Dokuz Kehanet

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 13 Ara 2011 19:24:55
 Hocam bir özet çıkarsanız kısaca ?  Gaybla alakası var mı bu paylaştıklarınızın ?

 

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 13 Ara 2011 19:35:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı akşamlar.

Azıcık düşündüm ve safsata olduğuna karar verdim. :)

Dokuzuncu kehanetin sonunda Maya uygarlığının aniden yok olmasının açıklaması enerji titreşimlerini yükselterek "öbür dünyaya" geçmek olarak belirtilmiş.
Diğer bir deyişle Maya uygarlığı öbür dünyada devam etmektedir.

Tabletin sonunda 'Ve o gökyüzünden inecek' yazıyor olabilir ama "inecek" olanın ne olduğu belli değildir.
Bazı semavi dinlerde belirtildiği gibi Hz. İsa'da olabilir. Büyük bir gök cismi de olabilir. Gökyüzünden inebilenler bunlarla sınırlı değildir. :)


Diğer bir deyişle Maya uygarlığı öbür dünyada devam etmektedir.
diyerek, öbür dünya diye neyi kasteddiğinizi anlayamadım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Ara 2011 16:52:00
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hocam bir özet çıkarsanız kısaca ?  Gaybla alakası var mı bu paylaştıklarınızın ?

Hayırlı günler dilerim.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde
Gayb kelimesi için
Gayb, İslam inanışına göre görünmez anlaşılmaz yani akıl ve 5 duyu ile algılanamaz alem, görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.
açıklaması mevcut.
Gayb kelimesini bu anlamda alırsak, Dokuz Kehanet kitabında   insan IRKININ gayb alemine nasıl geçeceği hususu anlatılmaya çalışılıyor.
İnsan IRKININ kademeli olarak 3000 li yıllarda gayb alemine geçmeyi başaracağı anlatılmış.

Kitapta anlatılanların daha iyi anlaşılması için daha somut örnekler kullanayım.

1) 1970'li yıllarda aileler liseye giden erkek çocuklarını telefona yazdırırlardı.
Telefona yazdırmak deyimini bu sitedeki bir çok kişinin anlamayacağını tahmin ediyorum.
1970'li yıllarda eve telefon bağlatmak istediğiniz zaman memur, "akşam 17'ye kadar telefonunuz açılmazsa şu numarayı arayın" demiyordu.
O zamanlar memurlar müracat eden kişiye bir sıra numarası verip, hat döşendiği YIL biz size mektup göndereceğiz, o zaman gelip BÜROKRATİK İŞLEMLERİ başlatırsınız diyorlardı.
Aileler liseye giden çocuklarını telefona yazdırarak sıra numarası alıyorlar, böylelikle çocuk evlendiğinde evine telefon bağlatma ihtimaline sahip oluyordu.

2) Televizyonda bir görüntü:
Anne veya baba hasretle evladına sarılıyor.
Allah (c.c.) ayrılık acısı yaşatmasın, Allah bilir hangi sebeple yıllarca ayrı kalmışlardır.
Spiker şimdi sorar bizde öğreniriz.
Spiker soruyor : İmtihan nasıl geçti?
- Matematik ve fizik zordu. Türkçe çok kolaydı... :)
Mirim, bizim zamanımızda şımarmasın diye çocuklarımıza dokunmazdık bile, şunlara bak el alemin içinde sarmaş dolaşlar.
Ar, haya, namus diye bir şey kalmamış... Devir Peygamber efendimiz (s.a.v.) in bahsettiği ahir zaman olsa gerek...

3) 1980 öncesinde emekli olan memurların ORTAK BİR HAYALİ vardı.
Emekli ikramiyesi ile iki göz bir ev satın alabilmek.
Çalışırken ev sahibi olmak hayal bile edilemezdi.
Günümüzde memuriyet ataması yapılalı bir yıl olmamış bazı kişilerin şikayeti : Evin taksitlerini ödemekte zorlanıyorum.

4) Ankara'da otobüs ve metrolarda ayakta seyahat eden insanlar görürsünüz.
Oturma yerlerinde okul öncesi yaşta çocuklar vardır.
Çocuğun yanındaki kadının/erkeğin çocuğun annesi/babası olduğunu düşünerek hanım/bey çocuğunu kucağına al da biz oturalım demek istersiniz.
Diyemezsiniz, çünkü çocuğun anne/babası oturmamaktadır, ayakta çocuğunu kontrol etmektedir.

5) Yolda elinde okul çantası yanında kızıyla/oğluyla okula giden insanlar görürsünüz.
Allah (c.c.) razı olsun devletimizden anne/kız elele okula kampanyasını ne kadar yaygınlaştırmış.
diye düşünürsünüz.
Yanıldınız, kadın okula götürdüğü çocuğunun çantasını taşımaktadır.
Ankara'daki çocuklar okul çantalarını taşımaktan ACİZDİRLER.
Ve üçüncü sınıf dahil yanında velisi olmadan okula gidemezler. Tabii okul servisiyle gitmiyorlarsa...

6) Word, Excel gibi ofis programlarında dosyaları kaydetme işlemini yaptırmak için kullanılan bir simge vardır.
Kenarları mavi, ortası beyaz bir sembol. Dosyaları kaydetme simgesinin bu şekilde olmasının sebebini bilen var mı?
10 yıl öncesine kadar 1.44 MB (yazı ile bir nokta 44 megabayt) kapasiteli disket dediğimiz taşınabilir bellekler vardı.
Disket dediğimiz bu belleklerin görünüşü kaydetme sembolündeki gibiydi.
Kaydetme işlemleri genellikle disketlere  yapıldığı için bu sembol uygun görülmüştü.
Kaydetme işlemi artık hardisk, cd, dvd, flash gibi belleklere yapılmasına rağmen sembolümüz değişmedi.

Son 30 - 40 yılda sosyal hayatımızdaki değişiklikleri özetlemeye çalıştım.

Bu bilgileri göz önünde bulundurarak 30 - 40 yıl sonrasında nasıl bir sosyal hayat olacağını tahmin edebilir misiniz?

Bir sonraki mesajımda tahminlerimi yazmaya çalışacağım. Tahminlerimi dayandıracağım bilgileri eklediğim zaman Dokuz kehanet kitabındaki bilgiler anlaşılır hale gelecektir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Ara 2011 16:56:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Diğer bir deyişle Maya uygarlığı öbür dünyada devam etmektedir.
diyerek, öbür dünya diye neyi kasteddiğinizi anlayamadım.
Maya uygarlığındaki insanların yaydıkları enerjilerindeki titreşimleri artırarak MADDE BOYUTUNDAN ENERJİ BOYUTUNA geçtikleri kastediliyor. Madde ve enerji boyutu kavramlarından ne kastedildiğini anlamak için gelecek ile ilgili tahminlerimde yazacaklarımı okumanız gerekecek.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 14 Ara 2011 19:17:39
Kuranda gayb
Güzel Kurani kerimimizde geçen gayb ile ilgili ayetler. Kuranda geçen gayb ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte.

Kuranda gayb ile alakali tahmini 39 ayet geçiyor

2:3 -  Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
 
2:33 -  (Allah): "Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver." dedi. Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da,içinizde gizlediğinizi de bilirim" dememiş miydim?" dedi.
 
3:44 -  İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) "Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın.
 
3:179 -  Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır.
 
6:50 -  De ki: "Size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?"
 
6:59 -  Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları O'ndan başkası bilmez, karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki, onu O bilmesin; ne toprağın karanlıklarında bir tane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın.
 
6:73 -  Gökleri ve yeri, yerli yerince yaratan O'dur. Bir şeye "ol" dediği gün hemen oluverir. O'nun sözü haktır. "Sûr"a üfürüldüğü gün de mülk ancak O'nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, hikmet sahibi, her şeyden haberdardır.
 
7:188 -  De ki, ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye malik değilim. Ben eğer gaybı bilseydim daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygamberden başka biri değilim.
 
9:94 -  Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler. De ki: "Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi". Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir.
 
10:20 -  Bir de "Ona Rabbinden daha başka bir âyet indirilse ya!" diyorlar. De ki: "Gaybı bilmek ancak Allah'a mahsustur, bekleyiniz bakalım, ben de sizinle beraber bekleyeceğim şüphesiz."
 
11:31 -  Ben size "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum ki. Ben size "Ben bir meleğim." de demiyorum. O sizin kendinize göre, hor gördükleriniz hakkında "Allah onlara hiçbir hayır vermez." de demiyorum. Onların içlerindeki niyeti, en iyi Allah bilir. (Bu söylediklerimin aksini iddia etseydim) asıl o zaman zalimlerden olurdum.
 
11:123 -  Göklerin ve yerin gaybını bilmek yalnızca Allah'a mahsustur. Her iş O'na döndürülür. Sen yalnızca O'na ibadet et ve yalnızca O'na dayan. Rabbin yaptıklarınızın hiçbirinden gafil değildir.
 
12:102 -  İşte bu, sana vahiyle bildirdiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip mekir (oyun) yaparlarken sen yanlarında değildin.
 
13:9 -  Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.
 
16:77 -  Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a aittir. Kıyametin kopuşu yalnız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değildir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
 
18:26 -  De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir." Göklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.
 
19:61 -  O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır.
 
21:49 -  Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar, kıyamet saatinden de titrerler.
 
23:92 -  Allah, gaybı da, açık olanı da bilir. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir.
 
27:65 -  De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.  


32:6 -  İşte görüleni de görülmeyeni de bilen, her şeye gücü yeten, çok merhametli olan O'dur.
 
34:3 -  İnkâr edenler: "Bize o kıyamet saati gelmez." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."
 
34:53 -  Halbuki daha önce (dünyada) O'nu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı.
 
35:18 -  Hem günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun. Fakat sen ancak o kimseleri sakındırısın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet dönüş Allah'adır.
 
35:38 -  Şüphe yok ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Elbette o, sinelerin içinde olanları da bilir.
 
36:11 -  Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.
 
39:46 -  De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım! Kulların arasında, o ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında sen hüküm vereceksin."
 
49:18 -  Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir. Allah yaptıklarınızı görür.
 
50:33 -  Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
 
52:41 -  Yoksa gayb kendilerinin yanında da onlar mı yazıyorlar?
 
53:35 -  Gaybın bilgisi kendi yanındadır da, o mu görüyor?
 
57:25 -  Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.
 
59:22 -  O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyen bağışlayandır.
 
62:8 -  De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir.
 
64:18 -  Görünmeyeni ve görüneni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.
 
67:12 -  Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
 
68:47 -  Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
 
72:26 -  O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.
 
81:24 -  O, gayb hakkında cimri de değildir.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 14 Ara 2011 19:22:45
 Gayb ile ya da kehanet ile kast edilen eğer gelecek zamanlarda teknolojinin ilerlemesi ile sadce bunlar tahmindir. Kehanet kahinlik ise ap ayrı bir şeydir ve bu işi yapıp buna inanaların zaten Ayet ve hadisler ile ne büyük günah suç işlediği açıkça belirtilmiştir. Hırsız cinlern ve şeytanın işi olduğunu bildirilmiştir çoğu hadisi şerifte.Ve peygamberimiz Allah ın emri ve izni ile zaten gelecekte olacak olanlardan bize haber vermiştir.

  Kısa bir yazı :

 Sual: Bazıları mucizeye, keramete inanmıyorlar. Resulullah da gaybı bilemez diyorlar. Bu hususta âyet ve hadis yok mu da böyle diyorlar?
 CEVAP
 Allahü teâlâ bildirirse, Resulullah da gaybı, gelecekte olan şeyleri bilir.

Peygamber efendimizin bildirilen gaybları bildiğini bildiren üç âyet meali de şöyledir:
 (Allah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği resul müstesna, [Mucize olarak ona bildirir.] Çünkü her peygamberin önünden ve ardından gözcüler [melekler] salar.) [Cin 26, 27] (Beydavi)
 
(Allah, müminleri bulunduğu şu durumda bırakmaz, temizi pisten ayırır. Allah size gaybı da bildirmez. Ama Allah Resullerden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah’a ve resullerine inanın, eğer iman eder, müttaki olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.) [Al-i İmran 179]
 
(O, gaybın bilgilerini [vahiy ile bildirilen gizli şeyleri sizden] esirgemez.) [Tekvir 24]
 
Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği (Bir zaman gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
(Bir zaman gelecek, insanlar, yalnız parayı düşünüp, helal haram düşünmeyecekler.) [Buhari]
(Rüşvet, hediye adı altında verilecek, gözdağı için suçsuz kişiler öldürülecek.) [İ. Gazali]
 (Âmirler, imamlar, namazı öldürecek, vaktinden sonraya bırakacaklar.) [Müslim]



(Peygamberim diyen yalancılar çıkacak, benden sonra peygamber gelmeyecek.) [Mişkat] (Peygamberim diyen birçok yalancı çıkmıştır.)
 
(Sünnetimi öldürerek dini bozmaya çalışan kimseler çıkacak.) [Deylemi]
 (Allah’ın kitabının dışında uyacağımız bir şey yok diyenler çıkacaktır.) [Ebu Davud]
 
(Bir zaman gelecek, beni yalanlayanlar çıkacaktır. “Hadisi bırak, Kur'ana bak” diyeceklerdir.) [Ebu Ya’la]
 
(Kâfirler için gelmiş olan âyetleri, müslümanları kötülemek için delil olarak kullanacaklar.) [İbni Ömer] (Vehhabiler, müşrikler hakkında inen âyetleri müslümanlar için, rafiziler de münafıklar hakkında inen âyetleri Eshab-ı kiram için delil gösterdiler. Resulullahın mucizesi meydana çıktı.]
 
(Sünnet, bid’at gibi çirkin, bid’at da sünnet gibi rağbet görecek. Sünnete uyan garip olacak, yalnız kalacak. Bid’ate uyan, çok yardımcı bulacaktır.) [Şir’a]
 
(Kur’an, dünyalık için okunacaktır.) [Ebu Davud]
 (Camilerde binden fazla kişi namaz kılacak, içlerinde bir mümin bulunmayacak.) [Deylemi]
 
(Âlimler fitne unsuru olacak, camiler ve hafızlar çoğalacak, ama, hakiki âlim hiç bulunmayacak.) [Ebu Nuaym]
 
(Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.) [Asakir]
 (Din adamları, ince meseleleri ele alıp, halkı şaşırtacaklar.) [Taberani]
 
(Din âlimi kalmayacak, din adamı yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva verecek, herkesi, doğru yoldan çıkarmaya çalışacak.) [Buhari]


(Din adamları, halkın istediği yönde fetva verecek, helale haram, harama helal diyecekler, dini ticarete, menfaate alet edecekler.) [Deylemi]
 
(Hacca, hükümdarlar [devlet başkanları] gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için gidecekler.) [Hatib]
 
(Kişi dinini ve dünyasını ancak para ile ayakta tutabilecek, altını gümüşü [parası pulu] olmayan rahat edemeyecek.) [Taberani]
 
(İnsanın bütün kaygısı midesi olacak, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olacak.) [Sülemi]
(Her asır, öncekinden daha kötü olacak, böylece Kıyamete kadar hep bozulacak.) [Hadika]
 
(İstanbul fethedilecektir. Bunların kumandanı ne güzel emir, askerleri ne güzel askerdir.) [Hakim, İ. Ahmed, İ. Süyuti]
 
(Ey dağ, sallanma, üstünde bir peygamber, bir sıddık, iki de şehid var.) [Buhari] (Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın şehid olacağını haber verdi.)

(Ya Osman halife olacaksın, hilafet gömleğini çıkarmak isteyecekler, sakın çıkarma! O gün oruçlu olacak, benim yanımda iftar edeceksin.) [Hakim] (Aynen vaki olmuştur.)
 
(İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.) [Ebu Davud]
 (Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ.Ahmed]
 
(Ortalık bozulacak, dine uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak.) [Hakim]
 (Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak.) [Hakim]

(Kötü kadınlar, çoğalıp, zina bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş [frengi, AIDS gibi] bulaşıcı hastalıklara maruz kalır. Ölçüde, tartıda hile yapılırsa, geçim darlığı baş gösterir.) [Beyheki]
 
(Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak.) [Buhari]

(Çalgı her yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak.) [Beyheki]
(Anarşi ve ölüm çoğalacak.) [İbni Mace]

(İşler, ehli olmayana verilecek.) [Buhari]
(Bu dinin başlangıcı gibi, sonu da garip olacak!) [Tirmizi]
(Sadece tanıdıklara selam verilecek ve yazarlar çoğalacak.) [Hakim]

(Zengine malı için tazim edilecek, fuhuş yayılacak, piçler çoğalacak. Büyüğe hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek.) [Hakim]
 
Kıyametin kopması ile ilgili hadis-i şerifler:
 (Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmayacak.) [Hatib]
 (Lutilik mubah sayılmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Deylemi]

(Deprem, fitne, katillik artmadıkça, kıyamet kopmayacak.) [Buhari]
(Kardeşler farklı dinden olmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Deylemi]

(Kötüler dünyaya hakim olmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Tirmizi]
(Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Müslim]
(Allah’a inanan müslüman kaldığı müddetçe kıyamet kopmayacak.) [Müslim]
 
Yukarıda bildirilen küçük alametlerin çoğu çıktı. Henüz çıkmamış olan küçük alametlerden bazıları şunlardır:
 (Kişi yol kenarında kadınla beraber olacak.) [Hakim]
 (Konuşan hayvanlar olacak.) [Tirmizi]
 (Kıyamet alametidir ki, erkek evde yokken kadının yaptıklarını ayakkabısı haber verecektir.) [İ. Ahmed]
 
Kıyametin büyük alametleri de şunlardır:
(Mehdi gelecek.) [Ebu Nuaym]
 (Deccal gelecek.) [İ.E. Şeybe]
 (İsa gökten inecek, duman çıkacak, Kâbe yıkılacak.) [Buhari]
 (Dabbet-ül-arz çıkacak) [Tirmizi]
 (Yecüc ve Mecüc çıkacak.) [İbni Cerir]
 (Ateş çıkacak, güneş batıdan doğacak.) [Müslim]
 
Güneşin batıdan doğmasını, bâtıniler, batılıların Müslüman olması diye tevil etmişlerse de, bu tevilleri bâtıldır. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. Güneş batıdan doğunca, insanlar onu görür ve hepsi de iman ederler. Fakat bu imanları fayda vermez.) [Buhari]
 

Gaybı yalnız Allah bilir
Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb [gaybı bilen]dir (Haşr 23) ve Allâmül-guyûb [gaybları en iyi bilen]dir. (Sebe 48)

Bu konudaki birkaç âyet meali şöyledir:
 (Allah’ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe 78]
 (De ki: Gaybı bilmek Allah’a mahsustur.) [Yunus 20]
 
(Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77]
 (De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65, Hücurat 18]
 
Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
 (Ben gaybı da bilmem.) [Enam 50, Hud 31]
 (Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır.) [Enam 59]
 (De ki: Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim.) [Araf 188]
 
Gaybı cinler de bilmez. Bir âyet meali:
(Cinler gaybı bilselerdi, zelil edici azap içinde kalmazlardı.) [Sebe 14]
 
Falanca hoca, filanca falcı gaybı biliyor demek küfür olur. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Falcının, büyücünün veya başka birinin gaybdan verdiği haberlere inanan, Kur’an-ı kerime inanmamış olur.) [Taberani]
 
Allahü teâlâ dilerse, Peygamberlerine bazı gayblarını bildirir. Bu konudaki iki âyet meali şöyledir:
 (Allah size gaybı bildirmez; fakat dilediği Peygamberine gaybı bildirir.) [Al-i imran 179]
 
(Allah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği Resul müstesna, [Mucize olarak ona bildirir.] Çünkü her Peygamberin önünden ve ardından gözcüler [melekler] salar.) [Cin 26, 27]

Hz. Musa’nın, ledün ilmine sahip, yani Allahü teâlânın kendisine gaybları bildirdiği bir zata, (Rabbimizin sana öğrettiği doğruyu bulmama yardım edecek hayra götürecek bir ilmi bana da öğretmen için, sana tâbi olmak istiyorum) dediği Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. (Kehf 66)
 
Gaybları bilen, ledünni ilme sahip olan bu zatın Hz. Hızır olduğu bildirilmiştir. Resulullah efendimize ise, birçok gayblar bildirilmişti. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
 (Saflarınızı tamamlayın. Çünkü sizi elbette arkamdan da görüyorum.) [Müslim]
 
(Rüku ve secdeleri düzgün yapın, Allah’a yemin ederim ki, sizin rüku ve secde yaptığınızı arkamdan görüyorum.) [Buhari, Müslim] (Gözde görmeyi yaratan Allahü teâlâ, diğer uzuvlarda da görmeyi yaratmaya kadirdir. Resulullahın bu mucizesini inkâr eden, Allah’ın kudretini inkâr etmiş olur.) Resulullah efendimizin gündüz aydınlıkta nasıl görürse, gece karanlıkta da aynen gördüğü Buhari’deki hadis-i şerifte bildirilmiştir.
 
Evet Allah’tan başka gaybı kimse bilemez. Bilir demek küfürdür. Bir gün Resulullah efendimizin devesi kayboldu. Münafıklar bunu fırsat bilip “Hani göklerden, Cennetten, Cehennemden bahsediyordu. Kaybolan devesinin yerini bile bilmiyor” dediler. Münafıkların bu sözü Resulullah efendimize ulaşınca, (Vallahi ben ancak Rabbimin bana bildirdiklerini bilirim. Şu anda Rabbim, bana devemin nerede olduğunu bildirdi. Devem, şu anda falanca yerdedir) buyurdu. Tarif edilen yere gidip deveyi bir ağaca bağlı olarak buldular. (Mevahib-i ledünniyye)
 
Ancak, Allahü teâlâ bildirirse Resulü de, evliyası da bilebilir. Bunun delillerini yukarıda genişçe bildirdik. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
 (Kalbleriniz temiz olsa idi, siz de benim duyduklarımı duyardınız.) [İ. Ahmed, Taberani] (Bu hadis-i şerifteki gibi kalbi temiz olan Hz. Ömer, Medine’den İran’daki ordusunu görüp, komutanı Sariye’ye, “Dağa yanaş” dedi. (Ş. Nübüvve)

Yine bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Geçmiş ümmetler içinde vukuundan önce bazı gaybları haber veren keramet ehli zatlar var idi. Ümmetimden de Ömer onlardandır.) [Buhari, Müslim]

Hz. Ömer’inki gibi başka evliyadan da bir çok keramet görülmüştür. Kur’an-ı kerim bunu bildirmektedir. (Neml 38-40, Meryem 24, Al-i imran 37, Kehf 17,18)
 
Netice: Allahü teâlâ dilediğine gaybı bildirir ve o da gaybdan haber verir. (Avarif-ül-mearif)

Peygamber gaybı bilir mi?
 Sual: Misyonerlere aldanan bir genç diyor ki: Hz. Muhammed gaybı bilmezdi. Şu âyetler onun gaybı bilmediğini gösteriyor:
 “De ki, ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımda demiyorum. Gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyedilene uyarım.” (Enam 50)
 “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları Ondan başkası bilmez.” (Enam 5)
 “De ki: gaybı ancak Allah bilir.” (Yunus 20)
 “De ki, göklerde ve yerde, Allah’tan başka kimse gaybı bilmez.” (Neml 65)
 “Allah gaybı kimseye bildirmez.” (Cin 26)
 Bu âyetler açıkça gösteriyor ki, peygamberin gelecek hakkında söyledikleri şeyler yanlıştır, gelecekten haber veren hadislerin hepsi uydurmadır, gerçekle asla ilgisi yoktur.
 CEVAP
 Misyonerler, 19 cular, vehhabiler, Hansçılar, hep aynı şeyi söylerler. Cin suresindeki 26. âyeti yazıp 27. âyeti gizlerler. Âyetin tamamı şöyledir:
 (Allah gaybı herkese bildirmez; ancak dilediği Resul müstesna, [Mucize olarak ona bildirir.] Çünkü her Peygamberin önünden ve ardından gözcüler [melekler] salar.) [Cin 26, 27] (Beydavi)
 
Peygamber efendimizin bildirilen gaybları bildiğini bildiren iki âyet meali de şöyledir:
 (Allah, müminleri bulunduğu şu durumda bırakmaz, temizi pisten ayırır. Allah size gaybı da bildirmez. Ama Allah Resullerden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah’a ve resullerine inanın, eğer iman eder, müttaki olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.) [Al-i İmran 179]
 
(O, gaybın bilgilerini [vahiy ile bildirilen gizli şeyleri sizden] esirgemez.) [Tekvir 24]
 
Resulullah efendimizin gaybdan verdiği haberler çoktur. Bunlardan bir kısmını yukarıda bildirdik.
 
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
 (De ki, ey insanlar, ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm.) [Araf 158]
 (Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]
 (Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe 28]
 
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]
 (O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]
 
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
 (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]
 (Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
 
(Kimi, ona [Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55-56]

(Allah, Peygamberini, hidayet ve hak din ile gönderdi. İslam dinini, diğer dinler üzerine üstün kıldı. [Ey Resulüm senin hak] Peygamber olduğuna şahid olarak Allah yeter.) [Feth 28]

Resulullah, mucize olarak kıyamet alametlerini, mesela Hz. İsa’nın, Hz. Mehdi’nin, Deccal’in geleceklerini ve hadis-i şerifleri inkâr edecek sapıkların da çıkacağını bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali:
 
(Bir zaman gelecek, beni yalanlayanlar çıkacaktır. “Hadisi bırak, Kur'ana bak” diyeceklerdir.) [Ebu Ya’la]
 
(Allah’ın kitabının dışında uyacağımız bir şey yok diyenler çıkacaktır.) [Ebu Davud]


alıntı

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 Ara 2011 11:28:09
Hayırlı günler dilerim.

40 - 50 yıl sonrası için tahminlerim.

40 - 50 yıl sonrasında nasıl bir sosyal hayat olacağı konusundaki tahminlerime geçmeden önce fizik bilgilerimizi biraz tazeleyelim.

Hüseyin Üzmez'in Cumhuriyetin Tosuncukları isimli kitabında şu bilgiler yer alır:
Ses cisimlerin titreşiminden meydana gelir.
Bir cismin saniyedeki titreşim sayısı kırkı geçmiyorsa, biz sesi duyamayız; kırka gelince duymaya başlarız.
Bu taaa kırk bine kadar devam eder. Saniyedeki titreşim sayısı kırk bini aşınca biz yine duyamayız.
Ses o kadar şiddetlidir ki bizim kulağımızın duyma yeteneğini aşar.
Tıpkı Yaratanı anlamanın idrakimizi aştığı gibi...
Hz. Ali (r.a.) şöyle buyuruyor : "Allah (c.c.) o kadar zahirdir ki zuhurunun şiddetinden gaiptir.
Bu sözün şu sözden ne farkı vardır? Ses o kadar şiddetlidir ki  varlığının çokluğundan yok gibi görünüyor.
...
Saniyedeki titreşim sayısı, otuz bini aşar da bir milyona yaklaşırsa, artık ses yoktur elektrik vardır.
Üç milyondan fazla titreşim ışıktır; milyar çarpı milyar kere titreşim ise "ısı" dır.
Önce ses, sonra elektrik, sonra ışık, en sonunda da ısı...
Bunlar bugün için fizikte bilinenler...

Forumun
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde yayınladığım mesajda Türkiye'de BEYİN DALGALARI ve yüz ifadeleriyle bilgisayar yönetimi konusunda yapılan çalışmalardan bahsetmiştim.

BEYİN DALGALARI ifadesi biraz yanıltıcıdır. Yapılan işlemin ne olduğunu anladığım kadarıyla anlatmaya çalışayım.

Vücudumuzda, yoga ile ilgilenenlerin Alın Çakrası veya üçüncü göz olarak isimlendirdikleri (namaz kılarken secdenin sahih olması için yere temas etmesi gereken alın bölgesi) bir bölge vardır. Vücudumuzdaki enerji bu bölgede yoğunlaşır (titreşimler daha düzenli hale gelir).
Belli bir konuya (örneğin dosyayı aç komutuna) odaklandığımız zaman, bu bölge dar bir frekans alanında titreşim yaymaya başlar.
Geliştirilen hassas aletlerle bu dar frekans alanındaki titreşimler algılanarak elektrik enerjisine çevrilir ve bilgisayara iletilir.
Bilgisayar kendisine gelen bu elektrik sinyallerini 10111001 gibi ikili sayılı sistemde bir koda çevirir.
Programcı aldığı 10111001 şeklindeki kodu dosya aç işlemini yapacak bir program koduna dönüştürür.
Mesela gelen kod 11001110 şeklinde ise bu kodu dosya kaydet  işlemini yapacak bir program koduna dönüştürür.

Ortaya çıkan sonuç bilgisayarın düşünceyi algılaması (okuması) şeklinde İSİMLENDİRİLİR.

Yüz ifadeleriyle bilgisayar yönetimi konusunda yapılan çalışmalar meyvelerini vermiş olmakla birlikte
beyin dalgaları ile bilgisayar yönetimi konusundaki çalışmalar günlük hayatta kullanılabilecek seviyeye HENÜZ gelmemiştir.

En geç 10 - 15 yıl içinde beyin dalgaları ile bilgisayar yönetimi konusundaki çalışmalar günlük hayatta kullanılabilecek meyveler vermeye başlayacaktır.
Bu meyvelerin sosyal hayatımızı nasıl etkileyeceği hususundaki tahminlerime başka bir mesajımda devam edeceğim.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 16 Ara 2011 16:09:35
Hayırlı günler dilerim.

40 - 50 yıl sonrası için tahminlerim. (devam)

Günlük hayatımızda BEYİN DALGALARI ile bilgisayarları yönetmeye başladığımız zaman, şu anda zorlukla yaptığımız bir konuya yoğunlaşma işlemi için kullanılan melekemiz gelişmeye başlayacaktır.
Bu melekelerimizin gelişmesi BEYİN DALGALARI olarak İSİMLENDİRİLEN ruh kaynaklı titreşimleri ALGILAMA melekemizin gelişmesine de vesile olacaktır.
TELEPATİK iletişim olarak isimlendirilen olay bu şekilde gerçekleşir.
Ruh kaynaklı titreşimler düşünceleri yansıttığı gibi duyguları da yansıtır.
Ruh kaynaklı titreşimleri ALGILAYAN bir insan toplumunda iletişimin POZİTİF yönde ne kadar gelişebileceğini tahmin edebiliyor musunuz?

İşi buraya kadar getirdikten sonra Ruh kaynaklı titreşimlerimizi daha verimli kullanarak MADDİ BOYUTTAN ENERJİ BOYUTUNA SIÇRAMAMIZ mümkün olamaz mı?
Not: Enerji boyutu tanımlaması günümüzdeki insanların anlamasını kolaylaştırmak için kullanılan bir kavramdır.
Bu tanımlamanın ortaya çıkacak sonuç ile bağlantısı olduğu düşüncesinde değilim.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 18 Ara 2011 20:03:08
benimde çok ilkginç bulgularım oldu. belki benden önce bunları bulan insanlar olmuşsa ben onlardan haberdar değilim. şimdilik sadece ben buldum zannediyorum. bunları burada yazacağım. AYDINLANMA SÜRECİNDE İNSANOĞLU, NEREDE , NE AMAÇLA BULUNDUĞUNU BİLME HAKKI VAR. BUNLAR SAÇMA-SAFSATA GÖZÜYLE BAKILMAMASINI İSTERİM.
        ÇOK İLGİNÇ BULGULARIM başlığı altında buraya yazmak istiyorum.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 18 Ara 2011 20:05:37
ÇOK İLGİNÇ BULGULARIM-1

mutlak ruh, Allah ın ruhudur. allah ın ruhu sonradan yaratılmış değildir. allahın ruhu ezeli ve ebedidir. Allah kendi ruhundan sadece insanlardan erkeklere vermiştir. o yüzden erkek insanlarda allahın ruhundan zerre miktarınca bir şey vardır veya şöyle söyleyelim. RUH, ALLAHTAN BİR ŞEYDİR. ahiret hayatından sonra, erkeklerdeki ruhlar tekrar allah a dönecektir.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Ara 2011 20:12:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ÇOK İLGİNÇ BULGULARIM-1

mutlak ruh, Allah ın ruhudur. allah ın ruhu sonradan yaratılmış değildir. allahın ruhu ezeli ve ebedidir. Allah kendi ruhundan sadece insanlardan erkeklere vermiştir. o yüzden erkek insanlarda allahın ruhundan zerre miktarınca bir şey vardır veya şöyle söyleyelim. RUH, ALLAHTAN BİR ŞEYDİR. ahiret hayatından sonra, erkeklerdeki ruhlar tekrar allah a dönecektir.


 Bu bulguları siz kendiniz mi buldunz ? Kesin yazdığınız şeyleri hadis ya da ayet ile desteklerseniz daha çok seviniriz sayın hocam. Mesela ruhunu sadece erkeklere vermesi ben ilk defa duydum bunu. Sizin düşünceniz mi ?

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 18 Ara 2011 20:16:53
İSRA SURESİ 85. AYET
Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.”

BAKARA SURESİ 156. AYET
 "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun= Biz ALLAH’tan geldik, Sonunda O'na Döneceğiz "

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Ara 2011 20:18:46

 bu ayeti kerimelerde Allah ın erkeklere kendi ruhundan verdiğini nasıl çıkardınız ? Pek az ilim verildiğini zaten Yüce Rabbim belirtmiş. Pek az ilim sahibi olan kişilerden bilgimi alıyorsunuz ya da farklı bir dayanaklarınız mı var ?

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 18 Ara 2011 20:22:39
ÇOK İLGİNÇ BULGULARIM-2

MELEKLERİN
CİNLERİN
ŞEYTANLARIN
KADINLARIN
bunların ruhu sonradan yaratılmıştır. kadınların bazılarında meleklerin ruhuna benzeyen ruh vardır. bu tip kadınlar gerçekten melek gibidirler. kadınların bazılarında cinlerin ruhuna benzeyen ruh vardır. bu tip kadınlar gerçekten cin gibidirler. kadınların bazılarında şeytanların ruhuna benzeyen ruh vardır. bu tip kadınlar gerçekten şeytan gibidirler. cin ve şeytan gibi ruh taşıyan kadınlar, şeytana hizmet ederler, onun askeri olurlar. MİNEL CİNNETİ VENNAS ayetindeki gibi ŞEYTAN olarak anılırlar.

(BURADA KADINLARIN RUHUNU KÖTÜLEME AMACIM YOKTUR. BİR GERÇEĞE ULAŞTIĞIMI ZANNEDİYORUM. YILLAR SÜREN BİR ÇALIŞMAMDAN SONRA BUNLARA ANCAK ULAŞABİLDİM)

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 18 Ara 2011 20:24:36
ÇOK İLGİNÇ BULGULARIM-3

erkeklerin ruhları ise diğer allahtan parça olduğu için, bazen allahlık iddaasında bulunurlar. fıravunlar ve bazı kafirler bu gruptandır. hiç bir kadın allahlık iddaasında bulunmamıştır. erkeklerden bu sapıkca iddiada bulunan çok olmuştur. enel hakk diyenler de olmuştur. allah dünya da kendi ruhundan ruh taşıyan erkeğe HALİFELİK vermiştir. BÜTÜN MELEKLERİ, CİNLERİ, ŞEYTANLARI ERKEĞE SECDE ETTİRMİŞTİR. şeytan secde etmekten kaçınmıştır. HZ. MUHAMMET DE: bir kimsenin , bir kimseye secde etmesini isteyecek olsaydım, kadının kocasına secde etmesini isterdim, demiştir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK