birşey daha ...eşimi her zaman anlatırım çocuklarla çok güzel ilgilenir,geceli gündüzlü.. bir tek emzirmedi desem yeridir...
hastayken en kötü ihtimal nöbetleşiriz,yoksa beraber oturduk hep,,bn gece beslenmelerini yaparım,eşim büyük bir özveriyle uyutur.. ben bakım kısmını halledip dışarı çıkarım annemle mesela, o evde oynar.. birlikte bakkala,parka,pazara giderler..
aynı şeyleri şimdi küçük kızımızla da yapıyor.. AMAAAA...
bir yazı var,biraz uzun, okuyup bana yardımcı olursanız çok sevinirm.. Şimdi ben yanlış mı yaptım bu yazıya göre,?
Daha yeni Güvenli BAğlanma kitabını okudum Adem Güneş'in...
AİLEDE,
HAYAT MÜŞTEREK DEĞİLDİR
Güzel anneciğim;senaryo öyle değil işte...
- Bu yazı belki hoşuna gitmeyecek,
- Belki de, tepki gösterip beğenmeyeceksin...
* Ailede, eşler arasındaki hayat müşterek değil ki.
- Bunu bilmezsen, eşinle aranıza kara kediler girer.
- Bunu bilmezsen, çocuğunla aranızda soğuk rüzgarlar eser.
- Bunu bilmezsen, gelin-kaynana atışmalarını başlatırsın.
- Bunu bilmezsen, çocuğuna bağlanamazsın
Sana; hayatın müşterek olduğunu,
on sekizinci yüzyılda kimlerin söylediğini,
uzun uzun anlatmıştım değil mi
Özellikle ilk 2 yıl:
- Doyurması, uyutması, oynaşması, oyalaması, oynaması
için,
- Ufak-tefek hizmetlerini görmesi için,
- Ev işi,sofra işi sizin yapmanız için...
babaya çocuk teslim edilmez.
Kısa aralıklar ve acil durumlar hariç; - Kocaya çocuk emanet edilmez.
- Bey den, çocuğu oyalaması istenmez.
- Alt değişme, üst giydirme, pışpışlama
babadan istenmez.
ÇÜNKÜ:
- Bunları anne yapmazsa; çocukla annenin arasında bağlanma gerçekleşmez.
- Yanılmıyorsam, anneye bağlanamamanın,
çocuk için bir tür delilik olduğunu da anlatmıştım, birkaç paylaşımla.
İşte bu delilik hali, koşar döner sizin başınıza patlar,
ve bir gün bana, bir çok anne gibi gelip:
- Hocam bu çocuk beni delirtecek diye onu şikayete geleceksin.
Çocukların; - Sizi üzen TÜM hallerinin altında, bağlanamama sorunu vardır.
Aslında siz; - Boşuna bana dert yanıyorsunuz,
- Pedagogların, Psikologların peşinde, yoktan yere koşuyorsunuz.
Çünkü; - Çocuğun kime bağlandığı belli değil çokçası; - Bazen anneanne, kimi zaman babaanne, olmadı teyze,
o da olmadı bakıcı, ona da güvenemedik: Kreş
- Sorarım size, siz olsanız kime bağlanırsınız?
Kimseye adam gibi bağlanamayınca da,
minik kalbinizin üzerine gelip oturan o stres yumağının tesirinden kurtulmak için; annenizin-babanızın başına evi yıkmaz mısınız
- İşte, çocuk da onu yapıyor
- Daha ne yapsın
küçük ki.
- Şu anda sadece yapabildiği; - Saçınızı çekmek, kafasını yere vurmak, size eşya fırlatmak,
ağlama krizlerine girmek, misafir çocuklarının saçını başını yolmak,
sizi ısırmak, morartırcasına etinize çimdik atmak,
gücünün yettiği çocuğu pataklamak, isteklerini ağlayarak ifade etmek
- Bunlar, bağlanamamanın şimdiki karşılıkları
- Sokağa kaçamaz, evi terk edemez,
- Aslanağzında onu bekleyen insan avcılarına koşamaz
- O günleri de gelecek
Ara ki bulasın çocuğu
Okul çağında ve ergenlik dönemlerinde,
çocuklarından yaka silkenlerin hallerini görmüş olsanız,
- O benim çok sık kullandığım tabirle:
çocuğunuzu, en az 2 yıl ve normalde 4 yıl;cebinizde taşırdınız
- Benim bu tabirim, gelişigüzel, yakışsın
diye söylenmiş söz değildir
ÇOCUK RUHUNUN:
- Anneden alacakları başka, babadan alacakları başkadır.
- Siz; 2 yıl boyunca çocuğun bazı hizmetlerini babaya gördürürseniz,
- Çocuğun antenleri karışır,
- Sonra sizinle frekaslarınız tutmaz.
- Tıpkı, karlanan televizyon ekranı gibi,
ben bu çocuktan bir şey anlayamıyorum hocam dersiniz
Şayet:
- Bu senaryoyu Yazan,:
- Çocuğun ruhsal ihtiyaçlarını, kim müsaitse o karşılasın, diye yazmış olsaydı,
- İşte o zaman bugünkü gibi, ev hayatınız, müşterek olabilirdi
Oysa; kız olsun erkek olsun her çocuk 2 yıl boyunca; - Anneden: Sevgi, şefkat, ilgi, sükünet, güven depolar
alması gereken bunlar.
Babadan ise:
- Dirayeti, metaneti, dayanıklılığı,
- Otoriteyi, aile nasıl yönetiliri,
- Evi çekip çevirmeyi,
- Kadına nasıl davranılması gerektiğini,
- Nasıl bir erkekle evlenmesi gerektiğini
ruhuna kopyalar.
Annelik duygusu:
- Doğuştandır, içgüdüseldir,
- Kadının fıtratına önceden yüklenmiştir,
- Hazırdır
Bir çaba göstererek kazanılmaz.
- Refleksel bir olgudur
ve ömür boyu sürer.
Babalık duygusu ise:
- Belirli faktörlerin devreye girmesiyle,
- Ve, zamanla kazanılır.
- Çocuğun, özellikle 2-3 yaşından sonraki çocuksu tavırlarıyla,
teşvikleriyle ve kışkırtmasıyla
- Tabir caizse; babanın gönlünü gıdıklamaya başlamasıyla birlikte kazanılır.
??