Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.871
  • 94.630
  • 10.871
  • 94.630
# 05 May 2012 23:07:11


Ayın bugün dünyaya en yakın olacağı konuma geleceğini söyleyen bilim adamları, yerin uydusunun en son 1993 yılında dünyaya bu kadar yaklaştığını belirtti. 357 bin kilometre uzaklıktan geçecek olan ayın, gün geçiş uzaklığı ortalamasından 24 bin 600 kilometre daha yakından geçeceği ifade ediliyor. Bu sebeple ayın gözle görünebilen boyutunda yüzde 14, parlaklığında ise yüzde 30 artış bekleniyor.

Göz yanılsaması sebebiyle gözün görme aralığı içinde daha büyük gözükecek ayın bu yakınlıktan geçiş süresi 56 dakika olarak tespit edildi. ayın bu durumunu anlatmak için bilim camiası "dolunay" yerine "dopdolu ay" ifadesinin kullanıyor.

Ayın bu kadar yaklaşması sebebiyle denizlerde oluşabilecek bir tsunami etkisinden endişe ediliyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı harikulade

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 565
  • 9.458
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 565
  • 9.458
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eyl 2012 23:51:44
Çakmağın kibritten önce bulunduğunu biliyor muydunuz?

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.894
  • 32.896
  • 512.894
# 01 Eki 2012 15:34:27
Türk çayının faydaları

Rize Ticaret Borsası (RTB) tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, çay ve posasının hayatı kolaylaştıran ilginç yararları olduğu ortaya çıktı.

RTB Başkanı Mehmet Erdoğan, çay üzerinde değişik tarihlerde yaptırdıkları bilimsel araştırmalarda, insan sağlığının yanı sıra hayatı kolaylaştıran birçok faydasının da ortaya çıktığını açıkladı.

Çayla ilgili yapılan son araştırmalarda çok yararlı bir bitki olduğunu öğrendiklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Türk çayı vücudun su dengesini koruma, kanser riskini azaltma, kanser yapıcı hücre oluşumunu engelleme, gerginlik ve uykusuzluğu giderme...

Cilt sağlığı, bağışıklık sistemini 5 kat arttırma, beyin tümörü riskini azaltma, sindirimi kolaylaştırma, ishalin durdurulması ve böbreklerin daha iyi çalışması gibi çok önemli yararlar sağlıyor.

Vücuttaki mineral dengesini koruyor, kireçlenmeyi önlüyor, kemikleri güçlendiriyor.

Diş hastalıklarını da önleyen çay, kan dolaşımının kolaylaştırıyor, damar sertliğini, yorgunluğu ve depresyonu önlüyor.

İdrarı temizliyor, metabolizmayı yeniliyor, kalp krizi riskini de azaltıyor.

Hormonları güçlendirerek mutluluğu da arttırıyor."

Erdoğan, demlikte içildikten sonra kalan çay posasının da atılmaması gerektiğini belirterek posanın da bir çok yararı olduğunu söyledi.

Erdoğan şöyle devam etti: "Ilık çay dolu bir leğende 10 dakika tutulan ayaklarda koku kalmıyor.

Posası süzülüp soğuyan dem ile gargara yapılması boğaz ağrısını alıyor.

Çay posası kurutulup buzdolabına konulunca istenmeyen kokuları önlüyor.

Vücudun ılık çayla ovalanması yağlanmayı engelliyor.

Antibiyotik etkisi gösteren çay ile vücuttaki yaralar temizlenebiliyor.

Sıcak çay ile ovulan ellerde balık veya soğan gibi istenmeyen kokular önlenebiliyor.

Çay buharı gözdeki çapaklanmayı engelliyor.

Şampuanla yıkandıktan sonra bir çaydanlık çayla durulanan saçlar pırıl pırıl oluyor.

Yemek yerken dilinizi ısırdıysanız veya ağız içerisinde oluşan yaralar varsa çay gargarası ile kısa sürede tedavi ediliyor."


Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]


Çay, sen neymişsin de haberimiz yokmuş... ::)  :D

Çevrimdışı nejlaaslan33

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 251
  • 788
  • 251
  • 788
# 31 Eki 2012 22:30:39
bir mutfak aletinin en güzel hali  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.894
  • 32.896
  • 512.894
# 24 Kas 2012 15:30:40
ÇÖREK OTU MUCİZESİNE TANIK OLUN


Çörek otu tohumları pek çok uygarlıkta 'kutsal' kabul edilmiş ve belki de bir baharatın görüp görebileceği en fazla saygıyı görmüş.

Peygamber Efendimizin bu konuda çok özel bir hadisi mevcut: "Çörek otuna kıymet verin, zira o ölüm dışında her derde şifadır." Bilimsel veriler bu hadisin gerçekliğini kanıtlıyor adeta çünkü yapılan yüzlerce hücre ve hayvan deneyi gösteriyor ki etki yelpazesi çok geniş bu sihirli tohumların.

Bu bitkinin tohumlarının şifa gücü, tam üç yüz bin yıldan beri bilinmekte. Son 40 yıldır yapılan bilimsel çalışmalar da onun bu saygıyı fazlasıyla hak ettiğini doğruluyor. Mısır kökenli bir bitki çörek otu, Tutankamon mezarında bulunması da o dönem bu tohumlara ne kadar değer verildiğinin kanıtı gibi adeta. Ünlü Yunanlı hekim Dioscorides, çörek otu tohumlarını ve bu tohumların yağını hastalarında ilaç olarak kullanmış.

Kilit Nokta Sağlıklı Bağışıklık Sistemi

Bugün artık biliyoruz ki normal koşullarda, sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahipsek, kolay kolay kanser olamıyoruz. Kilit nokta sağlıklı bağışıklık sistemi yani. Çörekotu tohumlarının bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri hakkında o kadar çok bilimsel çalışma var ki.

 

Ayrıca birkaç kontrollü hayvan deneyinde, çörekotu tohum özütü verilen hayvanların çeşitli kanser yapıcı kimyasal maddelere karşı korunduğunu ortaya koydu. Çörekotundaki doymamış yağ asitlerinin kombinasyonu da mükemmel. Kan damarlarını oksitlenmeden korumak için neredeyse her şey var formülünde. Sağlıklı kan damarları ise sağlıklı kan akımı, o da sağlıklı bir beden anlamına gelir her zaman.

Hücreleri Ölüme Sürüklüyor

Çörekotunda bulunan timokinin, kanser hücrelerini programlanmış hücre ölümüne yani hücre intiharına sürükleyip kanser kitlesinin büyümesini yavaşlatıyor.

Anti Tümör Karşıtı Etkisi Var

Anticancer Research-Kanser Karşı Araştımalar adlı dergide ABD kaynaklı bir araştırmanın makalesi şu başlıkla sunuldu: "Çörek otu tohumlarının hem işlenmemiş formu hem de ayrıştırılmış aktif maddeleri deneysel olarak tümör karşıtı etki gösteriyor!"

Üç Yolla Kanserle Savaşıyor

2010 yılında Nutrition and Cancer-Beslenme ve Kanser adlı bilimsel dergide çörek otu tohumlarının esas etken maddesi olan timokinonun hangi etki mekanizmaları ile kansere karşı savaştığını ortaya koyan bir review (bilimsel yayınların özeti) yayımlandı. Birçok çalışmanın özeti anlamını taşıyan bu çalışmada, çörek otunun üç temel mekanizmayla anti-tümör etki gösterdiği ortaya konuldu.

İLKİ ve en meşhuru, tümör hücrelerini 'apopitoza' yani 'hücre intiharına' zorlamasıydı. Patolojide buna 'programlanmış hücre ölümü' denir ve vücudun kansere karşı en önemli doğal savunma mekanizmasıdır.

İKİNCİSİ 'anjiogenez inhibisyonu' yani tümörün beslenmesini sağlayan yeni damarların oluşumunun engellenmesi. Tümör büyümek için beslenmek, kanlanmak zorundadır ve bunu kendine yeni damarlar oluşturarak yapar, işte çörek otundaki bazı aktif maddeler bu oluşumu engeller.

ÜÇÜNCÜSÜ ise 'hücre döngüsü arresti', yani 'hücre üremesinin durması'. Bunun da anlamı şu: tümör büyürken, her bir hücre, özel bir büyüme döngüsüne girer ve bir hücre olarak girdiği o döngüden iki hücre olarak çıkar, bu şekilde de tüm tümör kitlesi büyür. Çörek otundaki timokinon, bu döngüyü engelliyor ki bu birçok kemoterepi ajanının da etki mekanizması aynı zamanda.

Kemoterapi İlaçlarından Daha Etkili

Bu konuda yapılmış çok daha çarpıcı bir çalışma var ki bu çalışma sonuçlarına göre de; çörek otundaki timokinonun kemoterapi ilaçlarından bile daha etkili olduğu öne sürülüyor. Malezya Putra Üniversitesi'nde yürütülen bu hücre deneyi, insan rahim ağzı kanseri hücreleri üzerinde yapılmış.

Suudi Arabistan'da Riyad'da İnsan Kanserleri Genomik Araştırma Merkezi'nde yürütülen çalışmada timokinonun, özel bir lenf kanseri türü olan 'primer effüzyon lenfoması' isimli, akciğer zarında fazla miktarda sıvı birikimiyle seyreden bir lenfoma türünün üremesini baskıladığı sonucuna varılmış.

Timokinonun kanser hücrelerini intihara sürükleyip kanser kitlesinin büyümesini engellediği bir diğer insan kanseri türü ise 'multiple miyeloma' ismini verdiğimiz kemik iliği kanseri türü.

Singapur'da, Ulusal Singapur Üniversitesi, Yong Loon Lin Tıp Fakültesi'nde 2010 yılında yapılan bir araştırmanın varılan sonucu şuydu: "Kemoterapi ilaçlarındaki en kaygı verici durum, ilaçların seçiciliği olmaması nedeniyle normal hücrelere de verdikleri zararlara bağlı yan etkiler. Normal hücrelere minimum toksik etki gösterecek yeni bileşkelerin keşfine daha fazla önem verilmesi gerekiyor." Sözünü ettikleri bu yeni bileşik ise, çörek otu tohumlarındaki timokinon.

Kalın Bağırsak Kanserine De İyi Geliyor

Beyrut Amerikan Üniversitesi biyoloji departmanında yapılıp 2005 yılında International journal of oncology' adlı yayında sunulan çalışmada çörek otu timokinonu'nun insan kalın bağırsak kanseri hücrelerinde kanserli hücre intiharının tetiğini çektiği ortaya konmuş. Yapılan çalışmalar istatiki olarak değerlendirildiğinde görülüyor ki; çörek otu, yan etki göstermeden kalın bağırsaktaki kanserleşme sürecini yavaşlatıyor hatta engelliyor.

Kemoterapi ilaçlarının bazıları kalpte olumsuz yan etkiler oluşturabiliyor. Yapılan bazı çalışmalarla, bu ilaçların kalbe toksik etkisine karşı çörek otu yağındaki timokinonun koruyucu olduğunu ortaya koymuştur.

Timokinonun, son birkaç yılın en korkulan kanser türlerinden olan pankreas kanserine karşı da etkili olduğuna dair bilimsel ipuçları var. ABD Wayne Eyalet Üniversitesi patoloji departmanında yürütülen bu çalışmada, timokinonun, pankreas kanseri hücrelerinin kemoterapi ilaçlarına hassasiyetini artırdığı gözlemlenmiş.

Biliyor muydunuz ?

Çörek otunda bulunan timokinonun kanser tedavisindeki etkisi kanser tedavisinde en yaygın olarak kullanılan kemoterapi ilaçlarından biri ile eşdeğer çıkmış birçok çalışmada. Aynı etkiyi yeşil çayda bulunan bileşikler de göstermekte!

UZMAN DİYETİSYEN BANU TOPALAKÇI

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.894
  • 32.896
  • 512.894
# 03 Oca 2013 17:48:13
Kağıt kesiğinin neden beklediğinizden daha çok acıdığını biliyor musunuz?

Kağıt kesiği kadar minik kesiklerin beklediğimizden fazla acımasına her seferinde şaşırırız. Genellikle kanamaya bile sebep olmayan bu kesikler neden bu kadar çok acır?

Kağıt kesiği jilet kesiğine bir farklılık dışında çok benzer. Jilet düz ve temiz bir kesik oluştururken geride enfekte olmaya sebep verecek parçalar bırakmaz. İlk başta acısa da genellikle birkaç dakika sonra geçer.

Kağıt kesiği ise deriden geçtiği esnada geride enfeksiyona sebep olacak minik parçalar bırakır. Kağıt, ağaç ve çeşitli kimyasal maddelerden elde edilir. Kağıt deriyi keserken bu maddeler yaranın içinde kalır ve ciltteki ağrı reseptörlerini uyarır. Ufak bir yara olduğu için deri hemen kapanır. Ancak içeride kalan parçacıklar sizi rahatsız etmeye devam eder.

Çevrimdışı Laisist

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
# 03 Oca 2013 18:22:43
Sihirli sözcük ‘abrakadabra ‘ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek üçün söylenmişti.

Çevrimdışı Laisist

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
# 03 Oca 2013 18:22:59
-Bir insan yedi dakika içerisinde uykuya dalar.

Çevrimdışı Laisist

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
# 03 Oca 2013 18:23:34
1 ton kağıt için ;30 yaşındaki 60 ağaç ,3000 kw enerji,60.000 kg su ve 400 kg fule-oll kullanılıyor.

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.871
  • 94.630
  • 10.871
  • 94.630
# 10 Mar 2013 10:47:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

İkinci Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi

2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülünü, 2007 yılında ise Avrupa Kültür Mirası - Mükemmellik Kulübü En yi Sunum Ödülünü kazanmıştır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı melih_6361

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.212
  • 2.211
  • 1.212
  • 2.211
# 10 Mar 2013 11:09:51
Nazar var mıdır?
İnanışı binlerce yıl öncesine kadar dayanan bir olgudur nazar. Sözlük manası bakmak, isteyerek beraberinde de imrenerek bakmak, göz atmak, yan bakış, kötü bakış olan nazar değmesine mahsus düşünce gerek derindir, gerek de oldukça çok eskidir.
Nazar, gerek bakışlardan, gerek sözlerden ve gerek de kötü niyetli olan düşüncelerden kaynaklanmaktadır. Bazı zamanlarda ise nazarin iyi düşünceden bile kaynaklandığı olmaktadır.
Buna neden olarak en çok bilinen durum, göz vasıtası ile yayılım gösteren negatif enerjidir. Bu ifade halk arasında uğursuz bakış, yani kem göz olarak isimlendirilir. Halk arasında nazar değdi tabiri ise bu gibi durumların oluşmasından kaynaklanmaktadır.
Nazara karşı alınan tedbirler :
İnanışlara göre, nazarlık tabir edilen fetişlerin negatif titreşimsel olan etkilerini azaltacağı hatta tam olarak yok edeceği çok yaygındır. Bunların arasında kem gözler için kullanılan en yaygın obje de mavi renkli bir boncuktur. Eski çağlarda orta Asya inanışları neticesinde göklerin Tanrısı olan Tengri Ülgen’in göklerde oturarak halkını kötülüklerden koruduğu söylenirmiş. Bundan dolayı halklar göğün rengi olan maviyi kutsal saymışlardır, saygı göstermişlerdir. Bir rivayete göre de büyük lider Cengiz han babasının mavi bardağında su içermiş, mavi renk daha sonraları Selçuklular ve Osmanlılar döneminde de çok kullanılmıştır, mavi çini üzerine ayetler yazılmak suretiyle türbe ve de medreseleri süslemişlerdir.
Nazarı geri yollamak bakımından da el ve beraberinde el biçiminde nazarlıklar kullanılmaktadır. Bunu uygulamada hedef, gözden gelen enerjinin parmaklardan çıkan enerjinin içinde yok edilmesidir. İşte bu sistem, sağ eli açık tutarak beş kere gözün içersine, beş kere gözün üstüne diyerek, beş olan parmak sayısından hareketle beş köşeli objelerin, mesela yıldız gibi nazara karşı tılsım olarak kullanılmasıdır. Nazarlık ve beraberinde de süs eşyası olarak el seklinde pek çok değişik çeşit tılsım vardır.
Tüm bunların yanında pek çok hayvan organı, kemikler, bitkiler de nazara karsı kullanılmışlardır. Halk arasında en yaygın olanları ise: at nalı, köpek tüyü, yılan kemiği, balık kulağı, boynuzlar, kertenkele kuyruğu, yumurtanın kabuğu, eski bir süpürge, eski elbise, sarımsak, üzerinde yedi delik bulunan boncuklar, hurma çekirdeği, kurt boncuğu, kafatası ve benzerleri.
Yahudilerin ise Tanrının eli diye nitelendirdikleri el biçiminde yapılmış nesneler, duvarlarına astıkları yine el biçiminde, orta kısmında mavi bir boncuk bulunan nazar kovucuları vardır. Yahudiler, bunların uğuruna, yaptıkları işlevlere oldukça çok inanmaktadırlar.
Müslümanlar da ise bu el biçimindeki nazar kovuculara Fadime ananın eli olarak isimlendirilmektedir.
Ön Asya Hıristiyanları ise buna Meryem ananın eli adini takmışlardır.
Hıristiyan ve Musevi toplumlarında ise bu gibi tılsımlara amulet denmekte,
Türkiye’de ise “nazarlık” denilmektedir. Ayrıca, göz ve beraberinde göz biçimindeki objeler de çoğunlukla koruyucu tılsım olarak kullanılmaktadır.
 nazar var mıdır koruyucu tılsım nazarlık nazardan korunma yolları batıl inançlar

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2013 23:18:28
1821 Rum isyanının baş planlayıcısı Patrik Gregoryus'un Rus çarı Aleksandra yazdığı mektup:

 "Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak imkansızdır. Çünki Türkler, müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzeti iman sahibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, padişahlarına olan itaat duygularından gelmektedir.

 Türkler zekidirler ve kendilerini müsbet yolda yönetecek reislere sahib oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkardırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da geleneklerine olan bağlılıklarından, ahlaklarının güzelliğinden ileri gelmektedir.

 Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını parçalamak, dini sağlamlığını zayıflatmak icab eder. Bunun da en kısa yolu milli geleneklerine uymayan harici fikirler ve hareketlere alıştırmaktır.

 Türklerin maneviyatının ve dininin yıkılması için, Türkleri yabancı fikir ve adetlere alıştırmaktır. Yapılacak olan, Türklere birşey hissettirmeden, bünyelerindeki tahribi tamamlamaktır."

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 15 Mar 2013 23:44:53
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
-Bir insan yedi dakika içerisinde uykuya dalar.
Aaaa ben niye uyuyamıyorum saatlerce o zaman  :o

Çevrimdışı farukhoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 14.304
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 14.304
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2013 23:58:17
Yaşamın boyunca uyku sırasında yaklaşık 70 böcek ve 10 örümcek yiyeceğini (Mmmmh!!:)

Çevrimdışı farukhoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 14.304
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 14.304
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Mar 2013 23:59:00
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yaşamın boyunca uyku sırasında yaklaşık 70 böcek ve 10 örümcek yiyeceğini (Mmmmh!!:)

 biliyrum çok iğrenç ama ne yapalım demekki ağzımızı kapatıp yatmalımıymışız...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK