Hem Anne Hem Öğretmen Olanların Grubuna Beklenenler

Artık Yaşar Kuru yu da takip edelim bakalım bi.. Henüz tanımıyorum kendisini.. Ama artık bu saatten sonra baba-kız ilişkisini de bozamam kii
  Adem güneş Anadolu psikolojisine ağırlık veriyor..daha şefkat,daha ılım,daha uyum..

  Allah çocuklarımızı eee güzel şekilde yetiştirmeyi nasip etsin..

Artık Yaşar Kuru yu da takip edelim bakalım bi.. Henüz tanımıyorum kendisini.. Ama artık bu saatten sonra baba-kız ilişkisini de bozamam kii
  Adem güneş Anadolu psikolojisine ağırlık veriyor..daha şefkat,daha ılım,daha uyum..

  Allah çocuklarımızı eee güzel şekilde yetiştirmeyi nasip etsin..

Bu konuda Okuduğunuz başka kitaplar varsa tavsiye alalım hocam?

Bu konuda Okuduğunuz başka kitaplar varsa tavsiye alalım hocam?

Çocukluk Sırrı, Doğal Ebeveynlik, Güvenli Bağlanma..bunlar son zamanda okuduklarım ve kendime yalkın bulduklarım..
 Sırda Mahremiyet Eğitimi ve Annelik Sanatı var..

 

Çocukluk Sırrı, Doğal Ebeveynlik, Güvenli Bağlanma..bunlar son zamanda okuduklarım ve kendime yalkın bulduklarım..
 Sırda Mahremiyet Eğitimi ve Annelik Sanatı var..

 

Ben bunların yanısıra Annelik sanatını okudum. Geriye Sırda Mahremiyet Eğitimi kaldı. Şuan elimdeki de Doğal Ebeveynlik

Bende okumalıyım, bende, bendee

Bende okumalıyım, bende, bendee

Hocam öyle güzel ince noktalarla anlatmış ki...Sonsuz şefkat diyor önce. Hatırladıklarım kabaca şöyle ?
"Neden çocuklarınızı 2 yaşından önce o istemezse, yanınızdan ayırıyor, ağlaya ağlaya uyutma yöntemleri deniyorsunuz? Yabancılar böyle yapıyor diye ?Ne var 2 yaşına kadar kokunuzu alarak uyusa? Ağlıyorum, annem beni neden  kucağına almıyor,ağlıyorum, annem benimle ilgilenmiyorum, e susup uyuyayım bari "
"Evde 2 yaşından sonra kız olsun erkek olsun, çıplak dolaştırmayın, mahrem yerlerini öğrensin."
"Bezi bıraktırmak için çocuk hazırsa,kötü bez kullanın"
"Yaptığı kötü şeylere gülüp pekiştimeyin, kucağa alışır demeyin, varsınb alışsın, kaç yaşına kadar kucaklayabilcekesiniz, en fazla 2-3 ? "
gibi şeyler söylüyor. Ben çok beğeniyorum.Geç tanıştım bu yazarla, ek gıda döneminde tanışsaydım belki yeme problemimizi bile çözebilirdik.

Allah razı olsun öğretmenim, bende edinmeliyim en kısa zamamnda bu kitaplardan.

Çocuğunuzla ilişkinizde aşağıdaki beş mesajı verdiğinizden emin olun. Sürekli bu bilinçle konuşur ve dinlerseniz, çocuğunuz duygu ve düşüncelerinin farkında olarak büyür ve sizin ona duyduğunuz saygı, onun kendine duyduğu saygının temelini oluşturur.
~ Seni umursuyorum; sen benim için varsın, önemlisin.
~ Seni, olduğun gibi, yargılamadan kabul ediyorum; senin davranışında aksaklıklar olabilir; ama senin özün çok muhteşem ve orada hiçbir şey eksik değil.
~ Sen değerlisin; şu evrende senin gibi bir tane daha yok. Ailedeki her bir çocuğumuz gibi, senin yerin de başka ve doldurulamaz.
~ Senin, istediğini yapabilme yeteneğine, gücüne güveniyorum, inanıyorum.
~ Sen, sen olduğun için sevilmeye, kendin olarak gelişmeye layıksın.

~Doğan Cüceloğlu~

ÇOK MU SEVİYORSUNUZ,
KARIŞIK VE YORUCU İŞLERİ
• Anne olmak demek;
- Terbiyeli çocuk yetiştirmeye çalışmak demek değildir.
- Çocuğumu terbiye edeceğim diye;
- Canınızın çıktığı o, günlük uğraşlarınız var ya hani:
- Odanı topla, kıyafetini düzelt, yemeğini ye, vaktinde yat…gibi,
bu işler “kukla” oynatmaktan öteye geçmez, çoğunlukla…
- Hacivat karagöz oyunu bunlar…
• Oysa;
- Yoğunlaşacağınız “TEK KONU”,
- Çocuğunuza “İRADE” kazandırmak olmalıydı.
• Çocuğunuz;
- Oturup kalkmalarında,
- Yan gelip yatmalarında,
- Yemesinde-içmesinde,
- Giyinmesinde kuşanmasında,
- Oynamasında zıplamasında;
- İyi yada kötü, güzel veya çirkin,
“bırakın da” İRADESİNİ kullansın.
• Damak tadına varana kadar her şeyini elinden aldınız da,
elinize ne geçti söyleyeyim mi:
- Kuru inadı kuvvetli bir çocuk…
- Varın hayrını görün.
• Saatinde yedirmeniz, dakikasında uyutmanız,
- Yaşamını “cetvelle” çizmeniz,
- Kurmalı saat gibi, onun işlerini “programlamanız”,
- Erkek çocuğunu “damat” gibi giydirmeniz,
- Kızınızı “gelin” gibi süslemeniz,
- Saçını başını “özenle” taramanız,
- Evi adeta “kışlaya” çevirmeniz…
hepsi, “irade gaspı” ndan başka bir şey değil…
• Pijamasını giymeden mi yattı,
- Okul pantolonuyla mı, ceketiyle mi yatağa girdi,
- Hiç dert etmeyin:
- Kırışık buruşuk elbiseleriyle gitsin bir okula da,
- Görün bakalım arkadaşlarının alayına, kaç saat dayanabilecek…
• Zamanı ve zemini geldiğinde,
- 3-5 yaşlarında, yani ilk çocukluk döneminde:
- Çocuğun kendisini, “kendisine” bırakın.
- Yaşına uygun yapabilecekleri konuları ona verin,
• Sokakta, caddede,kaldırımda, hatta parkta bile,
siz onun elini değil; o sizin elinizi tutsun…gerek duyarsa.
• Okula yada alışverişe gitmek için evden çıkarken,
- Onu sıkıştırmayın…hadi de hadi…hadi de hadi…
- Sakar yaparsınız çocuğu…
• Ona her zaman, “kendi başına” hazırlanabileceği zaman bırakın.
- Her, 1 yaş sonrasında, 1 model daha yüksek işler verin…  Yaşar KURU

ÇOCUKLUKTA ARKADAŞ İLİŞKİLERİ - SORULAR
"Çocuğumuzun hiç arkadaşı yok, ne yapmamız gerekir?"
Bir çocuğun hiç arkadaşı olmamasının farklı nedenleri olabilir. Bu durum, çocuğun kendisinden, çevresel şartlarından ya da ebeveynlerinin tutumundan kaynaklanıyor olabilir. Nedenin hangisi olduğunu bilirsek çözüm yolu bulmak daha kolay olacaktır.
Yalnız olmayı özellikle tercih etme, sosyal becerilerdeki yetersizlik, davranış problemleri, özgüven eksikliği, utangaçlık...gibi etkenler çocuğun kendisinden kaynaklanan nedenlere; okulun eve uzak olması, akrabalardan ayrı büyüme, sık taşınma, mahallede az çocuk olması, oturulan muhitin sosyal aktiviteler açısından yetesiz olması...gibi etkenler çevresel şartlardan kaynaklanan nedenlere örnek olarak gösterilebilir.
Anne-babanın çocuğun arkadaş seçimini eleştirmesi, mükemmeliyetçi olması, aşırı yargılayıcı ya da eleştirel bir tutum takınması, aşırı koruyucu ya da müdahaleci olması, ruhsal problemlerinin olması, kendi arkadaş ilişkilerinin sağlıksız olması veya arkadaşlarının olmaması...gibi etkenler ise ebeveynden kaynaklanan nedenlere örnektir.
Bütün bu nedenleri göz önünde bulundurduğumuzda ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar üzerinde durmalıyız:
1. Ebeveynler çocuğun arkadaş konusunda baskı yapmamalıdırlar:
Ebeveynler çocuğun arkadaş sayısına ve seçimine saygı duymalıdırlar. Çocuğu daha fazla arkadaş edinmeleri konusunda zorlamamalı, arkadaş seçimine karışmamalıdırlar. Onu diğer çocuklarla kıyaslamamalıdırlar. Okul çağında bir çocuğun 2-3 tane dahi olsa yakın arkadaşı varsa, durum kötü değildir.
Az arkadaş çocuğun kendi tercihi ise sorun yoktur. Ama çocuk arkadaşlık kurmak istediği halde kuramıyorsa, diğer arkadaşları tarafından dışlanıyorsa, arkadaşı olmamasını dert ediyorsa atılması gereken ilk adım, ebeveynin ve çocuğun ortada bir sorun olduğunu kabul etmeleridir. Bundan sonra diğer adımları atmak daha kolay olacaktır.
2. Ebeveynler çocuk için sosyal ortamlar oluşturmalıdırlar:
Ebeveynler çocuğu herkesin kendi başına eğlendiği, her gittiğinde farklı kişilerin olduğu ve gürültünün çok fazla olduğu kapalı AVM' lere götürmek yerine sokağa çıkarmalı, mahalle parklarına götürmelidirler. Çünkü buralarda çocuğun aynı kişilerle tekrar tekrar bir araya gelip arkadaşlık geliştirme şansı daha yüksektir. Ayrıca buralarda çocuklar birbirleri ile konuşma ve oyun kurma imkanına da sahip olur. Küçük çocuklar için ana okulları, okul çağı çocukları için yaz okulları da eğitici ve eğlendirici sosyal ortam seçeneklerindendir.
Ebeveynlerin çocuğun okul arkadaşlarından özellikle ilgi duyduğu birisi varsa, onunla okul dışı etkinlikler ayarlamaları çocuğun arkadaşlık kurmasını kolaylaştırır. Çocuklarını ve o arkadaşını alıp birlikte sinemaya gitme, müze gezme gibi etkinlikler başlangıç için iyidir. Çünkü hem zaman sınırlaması vardır, hem de direkt bir karşılıklı ilişki yoktur. Böylece çocuklar zorlanmamış ve strese girmemiş olur. Zamanla birbirlerini daha iyi tanıyıp kaynaştıkça karşılıklı ilişki gerektiren etkinliklere -parkta ya da evde uzun süren oyunlar- yönelebilinir. Ebeveynlerin arkadaşının ebeveynleri ile tanışmaları ve hep birlikte piknik, gezi, ev oturması gibi organizasyonlar yapılması da çocukları birbirleri ile kaynaştırır.
3. Ebeveynler çocuğun ilgi ve yeteneklerini saptamalıdırlar:
İki kişinin arkadaş olma nedenlerinden birisi ortak ilgi alanlarına sahip olmalıdır. Ebeveynler çocuklu ortamlarda çocuğunun arkadaşlık kurması için diğer çocuklarla ortak ilgilerini bulup bu konuda yönlendirici olabilirler. Mesela, evcil hayvan besleyen bir çocuğu ele alalım: Annesi bu çocuğu girdikleri bir ortamda elinde oyuncak hayvan olan diğer bir çocuğun yanına götürebilir. Diğer çocuk ile hayvanları sevip sevmediği hakkında konuşabilir. Sonrasında ise oğlunun evde bir hayvanı olduğunu söyleyip, oğlunu da hayvanını anlatması konusunda yüreklendirerek aralarından çekilebilir. Anneler dikkatli olduğu sürece örnekler çoğaltılabilir.
Çocuğun yetenekli olduğu bir alan varsa arkadaşları arasında iken bu ön plana çıkarılabilir. Mesele bir kız çocuğu mutfakta basit tatlılar yapmayı beceriyorsa, mahalleden ya da okuldan bir kaç arkadaşı çağırılıp evde birlikte tatlı yapmaları sağlanabilir. Bu süre onların kaynaşması için çoğunlukla yeterlidir.
Ayrıca çocuğun futbola, karateye, baleye... ilgi ya da yeteneği varsa bu alanlarla ilgili kurslara yazdırılabilir. Böylece ortak ilgi alanına sahip kişilerle bir arada bulunma imkanı elde eder ve konuşacak ortak konuları olur. Yalnız, çocuğu bu tür sporsal ya da sanatsal bir kursa yazdırırken rekabet içermemesine ve derslerin bireyselden ziyade grup olarak işlenmesine özen gösterilmelidir.
4. Ebeveynler çocuğun arkadaş ilişkilerinde yaşadığı güçlükleri tespit etmelidirler:
Kimi çocuklar yenilgiye tahammül edemezler ve oyunbozanlık yaparlar. Kimi çocuklar öfkelerini kontrol edemezler ve saldırgan davranışlar sergilerler. Bazıları sürekli kendi dedikleri olsun isterler, istekleri olmayınca ağlarlar. Bazıları arkadaş seçiminde mükemmeliyetçi davranırlar, kimseyi beğenmezler. Örnekler çoğaltılabilir.
Ebeveynler çocukların ilişkilerde ne gibi sorunlar yaşadığını tespit edip, bu sorunlarla nasıl baş etmesi gerektiği konusunda çocuklarına yol gösterici olmalıdırlar. Çocuğun esnek olma, empati kurma, davranışlarının sonuçlarını değerlendirme, öfkesini kontrol edebilme, duygularını ifade edebilme, işbirliği yapma... gibi becerileri kazanmasına yardımcı olmalıdırlar. Bunu çocuklarını karşılarına alıp konuşmaktan ziyade, oyunlar ve masallar yoluyla sağlamalıdırlar.
5. Ebeveynler aşırı müdahaleci olmamalıdırlar:
Çocuk arkadaş(lar)ı ile herhangi bir sorun ya da anlaşmazlık yaşadığında ebeveyn şiddet içeren bir durum olmadığı takdirde araya girmemelidir. Aksi halde çocuk, kendini savunma, problemlerle baş etme, işbirliği yapma gibi becerileri yeterince geliştiremez. Hep, annesi yanında olsun ve araya girsin ister. Ya da tam tersine annesinin yaptığından dolayı kendisini yetersiz hissedip mahçup olabilir. Her iki durum da çocuğun, arkadaş ilişkilerinde pasif kalmasına neden olabilir. Anne yol gösterici ve yönlendirici olmak ile müdahaleci olmayı birbirine karıştırmamalıdır.
6. Ebeveynler çocuğun öğretmeni ile düzenli görüşmelidirler:
Ebeveynler her zaman çocuğu gözlemleme fırsatı bulamazlar. Özellikle okulda iken çocuğun anlattıkları dışında -ki çoğu zaman okul ile ilgili bir şey anlatmazlar- bir verileri olmaz. Bu nedenle belirli periyotlarla çocuğun öğretmeni ile görüşüp onun hem sınıf içerisindeki hem de teneffüslerdeki durumunu hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Arkadaşlık kurması konusunda da öğretmeni ile işbirliği yapmalıdırlar.
Yukarıda sıraladığımız maddelere ek olarak, ebeveynler çocuklarının arkadaş edinme ve arkadaşlık kurmaya yönelik her davranışını görmeli, çocuğu bu konuda övmeli ve onu yüreklendirmelidirler. Yeri geldiğinde yol gösterici olmayı ihmal etmemelidirler.
Haftaya görüşmek üzere, hoşça kalın.
Psikolog Canan Cantürk

''Çocuğun içinde yetiştiği toplum, onun duygularının ifade biçimini olduğu kadar, benlik bilincini de biçimlendirir. ''Ne ekersen onu biçersin!'' çocuk eğitiminde geçerli olan bir deyiştir. Çocuklarının duygu ve düşüncelerini doğal ifadesi içinde kabul eden anne babalar kendine güveni olan, girişimci, insan ilişkilerinde başarılı bireyler yetiştirirken, çocuklarını olumsuz yönde sürekli eleştiren, kısıtlayan, onların duygu ve düşüncelerini doğal bir biçimde ifade etmesini engelleyen anne babalar pısırık, çekingen, içine kapalı, alıngan bireyler yetiştirirler.''

- Doğan Cüceloğlu / İnsan İnsana -

Arkadaslar bayram da esimin memleketine gidecez.yol uzun surecek kendi aracımızla.kavanoz mamaları meyveleri rahat olur hic vermedim ole haxır seler.beren var mı yoldada yapacak nıse yok vetecem mecburen.hatta gıttımız yerdede vermeyı dusunuyom kalabalık olçak ve ugrasamıcam kızım 9.5 aylık.

Arkadaslar bayram da esimin memleketine gidecez.yol uzun surecek kendi aracımızla.kavanoz mamaları meyveleri rahat olur hic vermedim ole haxır seler.beren var mı yoldada yapacak nıse yok vetecem mecburen.hatta gıttımız yerdede vermeyı dusunuyom kalabalık olçak ve ugrasamıcam kızım 9.5 aylık.

Hocam bende sizin anlattıgınız gibi durumlarda her iki çocugumada kullandim.doktor arkadasima da sorarak yedirmistim.hicbir problem yasamadim.

biz de memleketten 14 saat uzaktayız kızıma kavanoz mamaları yedirmiştim uzun yolculukta,ancak 4-5 saat sonra sıcaktan bozuluyorlar.aklınızda bulunsun

Arkadaslar bayram da esimin memleketine gidecez.yol uzun surecek kendi aracımızla.kavanoz mamaları meyveleri rahat olur hic vermedim ole haxır seler.beren var mı yoldada yapacak nıse yok vetecem mecburen.hatta gıttımız yerdede vermeyı dusunuyom kalabalık olçak ve ugrasamıcam kızım 9.5 aylık.

Hocam,çorba koyun kavanoza,kofte koyun saklama kabina.bir sure idare edersiniz.kavonoz mamalarindan iyidir.durdugunuz yerde ısitir yedirirdiniz.7 saatlik yola bu sekilde idare etmistik.zaten yolda uyuyorlar da.yedek 1 kavonoz mamadi da koyabilirsiniz.