Duygu - Düşünce - Davranış Üçgeninin Neresindeyiz?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
15 Haz 2012 15:39:44
Duygu - Düşünce - Davranış üçgeninin neresindeyiz?

Hayırlı günler dilerim.

Eğitim günlüğü başlığıyla açmış olduğum konuda
Öğretim bilgi kazandırmak amacıyla yapılan işlemler, eğitim DAVRANIŞ kazandırmak amacıyla yapılan işlemlerdir.
tanımlamasını yapmıştım.

Bu tanım çerçevesinde araştırma yaparken Duygu - Düşünce - Davranış kavramları arasında sıkı bir ilişki olduğunun FARKINA vardım.
Çeşitli vesilelerle edindiğim bilgilere göre

Duygu - Düşünce - Davranış kavramları arasında şu BASİT ilişki var :

Duygu duygu oluşturuyor
Duygu düşünce oluşturuyor
Duygu davranış oluşturuyor

Düşünce düşünce oluşturuyor
Düşünce duygu oluşturuyor
Düşünce davranış oluşturuyor

Davranış davranış oluşturuyor
Davranış duygu oluşturuyor
Davranış düşünce oluşturuyor

Özetle söylemek gerekirse bir davranışı kazandırmak veya davranışı anlamak için o davranışla ilgili duygu, düşünce ve davranışı oluşturan diğer davranışı da bilmek gerekiyor.
Bu kavramlar arasındaki ilişkiyi çözebilmek için asgari 50 tane kadar duygunun ne olduğunu NET olarak bilmek gerekir.
Ayrıca duygu ve düşünceleri ayırt edebilmek gerekir.
Davranışı tetikleyen/tetikleyecek hususun duygu mu, düşünce mi yoksa başka bir davranış mı olduğunu bilmek gerekiyor.

Bu konuda bilgi sahibi olan arkadaşların bilgilerini paylaşacağını umut ediyorum.

Çevrimdışı karel81

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 958
  • 898
  • 958
  • 898
# 15 Haz 2012 15:44:19
Eğitimde davranışlar bilişsel (zihinsel-düşünce) -duyuşsal (duygu) ve psikomotor (hareket/davranış) olarak sınıflandırılıyor.Ve bunlar birbirleriyle ilişkili.Bu yeni bir şey değil yıllar önce Bloom ve arkadaşları tarafından yapılan bir sınıflama.Bunu öğretmenlik eğitiminde şağı yukarı herkes derslerde öğrenmiştir.Yani sizin keşfettiğiniz yeni bir şey değil bilinen bir bilgi..

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 Haz 2012 18:16:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Eğitimde davranışlar bilişsel (zihinsel-düşünce) -duyuşsal (duygu) ve psikomotor (hareket/davranış) olarak sınıflandırılıyor.Ve bunlar birbirleriyle ilişkili.Bu yeni bir şey değil yıllar önce Bloom ve arkadaşları tarafından yapılan bir sınıflama.Bunu öğretmenlik eğitiminde şağı yukarı herkes derslerde öğrenmiştir.Yani sizin keşfettiğiniz yeni bir şey değil bilinen bir bilgi..
Hayırlı günler dilerim.

Bilgilerimizi kullanmadığımız zaman varlığının FARKINDA olmuyoruz.
Mesajımda bu hususa dikkat çekmek için "FARKINA" kelimesini büyük harflerle yazmıştım.

Mesajınızdan öğrenmek istediğim hususu NET anlatamadığımı anlıyorum.
Bu nedenle öğrenmek istediğim hususu bir örnekle açıklama ihtiyacı hissettim.

Örneğin çocuğumuza "diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak" istiyoruz.
Diş fırçalama davranışı kazandırabilmek için çocuğun hangi duygusuna hitap etmeliyiz?
Çocuğu düzenli olarak diş fırçalamaya ikna edebilmek için ihtiyaç hissedilen düşünce biçimi nedir?
Veya çocuğun düzenli olarak diş fırçalamamasına sebep olan düşünce/duygu nedir?

Bir başka örnek :

Forumumuzdaki ÖN YARGIYA dayalı mesajlardan rahatsız oluyorum.
Kişilerin ÖN YARGILI mesaj yazmasına sebep olan hangi duygudur?
ÖN YARGILI mesajlar yazılmaması için hangi duyguya hitap etmeliyim?
Hangi düşünce sistemini aşılamalıyım?

Umarım öğrenmek istediğim hususu daha net olarak anlatabilmişimdir.

Çevrimdışı baharses

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 482
  • 845
  • 482
  • 845
# 21 Haz 2012 15:35:02
yeni sistemin belirsizliği bitene kadar bermuda şeytan üçgenindeyim

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 22 Haz 2012 08:36:00
Öğretmenim,biz Duyguları İle Hareket Eden Bir Ulus Olduğumuz İçin Bu Üçgenin Henüz Duygu Kenerındayız.

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 22 Haz 2012 14:07:39


İletişimde ustalaşmak, bilinçsiz yeterlilik düzeyine sıçramak istiyorsak düşünce, duygu ve davranış arasındaki ilişkiyi de kavramak zorundayız.
Nasıl evren sibernetik bir bütünse onun bir parçası olarak biz de sibernetik bir bütünüz. Bunun anlamı, bedenimiz, düşüncelerimiz ve duygularımız arasında karşılıklı ve sürekli bir etkileşim olduğudur. Bu diyalektiğin bir yasasıdır.

Olumsuz düşünceler içindeyken olumsuz duygular yaşarız. Bedenimiz de buna hemen uyum sağlar; omuzlarımız çöker, bakışlarımız donuklaşır, ses tonumuz bezginleşir, her halimizle sıkıntımızı yansıtırız. Düşüncelerimiz olumluysa duygularımızın da olumlu olması ve bedenimizin de buna uyum sağlaması kaçınılmazdır. Sesimiz canlı, bedenimiz dik, yürüyüşümüz daha bir kendine güvenlidir.

Bunlardan birinde yapacağımız bir değişiklik diğerleri üzerinde de etkili olacak ve onları değişikliğe zorlayacaktır.

Sabah uyandığımızda kendimizi depresif bir ruh hali içinde bulabiliriz. Nedenini bilemediğimiz bu durum aslında bir ya da birkaç gün önce karşılaştığımız ve çözümsüz gibi duran sorunlardan kaynaklanmaktadır. İçine sürüklendiğimiz bu ruh haliyle sorunlarımızın altında ezildiğimizi hissederiz. Bedenimiz bir bütün halinde kendini yerçekimine bırakır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve bedenimiz tam bir uyum içinde olumsuzluğu yaşamaktadır. Eğer bu üçlüden birini olumlu yönde değiştirebilirsek, diğerleri üzerinde de olumlu etki yaratır ve içinde bulunduğumuz karamsar ruh halinden çıkarız.

Örneğin bedenimizi dikleştirebilir, olumlu duyguları kışkırtacak bir hale getirebiliriz. Olumlu duygular düşüncelerimizi etkileyecek ve olaylara farklı açıdan bakmamızı sağlayacaktır. Ya da NLP* (Nöro Linguistik Programlama) tekniklerinden yararlanarak duygularımızı değiştirebiliriz. Bedenimiz ve düşüncelerimiz değişen duygularımıza uyum sağlamakta zorlanmayacaktır.

Görüldüğü gibi düşüncelerimiz, duygularımız ve bedenimiz arasında lehimize kullanacağımız bir ilişki vardır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız arasında da doğrudan bir ilişki vardır. Nasıl düşünüyorsak öyle hisseder ve buna uygun davranırız. Kafanızda olumsuz birtakım düşünceler varken, içten gülmeye çalışın… gülemezsiniz.

Çok mutlu ve keyifli bir anınızda somurtmaya ya da depresif görünmeye çalışın… başaramazsınız. İletişim içinde verdiğimiz tepkiler, gösterdiğimiz davranışlar aslında bir duygunun ürünüdür. Duygularımızı belirleyen ise düşüncelerimizdir.

Yapmacık davranışlar sergilediğimizde bile bu kural değişmez. Ağzımızdan çıkan sözlerle duygularımız arasında fark varsa bedenimiz duygulara uyum sağlar. Rol yapma konusunda ne kadar usta olursak olalım bedenimiz bizi mutlaka ele verir. Özetle, bedenimizin davranışı duygularımıza uygundur. Çünkü hissettiklerimiz, ağzımızdan çıkan sözler değil, duygularımızdır. Duygularımızsa bedenimizle doğrudan bağlantılıdır.

Kaynak: İletişimde Ustalaşmak/ Saim Koç
 REFERANSLAR    KURUMSAL KATILIMCI GÖRÜŞLERİ    KATILIMCI GÖRÜŞLERİ    EĞİTİM TAKVİMİ 

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2012 14:28:04
Bu üç sarmalı hergün herkes yaşar..
Duygusal yönden örneğin doğa sevgisi.. Doğaya olan sevgi ve canlılara olan merhametinizden onlara yardım etme düşüncesi oluşur, davranışa dönüşür.. Penceremin önüne koyduğum bir avuç ince bulgur ve bir kap su 4 gündür hala kuşları bekliyor mesela.. Duygudan yoksun olan insanlar sadece düz mantıkla hareket eden bencil insanlardır.. Düşüncesi kendinden ibaret ve davranışı da sadece kendi çıkarından yanadır..

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Haz 2012 14:29:57
Hocam Millet olarak duygularda acısıyla tatlısıyla birleşiyoruz.Yani Duygusal anlamda bir bütünlük sağlıyoruz. Burda sorun yok bana göre
Düşünce ve Fikirlerde toplum olarak ayrışmaya başlıyoruz. burda  senlik -Benlik(egolar) çıkıyor ortaya.değişik istekler ve düşünce tarzları çıkıyor ortaya
Davranışlarda'da Özgür olamıyoruz bu bazen yasa, bazen mahlle baskısı,bazen de örf ve adetler çıkıyor karşımıza burdada bir bütünlük sağlıyamıyoruz.Birde mantıktan önce ,yüreğimin sesiyle hareket etme olayı varki davranıştan Önce Duygu geliyor.Mesela ,kırsaldaCapri pantalon giyip dolaşamıyorsunuz.mahalle baskısı veya toplum örf adetlerinden çekiniliyor.Hal böyle olunca özgürce düşünce ve davranış sergiliyemiyorsunuz. kısıtlanıyorsunuz.
Şonuç olarak Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bir toplum yapısıyla karşılaşıyorsunuzki, sizindoğrularınız yanlış olarak çıkıyor karşınıza
  Birde yeniliğe  çağdaşlaşmaya karşı bir toplum yapısı olunca  siz, siz olarak yaşayamıyorsunuz. Toplum size yön vermeye başlıyor .Yani mehteran takımı gibi bir ileri üç geri....

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 22 Haz 2012 15:14:47
misterno arkadaşım.
sadece devletler yasa yapmaz.herkes başkasına  kendi değerlerini aşılamaya çalışırken kendince adına ahlak kuralları ,erdem dediği yasalarını dayatır.bu durum devletlerin gereksizliğinin kanıtıdır.toplum olmanın bedelini hep ezilenler öder.uyduruk ahlak kurallarına uyulması gerekenler onlardır çünkü.

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 22 Haz 2012 15:19:14
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu üç sarmalı hergün herkes yaşar..
Duygusal yönden örneğin doğa sevgisi.. Doğaya olan sevgi ve canlılara olan merhametinizden onlara yardım etme düşüncesi oluşur, davranışa dönüşür.. Penceremin önüne koyduğum bir avuç ince bulgur ve bir kap su 4 gündür hala kuşları bekliyor mesela.. Duygudan yoksun olan insanlar sadece düz mantıkla hareket eden bencil insanlardır.. Düşüncesi kendinden ibaret ve davranışı da sadece kendi çıkarından yanadır..
kuşlar adına size teşekkür etsem.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 22 Haz 2012 15:21:56
Yaşadığımız çevre davranışlarımızı ,davranışlarımız düşüncelerimizi ve duygularımızı belirler.
Tersi tamamen saçmalık...
Yani düşündüğü gibi yaşamaz insan, yaşadığı gibi düşünür..
İdealist filozofların fikir üretmekten öteye geçememeleri tam da bu yüzdendir...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Haz 2012 15:39:33
 Gülümseyin Hocam size katılmıyorum.
Düşünce içsel bir olay Davranış ise dışsal bir olay burda hem fikirmiyiz.
 Bir örnek  vereyim mutfakta yemekten sonra el yıkamak diyelim. el yıkamanın gerekli olduğu doğru  peki neden lavaboda el yıkamıyorsunuz. burda çevre yok . siz varsınız. mutfakta el yıkamak yanlış. bilmem anlatabildimmmi?

 bazı şeyleri düşünür ama yaşayamazsınız.
uygulama ile teori gibi
Uygulama farklı teori farklıdır.

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 22 Haz 2012 15:44:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Gülümseyin Hocam size katılmıyorum.
Düşünce içsel bir olay Davranış ise dıştan bir olay burda hem fikirmiyiz.
 Bir örnek  vereyim mutfakta yemekten sonra el yıkamak diyelim. el yıkamanın gerekli olduğu doğru  peki neden lavaboda el yıkamıyorsunuz. burda çevre yok . siz varsınız. mutfakta el yıkamak yanlış. bilmem anlatabildimmmi?
İslam dini güzel davranışı "toplum içindeyken yapmaktan çekindiğin şeyi tek başınaykende yapma"diye özetler.Çünkü Allah her şeyi gören ve gözetendir.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Haz 2012 15:46:28
 Doruk 17 Hocam bazen düşünceyi davranış olarak uyguluyamıyorsunuz bilmem anlatabildimmi ?
 burdaki amacım toplum  yapısındaki çarpık anlayışların  yanlış anlamaların olduğu üzerinedir. Kimseye bir yaşam Tarzı dayatması değil.

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 22 Haz 2012 15:51:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Doruk 17 Hocam bazen düşünceyi davranış olarak uyguluyamıyorsunuz bilmem anlatabildimmi ?
evet düşünmek farklılığınızdır.davranış ise uyumunuzdur.sınırları zorladığınızda ise devrimci olursunuz.devrimci olamaya cesaret etmediğimiz vakit vicdanımız sırtımızda yük olur.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK