Çocuklarda Davranış Bozuklukları...

Çevrimdışı stigmata07

  • Uzman Üye
  • *****
  • 496
  • 1.363
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 1.363
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Nis 2010 01:07:38
vallahi harika bir konu baslığı yeni farkettim yarın derinlemesine okuyacağım çünkü 4-5 öğrencim var artık kendi kendime onları nasıl düzeltirim çabasından bezmiş durumdayım.

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 29 Nis 2010 21:17:38
Sürekli öğretmen değiştiren sınıflarda daha çok davranış bozuklukları etki tepki gibi öğretmene göre davranış sergilemeyi öğreniyorlar .Aslında iyi bir durum değil . Davranış kazandırmada tutarlılık çok önemli.

Çevrimdışı aysekarakus

  • Uzman Üye
  • *****
  • 926
  • 1.198
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 926
  • 1.198
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 Nis 2010 10:47:45
arkadaşlar sınıfımda erkek öğrencilerimden bir tanesi kızlarla çok iyi onlar gibi davranıyor çok kibar erkeklerle oyun oynamıyor çocuklar pek bunun farkında değil ama sonra olacaklar nasıl bir çözüm yolu izlemeliyim acaba fikri olan var mı?

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 30 Nis 2010 11:25:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
arkadaşlar sınıfımda erkek öğrencilerimden bir tanesi kızlarla çok iyi onlar gibi davranıyor çok kibar erkeklerle oyun oynamıyor çocuklar pek bunun farkında değil ama sonra olacaklar nasıl bir çözüm yolu izlemeliyim acaba fikri olan var mı?

Eklediğim bu yazı umarım size bir fikir verir... Ama mutlaka bir pedagoga danışılmalı...

Çocuklarda Cinsel Problemler


Diğer gelişimler gibi cinsel gelişim de sağlıklı ve sürekli devam eden bir gelişimdir.

Çocuk, vücudunda meydana gelen değişiklikleri merak eder ve keşfetmeye çalışır. 3-4 yaşları cinsellikle ilgili soruların başladığı dönemdir. Çocuk nasıl dünyaya geldiğini, farklı cinsteki kardeşinin cinsel organının neden farklı olduğunu, erkeklerin neden ayakta, kızların ise oturarak çiş yaptığını sorar. Burada anne-babanın tutumları, çocuğun sorusuna cevap verme şekli çok önemlidir. Çocuğa kızarak, öfkelenerek cevap vermek çok yanlıştır. Bu tutum çocuklarda cinsel problemlere neden olabilmektedir.

Çocukta sağlıklı bir cinsel gelişimin sağlanabilmesi için, çocuğun sorduğu sorulara anlaşılır ve doğru cevap vermek, cinselliğin kötü bir şey olmadığını anlatmak gerekir. Zaten çocuk ilkokula başladığı dönemde cinselliğe olan merakı azalacak, ilgi alanına farklı konular girecektir. Cinsellikle ilgili soru soran çocuğu yetişkin dikkatle dinlemeli ve ne sorduğunu tam olarak anladıktan sonra yanıtlamalıdır. Fazla ya da eksik bilgi ya da geçiştirme davranışı çocuğun ilgisini canlı tutacak, onu başka kaynaklardan bilgi edinmeye itecektir. Yetişkine duyduğu güven duygusu da sarsılacaktır.
 Mastürbasyon :Bebeklik ve erken çocukluk çağlarında özellikle uykuya dalma ya da uyanma sırasında çocuğun cinsel organı ile oynayarak doyuma ulaşmasına “mastürbasyon” denir.
Çocuk banyo ve tuvaletten sonra temizlenme sırasında cinsel organına olan temastan haz duyar ve bu hazzı yeniden yaşamak için mastürbasyona başvurabilir.
Mastürbasyonun arada bir görülmesi, bir problem değildir. Aşırı olması ve süreklilik kazanması çocuğun önemli ruhsal gerilimlerin veya doyum ihtiyacının belirtisi kabul edilir.
Bazı çocuklar yere uzanıp ileri geri sürtünerek ya da büyük bir dolgu oyuncağının üzerine oturup sürtünerek, kendini uyarır. Nefes nefese kalır, terler ve cinsel doyum elde eder. Bu durumu gören anne panik içinde, çocuğa sert tepkiler gösterir. Gösterilen tepkilerin  annenin bilinçli olmasıyla da çok önemli ilişkisi vardır. Anne kulaktan duyma bilgilerle
çocuğunun ileride cinsellik meraklısı biri olacağından korkar. Çocuğu azarlar, döver, korkutur. Böylelikle çözeceğini düşündüğü problemi, çocuk gizli gizli yapmasına neden olarak artırır.
Yeni bir kardeşin doğumu ve ilgi azlığı gibi nedenlerde çocukta kendi kendini
uyararak doyum sağlamaya çalışır. Kimi zaman da kaşıntıya yol açan genital rahatsızlıklar, çocuğun bu uyarıdan hoşlanıp devam etmesine neden olur. Çok sıkı pantolonlar da sürtünmeye neden olacağından mastürbasyon başlangıcı olabilir.
Mastürbasyonun bir davranış bozukluğu olmaması için çocuğa cinsel eğitim doğru verilmeli, “Pipinle oynarsan düşer ya da çocuğun olmaz. “Gibi yanlış bilgilerle çocuk korkutulmamalıdır.
Bebeklik ve çocukluk döneminde çocuk yalnız bırakılmamalıdır. (Özellikle uykuya dalarken ve uyanınca ). Çocuk uykuya dalıncaya kadar yanında kalıp, yanında kitap okumak yararlı olacaktır. Uykuya geçiş esnasında ellerin yorganın üzerinde kalmasına dikkat edilmelidir. Yine çocuk tek başına televizyon izlerken, oyun oynarken ara sıra kontrol edilmeli, böyle bir davranış görülürse çok fazla tepki göstermeden dikkati başka bir yöne
çekilmelidir.
Çocuğun temizliğine, sağlık problemleri olup olmadığına dikkat etmek gerekir.
Çocuğun sağlık problemi varsa mutlaka tedavi edilmelidir.
Çocuğa bu davranışından dolayı, kendini suçlu hissettirecek baskılar uygulanmamalıdır. Bu, çocukta değersizlik ve nefret duyguları oluşturur.
Özetle söylemek gerekirse çocukta ara sıra görülen mastürbasyon davranış bozukluğu değildir. Ancak aşırı görülmeye başlamışsa, bu durumu görmezlikten gelmek de yanlıştır.
Çözüm bulmak için bir uzmandan yardım alınmalıdır.
Homoseksüellik ve Lezbiyenlik
Kız ve erkek çocuklar, beden yapıları, cinsel iç salgı bezleri ( hormonlar ) bakımından ayrı yaratılmışlardır. Çocuklar yapılarında var olan cinsel donanımları doğrultusunda gelişirler. Çocuk kendi kimliğinin özelliklerine göre desteklendiğinde cinsiyetine uygun davranışlar geliştirir.
Çocuğun anne karnında cinsiyeti belirlendikten sonra yetişkinler ona uygun
davranışlar geliştirirler. Çocuğun cinsiyetine uygun kıyafetler ve eşyalar alırlar. Kızlar daha çok süslenir, daha nazlandırılır, erkek çocuklar daha dayanıklı olsunlar diye biraz sertçe sevilirler. Erkek çocuk ağlarken “Erkek adamsın hiç ağlanır mı?” diye susturulur. Kızlar, “Benim cici kızım, güzel kızım” diye sevilirken erkekler “benim aslan oğlum, yakışıklı
oğlum.” diye sevilir.
Çocuğun cinsel kimliğini kazanmasında anne-baba çok önemlidir. Çocuklarla annebaba arasındaki ilişki ne kadar iyi ise özdeşim de o denli kolay oluşur. Annenin baskılı, sert görüntüsü karşısında, babanın pasif ve silik kaldığı bir ortamda büyüyen erkek çocuk, kendi cinsel kimliğinden uzaklaşarak, güvensiz bir kişilik geliştirebilir. Yine çocuğun yakın çevresindeki teyze, amca, hala, dayı gibi kişilerin davranışları da çocuğa model olma konusunda önemlidir.
Karşı cins yerine kendi cinsinden olan kişilere karşı cinsel ilginin olmasına
homoseksüellik denir. Lezbiyenlik ise kızlarla kızların ilişki kurmasına denir.
Bazı anneler erkek çocuklarına karşı aşırı düşkünlükleri nedeniyle onları yanlarından hiç ayırmaz, kız gibi giydirip, kız gibi davranırlar. Bunun sonucu çocukta da yanlış cinsel kimlik eğilimleri olabilir.
Çocuğa alınan oyuncaklar, kıyafetler de önemlidir. Oğlunun saçını uzatıp toka takan kızının saçlarını hep kısa kestiren anneler bilinçsizce davranmış olurlar.
Homoseksüellik ve lezbiyenlik eğilimleri anne-baba sevgisinden ve ilgisinden uzak, yanlış cinsel eğitim verilmiş, yanlış model olunmuş çocuklarda daha çok görüleceğinden bu konulara özen gösterilmelidir. Evde kazanılan cinsel kimlikler, çevrede pekişerek gelişir.
Çocuğun karşı cinsle arkadaşlığına izin verilmeli, grup faaliyetlerine yönlendirilmelidir. Genellikle cinsel salgı bezlerinin de buna sebep olduğu düşünülerek,
çocukta yanlış cinsel kimlik davranışları gözlendiğinde bir uzmana başvurulmalıdır.

Kaynak :MEGEP(MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)
ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ UYUMSUZ ÇOCUKLAR ANKARA 2007

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 27 Ağu 2010 18:22:02
okulların açılmasına az kaldığı şu günlerde,göz gezdirmemiz gereken bir bölüm..benim sınıfımda 5 -6 öğrenci bu tür sorunlar yaşıyor ve bazıları doktor gözetiminde tedavi oluyor...Başa çıkııması bazen zor olsada sabır ve sevgiyle onların minik kalplarine inebilyoruz..sebocan öğretmenimiz gereken bilgileri eklemiş..ben de küçük bir ekleme yapmak istedim.teşekkürler öğretmenim.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Çocuklarda doğumdan itibaren varolan ve özellikle 3-4 yaşlarından sonra farkedilen, yaşıtlarına ve gelişimsel dönemine kıyasla çok aşırı hareketlilik, yerinde duramama ve kıpır kıpır olma durumuyla birlikte, dikkatin çabuk dağılması, dikkatini uzun süre bir işte devam ettirememe ile karakterize olan psikiyatrik bir bozukluktur.
Genelde dikkat eksikliği ile hiperaktivite durumu birlikte görülmektedir. Buna karşın; bazen hareketliliğin ön planda olduğu, dikkat eksikliğinin geri planda olduğu veya tam tersi olarak dikkat eksikliğinin ön planda olduğu, hareketliliğin arka planda olduğu durumlar da olabiliyor.
Çocuk nüfusunun ortalama %5’inde görülen bu bozukluk, erkek çocuklarda daha sık görülmektedir. Kızlarda daha çok dikkat eksikliği görülürken, erkek çocuklarda hiperaktivite yaygındır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), tam nedeni bilinmemekle birlikte, kökeninde biyo-psiko-sosyal nedenler olduğu söylenmektedir. Bununla birlikte doğum öncesi ve sonrasında oluşan beyin zedelenmelerinden de bahsedilmektedir.
DEHB’nun zekayla ilgisi yoktur. Bu çocukların “putaman” adı verilen beyin bölgesine (beyinde motor aktiviteyi yöneten dikkat merkezi) az miktarda kan gitmektedir.
Çocuğa DEHB tanısı konması için; 7 yaşından önce belirtileri göstermesi ve en az iki farklı ortamda (ev/okul) bu tablonun görülmesi gerekir.

! BELİRTİLER NELERDİR?

HİPERAKTİF ÇOCUK;

- Enerjiktir, ellerini ayaklarını nereye koyacağını bilemez, kıpır kıpırdır.
- Başladığı işi bitirmekte zorlanır.
- Sakin duramaz, sandalyeden atlar, düşer,ayaklarını yere vurur, volta atar, parmaklarını tıklatır, yüksekten atlar.
- Hemen her şey olsun ister. Aklına geleni söyler.
- Sonuçları düşünmeden hareket ettiği için kazaya eğilimlidir.
- Aşırı konuşur, sessizce oynayamaz, başkalarının oyunlarına karışır.
- Sırasını bekleyemez, söz almadan konuşur, başkasının sözünü keser.
- Düzensizdir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUK;


- Dikkatini 1-2 dakikadan fazla bir konu üzerinde yoğunlaştıramaz.
- Aklı kolay karışır.
- Bir yere odaklanmakta ve dikkatini devam ettirmekte zorlanır.
- Kolay sıkılır.
- Aralıklı performans gösterir, ödevini 1 gün yaparken 2. gün yapmaz.
- Organize olamaz, eşyalarını bulamaz.
- Sırası, odası, dolabı savaş alanı gibidir.
- Unutkandır.
!!! DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU; tembellik, karakter bozukluğu veya inatçılık değildir...
* Genellikle şefkat ve bilinçli bir programla tedavi edilebilir...

Öğrencinizde DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNU nasıl anlarsınız?

DEHB olan çocukların çoğunda, okula başlamadan önce sendromun belirtileri farkedilmez. Bu çocuğun davranışları, sınıfta huzuru bozduğu ve öğrenmeyi engellediği için dikkat çeker.
* DEHB olan bir öğrenci sınıfta nasıl davranır?
- Yerinde duramaz, sakardır, sık sık düşer.
- Diğer öğrencilere ve eşyalara çarpar.
- Sırasını bekleyemez.
- Açıklamaları tam olarak dinleyemez.
- Başladığı işi bitiremez.
- Kötü yazı yazar.
- Okul gereçlerini kaybeder. Arkasını toplamayı unutur.
- Sürekli size soru sormak için masanıza gelir.
- Konuyla alakasız sorular sorar, sorulara alakasız cevaplar verir.
- İlgilendiği konuya hiper odaklanır.
- Haksızlığa karşı aşırı tepki verir.
- Arkadaşlarına patronluk taslar.
- Karşısındaki sözünü bitirmeden yürüyüp gider.
- Ani duygusal değişimler yaşar; çabuk kırılır, çabuk sıkılır, erken vazgeçer.
- Eleştirildiğinde sert tepki verir.
- Üstüne başına dikkat etmez.
- Dalıp dalıp gider. Ses çıkarmadan kendi kendine konuşur.
- Organizasyon yeteneği yoktur.


DEHB’na Eşlik Eden Bozukluklar Nelerdir?

· saldırgan, antisosyal davranışlar
· okul başarısızlığı, yaşıtlarıyla uyumsuzluk
· düşük benlik saygısı
· aile ve öğretmen sorunu
Bunların yanı sıra;
- karşı gelme bozukluğu
- davranış bozukluğu
- depresyon
- intihar girişimi
- öğrenme bozukluğu
- iletişim bozukluğu
- enurezis sorunu (idrar kaçırma)


DEHB OKUL HAYATINI NASIL ETKİLER?
DEHB olan çocuklar gerekli ve yeterli tedavi görmezse;
· sınıfta kalma
· okuldan ayrılma
· okulda başarısızlık
· sosyal ve duygusal uyumsuzluk gösterme şansları diğer çocuklara oranla daha fazladır.


ONLAR İÇİN NE YAPILABİLİR???
· Bir uzman hekimle işbirliği (gerekli görülürse ilaç tedavisi)
· Aile / okul / hasta eğitimi
· Öğretmenle yakın işbirliği
Bir öğretmenden tanı konması elbette ki beklenemez, ama en azından işbirliği kurulması hedeflenmektedir.

EĞİTİMLERİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
- Her şeyden önce onları sevin.
- Dikkatini toplamakta zorlanan öğrencileri, ön sırada ve pencereden uzak bir yerde oturtun.
- Öğrencilere iletileri, hem görsel hem de işitsel yolla iletin.
- Sorulara dikkat eksikliği olan çocuğun adını söyleyerek başlayın.
- Onları ödüllendirin, puana dayalı yıldız verme gibi...
- Ödevlerini yaparken ara vermelerini sağlayın.
- Yoğun hareket gerektiren yüzme, basketbol, folklor gibi sosyal, sportif ya da kültürel etkinliklere katılımını destekleyin.
- Eyleme geçmeden önce durması, düşünmesi, sonra uygulamaya geçmesini söyleyin.
- Dikkatinin dağıldığını hissederseniz; ona, bilmekte zorlanmayacağı bir soru yöneltin.
- Tahtaya sık kaldırın, sınıfta görevler verin, dağıtılacak materyalleri ona dağıttırın, tahtayı sildirin.
- Övün, sırtını sıvazlayın, onaylayın, cesaret verin, umutlandırın.
- Çocuğun arkadaşları tarafından damgalanmasını engellemek için; sınıf arkadaşlarına durumu anlatın, normal davranmalarını sağlayın.
- Grup çalışmalarını sık yapın; gruba katılmanın, arkadaşları tarafından kabul edilmenin mutluluğunu yaşatın.
- Yüksek sesle kitap okutun.
- Tekrarlayın, Tekrarlayın, Tekrarlayın...

*** DEHB olan çocuklarda başarı oranını büyük ölçüde arttıran bir sınıfta şunlar uygulanmalı;

· Yapılacakları önceden haber vermek
· Planlı çalışma / Kısa süreli çalışma blokları
· Az mevcutlu sınıflar
· İlginç ders konuları
· Başarı karşısında öğrenciyi övmek

*** Uzmanlar DEHB olan öğrencileri başarılı öğrenciler yapmayı başaran öğretmenlerde şu özellikleri gözlemlemiş;

· Öğrenciden başarılı olmasını beklemek
· Öğrenciyi sürekli olarak takip etmek ve ödevlerini kontrol etmek
· Direktifleri açık ve anlaşılır bir dille vermek
· Şefkatli, sevecen olmak ve mizah duygusunu hiç kaybetmemek
· Tatlı sert olmak
· Çocuk psikolojisi konusunda bilgili olmak ve rehberlik öğretmeniyle birlikte çalışmak...



***Bu konuda daha detaylı bilgi için aşağıdaki adrese bakabilirsiniz.

  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı CEMİLE1

  • Yeni Üye
  • 3
  • 1
  • 3
  • 1
# 02 Mar 2014 02:53:22
şiddet eğilimli öğrenci için müdüre  yazdığınız bir dilekçe örneğiniz var mı

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK