doğuda öğretmenlik bunlar demek.... daha dahası da cabası.... müfettişlerin sözlerine dayanmaya çalışmak demek, nisana kadar müfredatı yetişimrteye çalışmak demek, amirin takdir alacakk diye mesai yapmak demek, en iyi öğrencini tarlaya işçi olarak göndermek demek, nelerrrr neler....
) zorluk var ama olsun... direnmek güzel.... gözlerindeki ışık koşulsuz sevgi herşyee değerrrrr
Doğuda öğretmen olmak...
Öğrencilerinle birlikte ilk dersini tezek sobasını yakmakla geçirmek,yakamassan donmak demek.
Donmuş,buz tutmuş tezekleri sobanın yanında önce eritmek, sonra yakabilme yeteneğini sergileyebilmek demek..
6 kat giyinip,kar eldivenleri ellerinde ders anlatmak demek.çocuklarının elleri soğuktan mosmor olunca,yazamaz hale gelince sobanın yanında ritmik sayma yapmak demek..
Elektriği olmayan ,loş sınıfındaki,koyu mavi boyalı sınıf duvarlarını renkli kartonlarla ışıldatmaya çalışmak demek...
Kar yolu kesmişse elinde kürekle yolu açmak demek...
1.sınıfta okuma yazma öğretmeden önce, türkçe konuşmayı öğretmek için pandomim yoluna başvurmak demek...
Müfettiş geldiğinde ''Köye niçin gidiş geliş yapıyorsun? Sen başarısız bir öğretmen olacaksın!'' dediğinde,''Köy de kalcak ev yok,ama ben bunlara okuma yazmayı öğreteceğim... Göreceksiniz! ''diye bağırabilmek ,demek..
Kardelenlerin, karların arasından çıkmaya başladığında,öğrencilerin onları kökleyip,öğretmenleri için plastik kaplara dikip sana hediye ettiğinde gözlerinden iki damla yaşı silmek demek...
Hiç bilmedikleri,görmedikleri şemsiyeyle oynamasına izin vermek demek...
Hiç tatmadıkları dondurmayı ,haziran ayında madımakların arasında büyük bir keyifle yediklerini seyretmek demek...
Doğuda öğretmen olmakkk...Gerçek öğretmen olmak demek....Zoru başarmak demek...Yaşanılan her türlü zorluğa rağmen, çocuklarını ölesiye sevmek demek...(Ağrı mezra köy...yıl:2001 )