Dokuz Kehanet

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 05 Ara 2011 08:20:07
İslama Göre Kehanet ve Medyumluk
İslam öncesi Medyum Anlayışı

Cahiliye dönemi Arap toplumunun sosyal yapısını inceleyecek olursak kar¬şımıza medyum (kahin) denilen bir olgu çıkacaktır ki, cahiliyye toplumunun sos¬yal yapısının ana direklerinden bir tane¬si olduğu görülecektir. Cahiliyye dönemi Araplarınca Kahin, sorunları-nın çözüm kaynağı olarak kabul edilmiş ve her türlü sorunlarının başvuru odağı ol¬muştur.
"Araplar hal ve olayları anla¬mak üzere kahinlere başvururlar, onların gaybi şeyleri bildiklerine inandıkları için, gerçeği anlamak ve aralarındaki davaları hallettirmek üzere kahinlerin katına gelirlerdi. " (1)
Cahiliyye Arab'ının nezdinde med¬yum. olağanüstü güçlerle ilişkisi olan biridir. 0 bu ilişki sayesinde geçmişte ve gelecekteki olayları bilirdi. Dolayı¬sıyla kaybolan şeylerden tutun, öldürü¬len insanların katilinin bulunmasına ka¬dar bütün sorunlar, medyumlara başvu¬rularak onun sözleriyle, yönlendirmeleriyle çözülmeye çalı¬şılırdı.
Bu hususta siyer kitaplarında anlatı¬lan, peygamberimizin dedesi Abdulmut¬talib’in, peygamberimizin babası olan oğlu Abdullah’ı boğazlama hadisesinde¬ki kahine başvurulma olayı kahinin bu işlevini en çarpıcı biçimde bize anlatır.
" Kureyşliler ve Ebu Talib’in oğulları Abdulmuttalib’i kararlı görünce; " Yap¬ma, Hicaz’a git orada "Sücah" adında bir kahin kadın var. 0 kadının bir cini vardır. Ona sor, ondan sonra ne yapacaksan yap, serbestsin.Şayet sana, Abdullah'ı kesmeni emrederse kesersin. Yok eğer başka bir şey emrederse –ki bu emirde onun ve senin bir ferahlık varsa- kabul edersin" derler. " (2)
Bu anekdottan da anlaşıldığı gibi. cahiliyye Arapları medyumlara son de¬rece bağlıydılar. Onun dediğinden kolay kolay çıkmıyorlar. dertlerinin çare mü¬essesesi olarak otorite kabul ediyorlardı.

Medyum Kimdir?

Medyum hakkında Lisanu ‘l-Arab’da şöyle der: “Gelecek zamanda varlıklardan haber veren, gizli sırları bildiğini iddia eden kimsedir.” (3)
"Ragıb el-Isfahanı, Müf¬redat’ta der ki: “Geçmiş gizli olayları zan benzeri bir şeklide haber veren kimseye medyum denir. “ (4)
Medyumun en önemli özelliği gizli, diğer insanlar tarafından bi¬linmeyen olaylar hakkında iddialarda bu¬lunmasıdır. Bu gizli olay geçmişte olabile¬ceği gibi gelecekte de olabilir. Medyum için bu sorun değildir, her iki şekilde olan sorulara da cevaplar getirir. Her ne kadar gelecek hakkında görüş bildirenlere med¬yumdan ziyade “Arraf” (5) denilmişse de yaptıkları iş açısından bir farkları yoktur.
Medyum, Arabın nazarında normal bir insan değildir. Cahiliyye Arab'ının bu gö¬rüşünü besleyen en önemli noktalardan bi¬risi, göremedikleri fakat varolduğuna inandıkları "cin” denilen olağanüstü var¬lıkların bu insanları etkiledikledikleri kanaati¬dir. Tabiidir ki medyumlar da kendilerinin birer Cin'ni olduğunu söylemekte ve bu cinler vasıtasıyla Araplarca talep edilenle¬ri yerine getirdiklerini iddia etmekteydi¬ler.
“Abdulmuttalib ona meseleyi, oğlu¬nun durumunu ve onun hakkında yaptığı adağı anlatır. Kahin kadın onlara: Şimdi siz yanımdan çıkın. Cin'nim gelsin, ona sorayım der. " (6)
Anlaşılıyor ki. toplum, medyumun cinlerle ilişkisi olan biri oldu¬ğunu Kanıksamış, kendileri gibi insanların, bu işi yapamayacağı kanaatine varmıştı. Bundan sonra medyum'un işi kolaylaşmış söylediği her şey mutlakmış gibi algılanmaya başlamıştı.
Medyum kendine sorunlarını iletenlere ciniyle görüştüğünü beyan ettikten sonra, "Seci" denen bir tarzla cevabını iletirdi ki, bu ifade tarzı bile "Şair" denilen yani cinlerle ilişki içersinde olduğuna inanılan insanların ağzından çıkan ifadeler olduğu için medyum'un olağanüstü konumunu kuvvetlendirirdi. Yani, medyumdan cevap talep edenlere medyum, normal günlük konuşma tarzıyla cevap vermez, cevabını dini bir hava veren Seci formuyla sunardı.
"Seci esas itibariyle eski putperest kahinler tarafından Kehanet, Beddua, Büyü ve diğer çeşitli sihirli sözlerde kullanılmıştır. " (7)
" Seci, eski Arabistan'da " İlham " ve " Vahy " in çok tipik bir üslubu idi. " ( 8  )
Dolayısıyla medyum'un ağzından çıkanlar bir nevi Vahiy olarak sunulmuş olurdu. Onlarda görülen bu esrarengiz hava karşısında medyum2a müracaat edenler şoke olurlardı. Medyum yaptığı bu işe karşılık olarak "Hulvan" denilen bir ücret alırdı.

Rasulullah ve Medyum

Vahyin inişinden itibaren müşrikler ¬Rasulullah’a cephe almaya başlarlar. Çeşitli iftiralar atmaya, onu bu işten yıldırmaya çalışırlar. Müşriklerin iftiralarından bir tanesi de, peygamberi kahin olarak nitelemeleridir. Bu iftiralara karşı Allah şu ayetleri vahyeder:
" (Ey Muhammed!) Öğüt ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin, ne de mecnunsun." (Tur, 29)
“(Bu Kur’an) kahin sözü de değildir; ne az düşünüyorsunuz!" (Hakka, 42)
Burada üzerinde duracağımız nokta müşriklerin peygamberi neden kahin olarak niteledikleri ve Allah’ın bu nitelememeyi reddetmesi hususunda olacaktır.
Rasulullah’ın elçiliğini ilan etmesinden itibaren müşrikler onu kahine benzetirler. Bunun nedeni peygamberin mesajının seciye benzer formda olması,mesajda geleceğe ait öğeler bulunması, ve ¬vahyi, bir melek aracılığı ile aldığını söylemesidir. Dolayısıyla Melek aracılığıyla vahiy alan, geçmiş ve gelecek hakkında ayetler bildiren peygamber ile Cin gibi olağanüstü bir varlık tarafından yönetilen ve bilinmeyen şeyler hakkında iddialarda bulunan medyum arasındaki bu benzerlik cahiliyye Arab'ını hemen peygamberin medyum olduğu kanaatine götürmüştür. Cahiliyye Arab'ının yanılgısı vahyin içeriğine bakmadan benzerlikler yoluyla peygamberi medyum olarak ilan etmekti. Peygamber söylediği ayetleri Al¬lah’tan aldığını belirtmesine rağmen Araplar, gelen vahyin Allah’tan değil medyum'da olduğu gibi “cin” denilen olağanüstü varlıktan alındığını iddia etmekteydiler. Medyumlar söyledikleri şeylerin cin tarafından ilham edildiğini söylemelerine karşın; Resulullah söylediklerinin Allah tarafından Melek vasıtasıyla indirildiğini beyan etmekteydi.
"Kur'an'ı Şeytanlar indirmemiştir. Bu onlara düşmez, zaten güçleri de yetmez. Doğrusu onlar Vahy'i dinlemekten uzak tutulmuşlardır." (Şuara, 210-212)
Peygamberin getirdiği mesajın dilinin, Cahiliyye şiirinin formuna benzemesi müşriklerin resulullah'ı medyum olarak nitelemelerine neden olan sebeplerden biridir. Cahiliyye dönemi şairlerinin şiirlerinde kullandığı Seci formu, aynı zamanda medyumlarında kehanetlerini sunarken kullandıkları anlatım biçimiydi. Bilhassa ilk inen ayetlerdeki anlatımın Seci formuna benzemesi müşrikleri, zaten inkar ettikleri Rasul'ün hem medyum hem şair olduğunu ileri sürmelerine neden olmuştur. Gerçi bu benzerlik olmasa da şu veya bu şekilde iftiralar atarak inkarlarını sürdüreceklerdi. Onların amaçları gelen mesajı reddetmekti.
"Kur'an 'ın bazı parçalarındaki üslub şekil bakımından seciye benzer, bazılarında , özellikle sonraki surelerde ise kafiye (fasıla) kelimelerinin kullanışı, Seci formundan o kadar uzaklaşır ki orada normal Seci formunu bulamayız. Fakat Kur'an'a göre önemli olan şey, mesajı taşıyan ifadenin şekli değil, bizzat taşınan mesajın muhtevasıdır. Ama Muhammed'in çağdaşı olan müşrik Araplar, meseleye bu açıdanbakmamışlardı. Onların çoğu üsluba takılıp Muhammed'e kahin demişlerdi." (9)
Resululah'ın getirdiği mesajdaki, gelecekte olan olaylar için bildirilenler ile medyum'un yaptığı istikbalde olacağını iddia ettiği kehanetler arasında ilgi kuran müşrikler, bunu sebep sayıp Resul'ü kehanette bulunan medyum olarak nitelemişlerdir. Halbuki ikisi arasındaki tek ortak nokta gelecek ile ilgili şeyler söylemeleridir. Medyum geleceğe dair sorulan soruların; yerini, ismini ve zamanını belirtirken, Kur'an'ın böyle bir anlatım içersinde olmadığı aşikardır.
" Peygamberin faaliyeti, Allah'ın arzusunu insanlara duyurma düşüncesi etrafında geçer. Gerçi ilerde insanların gözü önüne serilecek olan Cennet, Cehennem tasvirleri de istikbale matuf haberlerdir ama bu, İbrani kehanetlerindeki gibi belirli bir olayın ne zaman vuku bulacağını önceden görüp söylemekten çok farklıdır. Ona hiç benzemez. Arabi peygamberin görevi bu değildir. " (10)
Yaratıcının geçmiş ve geleceği bilmesi onun yaratıcılık vasfındandır. Pek tabii ki geçmişi anlattığı gibi geleceği de haber verecektir. Çünkü, her ikisine de hükmeden odur. Bu olgunun şu veya bu şekilde bir şeylere benzemesi olabilir. As¬lolan yaratıcının fonksiyonudur. Allah, insanlara onların anladığı dilden hitabe¬decekse, o halde hitap edilen dilin özel¬likleri kullanıldığı için, vahyin inkar edil¬mesi mi gerekecektir? Peygamber med¬yum gibi sahtekar biri olsa idi, niye söylediklerinin Allah’tan olduğunu iddia et¬meye çalışacaktı. 0 da medyum gibi, söylediklerinin Cinlerden aldığını ilan ederek baskılardan kurtulurdu.
Allah, Kur’an’ın benzersiz olduğunu ve yarattıklarının hiç biri tarafından bir benzerinin gerçekleştirilemeyeceğini şu ayetlerde açıklayarak iftiracılara meydan okuyor.
“Yoksa, (Muhammed) onu uydurdu mu diyorlar? De ki: Sizler doğru iseniz Allah’tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sure getirin.” (Yunus, 36)
“De ki: Andol¬sun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insan ve cin bir araya gel-seler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.” (İsra, 88).
Anlaşılıyor ki müşriklerin hesabı; Resul’ün veya vahyin şu veya buna benzemesinden doğan durumu değil, tamamen inkar için bu benzerliklerin kullanılmasıdır.

Müslümanların Medyum Karşısında Durumu

İslam’ın Arabistan’a egemen olmasın¬dan sonra, Araplar arasındaki medyum ve medyumluk anlayışı küllenmişti. Artık ne peygambere kahin iftirası kalmış, ne de Kur’an’ın kahin sözü olduğu.
İslam dininin yayılıp hakimiyetini ge¬nişletmesiyle beraber Müslümanlar, yeni kültürler ve dinlerle tanışıp onların etki¬sinde kalmaya başladılar. Bundan sonra İslam'ın emirlerinde gevşemeler, kavram¬larında oynamalarla beraber İslam’ın red¬dettiği bazı olgularla birlikte kahinlik, falcılık, büyücülük ve bunun benzeri ol¬guları Islami kılıflar içerisine sokarak “mubah” addetmeye başladılar.
Sağlam bir inanca sahip Müslüman'ın gaybı bilenin ancak Allah olabileceğine inanması gerekirken. Gayb hakkında bir takım zanlarda bulunan insanlara meylet¬mesi onun inancının zayıflığından olsa gerektir. Böyle gaybi bir sahada Allah'ın "Gaybı Allah’tan başka kimse bilemez" ayetine rağmen faaliyet göstermesinin ya bu emirleri bilmediğini ya da saptırarak inkar ettiğini gösterir.
Öyle ki medyum kendinin Müslüman olduğunu, yaptığı işi olağanüstü varlıklardan alarak yaptığını iddia etse bile, yaptığı işin İslam nazarında bir yeri yoktur.
“ Her kim Arrafa ve Kahine gider de onun dediğini tasdik ederse o, Muham¬med’e indirilmiş olana küfretmiş demek¬tir. “ (11)
Rasulullah (s) Allah’a teslim oldu¬ğunu söyleyen bir müslüman'ın kehanet. büyü gibi şeylerle işinin olmadığını be¬lirtiyor. Gaybı Allah’a teslim eden bir müslüman'ın medyumla ne ilgisi olabilir? İnsanlara gelen fayda ve zararın Al¬lah’tan olduğuna inanan bir Müslüman nasıl olur da medyumdan fayda umabi¬lir?
Kendinin halis-muhlis, dört dörtlük Müslüman olduğunu; sabahlara kadar ola¬ğanüstü varlıklarla istişareler yaparak vaktini geçirdiğini, her anında ağzından Allah ve Rasulullah lafını düşürmediğini söy¬lese bile, onun bu söylediklerinin İslam nazarında ne değeri vardır? Zaten yaptığı işin küfür olduğunu söylese insanların ona yaklaşması mümkün olur mu’?

Sonuç

Peygamber medyum değildir. Kur’an medyum sözü değildir. Allah bunu reddetmiştir. Müslümanların medyum ve medyumlukla hiç bir ilgileri olamaz Medyum ve medyumluk. İslam'ın geli¬şiyle beraber mahkum edilmiştir.
Her ne ad ve isimde olursa olsun bu¬na benzer faaliyette bulunanlarla, kendi¬sinin iyi bir Müslüman olduğu iddiasında bulunarak medyumluk yapanlar, İslam’ın emirlerini çiğnemiş olurlar. Her ne kasıtla olursa olsun bu gibi faaliyetlere ina¬nanlar ve onlardan talepte bulunanlar İslam’ın emirlerine karşı gelmiş olurlar.
“Kim kötülük işler veya kendine ya¬zık eder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah’ı mağfiret ve merhamet sahibi olarak bulur.” (Nisa, 110)
Notlar:
1.İbn Haldun, Mukaddime. Cİlt 1. s. 268, İstanbul, 1988.
2.Muhammed İbn İshak. Siyer. s. 86. Is¬tanbul, ~988.
3.Ibn Manzur Lisanu'l-Arab, Cilt 12. s.368. Beyrut.
4.Ragıp el-Isfahani, El-Müfredat fi Garibi'l Kur'an, s.665, İstanbul.
5. A.g.e. , s. 496
6.Muhammed İbn İshak, Siyer, S.87.
7.Ignace Golziher,Klasik Arap Literatürü, s.17, Ankara, 1993.
8.Toshihiko İzutsu,Kur'an'da Allah ve İnsan, s.163, Ankara.
9. A.g.e. , s. 164.
10.A.g.e. , s. 172.
11.Ibn Manzur Lisanu'l-Arab, Cilt 12. s.368. Beyrut.

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Ara 2011 14:16:10
Hayırlı günler dilerim.

5. Kehanet

Nesnelerin güzelliklerinin eşşizliğini takdir edince ENERJİ ALIYORSUN, Hislerin sevgi düzeyine yükselince, gönüllü olarak enerjini geri veriyorsun.
...
Okur notu : İnsanlar sadece sevgi hissetikleri zaman gönüllü olarak verirler.
...
Sevginin rolü uzun süre yanlış anlaşıldı.
Sevgi iyilik yapmak veya bazı ahlaki soyut sorumluluklar yüklenip dünyayı daha güzel bir hale getirmeye çalışmak veya hedonizmden vazgeçmek değildir.
Heyecan, sonra sevinç ve sonra sevgiyi hissedince enerji ile bağlantı kurulabilir.
Sevgiyi aynı düzeyde tutarak yeterince enerji elde etmenin dünyaya büyük yararı dokunduğu kesin.
Ne var ki doğrudan doğruya bize daha çok yararı var.
Yapabileceğimiz en hedonistik davranış.
...
Okur notu:
Hazcılık veya Hedonizm, Kirene Okulu'nun, yani Sokrates'in öğrencisi Aristippos'un (M.Ö. 435-355) öğretisidir.
Hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması
gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüş.
...
Rastlantıları ciddiye aldığımız zaman Birinci Bilgi oluşuyor.
...
İkinci bilgi gerçeklerin farkındalığı üstüne kurulmuştur.
...
Üçüncü bilgi fizik evreni tek ve saf bir enerji olarak tanımlamakta ve bu enerjinin HER NASILSA DÜŞÜNCELERİMİZE YANIT VERDİĞİNİ SÖYLEMEKTEDİR.
Dördüncü bilgi ise, insanların diğer inzanları kontrolleri altına alıp,
düşüncelerine hükmederek enerjilerini çalmak EĞİLİMİNİ gösterdiklerini açıklar.
...
Tabii, bu enerji kısıntısı, daha yüksek bir kaynakta bağlantı kurduğumuz zaman tedavi edilebilir.
Hem biz ona karşı açılabilirsek, evren bütün gereksinmelerimizi sağlayabilir.
İşte BEŞİNCİ BİLGİ de bunu açıklar.
...
Dördüncü bilgi insanların enerji kıtlığı çektikleri için, birbirlerini kontrol altına alıp ARALARINDA AKAN  enerjiyi ele geçirmeye çalıştıklarını açıklıyordu.
Beşinci bilgi ise bize alternatif enerji kaynaklarını gösteriyor, ancak özgün bir yöntem olmaksızın bu kaynaklarla bağlantı kuramayacağımızdan söz ediyordu.

Devamı hafta içinde :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Ara 2011 14:26:54
Hayırlı günler dilerim.

zalim09 forumdaşım alıntıladığınız bilgiler için teşekkür ederim.

Okuduğum kitaptaki bilgiler kehanet olarak isimlendirilmiş olmakla birlikte konudaki ilk mesajımda - hayatı tanımlayan 9 anahtar - ifadesi ile belirttiğim gibi aslında hayatı açıklamaya çalışan felsefi görüşlerdir.
Yazar büyük bir ihtimalle Allah (c.c.) varlığını bizim anladığımız şekilde kabul etmemek için Allah (c.c.) vasıflarının bir kısmını enerji kavramı ile açıklamaya çalışıyor.
Bu tür açıklamaların kişileri esnek düşünmeye zorladığı için (kalıp düşünceleri sorgulamaya vesile olduğu için) faydalı olduğuna inanıyorum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Ara 2011 16:19:45
6. Kehanet

Örneğin, şayet sizi birisi sözle veya fizik gücüyle tehdit edecek olursa başınıza kötü bir iş geleceği korkusuna kapılır, ona zorla ilgi gösterip enerjinizi verirsiniz. Sizi korkutan kişi tarafından saldırgan türden dramanın içine çekilirsiniz.
Altıncı bilgi buna korkutucu (intimidator) adını vermiştir.
...
Eğer babanın durumunda gördüğümüz gibi, senin dünyanı sarsıp enerjini ele geçirmek için saldırganlıklarını incelikle yürütüyorsa, sorgulayıcıdır (interrogator). Acındırmadan biraz daha pasif mesafeli (aloof) olma senin izlediğin dramandır.
Dramalar şöyle sıralanır:
- korkutucu
- sorgulayıcı
- mesafele
- acındırma.
Şimdi anladın mı?
Sanırım. Yani herkes bu kategorilerden birine mi girer?
Evet.
Değişik durumlara göre bazı insanlar birden fazla şeklini kullanabilirler.
Fakat çoğumuz çocukluğumuzda aile bireyleri üstünde etkin olan dramayı tekrarlama eğilimi gösteririz ve yaşantımızda sadece bu drama egemen olur.
...
Bizi iki insan yarattı ve onların yaşamlarının bizlerin kimliklerini etkilemesi kaçınılmaz.
Gerçek kimliğimizi keşfetmemiz için, bizim gerçek kimliğimizin onların doğruları arasında yer aldığını kendi kedimize itiraf etmemiz gerekmektedir. Orada doğmuş olmamızın nedeni budur.
...
Bu iki insanın inançlarının sentezini yapıp, daha yükseklere erişerek doğru yolu keşfetmen gerekir.
...
Enerji ile her doluşumuzda, hayatımızı ileri götürecek bir rastlantı meydana geliyor ve bu düzeydeki enerjiyi içimizde kurumsallaştırıyoruz.
...
Aşk, Tanrı'nın enerjisi adını verdiğimiz, evrendeki enerji ile bağlantı  kurduğumuz zaman geri planda varolan çoşkudur hiç kuşkusuz.

Okur notu : Bu bölümde önemli olan DRAMALARI anlamaktır. Daha sonraki mesajlarımda dramaların anlaşılması için örnekler vermeye çalışacağım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Ara 2011 16:19:50
7 ve 8. Kehanet

Yedinci bilgi kendini bilinçle geliştirme işlevinden, her karşılaşmaya karşı tetikte olmaktan ve evrenin sana sağladığı yanıtlardan sözeder.
...
Sekizinci bilgi ise, aradığımız yanıtları bize getirdiklerinde insanlara nasıl yardımcı olduğumuzdan söz eder.
Ayrıca insanların evrimini kolaylaştırmak için her birimizin birbirimize nasıl davranması gerektiğini gösteren yapyeni ahlak biliminden söz eder.
...
Yedinci bilgi bize ne kadar olumsuz olursa olsun, bütün olaylarda umut ışığını görmemizi öğretir.
Seni yakaladıkları zaman her şeyin berbat olduğunu düşünmüştün.
Ama şimdi buraya gelmem gerekliymiş diye düşünüyorsun.
...
Sekizinci bilgi insanları bir şeye karşı uyarır. diye seslendi.
"İnsanın gelişmesine karşı uyarıda bulunur... bir başka insana karşı duyulan AŞIRI alışkanlığın insanların gelişmesini durdurduğundan söz eder.
...
Ancak durum ne olursa olsun, eğer erişkinler onların gereksinim duydukları enerjiyi sağlayabilirlerse, çocuk tarafından yaratılan bu ustaca oyunlara gerek kalmaz. İşte bu nedenle ÇOCUKLAR  BÜTÜN KONUŞMALARA DAHİL EDİLMELİ, ÖZELLİKLE ONLARIN KENDİ HAKLARINDAKİ KONUŞMALARA DAHİL EDİLMELİDİR. 
Ayrıca ilgimizi verebileceğimizden fazla çocuğun sorumluluğunu asla yüklenmeyelim.
...
Elyazmalarında sözü edilen bağımlılığın, romantik ilişkilerde güç mücadelesinin neden başladığını açıklayabileceğini söyledi.
Aşık olduğumuz zaman duyduğumuz sevinç ve keyifin sona erip, birdenbire neden tartışmalara ve kavgaya döndüğünü hep merak etmişizdir,
ama artık nedenini biliyoruz. Bu ilişki içinde olan iki kişinin arasındaki enerji akışının sonucudur.
...
Evrenle olan bağlantını yitirdin. Onun yerine Marjorie'nin enerjisine bağımlı oldun.
Bütün bağımlılıklar aynıdır, birey birisine veya bir şeye tutulur ve evrenle bağlantısını koparır.
...
Üçüncü bilgide, insanların enerji dünyasında bir eşleri daha bulunmadığından ve enerjilerini BİLİNÇLE yansıtabileceklerinden söz ediyordu, anımsıyor musun?
Bunu nasıl yaptığımızı anımsıyor musun?

John'dan aldığm dersi anımsadım.
- Evet. İçimize enerji ve sevgi dolana kadar nesnenin güzelliğini takdir ediyorduk.
İçimiz sevgi ve enerji ile dolunca bu enerjiyi geriye yansıtabiliyorduk.
...
Diğerlerini daha çok sevip takdir ettikçe, içimize daha fazla enerji dolar.
İşte bu yüzden kendimiz için yapabileceğimiz en iyi şey sevmek ve başkalarına enerji vermektir.
...
Sekizinci bilgi bize ne anlatmak istiyor?
Biraz düşündüm. İnsanlarla ilişkiyi konu alır. Çocuklarla ve erişkinlerle kurduğumuz ilişkiden söz eder.
Kontrol dramalarını tanımlar, bunlara isim verir ve bunlardan nasıl kurtulacağımızı gösterir.
Kendimizi diğer insanlara odaklayıp onlara enerji göndermemizden söz eder.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 10 Ara 2011 22:41:54
saslında iyi bir gözlemci iseniz gelecekte olabilecekleri sezebiliyorsunuz. MESELA: hatırlayın. her şehirde, her köşe başında bir çin malı satan çinliler vardı bir ara. ben şöyle düşünmüştüm. 1200 milyon nufusu çinde doyurmak zor. adamlar ta dünyaya açılmış. hemde her marka ürünün ucuz ve sahtesini yaparak. bunların böyle yapması markalaşmış fabrikaları batırır. dünya şok kırize girer. fabrika kaliteli mal üretip 1 milyara satıyorsa, çinli aynı malın sahtesini üretip 100 liraya satınca ne olur? DÜNYADA EKONOMİ ALLAK PULLAK OLUR. gerçektende kıriz oldu.
       ben bu düşüncemi açıkladığımda, öğretmenler odasında bir gülüşme olmuştu. acaba kıriz olunca o gülenlerin surat şeklini görmek isterdim

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 10 Ara 2011 22:49:34
GELECEKTE OLABİLECEKLER-1 (bu bir tahminimdir)

dünyamız samanyolu galaxisi içinde yer alır. güneşle beraber bu galaxide hızla hareket halindedir. samanyolu galaxisi içindeki konumu itibari ile 26000 yılda bir çağ değişimine uğrar. bu tarihsel çağ değildir. ilkçağ, ortaçağ, yakınçağ gibi bir şey değildir. farklı bir çağdır. her çağın bitimi ve diğer çağın başlaması süresi 26000 yılda olur. birisi nuh peygamber zamanında yaşanmış, yeryüzünün tamamı sulara gömülmüştür. gemiye binen insanlar ancak hayatta kalabilmiştir.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 10 Ara 2011 22:51:04
GELECEKTE OLABİLECEKLER-2

‎2012 yılının bitimi, bulunduğumuz galaxideki çağın bitimidir. 2013 yılında samanyolu galaxisinde bulunduğumuz konumda yeni bir başka çağa gireceğiz. şu anki çağın bitimi ile yeni çağın başlaması 2012, 2013, 2014 yıllarında olacaktır.nuh peygamber zamanında yeryüzünün tamamı sulara nasıl gömüldü ise, bulunduğu uzaydaki konumu ve diğer yıldız kümelerinin çekimi ile bu dönemeçte dünyamızı bir felaket beklediğini zannediyoruz. bu felaketin de deprem olabileceğini düşünüyoruz. dünyamızın beşik gibi sallanacağından korkuluyor.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 10 Ara 2011 22:53:10
GELECEKTE OLABİLECEKLER-3

‎‎26000 yılda olan bu galaxideki bulunan dünyamızındaki çağ değişimi, insanlık tarihinde en az 6 kez olduğu varsayımları var. bu çağ değişiminde insanlar çok kayıplar vermiştir. hatta bir keresinde, yine bu çağ değişimi yıllarında dünyamız, meteor yağmuru ve bombardımanına uğradığı zannediliyor. bu meteor bombardımanında dinazorlar ve bazı bitki ve hayvanların soyunun tamamı yok olduğuna inanılıyor. tabiki bunlar varsayım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Ara 2011 08:25:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
saslında iyi bir gözlemci iseniz gelecekte olabilecekleri sezebiliyorsunuz.

Hayırlı günler dilerim.

Haklısınız. Verdiğiniz örnek sözlü kehanete giriyor.
Ben yazı belgeli kehanet örnekleri vermeyi tercih ediyorum.
Gerek bu sitede, gerekse web sitemde yayınladığım bir çok çalışmada yer alan şu başlıklı yazılarım:
HAYALİMDEKİ ÖĞRETİM SİSTEMİ
Siz de matbaaya karşı mısınız?
BDE için 4 N (Neden? Nasıl? Ne zaman? Nerede? Bilgisayar Destekli Eğitim)
Yukarıdaki başlıklardaki yazılar Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 23.11.2010 tarihinde 
F@tih (Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Projesi)
açıklamadan yıllar önce yazılmıştır.

2 Mayıs 2011 tarihinde yazmış olduğum ve bu sitede ve çalışmalarımda yayınladığım bir başka yazım:

İkinci Aşama

İnşallah bu yazıdaki KEHANETLERİMİN gerçekleştiğini görmemde mümkün olur.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 11 Ara 2011 23:07:42
geleceği bilmek kehanet olarak isimlendirilmiş. herkes gelecekle ilgili çok şeyi bilir. mesela
çarşamba dan sonra perşembe nin geleceğini
baharın ağaçların çiçek açacağını
kışın kar yağacağını
yazın buğdayların biçileceğini
gündüzden sonra gece olacağını
2011 den sonra 2012 geleceğini
günlük masrafı 50 lira olan,1 ayda 1500 tl harcayacağını

KISACA HERKES GELECEKTEN HESAPLAR YAPAR
BAZILARI DERİN DERİN DÜŞÜNEREK OLAYLARIN GİDİŞATINI DA HESAPLAYARAK, SONUÇTA ŞAŞIRTICI SONUŞLARA ULAŞIR.
İNSANLAR BUNDA BİR GİZEM OLDUĞUNU SANIRLAR. HALBUKİ NORMAL VE OLAĞAN OLAN BİR DURUMDUR.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 12 Ara 2011 21:35:02
BEYLER ACI AMA GERCEK :((
 
-21 Aralık 2012 de biten yeni bir maya tablet takvimi bulunmuş.
 Tabletin sonunda 'Ve o gökyüzünden inecek' yazıyormuş 359 günümüz kalmış beyler :(
 359 qün sonra perşembeyi cumaya bağlayan qeceye denk qeliyor yandık

 Sanalda yayılan bir mesaj buda mı bir kehanet yoksa safsata mı ? Alameter bellidir oysa. Azıcık düşünmek yeter.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Ara 2011 16:00:09
Hayırlı akşamlar.

9. Kehanet

Dokuzuncu bilgi, bilinç evriminin sonunda, gelecek bin yıl içinde insanlık kültürünün nasıl değişeceğinden söz ediyor.
...
biz insanların gönüllü olarak nüfus artışını önleyip böylece dünyanın en güçlü ve en güzel yerlerinde yaşayacağımızı belirtiyor.
Ne gariptir ki, gelecekte bu güzel yerlerin sayıları artacak, çünkü artık ormanları kesip yok etmekten vazgeçeceğiz,
böylece ağaçlar gelişip büyüyecek ve ENERJİ ÜRETECEKLER.
Dokuzucu bilgiye göre, gelecek bin yılın ortalarında, insanlar beş yüz yıllık ağaçların ve özenle bakılmış bahçelerin içinde yaşayacaklar
ama teknolojinin olağanüstü akıl almaz gelişmesiyle kent merkezlerine kolayca ulaşabilecekler.
...
Sezilerin rehberliğinde, herkes ne yapacağını ve ne zaman yapacağını tam olarak bilecek ve başkalarının davranışlarıyla tam bir uyum içinde olacaktır.
...
Dokuzuncu bilgi, bir kez sürekli vermeye alıştık mı, vereceğimizden daha fazlasını alacağımızı belirtiyor.
...
Evet, Tanrı fikrini ortadan kaldıracak evrimlerin karşısındaydım. Tanrı'nın adı anılmadan evrenin açıklamasının yapılmasına karşıydım.
Oysa şimdi gerçeğin bilim ve dini görüşlerin sentezi olduğunu görüyorum.
Tanrı'nın yarattığı ve hala da yaratmaya devam ettiği evrim gerçektir.

Okur notu: Allah (c.c.) evrimle yaratmak zorunda mıdır? Evrimsiz yaratamaz mi?
...
Bilgi bize, bireylerin çoğunun bu titreşim düzeyine üçüncü bin yılda ulaşacaklarını, kalabalık gruplardan oluşan toplulukların kolayca bağlantı kurabileceklerini açıklıyor.
Ancak bilgi, tarihte bazı kültürlerin bu titreşimlere erişmiş olduklarını söylüyor.
Dokuzuncu bilgiye göre Mayalar topyekün öbür dünyaya geçtiler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Ara 2011 16:02:47
Hayırlı akşamlar.

Toplu Bilgi

Elyazmalarındaki bilgilerin sonunda tek bir bilinç halinde aklıma yerleştiklerini biliyordum.
İlk bilginin açıkladığı gibi hayatımda gelişecek mistik olayları farketmeye hazırdım.
Tüm kültürün bu gizemi sezdiğini ve ikinci bilgide açıklandığı gibi yeni bir dünya görüşünün inşasının hazırlıklarına başlamıştık.
Üçüncü ve dördüncü bilgiler bana evrenin aslında sonsuz bir enerji sistemi olduğunu ve bu enerjinin kıtlığından insanların birbirine düşüp, birbirlerini yönlendirmeye çalıştıklarını öğretti.
Beşinci bilgi ise daha yüksek kaynaklardan enerji sağlayarak insanların arasındaki uyuşmazlığın kalkacağını öğretti.
Ve benim için bu yetenek adeta bir alışkanlık haline geldi.
Altıncısı eski tekrarlanan dramaları ortadan kaldırıp, kendi gerçek kişiliğimizi bulmamızı sağlıyordu.
Bu bilgiler asla aklımdan silinmeyecekti.
Yedincisi ne yapacağım sorusuna sezilerimizle yanıt vererek kişiliğimizin evrimini harekete geçirmeyi anlatır.
Bu büyülü akımın içinde kalabilmek gerçek mutluluktur.
Ve sekizincisi ise başkalarıyla ilişkilerde yepyeni bir yol öğretiyor.
Bu işin anahtarının onlardan alınacak yanıtlarla, içlerindeki en iyiyi dışa vurmalarını sağlamaktır.
Bütün bilgiler bilinçle birleşince insan yüceldiğini, heyecanla beklediğini ve çok canlı olduğunu hissediyor.
Geriye sadece Dokuzuncu bilgi kalmıştı. Bu da evrimimizin bizi nereye götüreceğinden söz ediyordu.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 Ara 2011 16:10:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
BEYLER ACI AMA GERCEK :((
 
-21 Aralık 2012 de biten yeni bir maya tablet takvimi bulunmuş.
 Tabletin sonunda 'Ve o gökyüzünden inecek' yazıyormuş 359 günümüz kalmış beyler :(
 359 qün sonra perşembeyi cumaya bağlayan qeceye denk qeliyor yandık

 Sanalda yayılan bir mesaj buda mı bir kehanet yoksa safsata mı ? Alameter bellidir oysa. Azıcık düşünmek yeter.

Hayırlı akşamlar.

Azıcık düşündüm ve safsata olduğuna karar verdim. :)

Dokuzuncu kehanetin sonunda Maya uygarlığının aniden yok olmasının açıklaması enerji titreşimlerini yükselterek "öbür dünyaya" geçmek olarak belirtilmiş.
Diğer bir deyişle Maya uygarlığı öbür dünyada devam etmektedir.

Tabletin sonunda 'Ve o gökyüzünden inecek' yazıyor olabilir ama "inecek" olanın ne olduğu belli değildir.
Bazı semavi dinlerde belirtildiği gibi Hz. İsa'da olabilir. Büyük bir gök cismi de olabilir. Gökyüzünden inebilenler bunlarla sınırlı değildir. :)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK