Doğuda Öğretmen Olmak..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.803
  • 227.390
  • 28.803
  • 227.390
# 13 Ağu 2013 09:41:06
Unutulmaz hatıralarımdan biri...


Sene 92 ablamın ilk tayin yerindeyiz küçücük bir köy okulu, Antalya- Elmalı... Ben daha yeni yetişiyorum, büyümek istiyorum çabucak… Ablan dim dik duruyor karşımda ruhu da yüreği de dolu okulun kapısından giriyor , çok şeyi var verecek yavrularına, daha anne olmamış ama düşleri var, onları da bir anne gibi sevmek için...

Sınıf bildiğiniz gibi işte, biraz virane ama içinde umut biriktirmeye hazır. Bir soba, bir masa, bir kara tahta , çokca imkansızlık ve onlarca meraklı göz…
Bakıyorlar biraz ürkek, biraz sevgili, biraz çocuk…

Ablam onları kucaklamak istiyor ama duruyor, üzerindeki o beyaz önlük vazife diyor, öğretmelisin hayattaki duruşu onlara, minik yüreklerinde bir öğretmen nasıl olmalı görmeliler, biraz mesafeli ama çokca sevgili, disiplinli ama despot değil, şımartmadan herkese duracağı yeri öğretmeyi dileyerek, bir akıl dolu olduğunda nerelere varabileceğini göstermeyi dileyerek ama hiç unutmadan ille de sevmeyi…
Ben sınıfın uzak bir köşesinde onlara bakıyorum, bir gün öğretmen olabilmeyi diliyorum bu hayalim hiç gerçekleşemese de, ben bambaşka rüzgarlara kapılıp elimde diplomamla hayatın karşısına dikilsem de içim de hep iyi bir öğretmen olurdum duygusunu barındırıyorum. Tenefüs zili çaldığında miniklerin mutluluğu görülmeye değer, bağdan boşanır gibi dalıyorlar bahçeye, bahçe kardan gözükmüyor ama çocuklar girdiğinde bahar çiçekleri açıyor dallarda, ayakkabıları delikmiş, yakaları kirliymiş, elleri üşüyormuş umarsızlar onlar, koşup oynuyorlar çığlık çığlık…

İçeri girdiğimizde ablamın masasına takılıyor gözüm, o anı hiç unutamam; bir tane portakal var masada, biraz leblebi, birde kağıt mendil ama sadece yarısı demek vereceği bir şey yok ama gönlünde vermeyi arzu ettiği çok şey var o minik yüreğin, onlar en kıymetli şeylerini hiç duraksamadan bırakmışlar en sevdiklerinin yanına ve yüreklerini o portakala sığdırmışlar, o leblebiye, o kağıt mendile…


Yüreklerimizi sığdırdığımız koca bir buket kırçiçeği yolluyorum ablacım sana, sevgiyle kucaklıyorum seni ve önünde saygıyla eğiliyorum…

Öğretmenler gününüz kutlu olsun!.


Yazan: Talan Ayşe Kanca

Çevrimdışı burcu09

  • B Grubu
  • 30
  • 13
  • 30
  • 13
# 15 Ağu 2013 20:55:21
ya arkadaşlar doğu derken nereleri kastediyorsdunuz bende çalıştım ama elektrik su sorunu yoktu şanlıurfada hala da çalışıyorum gayet de memnunum.. ama allah yardımcısı olsun diyarbakır ötesindeki insanların zor eminim..harun

Çevrimdışı sewal42

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.654
  • 1.287
  • 1.654
  • 1.287
# 16 Ağu 2013 08:09:59
7 . yılıma giriyorum 5 yılım daha kaldı :((

Çevrimdışı şemsettinaksoy

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 277
  • 358
  • Okul Müdürü
  • 277
  • 358
  • Okul Müdürü
# 16 Ağu 2013 14:05:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ya arkadaşlar doğu derken nereleri kastediyorsdunuz bende çalıştım ama elektrik su sorunu yoktu şanlıurfada hala da çalışıyorum gayet de memnunum.. ama allah yardımcısı olsun diyarbakır ötesindeki insanların zor eminim..harun

Diyarbakır ve urfanın doğusunu kastediyorlar demekki öğretmenim

Çevrimdışı zeynep_zehra

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 05 Eki 2013 09:05:07
Doğuda öğretmen olmak; unutulmayı kabul etmektir, kendi başınızın çaresine bakmayı son raddesine kadar öğrenmektir, lojman duvarlarına gözlerinizle nakış nakış hayal işlemektir, susuzluğu öğrenmektir doğuda öğretmen olmak.. Sabır işidir, aşk işidir, sorumluluk işidir, yürek işidir doğuda öğretmen olmak..

Çevrimdışı seyyah_26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 426
  • 329
  • 426
  • 329
# 05 Eki 2013 09:07:38
Arkadaşlar üzülmeyin. Batıda doğudan çok daha kötü yerler var.

Çevrimdışı zeynep_zehra

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.521
  • 7.992
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 05 Eki 2013 09:07:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaşlar üzülmeyin. Batıda doğudan çok daha kötü yerler var.
Tamam..

Çevrimdışı bekirtutar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 196
  • 572
  • 196
  • 572
# 05 Eki 2013 09:24:31
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Tamam..
oğuda öğretmen olmak tünel gibi beyazlıklarn içinden geçip okula gitmek, öğretmenim saçım geldi, tırnağım geldi dediklerinde şaşırmak, yöre halkının size olan saygısı ve sevgisidir. ya da benim velilerimden biri gibi hocam sen iyi cesaret glmişin buralara demesi... şu anda batının en batısında çalışıyorum tek öğretmenli 4 sınıf bir arada okutuyorum ve o günlerii özlemle anıyorum çünkü insanlık batıda artık yok... çocuk yetiştirmekten ziyade çocuk bakıcısı rolündeyiz doğuda geçirdiğim 4 yılı çooook büyük özlemle anıyorum.

Çevrimdışı seyyah_26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 426
  • 329
  • 426
  • 329
# 05 Eki 2013 09:45:03
Bende çok pişmanım doğudan geldiğime. Bırakın velileri, ogrencileri öğretmenlerin bile birbirine saygısı yok burda herkes kendini üstün görmeye çalışıyor. Kimse kimseye yardım etmiyor

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eki 2013 21:11:09
UNUTTURULANLARDAN... HAZİN BİR ÖĞRETMEN ''HİKAYESİ''...(!) “NEŞE ÖĞRETMEN, Tekirdağ Şarköy’de, 1972 yılında, Alten ailesinin en küçük kızı olarak dünyaya gelmişti. Öğretmen olmak istiyordu. Eğitim Fakültesi’nden 1993 yılında mezun oldu.Ataması Diyarbakır’ın Bismil ilçesine yapıldı. Bölücü örgüt, öğretmenleri “Türk asimilasyonunun” en önemli parçası sayarak,eylem yapma kararı almıştı.Emri, bugünlerde devlet yetkililerince “kanı durdurmak için herkesle görüşülür” denilerek müzakere yapılan Apo vermişti. Neşe henüz 22 yaşındaydı.Çıtı pıtı,çocuk görünümlü bir kızcağızdı. “Bayrağımızın dalgalandığı her yere giderim” diyor, başka bir şey demiyordu. Nokta tayininin çıktığı teröre müzahir bölge olan Çavuşlu Köyü’ne ulaşır ulaşmaz, görev yapacağı okula gitti.Hali içler acısıydı. Köy muhtarı ve köyün ileri gelenleriyle konuşup, eksikleri gidermek için yardım istedi.Köylüler isteksizdi. Ancak “Parasını ben vereyim” deyince onarımı başlatabildi. İlk maaşının büyük bölümünü ustalara verdi, gerisini de borçlandı. 1993 yılının 26 Ekim’i...Neşe yorgun argın okuldan eve geldi.Program defterine ertesi günün derslerini yazdı. Biraz dinlendikten sonra babasına “Tamirat işleri yüzünden açıldık. Evde sivri biberimiz var istersen onları kızartalım ekmek ve yoğurtla yeriz” dedi. Henüz bir ocakları yoktu.Biberleri hazırladı,tavayı mavi piknik tüpüne koydu. Ekmek ve yoğurdu masaya bıraktı. Hava iyice kararmış, köydeki köpekler sürekli havlıyor;onun ötesinde uluyordu. Köpek ve rüzgar sesinden,önce kapının vurulduğunu duymadılar. Sertçe çalmaya devam edince, babası “Kim o” diye seslendi. “Açın, hoca hanımla bir şey görüşeceğiz” dedi kapıyı çalanlar. Açtılar. Karşılarında silahlı iki yarasa. “Dışarı çıkın” diye bağırdılar. Türkçeyi düzgün konuşanı, “Biz faşist T.C.’nin hiçbir öğretmenini Kürdistan’a sokmayacağız, biletlerini iptal etsinler” demedik mi diyerek, Neşe’nin yaşlı babasını tokatlayarak yere yuvarladı. Neşe, köylülerden yardım gelir umuduyla bağırmaya başladı.Avazı çıktığı kadar haykırdı ama köyden “yardıma gelen kimse” çıkmadı. Doğrulan babası “Yapmayın” diye yalvarıyordu. Yarasalardan biri silahın namlusunu Neşe’nin babasının kafasına dayadı ve tetiğe bastı. Neşe donup kaldı.Tekrar bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. Kendini olduğu gibi yere bıraktı. Neşe’yi saçından tutup tekme ve dipçik darbeleriyle köyün çıkışındaki tepeye kadar sürüklediler. Genç kızın üstündeki elbise paramparça oldu.Bedeni sefil yaratıkların gözleri önündeydi. Bu arada yarasaların sayısı beş olmuştu. Neşe gözleri açık ve donuk, ölüme hazır bir huri gibi bakıyordu. Biri kalaşnikofunu seriye aldı ve Neşe’nin sağ göğsünün üstüne dayayıp tetiği çekti.Beş mermi Neşe’nin göğsünü parçalamaya yetmişti. Yarasalar tatmin olmadı. Diğer göğsünün de hakkını verelim dediler gülerek. Aynı işlemi cansız bedeninin diğer göğsünde de tekrarladı biri. Ailesinin üzerine titreyip kıyamadığı Neşe’nin elbiseleriyle birlikte vücudu da lime lime oldu...” “Neşenin ölümü insan hakları için mücadele ettiğini iddia eden hiçbir dernek tarafından kınanmadı. AB komiserleri kimseye “ne yapıyorsunuz” demedi. Sokak köpekleri için kıyameti koparanların sesi çıkmadı. Azıcık nasırına basılsa bağıranlardan tek bir açıklama gelmedi. Aydınlardan “bunu umursuyorum” diyen olmadı. Neşe öğretmen ve babasının arkasından on binler yürümedi” (Alıntıdır) *** Not : Olay tamamen gerçek olup, sınıf öğretmeni olan Neşe ALTEN, Diyarbakır İli Bismil İlçesi Çavuşlu Köyü ilkokulu'ndaki görevine 30.09.1993 tarihinde başlamış, yirmi beş günlük öğretmen iken, 26.10.1993 tarihinde şehit edilmiştir. Dede Ersel AKSU

Çevrimdışı elif

  • Üye
  • *
  • 8
  • 3
  • 8
  • 3
# 25 Ara 2013 19:30:02
bilmiyom ???

Çevrimdışı sewal42

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.654
  • 1.287
  • 1.654
  • 1.287
# 01 Oca 2014 14:18:29
zor

Çevrimdışı elif

  • Üye
  • *
  • 8
  • 3
  • 8
  • 3
# 03 Oca 2014 20:15:29
slm knk ;D

Çevrimdışı elif

  • Üye
  • *
  • 8
  • 3
  • 8
  • 3
# 03 Oca 2014 20:16:09
jcgjkvghkvguk

Çevrimdışı alper bocut

  • B Grubu
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Mar 2014 18:18:17
Çok zordur.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK