Dünya Ve Ülkemiz Küresel Krize Nasıl Girdi, Krizden Nasıl Kurtulunur?

Çevrimdışı Elif Doğanay

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.479
  • 3.242
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 1.479
  • 3.242
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 02 Haz 2009 12:45:05
öğretmenlerin de suçu var elbette ama çevre de çok önemli. Medya da çok önemli. Mesela biz istediğimiz kadar colanın zararlarını anlatalım tvdeki bir reklam anlattıklarımızı yok ediyor.

Bir de Türkiye'de genç nüfus o kadar çok ki... Ama iş istihdamı yeterli değil. olanlar da işten çıkarılıyor zaten. Haberlerde duyduk 120 tane f16 pilotu için 33000 başvuru olmuş. Her şey açık maalesef :(
Çok tüketiyoruz, üretim yeterli gelmiyor bu kadar tüketime.

Çevrimdışı Hikmet ALTINTAŞ

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 302
  • 1.293
  • 302
  • 1.293
# 02 Haz 2009 13:00:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Toplum bilinçlenmeden hangi yönetim olursa olsun krizin önüne geçilemez.Toplumun bilinçlenmesinde önce anne-baba,çevre sonrada öğretmenlere iş düşüyor.Bir toplumun %20 si üretir %80 i tüketirse krizin önüne geçemeyiz.Mutlaka tüketm çılgınlığından kurtulmayız.Aklımızın başımıza gelmesi içinde sanırım krizin dibe vurması lazım...

çok doğru söylüyorsun. kıriz dibe vurarsa hepimiz aynı gemideyiz farkındaysanız. hepimiz batarız.

Çevrimdışı complex

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.433
  • 4.885
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.433
  • 4.885
  • Müdür Yardımcısı
# 02 Haz 2009 13:13:21
birde şu var arkadaşlar. geçen tv de üniversite kontenjanlarının yüzde 15 artırıldığı haberi. yök başkanı sdiyor ki üniversite kontenjanlarını liseden ne kadar öğrenci mezun oluyorsa o kadar artırılmalıdır. peki bu kadar üniversite mezunu işsiz dolaşırken liseden mezun olan her öğrenciyi üniversite mezunu yaparsanız ne olacak. üniversiteden mezun olana iş var mı ki?  genç nüfusumuz fazla tüketiyoruz ancak üretmiyoruz. neden iş imkanı yok.   önce iş imkanııııı insanlara.

Çevrimdışı complex

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.433
  • 4.885
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.433
  • 4.885
  • Müdür Yardımcısı
# 02 Haz 2009 13:17:33
çalışan her insan üretim demektir. üretim varsa ticaret var. krizden etkilenmemek imkansız fakat az bir zararla geçirebilirdik.  ama bu şimdi ki Türkiye'de imkansız. çünkü üretim az, iş yok, çalışan nüfüz az.

Çevrimdışı bozkurt2581

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 75
  • 69
  • 75
  • 69
# 02 Haz 2009 13:29:31
          öğle habelerini izlerken bir araştırmacının Türkiye'de kayıt dışılığın faturasının 20 milyar tl değerinde olduğu bununda çalışanlar tarafından karşılandığı sonucunu açıklıyordu.
          Bu noktada birinci sayfadaki arkadaşların görüşlerine katılmamak elde değil.
          Biz öğrencilerimizi okullara alıp teoride onları milli eğitim temel kanunu amaçlarında belirtilen kazanımları aşılıyoruz.
         Peki bu işte bir tuhaflık yok mu?Yani bir insana 7 yaşından itibaren vatanını ,milletini ve devletini sevmeyi aşılıyoruz.Peki devletine vergi vermekten kaçınan ,ya da sigorta primlerini ödememek için kaçak işçi çalıştıran iş adamlarının ne derece eğitimli oldukları göz önünde değil mi.
        Yani her neresi olursa olsun ister ev ister okul
her şeyin   başı iyi ve kaliteli  eğitimdir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Haz 2009 18:52:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam bari siz yapmayın yahu
eğitim ailede başlar ve insan karakterinin %70'inin (minimum) 0-6 yaş arasında oluştuğunu biliyoruz. aile çocuğuna bol kese harçlık verip parayı savurmayı öğretirse, bi ısırık aldığı çikolatanın tadı hoşuna gitmediği zaman çöpe atar ve aile de buba sessiz kalırsa, her ay maç yaparken yırtmasına rağmen 10 yaşındaki çocuğa hep 162 tl lik ayakkabı alırsa vb. vb. vb. kriz de olur herşey de olur. tamamen tüketim toplumu olduk elimizdeki kaynakları düzgün kullanmalıyız arkadaşlar.
Krizin küresel olduğuna dikkatinizi çekerim.
0-6 yaş arasında çocukların bilinçli (?) (!) olarak eğitildiği ülkelerde krizden etkilendi.
Bazı Avrupa ülkelerinin ve Amerika'daki bazı eyalet ve ülkelerin tüketim toplumu olduğunu söylemek mümkün değildir. Ama onlarda krizden etkileniyor.

Önceki mesajımda belirttiğim gibi yeterli veri olmadığı sürece krizin sebebini  bilmek mümkün olmaz.

Toplumların yaşamlarındaki eksiklikleri krizin sebebi olarak görmek hata olur.

Çevrimdışı Hikmet ALTINTAŞ

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 302
  • 1.293
  • 302
  • 1.293
# 03 Haz 2009 11:59:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
          öğle habelerini izlerken bir araştırmacının Türkiye'de kayıt dışılığın faturasının 20 milyar tl değerinde olduğu bununda çalışanlar tarafından karşılandığı sonucunu açıklıyordu.
          Bu noktada birinci sayfadaki arkadaşların görüşlerine katılmamak elde değil.
          Biz öğrencilerimizi okullara alıp teoride onları milli eğitim temel kanunu amaçlarında belirtilen kazanımları aşılıyoruz.
         Peki bu işte bir tuhaflık yok mu?Yani bir insana 7 yaşından itibaren vatanını ,milletini ve devletini sevmeyi aşılıyoruz.Peki devletine vergi vermekten kaçınan ,ya da sigorta primlerini ödememek için kaçak işçi çalıştıran iş adamlarının ne derece eğitimli oldukları göz önünde değil mi.
        Yani her neresi olursa olsun ister ev ister okul
her şeyin   başı iyi ve kaliteli  eğitimdir.


düşüncelerinize katılıyorum. teşekkür ederim.
şunları da ben eklemek istiyorum.
millet olarak biz şunları yapamıyoruz???!!!!!!
mayın temizleyemiyoruz.
uzaya araç gönderemiyoruz. ABD gibi devletler göndere göndere uzayı çöplüğe çevirdi.
fabrika işletemiyoruz. yabancılar iyi işletiyor???!!!
çiftcilik yapamıyoruz.
 ben soruyorum.
allah aşkına bu bizim insanımız ne iş yapacak.

Çevrimdışı Hikmet ALTINTAŞ

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 302
  • 1.293
  • 302
  • 1.293
# 03 Haz 2009 13:14:27
az önce memurlar netin HABER 10 COM sitesinde şu yayınlandı.
alıntıdır.

KRİZ REAGAN'IN BAŞININ ALTINDAN ÇIKTI

Karakter boyutu :     

3 Haziran 2009 12:16
ABD'nin gömüldüğü finans krizinde suçlanacak çok faktör olsa da, bu kargaşanın arkasındaki esas aktörler Reagan ve danışmanları.
Reagan yönetimi, Büyük Buhran'ın ardından yeni krizin önlenmesi için getirilen kısıtlamaları kaldırıp borçlanmanın önünü açarak krizin temelini attı

“Bu yasa son 50 yılda finans kurumları için çıkarılmış en önemli yasa, çünkü sıkıntıdaki tasarruf mevduatı bankaları için uzun vadeli bir çözüm sağlıyor... Kısacası, sanırım bu kez turnayı gözünden vurduk.” 1982 yılında Garn-St. Germain Mevduat Kurumları Yasası’nı imzalarken başkan Ronald Reagan böyle demişti.

Yalnız, sonra ortaya çıktı ki Reagan’ın mevduat kurumlarının sorunlarına getirdiği çözüm yolu hatalıydı. Sanılanın aksine bu yasa, tasarruf ve kredi bankalarının orta ölçekli sorunlarını tam bir felaket boyutuna getirdi. Fakat Reagan yasanın önemi konusunda haklıydı. Gözünden vurulan turnaysa 30 yıla yakın bir süre sonra Büyük Buhran’dan bu yana dünyanın yaşadığı en kötü ekonomik kriz olarak geri döndü.

Temkinlilik alaşağı edildi

Bugünkü felaketin kökenlerine baktıkça anahtar niteliğindeki yanlış hamlenin, yani krizi kaçınılmaz hale getiren hamlenin 1980’lerin başlarında, Reagan döneminde yapıldığı daha net görülüyor. Reaganonomi politikalarına yöneltilen sert eleştiriler genellikle artan eşitsizlik ve mali sorumsuzluk üzerine yoğunlaşıyor. Gerçekten de Reagan iktidarı küçük bir azınlığın olağanüstü zenginleştiği, çalışan ailelerinse sadece küçük kazançlarla yetinmek zorunda kaldığı bir döneme sahne oldu. Reagan ayrıca uzun süredir yürürlükte olan mali temkinlilik kurallarını da alaşağı etti.

Bu son noktayla ilgili şunu söyleyebiliriz: ABD hükümeti geleneksel olarak savaş zamanlarında veya ekonomik darboğaz dönemlerinde ciddi bütçe açıkları yaşamıştır. Milli hasılanın parçası olarak federal borç 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1980’e dek kesintisiz bir şekilde artmıştır. Fakat esas borçlanma Reagan döneminde başladı, Clinton döneminde tekrar azaldı, ama Bush yönetiminde tekrar artışa geçerek bizi şimdi hazırlıksız yakalayan krize neden oldu.

Mali deregülasyonun yol açtığı özel sektör borçları kamu borçlarını solda sıfır bıraktı. ABD’nin mali kurallarında yaşanan değişim Reagan’ın bize bıraktığı en büyük mirastır ve bu mirasın bedelini ağır şekilde ödemeye devam ediyoruz.

Söylediğim gibi, Garn-St. Germain yasasının dolaysız etkisi mevduat kurumlarının sıkıntılarını gerçek bir felaket boyutuna ulaştırması oldu. Tasarruf ve mevduat kurumlarının yaşadığı kriz Reagan yönetiminin gündeminden çıktı, fakat gerçekte bu deregülasyon, hesapları federal yönetimce sigortalanmış bankacılık sektörüne en iyi durumda vergilerini ödeyen yurttaşların parasıyla kumar oynama, en kötü halde de bu paraları yağmalama izni verdi. Hükümet bu konunun defterini kapattığında yurttaşlar 130 milyar dolar kaybetmişti ki bu çok büyük bir meblaydı.

Fakat bu yasanın bir de uzun dönem etkisi oldu. Reagan dönemindeki yasal değişiklikler mortgage kredilerine getirilen Yeni Düzen (New Deal) kısıtlamalarına bir son verdi - bu kısıtlamalar her şeyden önce ailelerin önemli bir ön ödeme yapmaksızın ev sahibi olma imkânlarını azaltıyordu.

Bu kısıtlamalar 1930’larda korkunç bir ekonomik kriz yaşamış ve yeni bir krizi engellemeye çalışan siyasi liderlerce getirilmişti. Fakat 1980’de Büyük Buhran’ın hafızalardan tamamen silindiği görüldü. Hükümet sorunun kendisidir çözümü değil, diye buyurdu Reagan; piyasanın büyülü eli serbest bırakılmalıydı. Diğer tüketici kredisi türleri için belirlenmiş borçlanma limitleri de tabloya eklenince, Amerikalıların davranışlarında radikal bir değişim yaşandı.

Amerikalılar olarak biz her zaman büyük borçlara ve düşük tasarruflara sahip olan bir millet değildik: 1970’lerde Amerikalılar gelirlerinin neredeyse yüzde 10’unu tasarrufa yatırıyordu ve bu rakam 1960’lardakinden biraz daha yüksekti. Ancak Reagan’ın gerçekleştirdiği deregülasyon sonrasındadır ki, tasarruf mefhumu Amerikan hayat tarzından giderek kayboldu; yaşadığımız büyük kriz öncesinde tasarruf oranı sıfıra dayanmıştı. Reagan yönetime geldiğinde bir ailenin sahip olduğu borç, neredeyse Kennedy yönetiminde olduğu gibi, gelirinin sadece yüzde 60’ı kadardı.

Bize bütün bu yaşananların hayrımıza olduğu yönünde teminat verildi; elbette, Amerikalılar giderek borç batağına batıyordu ve gelirlerinin zerresini bile kenara koymuyorlardı, fakat evlerinin ve borsa portföylerinin artan değerine bakıldığında mali durumları iyi görünüyordu.

Diyebiliriz ki, bugünkü ekonomik krizin yaklaşık nedenleri Reagan görevi bıraktıktan çok sonra yaşanan olaylarda yatıyor, yani Çin ve başka ülkelerde elde edilen kârların oluşturduğu küresel mevduat bolluğunda ve bu bolluğun şişirdiği devasa gayrımenkul balonunda.

Borçlanma son 25 yılda patladı

Ne var ki Amerikan ekonomisini bu denli kırılgan hale getiren esas etken son 25 yılda gerçekleşen borçlanma patlaması oldu. Aşırı borca giren kitleler gayrımenkul balonu patlayınca ve işsizlik artınca borçlarını ödeyemez hale geldiler.

Bu durum da, yine Reagan dönemine borçlu olduğumuz deregülasyonlar sayesinde, çok küçük bir sermayeyle çok büyük riskler alan finans sisteminde ağır tahribat yarattı.

Bugünlerde suçlanacak çok faktör var. Fakat bu kargaşanın arkasındaki esas aktörler Reagan ve danışmanları, yani Amerika’nın yaşadığı son büyük mali krizden ders çıkarmayanlar ve bizi onun gibi bir krizi tekrar yaşamaya mahkûm edenler. (2008 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi, 1 Haziran 2009)

Radikal

Çevrimdışı RakiSeda

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 314
  • 119
  • Okul Müdürü
  • 314
  • 119
  • Okul Müdürü
# 03 Haz 2009 13:17:15
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Krizin küresel olduğuna dikkatinizi çekerim.
0-6 yaş arasında çocukların bilinçli (?) (!) olarak eğitildiği ülkelerde krizden etkilendi.
Bazı Avrupa ülkelerinin ve Amerika'daki bazı eyalet ve ülkelerin tüketim toplumu olduğunu söylemek mümkün değildir. Ama onlarda krizden etkileniyor.

Önceki mesajımda belirttiğim gibi yeterli veri olmadığı sürece krizin sebebini  bilmek mümkün olmaz.

Toplumların yaşamlarındaki eksiklikleri krizin sebebi olarak görmek hata olur.


hocam ben türkiye için konuştum diğer ülkeler adına değil...

Çevrimdışı Hikmet ALTINTAŞ

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 302
  • 1.293
  • 302
  • 1.293
# 03 Haz 2009 16:20:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam ben türkiye için konuştum diğer ülkeler adına değil...

iyi bir mizah.
eeeee. ne dediler.

Çevrimdışı Hikmet ALTINTAŞ

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 302
  • 1.293
  • 302
  • 1.293
# 04 Haz 2009 10:30:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Krizin küresel olduğuna dikkatinizi çekerim.
0-6 yaş arasında çocukların bilinçli (?) (!) olarak eğitildiği ülkelerde krizden etkilendi.
Bazı Avrupa ülkelerinin ve Amerika'daki bazı eyalet ve ülkelerin tüketim toplumu olduğunu söylemek mümkün değildir. Ama onlarda krizden etkileniyor.

Önceki mesajımda belirttiğim gibi yeterli veri olmadığı sürece krizin sebebini  bilmek mümkün olmaz.

Toplumların yaşamlarındaki eksiklikleri krizin sebebi olarak görmek hata olur.



Bazı Avrupa ülkelerinin ve Amerika'daki bazı eyalet ve ülkelerin tüketim toplumu olduğunu söylemek mümkün değildir. Ama onlarda krizden etkileniyor.
Toplumların yaşamlarındaki eksiklikleri krizin sebebi olarak görmek hata olur.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK