sobada ekmek yapmayı öğrenmek, kardan kullanabilecek su elde etmek, elinizde telefon dağ tepe dolaşıp çeken bir yer aramak ve ararken hastalanmak, hasta halde zorla soba yakıp "iyi ki elektriğimiz var, can güvenliğimiz var" diyebilmektir. yollar kapandığında kapınıza gelip ekmek getiren bir çocuğa gofret vermek ve sadece tv de gördüğü bir şeye sahip olduğunu anlamak, içinizin burulmasıdır. "gel içeri, gofretini ye de öyle git, sohbet edelim" deyip diğer çocukları da düşünmektir doğuda öğretmen olmak. Hakkıyla yapabilmek duasıyla.
Bu durumlara bolca maruz kaldığımdan hak veriyorum zümreme.. Ben ovada büyüdüm ve bir dağ köyüne atandım ...Uyum süreci için bana 3 yıl gerekti sonuçta alıştım herşeye ...Doğu coğrafyası kadar sert ,engebeli ve aşılmaz...Hatta insanlara kattığı cehaletide aşılmaz...Annemin ilk tespiti benim çocukluğumu yaşıyor bunlar demişti...Haklıda ...Doğu bile denmez benim çalıştığım yere doğunun en batısındayım ben bir de...Doğuda öğretmen olmak hele dağ köyünde ...Tüm idealistliğime rağmen okulumu ,öğrencilerimi ve yaşantımı sevmeme rağmen imkansızlıklar yurdundan öteye gitmiyor yapılanlar..Hakkıyla yapmak yapabilmek ümdi ve duası ile