Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı manesu43

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.030
  • 6.872
  • 1.030
  • 6.872
# 13 Nis 2013 01:17:49
400 Sene Sonrasına Mektup

Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebası Cami´nin 1990´li yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı tv´de şöyle anlatmıştı.

Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşaası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz konusunda ustalarla toplantı yaptık. Sonuç olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık.
...
Kalıbı yaptık.

Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.

Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu:

"Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum."

Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu´nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşaasını anlatıyordu.

Bu mektup bir inşanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın insanüstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı, modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kâğıt ve mürekkep kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir. Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca Mimarın erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur.

Çevrimdışı evgi-47

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 956
  • 5.482
  • 956
  • 5.482
# 13 Nis 2013 16:36:40
Çanakkale Savaşı'nda Türklere Karşı Kullanılan Yıldız Silâhı Hilesi
    4 ucu sivri ham demirden dövülerek yapılmış bir silâhtır. Nasıl düşerse düşsün bir sivri ucu yukarıda kalmakta ve buna basan Türk askeri yara almaktadır; ya kangren olmakta ya da kan kaybından şehit olmaktadır. Bu bir savaş hilesi ve insanlık suçu olmasına rağmen  İngiliz Kumandanı Ian Hamilton'un savunması ilginçtir : '' Evet, insanlık suçudur ama Türkler insan sayılabilir mi?"

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.414
  • 126.194
  • 5.414
  • 126.194
# 14 Nis 2013 10:57:04
Fillerin Nasıl Öldüğünü Biliyor Musunuz?
-
Filler öleceğini önceden hissederler , acı çığlıklar atarak yakındaki bir mağaraya doğru, yalnız ve vakur adımlarla yürümeye başlar. O çığlığı duyan diğer filler de mağaranın ağzına gelir.
Yaşlı fil gelen diğer fillerin hepsi ile vedalaşır, son olarak kendi ailesi ile baş başa kalır. Ardından mağaraya girer. Ailesi onun arkasından gelmek ister, diğer filler vücutlarıyla ona engel olur. Mağaraya giren fil son bir acı çığlık daha atar. Velhasıl filler hayata gözlerini; yalnız kapar.

Çevrimdışı evgi-47

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 956
  • 5.482
  • 956
  • 5.482
# 14 Nis 2013 15:57:29
İngilizlerce 15 Bin Mehmetçik' in Kör Edildiğini Biliyor muydunuz?
    Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
    Kampın tam adı, "Seydibeşir Kuveysna Osmanlı Useray-i Harbiye Kampı" idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayına bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
    Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenen çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarina izin vermiyorlardi. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Cünkü gözler yanmıştı...
     Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 16:11:59
Rus doktoru Dr.Leonid Rogozov, dünyada eşi görülmedik bir ameliyat yaparak tıp tarihihe girdi.

 Bu inanılmaz hikaye 1961 yılında meydana geldi.Bir araştırma için Sibirya’da bulunan doktorda halsizlik, bulantı, kırıklık belirtileri başladı. Ardından midesinin üst tarafında şiddetli bir ağrı ile birlikte vücut sıcaklığı 37.5 derecenin üstüne çıktı.Bütün bu belirtilerin apandistten kaynaklandığını anlayan Doktor Leonid Rogozov, kritik bir karar verdi.Araştırma ekibinde kendinden başka doktor olmayınca iş kendisine düştü.Ya kendi kendini ameliyat edecek ya da apandist patlamasıyla can verecekti.

 Son derece olumsuz şartlar içinde karşısına ayna koyan doktor, önce ağrıyan yere lokal anestezi yaptı.Ardından yanında bulunan aletlerle kendini kesen Leonid Rogozov, ayna yardımı ve el yordamıyla tam iki saat süren başarılı bir öperasyon gerçekleştirdi.

İki saat içerisinde apandistini alan ve kendini tekrar diken doktor bu inanılmaz ameliyatla tıp tarihine geçti.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 16:12:59
DÜNYANIN EN ŞANSLI ADAMI
 -
 Frane Selak, 74 yaşında emekli bir öğretmen.
 Hırvatistan'da yaşıyor.
 Tam 7 felaketten kurtuldu

 1962:
 Saraybosna'dan kalkan, Dubronik'e giden trene bindi.
 Tren raydan çıktı ve birkaç vagon nehre düştü.
 Buz gibi suda 17 kişi boğuldu.
 Selak'ın kolu kırıldı ve kurtuldu.

 1963:
 Zagreb'de DC-8 tipi bir uçağa bindi.
 Uçak havadayken kapısı açıldı ve Selak aşağı düşen 20 kişiden biriydi. Kazada 19 kişi öldü!
 Selak saman yığınına düştüğü için yaralı olarak kurtuldu.

 1966:
 Bindiği otobüs nehre uçtu.
 4kişi öldü, o birkaç sıyrıkla kurtuldu.

 1970:
 Otomobiliyle giderken motor alev aldı.
Kendini dışarı zor attı, aracın benzin deposu infilak etti.

 1973:
 Otomobilinde meydana gelen patlamada saçlarının bir bölümünü kaybetti.

 1995:
 Zagreb sokaklarında otobüs çarptı.
Yaralı kurtuldu.

 1996:
 Otomobil bir virajda Birleşmiş Milletler'e ait kamyonla çarpıştı.
Skoda marka otomobiliyle uçuruma uçtu.
 O bir ağacın üstüne düştü, otomobili yandı.

2003:
 Frane Selak, piyangodan 1,3 trilyonluk ikramiye kazandı.

2004-2005:
 Hala zengin ve hala yaşıyor :)

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 16:16:51
Eğlenceli bir yolculuk olur :)
 (Atlantik Yolu - Norveç)

Çevrimdışı selcuk1111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.082
  • 968
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.082
  • 968
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 17:08:49
Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı

19. yüzyılın sonlarında kadınların oy verme hakkına kavuşabilmesi konusu kadın hakları hareketi için önemli bir aşama temsil etmiştir.[8]

Yeni Zellanda'da kadınlara seçme hakkı 1893 yılında, seçilme hakkı 1918'de verilmiştir. Bu yasa tüm ırktan kadınları kapsar.

1902'de Avusturalya'da kadınlar seçme hakkı kazanmıştır.

1906 yılında Finlandiya kadın vatandaşlarına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştur. O yıllarda Rusya büyük çarlığına bağlı bir düklük olan Finlandiya, dünyada ilk kadın milletvekillerinin meclise girdigi ülke ünvanını da taşir. 1907 yılında 19 kadın milletvekili meclise girmeyi başarmıştır.

Norveç 1913'te, Danimarka ve o zaman Danimarka'ya bağlı olan Izlanda da 1915'de kadınlara oy hakkı vermiştir.

Kanada'da Quebec bölgesi hariç, kadınlar 1917'de seçme ve 1920'de seçilme hakkı elde ederken, Quebec'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı 1940 yılında verilmiştir.

1917'de Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden bir kısmında da kadınlar seçme ve seçilme hakkı elde etmişlerdir. Bu hak 1918 yılı genel seçimlerinde ilk defa kullanılmıştır.

12 Kasım 1918'de Avusturya kadınlarına oy hakkı vermiş, onu takip eden günlerde 30 Kasım 1918'de Almanya'da kadınların seçme ve seçilme hakkı yasayla garantilenmiş ve 19 Ocak 1919 seçimlerinde kadınlar ilk defa oy kullanmıştir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde 1920 yılında yürürlüğe giren anayasa değişikliği ile ülke genelinde kadınlara oy verme hakkı tanınmış, Kasım 1920'de kadınlar ilk parlemento seçimlerine katılmışlardır.[8]

1918 yılında 30 yaşının üstünde olup, bazı özel durumlarda oy kullanabilme hakkını elde etmiş olan, Birleşik Krallık kadınları için tam oy hakkı 1928 yılında sağlanmıştır [8].

Güney Afrika Cumhuriyeti ırklarlarına göre kadınlara 1930'da beyaz ırka, 1984'de Hint ırkına , 1994'de de siyah ırka, oy hakkı tanımıştır.

Türkiye'de kadınlar 20 Mart 1930'da belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandılar. 1933'te Köy Kanunu'nda muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı düzenlendi. Milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuştular. 8 Şubat 1935'de ilk defa meclis seçimlerine katılan türk kadınları mecliste 18 sandalye elde ettiler. [9]

Fransa'da 4 Ekim 1944'de yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 29 Nisan 1945'te ilk defa belediye seçimlerine katılan kadınlar 21 Ekim 1945'te de ilk defa parlemento seçimlerinde oy kullandılar.

1925'de belediye seçimlerinde oy kullanmaya başlayan İtalyan kadınları 1946'da ilk genel seçimlere katıldılar.

Brezilya'da 1934'de, Filipinler'de 1937'de, Arjantin ve Meksika'da 1946'da, Japonya'da 1945'te, Çin'de 1947'de, Liberya'da 1947'de, Uganda'da 1958'de ve Nijerya'da 1960'da kadınlar oy verme hakkına sahip oldular.[8]

İsviçre'de kadınların seçme ve seçilme hakkıni elde etmesi 7 Şubat 1971'de gerçekleşirken İsviçre'ye bağlı Appenzell kantonunda ise 1990'ı bulmuştur.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 22:06:03

Bu olay 14 ekim 1998'de kıtalar arası bir uçuş esnasında gerçekleşmiştir.) Üşenme oku :)

-Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı.
-Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi.
-Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece
 terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğa devam edeceğine şahit oluyorlardı.
-Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu.
-Birkaç dakika sonra geri gelen hostes: "Çok özür dilerim geciktim. Birinci sınıfta bir yer buldum… Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. 'Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz' dedi ve bu izni verdi."
-Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı, bu esnada kadın da bir zafer kazanmış gibi yerinden kalkmaya hazırlandı. Aynı anda hostes, oturmakta olan zenciye dönerek: "Beyefendi, sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize
 götürmem için beni takip eder misiniz lütfen? Seyahat firmamız adına
 kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan kimsenin yanında
 oturmak mecburiyetinde bırakıldığınız için çok özür diliyor."
-Tüm yolcular hep birlikte, bu olayı iyi bir biçimde sonuçlandıran uçak personelini alkışlayarak tebrik ettiler.
-O yıl, kaptan pilot ve hostes uçaktaki davranışlarından dolayı
ödüllendirildiler. Aşağıdaki mesaj, tüm ofislere personelin görebileceği
 bir biçimde iletildi:

 "İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla
 unutmazlar.''

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 22:09:12
İnsanı Boğmayan Göl! "Lut Gölü"

 Lut gölünün tuzluluk oranı %27’dir.
 Bu yüzden hiçbir canlı suda yaşayamaz.
 İnsan istese de suya batamaz; suyun yoğunluğu insanı kaldırır.
 Bu gölün üzerinde oturulabilir.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 22:28:16
ABD'de yaşanan dev kasırgalara, ev araba ne varsa götürdüğü için kadın isimleri verilir.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2013 23:00:08
Japonlar neden fotoğraf çekerler..

 "Bu Japonlar niye sürekli fotoğraf çekerek gezerler" diye merak ederiz ya, meğer bu olayın aslı sandığımızdan çok başkaymış. Her Japon'un yılda 2 kez yurtdışına çıkması mecburiymiş. Bunu bilmeyen yok zaten. Ancak Japonlar'ın gittikleri her ülkede fotoğraf çekmeleri de zorunluymuş!

Yüzbinlerce insanın çektiği milyonlarca fotoğraf, devletin sırf bunun için kurulmuş bi biriminde incelenip arşivleniyomuş. Meğer adamlar giyimden kuşama, alet edavattan binalara kadar her şeyin fotoğrafını çekip son trendleri, eksikleri gedikleri inceleyerek ona göre teknoloji üretiyolarmış.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Nis 2013 01:28:19
İlginç bilgiler
-Az ışıkta okumak gözlere zarar vermez. Ama gözlerinizin gereksiz yere yorulmasını istemiyorsanız aydınlık yerde okuyun.

-Yanlış dereceli gözlük gözleri bozmaz.Bilgisayarla çalışmak gözleri bozmaz sadece yorar.

-Dünyadaki ısı 1900 yılından itibaren 0.7 derece arttı.

-600 tane bitki cinsi et yiyendir. (Camiraous)

-Yunuslarin beyni insanlarinkinden daha büyüktür.

-Arılar, sivrisinekler ve diğer ses çıkaran böcekler kanatlarıyla bu sesi çıkarırlar.

-İnsanlar ömrü boyunca 20 kilo toz yutarlar.

-Shakespeare 23 Nisan 'da doğdu ve 23 Nisan 'da öldü.

-Dünyada en çok kullanılan isim Muhammed 'dir.

-Michael Jardan 'ın bir senede Nike reklamlarından kazandiği para,
Malaysia'daki Nike fabrikasinda çalisan tüm personelin aldığı senelik maaştan daha fazladır.

-Amerikalılar hergün 1.6 milyondan fazla saat trafik sıkışıklığında zaman kaybediyorlar.

-"1 oy'un ne önemi var ki?" demeyin. 1923 'de 1 oy, Adolf Hitler 'i Nazi partisinin liderliğine getirdi.

-Amerika 'da sandviçlerin %50 'si öğle yemeklerinde, %28 'i ise akşam yemeğinde yeniliyor.

-Her insan günde ortalama 2 kilo çöp üretiyor

-Kibrit kutusu kadar bir altın,bir tenis kortu büyüklüğüne kadar inceltilebilir.

-İnsan günde ortalama 80 ile 100 saç teli döker.

-Altmış yaşında, insanlar tat alma duyularının %50'sini kaybederler.

-El tırnakları, ayak tırnaklarından daha hızlı büyürler.

-Gülmek için 17 adeleye ihtiyaç vardır. Surat asmak için ise 43 adeleye ihtiyaç vardır.

-İnsan vücudunda 600 'ü aşkın adele vardır.Beynin %85 'i sudur.

-İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.

-Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır.

-Bir insan yedi dakika içerisinde uykuya dalar.

-Sıcak su soğuk sudan daha ağırdır.

-Mexico City her sene 25 cm. kadar batıyor.

-Peru 'da hiç umumi tuvalet yoktur.

-Sağ elini kullanan insanlar, sol elini kullananlara göre ortalama dokuz yıl daha fazla yaşıyorlar.

-Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzu dolduracak kadar tükürük salgılar.

-Telefonunuz 201 parçadan oluşur.

-Yetişkin bir insan günde ortalama 23.000 kez nefes alır.

-Amerikan halkının %49 'u hergün kişi başına 3.3 fincan kahve içiyor.

-Sarışinların esmerlere göre daha fazla saçı vardır.

-İnsanlar yaşamları boyunca altı filin ağırlığına eşit miktarda yiyecek tüketiyorlar.

-Döllenmeden doğuma kadar bir bebeğin ağırlığı beş milyon kat artıyor.

-İnsan vücudu bir saniyede iki milyon kırmızı kan hücresi üretir.

-Aynı parmak izi gibi, her insanın dil izide farklıdır.

-Ortalama bir insan yılda 1.460 'in üzerinde rüya görür.

-Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler.

-Vücudumuzdaki kemiklerimizin dörtte biri ayaklarımızda bulunur.

-Ampulü icat eden Thomas Edison karanlıktan korkardı.

-Kürdan, Amerikalıların boğulmasına en fazla neden olan nesnedir.

-İtalyan bayrağının tasarımını Napoleon Bonaparte yapmıştır.

-Kağıt parçalar ilk kez Çin 'de kullanılmıştır.

-Ketçap önceleri ilaç olarak kullanılıyordu.

-Uzay yolculuğunda taşınacak her kilo için gerekli olan yakit miktarı 530 kg'dır.

-Salatalık bir sebze değil, meyvedir.

-Eski zamanlarda dinamit yapımında yerfıstığı kullanılırdı.

-Dracula, tarih boyunca sinemaya en fazla uyarlanan hikayedir.

-İnsanlar vücutlarinda 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206 'ya düşüyor.

-Ortalama olarak, Amerika'da günde üç adet cinsiyet değiştirme operasyonu gerçekleşmektedir.

-Eskimolar buzdolaplarını yiyeceklerin donmaması için kullanırlar.

-Telefonun mucidi Alexander Graham Bell, karısı ve annesiyle hiçbir zaman telefonda konuşamadı. Çünkü ikisi de doğuştan sağırdı.

-İnsan terinin bir santimetrekaresi 625 tane ter bezi içerir.

-Hindistan 'da oyun kağıtları yuvarlaktır.

-Çocuklar baharda daha fazla büyüyor.

-Ödemeli telefon konuşmalarının çoğu babalar gününde
ediliyor.

-Ortalama bir pire, kendi büyüklüğünün 150 katı yukseklige zıplayabiliyor. bu oranı tutturmak için bir insanin yaklaşık 30 metre zıplaması gerekli.

-Eğer barbie gerçekten yasasaydı vücut ölçüleri 97-72-82 cm olacaktı.

-İnsanlar vücutlarında 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206 ye düşüyor.

-Her dört Amerikalıdan biri mutlaka televizyonda görünüyor.

-Uyurken, televizyon seyrederken yaktığımızdan daha fazla kalori harcıyoruz.

-Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.

-Sarışınların esmerlere göre daha fazla sacı vardır.

-Yıllara göre ortalama alındığında , her sene eşekler tarafından öldürülen insan sayısı, uçak kazalarında ölenlerin sayısından daha fazla.

-Kadınlar erkeklere oranla iki kat fazla göz kırpar.

-İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.

-Gözleri acık tutarak hapşırmak imkansızdır.

-İnsanlar beyinlerinin sadece %10`unu kullanırlar.

-Filler zıplayamayan tek memelidir.

-Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edilmiştir.

-Bir karıncanın koku alma yeteneği en az bir köpeğinki kadar gelişmiştir.

-Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir.

-Yetişkin bir ayı, bir at kadar hızlı koşabilir.

-Atların insanlardan 18 tane fazla kemiği vardır.

-Fareler kusamaz.

-Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an için durur.

-Tok Sawyer daktiloda yazılan ilk romandır.

-Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yasadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır.

-Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. ama burnumuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ermez.

-Kediler ültrason seslerini duyarlar.

-Zürafaların ses telleri yoktur.

-Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden dokuz gün yasayabiliyor.

-İngiltere`deki bütün kuğular kraliçenin malidir.

-Kutup ayıları solaktır.

-Amerika`da satışa sunulan ilk CD, Bruce springsteen`in "boan in theusa" albümüdür.

-Bir karınca kendi ağırlığının elli kati ağırlığı kaldırabilir.

-Timsahlar dillerini dışarı çıkaramazlar.

-Zürafa 35 cm uzunlukta siyah bir dile sahiptir.

-Yunuslar bir gözleri acık uyurlar.

-Kangurular geri geri yürüyemezler.

-Zebralar beyaz üzerine siyah çizgilidir.

-Dünyanın bir numaralı domuz üreticisi ve tüketicisi Çinliler.

-Mexico City her sene 25 cm kadar batıyor.

-Buckingham sarayı`da 602 oda bulunuyor.

-Yeni Zelanda, dünyadaki her turlu iklimin yaşandığı tek ülke.

-Peru `da hiç umumi tuvalet yoktur.

-Newton, yer çekimi kanununu fark ettiği zaman 23 yaşındaydı.

-Dünyada insan basına düsen karınca şayisi bir milyon.

-Sağ elini kullanan insanlar sol elini kullananlara göre ortalama dokuz yıl daha fazla yasıyorlar.

-Bir Big Mac hamburgerin ekmeğinde ortalama 178 adet susam bulunuyor.

-Bir insan yasamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgılar.

-Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek tası 1.36 kg.

-Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambu, bir günde 90 cm kadar uzuyor.

-18 şubat 1979 yılında sahra çölüne kar yağmıştı.

-İnsanlar yaşamları boyunca altı filin ağırlığına eşit miktarda yiyecek tüketiyorlar.

-Dünyanın en büyük seker ihracatçısı Küba`dır.

-Eskimo dilinde kar yağışlarının farklarını tarif etmek için kullanılan yirmiden fazla sözcük vardır.

-En yakın oldukları noktada, Rusya ve Amerika`nine birbirlerine uzaklıkları dört km `den daha azdır.

-Central Park`ta yüzmek yasalara aykırıdır.

-Kirli kar, temiz kardan daha kolay erir.

-Pablo Picasso, parasızlık çektiği gençlik günlerinde yaptığı resimleri yakarak ısınırdı.

-Suudi Arabistan`da hiç ırmak yoktur.

-Monakocun ulusal orkestrası ordusundan daha geniş bir kadroya sahiptir.

-Ortalama olarak, Amerika`da günde uç adet cinsiyet değiştirme operasyonu gerçekleşmektedir.

-İnsan beyninin % 80`i sudur.

-Amerika`da her saat 40 kişi kanserden hayatini kaybediyor.

-Bir kromozom bir genden daha büyüktür.

-İleri doğru bir adim atıldığında, insan vücudundaki 54 kas çalışır.

-İnsan beyninin ortalama ağırlığı 1.3kg`dır.

-Birinin yüzünü hatırlamak için beynin sağ tarafı kullanılır.

-Yetişkin bir insan günde ortalama olarak 23 bin kez nefes alır.

-Kasları yukarı kaldırmak için 30 kası harekete geçirmek gerekiyor.

-Erkekler kadınlara göre on kat daha fazla renk körü oluyorlar.

-Sadece bir tane kovboy filmi kadın yönetmen tarafından çekilmiştir .

-Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kustur.

-Sineklerin beş gözü vardır.

-Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur

-Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek tası 1.36 kg.

-Ortalama bir insan hayati boyunca iki yılını telefonda konuşarak harcıyor.

-Ortalama bir buzdağının ağırlığı 20 milyon ton.

-New York bir zamanlar Amsterdam`di.

-Virginia Woolf kitaplarının çoğunu ayakta yazmıştır.

-Pablo Picasso, parasızlık çektiği gençlik günlerinde
yaptığı resimler yakarak ısınırdı.

-Sığırların dört tane midesi vardır.

-Zürafalar yüzemez, yüzse bile kesin boğulur

-Döllenmeden sonra çocuğun boyu 5 milyon kat büyür...


 


Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.414
  • 126.194
  • 5.414
  • 126.194
# 19 Nis 2013 21:16:07
Öpücüğün, ağrıyı dindirme hususunda morfine göre 10 kat daha etkili olduğunu biliyor musunuz?

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 19 Nis 2013 23:20:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öpücüğün, ağrıyı dindirme hususunda morfine göre 10 kat daha etkili olduğunu biliyor musunuz?
Hele anne öpücüğüyse ağrı falan kalmaz ortada. Kızım için öyle en azından :)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK