Syracuse Üniversitesi Sanat profesörlerinden Van Aken, bir çiftlikte büyümüş. Sanatçılıkla sürdürdüğü yaşamında edindiği bilgileri aile çiftliğinde öğrendikleriyle birleştirince, 40 meyveli bu şaşırtıcı ağacı geliştirmesi mümkün olmuş.
2008 yılında, New York Eyaleti Zirai Araştırma İstasyonu'ndaki bir meyve bahçesinin ödeneksizlikten kapanacağını öğrenen Van Aken, atalık, antika ve yerli meyve çeşitlerinin yetiştirildiği ve kimi ağaçları 150-200 yaşında olan bu bahçenin kapanmasının bu eski ve az bulunur meyve çeşitlerinin de yok olması anlamına geleceğini bildiğinden, meyve bahçesini satın almış. Sonra da, değişik ağaç türlerini tek bir ağaç gövdesine aşılamak üzere çalışmaya başlamış.
250 değişik çekirdekli meyve ile çalışan Van Aken, her birinin çiçeklenme dönemini bir zaman dizgesine yerleştirip bir kaç tanesini anaç ağacın köklerine aşılamakla başlamış işe... Anaç iki yaşına geldiğinde, bu kez de göz aşılarına başlamış.
Yaklaşık beş yıl sonra, Van Aken ilk “40 meyve” ağacını (ya da, Ilker Oztop'un güzelim çevirisiyle “aşure ağacı”nı) tamamlamış.
Yılın büyükçe bir bölümünde, Van Aken'ın aşure ağacı, bildiğimiz ağaçlardan farksız görünüyor. İlkbahar geldiğindeyse, pembe, beyaz, kırmızı, mor, rengarenk çiçeklere bürünüp, yaz aylarında erikler, şeftaliler, nektarinler, kirazlar, bademlerle donanıyor.
Van Aken bugüne kadar tam 16 aşure ağacı yetiştirmiş. Ağaçlar A.B.D.'nin müzelerinde, toplum merkezlerinde ve kişisel sanat koleksiyonlarında yaşıyor. Şimdi, bir kentte bu ağaçlarla küçük bir meyve bahçesi oluşturmayı planlıyor