Kızlarımın üçünde de, kırkı çıkar çıkmaz okula başladım çünkü o zamanlar izin o kadardı. ve süt izni kullanmadım. okul yakındı. üstelik anneanne veya babaanne yok, köyde bulduğumuz bir bakıcıya teslim ediyorsun canından öte canı. Kar kıyamet demeden 700-800 m. yokuş yolu koşa koşa teneffüste eve gel, çocuğu emzir, çocuk sana doyamadan, ne olduğunu anlamadan geri kaç. hele ilk kızımı bakıcıya bırakıp gittiğimde uyuyordu. gözlerini açıp beni değil de hiç görmediği bir yabancıyla karşılaştığında ne kadar tedirgin olmuştur yavrum. hemde daha bir gün önce geldiği evde...eve geldiğimde yer yastığının üstünde bakıcıya aguluyordu. beni görünce kafasını çevirdi ve ne yaptıysam bir süre bakmadı. bana küsmüş yavrum haklı olarak. Allahtan bakıcı rahatına düşkündü de çocuğu gündüzleri ful uyutuyordu, gece kızımla zaman geçiriyorduk. 2,5-3 saatlik uykuyla insan yaşayabiliyormuş, ozaman anladım.
şimdi büyüdüler de evde yalnız bırakmıyruz diye kızıyorlar. en büyüğü 10 yaşında