Hayata Dair...

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 29 Oca 2010 02:26:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
NÜKTE

Pencere

Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır.
Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.


Tek kelime ile ders alınacak bir bakış açısı. Yüreğinize sağlık sayın sebocan hocam...

Çevrimdışı sevgi ulutaş

  • Uzman Üye
  • *****
  • 611
  • 232
  • 611
  • 232
# 29 Oca 2010 10:49:35
yüreğinize sağlık

Çevrimdışı tanercelebi52

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.899
  • 36.286
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.899
  • 36.286
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 29 Oca 2010 18:07:47
Konu başlığımızla uyumlu bilemiyorum ama hayata verdiğimiz molada biraz gülümseyelim istedim:

Çayın aile hayatımızdaki yeri

KAYINVALİDE, kaynayan çay suyu gibidir sürekli fokurdar durur,
GELİN, çaydır su fokurdadıkça demlenir,
DAMAT, çay bardağıdır biraz kaynana doldurur biraz gelin,
ÇOCUK, çayın şekeridir tat verir,
GÖRÜMCE, çay kaşığıdır aradabir gelir ortalığı karıştırır gider,
KAYINPEDER, çay tabağıdır, dökülenleri toplar, etrafa dağılmayı önler…
 :D :D :D

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.889
  • 32.896
  • 512.889
# 01 Şub 2010 12:34:09
YALANCININ MUMU

 

Karşınızdaki kişinin size yalan söylediğini davranışlarına bakarak anlayabilirsiniz. İşte yalanı ele veren o hareketler.

1. Yalan söyleyenler genellikle göz temasından kaçınır. Ellerini ve kollarını daha az kullanır. Soru sorduğunuzda avucunu sıkar ya da ellerini size çevirmez.
2. Genel tavrı değişir. Sakin bir insan aniden heyecanlı davranırken, daha hareketli insanlar donuk tavırlarla konuşmaya başlar.
3. Sorduğunuz basit sorulara daha önceden cevabını tasarladığı için gerektiğinden detaylı cevaplar verir. Fakat bunun ardından beklemediği bir soru sorarsanız birden bocalar ve cevap vermek için zaman kazanmaya çalışır.
4. Şaşkınlık, korku ya da mutluluk gibi duyguları belirten ifadeleri sadece ağız bölgesiyle sınırlı kalır.
5. Ayakta dururken ya da otururken yalan söyleyen birisi genellikle sırtını dik tutmaz.
6. Bulunduğu rahatsız ortamdan kurtulmak isteğiyle gözünü kapıya çevirir ve konuştuğu kişiyle arasına mesafe koyar.
7. Sorulara net cevaplar vermez. Her zaman sakin karşıladığı sorulara aşırı tepkiler verir. Kendisi size soru yöneltmez.
8. Şakalar yaparak konuyu geçiştirmek ister ya da çok dramatik bir hikaye anlatarak sizi duyarsızlıkla suçlar.
9. Sık sık yüzüne dokunur. Burnunu çeker, başını kaşır. Özellikle ağız bölgesine yakın bölgelere dokunması dikkat çeker.
10. Üstündeki kıyafetleri düzeltir. Gömleğinin yakasını gevşetir. Ya da elinde tuttuğu bir cisimden güç almaya çalışır..

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.889
  • 32.896
  • 512.889
# 01 Şub 2010 12:35:01
KISSADAN HİSSE

 

HINT MASALI


 Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yasayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplanolan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, ne

yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardim edemem." Ünlü yazar

Shakespeare, bu konuda söyle diyor : "İnsanların çoğu Sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için.. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaslanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."

Çevrimdışı zeynomer

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.619
  • 3.472
  • 3.619
  • 3.472
# 01 Şub 2010 19:04:32
yaşanan hayat bizi gerçekten yaşatır

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.889
  • 32.896
  • 512.889
# 03 Şub 2010 22:55:30
Picasso, 90'ında nefis eserler veriyordu... Goethe 'Dr. Faustus'u 80'inden sonra kaleme aldı... Verdi , 'Otello' yu 73 yaşında, 'Falstaff' ı 80 yaşında bitirdi... Sofokles 'in 'Kral Oedipus 'u 80 yaşın eseridir. Mikelanj, 80'li yaşlarında hâlâ yaratıyordu... İngiliz düşünürü Thomas Hobbes , 90'ını geçtikten sonra bile yazdı...''

Elbet hepimiz bu isimler gibi olamayabiliriz  ama  ABD'li ünlü komedyen
George Carlin 'in tavsiyelerinden yararlanabiliriz:

1. Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın: yaş, kilo, boy. Doktorunuz düşünsün onları. Bunun için ücret alıyor sizden.

2. Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun. Suratsızlar sizi aşağı çeker.

3. Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa. Beyniniz atıl kalmasın. Atıl kafa, iblisin tezgâhıdır. İblisin adı  da Alzheimer'dır.

 4. Küçük şeylerden zevk almaya bakin.
 
 5. Sık sık, uzun uzun, var gücünüzle gülün. Soluksuz kalıncaya kadar  gülün.
 
 6. Gözyaşları olacaktır. Katlanın, yas tutun, başka yaşantılara geçin.
 
 7. Sevdiklerinizle doldurun çevrenizi, aile, kedi, köpek, kus, balık,  yadigârlar, müzik, bitkiler, hobiler, ne olursa. Eviniz sığınağınızdır.
 
 8. Sağlığınızın kıymetini bilin. İyiyse üstüne titreyin. Bozuksa  düzeltin.  Siz kendiniz düzeltemiyorsanız yârdım sağlayın.
 
 9. Vicdan azabından uzak durun. Çarsı pazarda gezin, komşu illerde diş ülkelerde dolaşın ama sakın suçluluk, pişmanlık duygusuna yönelmeyin.
 
 10. Sevdiğiniz insanlara onları sevdiğinizi söyleyin her fırsatta.''
 
 ''Ve hiç unutmayın ki yaşam, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen  anlarla ölçülür''

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.889
  • 32.896
  • 512.889
# 04 Şub 2010 15:12:57
Hani bir veli henüz diktiği gömleği aynı yerden söker tekrar dikmeye başlarmış...
Bir daha, bir daha...
Ne yapıyorsun, diye sormuşlar.
Cevaplamış...
"Nefsim beni meşgul etmeden, ben onu meşgul etmeye bakıyorum."

***

Yazıma neden böyle girdim?
Çünkü son zamanlarda tasavvufa duyulan ilginin artışıyla medyada da sık sık lafı edilen "nefs muhasebesi ve mücadelesi" kolay şey değildir.
Bu işe girişmek, hakkında kitap okumaya, konferans dinlemeye, hikâyesini öğrenmeye ve hayalini kurmaya benzemez.

Çünkü kadim geleneklerin ve dinlerin "nefs" diye adlandırdığı şey bu dünyadaki varlığımızın orta direğidir; "benlik"tir.
Belki işte böyledir özü...

Veliler bile yenemez de, anca meşgul eder nefsini!

***

Ya o velileri ve hatta bütün bilgelik geleneklerini kendi nefsine süs yapmak isteyenlere ne demeli?

Son zamanlarda...

Tasavvufa ilgi duyan ve böyle mahfillere girip çıkan kimi dostlara bakıyorum.
Bu türden ilgileriyle tanınan, toplumda öne çıkmış bazı kişilere bakıyorum.
Düzenleri hiç bozulmasın istiyorlar, o ayrı da...
Daha sakin ve mütevazı bir duruş yerine sanki daha gösterişli ve göstermeci bir hal içine giriyorlar! O çok tuhaf!

***

Yeni Aktüel dergisinin kapak dosyasını oluşturan "Tasavvufun dönüşü muhteşem oldu" başlıklı yazıyı okurken yukarıda anlattığım düşünceler ve izlenimler yeniden zihnime üşüştü.

Dosyayı hazırlayan Birol Biçer ve konuştuğu kişiler tasavvufa duyulan ilgide modern insanın manevi arayışının büyük rol oynadığını söylüyorlar. Haklılar.
Pozitivist eğitimin kalbimizin derin sesini susturamayışını eklemek gerek buna...
Kuşkusuz İslam'ın siyasi ve selefi yorumlarının son yıllarda insanlarda yarattığı yorgunluğun da bir etkisi var.
***

Tasavvufa yoğun ilgide ben biraz da...
Nasıl desem, dilim de varmıyor ama yeni bir elitizm arayışı seziyorum.
Toplumumuzun üst sınıflarında harıl harıl aile soyağacında bir mutasavvıf bulma çabası var.

Geriye gidip buldukları akrabaları da zamanında bir lokma bir hırka yaşamışlar. Malın mülkün değil, hakikat aşkının peşinden gitmişler.
Oysa şimdiki kuşaklara bakıyorum.
Ortadaki durum şu...

Zenginliklerine, itibar ve güç üstünlüklerine bir de büyük büyük dedemizin "yol"unu katabilir miyiz, çabasındalar!

***

Ah! Bir de tasavvuf çevrelerini kullanarak şu çocukça gösterişe kapılanlar var: "Benim tanıştığım, gidip danıştığım, çevresinden istifade ettiğim büyüklerim var ya... senin var mı?"
Neyse...
Geçilecek herhalde bu aşamalar da...
Yol yürüye yürüye öğrenilecek.
Zaten...
Hani o sufi...
Durmadan tespih çekiyormuş da...
Ne arıyorsun, demişler de, cevaplamış:
"Gafletimi arıyorum."

Haşmet Babaoğlu

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.889
  • 32.896
  • 512.889
# 04 Şub 2010 18:09:36
Hayatta hiçbir şey yolunda gitmiyor diyenlere...

Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar için güzel bir örnektir.
Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci ...yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar. Altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.

Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı, yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?

Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır. Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi, ağacın büyümesinden, hatta var olmasından söz edebilir miydik?

Bir başarının şartları her zaman çok basittir. Bir süre için alışın, bir süre tahammül edin, her zaman inanın
ve hiçbir zaman geri dönmeyin!

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 05 Şub 2010 15:54:53
Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun.
İnsanın çömlekten farkı olmamalı.
Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutanda benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 05 Şub 2010 18:26:27
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım. Yü...reğinde aşk olmadan geçen hergün kayıpmış, Aşk peşi...nden neden yalınayak koştuğunu anladım.Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, neden hiç ağlamadığını anladım.Ağlayanı güldürebilmek, ağlayana ağlamaktan daha değerliymiş ,gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,Çok acıttığında anladım. Fakat, hakedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terkettiğinde anladım. Yalan söylememek değil,gerçeği gizlememekmiş marifet Yüreğini elime koyduğunda anladım...Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk edildiğinde anladım. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet yüreğini elime koyduğunda anladım…

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 06 Şub 2010 22:32:01
Hayatta birini sev! ve onu kazanmak için çabala! Sabret ve sevgini göster, kabul ederse zafer onundur, etmezse suç senindir!.. çünkü; HAK ETMEYENİ SEÇMiŞSiNDiR...

Çevrimdışı selmus

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 72
  • 64
  • 72
  • 64
# 06 Şub 2010 23:50:16
GERÇEKTENDE SÜPER VE DERS ALINMASI GEREKLİ.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
NÜKTE

Pencere

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine tasınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komsu da çamaşırları asıyormuş. Kadın kocasına ' Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor.' demiş. Kocası ona bakmış, hiçbir şey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.
Kadın, komsusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah ayni yorumu yapmaya devam etmiş.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komsusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış 'Bak' demiş kocasına ' Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?'
'Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim' diye cevap vermiş kocası.
Hayat böyle değil midir ?
Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır. Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce zihin durumumuza bakmak ve 'iyi' olanı görmeye hazır olup olmadığımızı fark etmek güzel bir fikir olabilir.
Asrın mütefekkirinin de söylediği gibi;

Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 07 Şub 2010 11:33:45
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü; gereğinden fazla özler dünü,
Hakettiğinden fazla düşünür yarını
Ve hiç haketmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü...
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü; gereğinden fazla özler hayatından çıkanları
Hakettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri
Ve asla göremez yanıbaşındakileri...

Çevrimdışı bldnl

  • Uzman Üye
  • *****
  • 647
  • 589
  • Okul Müdürü
  • 647
  • 589
  • Okul Müdürü
# 07 Şub 2010 11:45:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayatta birini sev! ve onu kazanmak için çabala! Sabret ve sevgini göster, kabul ederse zafer onundur, etmezse suç senindir!.. çünkü; HAK ETMEYENİ SEÇMiŞSiNDiR...

Hocam çok doğru ifade etmişsiniz.Katılıyorum görüşlerinize. ::)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK