmamış ama O'nu hep Finli gibi tanıtmışlar dünyaya. Mesela NASA’ya gittiğinde, Finlandiya'nın tüm gazeteleri “NASA’ya giren ilk Finli” diye başlık atmışlar.
Başarılı bilim insanlarının bulunduğu dünya çapında bir törene çağrılmış. Bu törene elinde Türk bayrağı ile gittiğinde, elindeki Türk bayrağını alıp Finlandiya bayrağını taşımasını istemişler. Bu olay çok ağırına gitmiş.
Finlandiya Hükumeti buluşunu bilim dünyasına açıklamak üzere Neva Çiftçioğlu'nu New York’ta bulunan dünyanın dört büyük laboratuarından biri olan Cold Spring Harbor Laboratories’e göndermiş.
ABD'li bilim adamları kendisine, ''Bak sana hiç kimse sahip çıkmıyor, sen neden hâlâ Türk olmakta ısrar ediyorsun?'' diye soruyorlar...

Çevrimdışı police21

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.723
  • 5.034
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.723
  • 5.034
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2020 18:15:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu, Ankara Tıp Fakültesi’nde asistan iken doktorasını bitirmek üzereymiş. Astım hastalığı hakkında bir tez hazırlamış hocalarına sunmuş.
Bölüm başkanı olan hocası tezi herkesin gözü önünde çöpe atmış.

O çöpe atılan tezi birkaç yıl sonra tıp
dünyasının üç büyük bilimsel dergisinden birinde yayınlanmış.
Ankara ona doçentliğini vermediği için Finlandiya’da Doçentlik ünvanı alan ilk
yabancı olmuş.
Finlandiya’da bakteri çalışmaları yaparken Bilkent Üniversitesi Rektörüne ve Genetik Bölümüne başvurarak “Gelin bunu birlikte yapalım, patenti Türkiye’ye ait olsun” önerisini yapmış. Gelen yazılı yanıtta “Başka işiniz mi yok, siz galiba iş arıyorsunuz” deyip kabul etmemişler.
Türkiye’de yüzüne bakılmayan, tezi herkesin gözleri önünde çöpe atılan Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu gerçek bir Türk hanımefendisi. Finlandiya’da doçentlik ünvanını alan ilk yabancı.
Kendisi kireçlenmenin müsebbibi olan ve nanobakteri adı verilen mikrobu bulmuş. Bu buluşu nedeniyle dünyanın her yerinden davetler, ödüller almış. 2,5 yıldan beri NASA’da (Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi) çalışan ilk Türk Bilim Kadını.
Önümüzdeki yıllarda da kalp ve böbrek hastalıklarının teşhisine ilişkin, patenti yüzlerce milyon dolar değerinde önemli bir buluşu açıklanacakmış.
Dünya çapında tanınan ve buluşlarının patent değeri yüzlerce milyon Dolar olan böylesi büyük bir bilim adamını Türkiye tanımıyor, Türk yetkililerden aldığı tek bir tebrik bile olmamış. Bilim dünyasında ona “Türklüğünden vazgeç, daha çok parla, dünyada şöhret ol” diye akıl verenlere o inatla “Türklüğümden asla vazgeçmem” demeye devam ediyor.
Türk olması her yerde kendisi için büyük bir sorun olmuş. Finlandiya’da Türk olduğundan hiç biz zaman söz edilmemiş.
Vatandaşlık başvurusu bile yapmamış ama O'nu hep Finli gibi tanıtmışlar dünyaya. Mesela NASA’ya gittiğinde, Finlandiya'nın tüm gazeteleri “NASA’ya giren ilk Finli” diye başlık atmışlar.
Başarılı bilim insanlarının bulunduğu dünya çapında bir törene çağrılmış. Bu törene elinde Türk bayrağı ile gittiğinde, elindeki Türk bayrağını alıp Finlandiya bayrağını taşımasını istemişler. Bu olay çok ağırına gitmiş.
Finlandiya Hükumeti buluşunu bilim dünyasına açıklamak üzere Neva Çiftçioğlu'nu New York’ta bulunan dünyanın dört büyük laboratuarından biri olan Cold Spring Harbor Laboratories’e göndermiş.
ABD'li bilim adamları kendisine, ''Bak sana hiç kimse sahip çıkmıyor, sen neden hâlâ Türk olmakta ısrar ediyorsun?'' diye soruyorlar...
İnşallah bir gün bu değerlerimize gereken kıymeti ve imkanları veririz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.803
  • 227.388
  • 28.803
  • 227.388
# 28 Eki 2020 18:15:41
Mevlid Kandili

Mevlid kandili Müslüman aleminde önemli bir yer tutar. Son peygamberimiz Muhammed (SAV)’nin doğum günü olan gün, Rebiü'l-evvel ayının 12. Gecesine denk gelmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan olan Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in doğum gününü .


Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 29 Eki 2020 18:45:17
Her halükarda geçmişi gördüğümüzü.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.803
  • 227.388
  • 28.803
  • 227.388
# 30 Eki 2020 09:27:40
Cuma namazıyla ilgili bâzı önemli bilgiler:

1. Cuma namazı kadınlara ve yolculara farz değildir.
2. Cuma namazının şartlarından birisi kendisinde bulunmayan kimse cumayı kılarsa, ondan o günkü öğle namazı sakıt olur.
3. Misafir olan kimse de cuma namazı kıldırabilir.
4. Bâzı şahıslara açık, bâzılara kapalı bir yer, umuma açık olmadığı için burada cuma kılmak caiz olmaz.
5. Cuma namazının kazası caiz değildir.
6. İmamdan başka en az iki veya üç kişilik cemâat bulunmalıdır.
7. Bir beldede birçok yerde cuma namazı kılınabilir.
8. Cuma namazı henüz İslâm devleti yokken farz kılınmıştır. Bu bakımdan o ülke veya beldenin İslâm devleti olması, o ülke veya beldede şeriatın uygulanması şartı yoktur. Mutlaka cuma namazı kılınmalıdır
9. Cuma şartlarındaki ihtilâftan kurtulmak için ihtiyaten dört rekât zühr-i âhir (son öğle) adıyla, öğle namazının farzı veya sünneti gibi bir namaz kılınır. Zühr-i âhiri, öğle namazının sünneti gibi kılmak daha sevaplıdır.
10. Vaktin sünneti olarak sabah namazının sünneti gibi kılınan iki rekât, sabah namazının kazası olarak da kılınabilir.

---

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.917
  • 62.434
  • 9.917
  • 62.434
# 30 Eki 2020 17:53:55
Dünyadaki bütün çöllerdeki ve kumsallardaki kum tanesinden daha fazla sayıda  yıldız olduğunu.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK