İlköğretim Öldü, Başımız Sağolsun.

5 sınıfın başına 1 öğretmen diken ve hem eğitimle hem idareyle ilgilenmenizi isteyen ve  öğretmensin en mükemmelini yapacaksın diyen bir kurumdan bahsediyoruz böyle bir durumda kim en mükemmelini yapabilir ki tabi ki de elimizden geleni yapacağız ama biz elimizden geleni yapmaya çalışırken eleştirilmesi vwe insanüstü bir çaba beklenmesi  insanın şevkini kırıyor.birleştirlmiş sınıflar,bilinçsiz aileler ,öğretmenlerin şevkini kıran bir zihniyet ve en önemlisi öğrencilerin kayıtsızlığı varken evet eğitim bitmiştir.peki bu olup bitenlerden öğretmenlerin haberi var da baştakilerin haberi yok mu hem de bizden çok daha fazla farkındalar peki neden hala uygulamada hatalar yapılıyor göz göre göre işte bu noktada farklı şeyler insanın aklına geliyor acaba asıl amaç eğitimi bitirmek mi?

tuvaleti banyosu olmayan ahırlarda(lojman diye kayıtlı) kalacaksın öğrenci sana küfür edecek azıcık sesini yükseltince sıkıysa babamın yanında bağır diyecek kömür tutuşturacak odun olmayacak çocuklar 20-30 günde bir banyo yapacak müfettişler bir saatlik ziyaretlerinde kokuya dayanamayacaklar defter yok kalem yok öğretmen alsın işi ne denilecek diktiğin ağaçları yok edecekler bayram töreninde muhtar saygı duruşu ve milli marşta bacak bacak üstüne atıp gerneşecek vs vs vs bazı köyler okulu ve öğretmeni haketmezler

Ne kadar haklı olsanız da öğretmenim bizler kendi üzerimize düşeni yapmak zorundayız

  Arkadaşlar, en fazla beş yıllık bir kalkınma planı yapılan ve onunda tam uygulanamadığı bir ortamda fazla bir şey beklememek gerekir. Avrupa ülkelerinde ise planlar yüz yıllık yapılır. Siyasiler değişsede belirlenmiş planlar değişmez. Haliyle buda başarıyı getiriyor. Ancak bizler böyle yapacak insanların yetişmesinde çarkın bir dişlisi olabilirsek bunlar düzelir. Yoksa bu sistemin baş ana unsuru olan bizler ümitsizliğe düşüp sistem mevta olmuş deyip ruhuna fatiha okursak, kusura bakın ama hiçbir şey düzelmez.
   Eğer biz kendimizi canlı tutarsak, inanın bu gençlikte baharda filizlenen ağaçlar gibi bir gün mutlaka meyvesini verecektir.Sadece ve sadece ümidimizi yitirmeyelim, sabır, azim ve gayretimizle iyiye değil en iyiye ulaşmak için öncelikle biz çalışalım. İnsan yeterki istesin...

Sayın öğretmenlerim. Öğretmenin günümüzde neredeyse hiç yetkisi yok. Sorumluluğumuz çok, yetkimiz yok. Bir insanı sorumlu tutabilmek için ona yetki vermeniz gerekir. Düşünün, bir bölgeye bir trafik polisi koysalar. O polise "Sen trafiği düzenle. Fakat kurallara uymayan araçlara hiç ceza yazma yetkin yok." deseler, sürücüler o polisi dinler mi?
Devamsızlık önemli değil, caydırıcı disiplin uygulaması yok, öğrenci okulu yaksa ceza yok. 10 tane zayıfı olan öğrenci bile "Öğretmenim, niye çalışayım, 10 zayıfı olan geçiyor." diyor. Şök denilen saçma sapan bir uygulama var. Madem şök ile tüm zayıfı olan öğrenciler bir üst sınıfa geçecek, ne diye yazılı, sözlü yapıyoruz? Ne diye ödev, performans, proje veriyoruz? Öğrenci bir derse bir yıl devam ediyor. O dersin öğretmeni yazılı, sözlü, ödev vb yapıyor. Öğretmen o öğrenci için emek veriyor. Diğer öğretmenler şök'te bu öğrenci geçsin, diye el kaldırıyor. Şök böylesine haksız, saçma bir sistem. Ayrıca 1. sınıfa giden ile 8. sınıfa giden aynı kefeye konuyor. Bunların hepsi "çocuk" deniyor. Sayın öğretmenlerim, yetki olmadığı sürece bu kötü sistem değişmez.

bende günümüz öğrencilerini görünce gerçekten çok üzülüyorum.geleceğmizi bu gençlere nasıl emanet edeceğiz hiç bilmiyorum.

değerli arkadaşlar demek ki bu durumdan şikayet eden sadece ben değilmişim...

ayrıca S.OZKAN öğretmenim söylediklerinizde haklısınız(zaten ben de başından bu yana hep bu yetkisizlik konusunda ısrar ediyorum) nöbet konusunda da bu böyle...eğitim öğretim konusunda da bu böyle...disiplin saygı sevgi...ne ararsak arayalım eğer ki yetkimiz yoksa eğitim öğretim olmaz...meb öğretmene gerçek değerini verdiği gün emin olalım ki eğitim öğretimin kalitesi artacaktır...ama o günleri görebileceğimi de sanmıyorum doğrusu..

Belki  bugün her türlü imkan var ama cocuklar artık herşeyden sıkılıyor
köy okulunda projeksiyon açıyorum çocuklar başlıyor oflamaya    bende artık açmıyacağım bir daha
benim zamanımda öğretmen tepegöz açtığında en öne geçeceğim diye miletle yaka paça olurduk

bu nesil şımarık yetişiyor ders kitabı bedava diye hepsi paramparça

yüzünü bile göremediğiniz veliler, arada bir görünüp dedikodu yapmaya gelenler, okulla ilgilenmeyi gidip gelmekten ibaret zannedenler... böyle ağaca böyle elma. ne bekliyoruz ki...

Önce öğretmene saygı olması lazım, önceden öğretmenlerimizi gördükmü önümüzü hemen iliklerdik ama şimdi...  Öğretmene olan saygı azalırken bir darbe de meb den gelir; yok öğrenciler öğretmene not verceklermişte, yok veli memnun kalmazsa şikayet edebilirmiş ve öğretmen görevden alınabilirmiş... Önce devlet sahip çıkmalı öğretmenine...

Amir memurun arkasında durmuyorsa ve memurunu savunmuyorsa çocuğun zayıfı var deyip öğretmen öğretemiyordur diye şikayet ediliyorsa ben öğretmen değilim boşuna mı okula gönderiyorum deniliyorsa öğretmen öğretmenlik yerine bakıcılık yaptırılıyorsa burada eğitmden söz edilemez sadece öğretmenin yaptığı fedakar davranışlardan söz edilebilir. o da zaten anlayana

Ve sizin elinizde bir yetki yoksaa başınıza herşey gelebilir.

Tugra hocam,  her  şeyi çok isabetli anlatmışsınız.Bence de sınıfta bırakma olmalı,devamsızlıktan bırakma olmalı ve el yazısı bırakılmalı.Sınıftan bırakma olursa belki veliler ve öğrenciler öğretmeni dikkate almayı öğrenir, sistemin elimizden aldığı saygınlığımız ve prestijimiz geri gelir.

çocuk kitap alır : değeri yok; neden çünkü emek yok onun için harcanan

çocuk defter kalem alır: değeri yok; neden çünkü gerekirse öğretmen alır arkadaşlarına mahçup dişmesin diye

çocuk sınıfta kalmaz : değeri yok neden ; velisi geçsin der öğrenmek isteyenlere engel olsun diye

suçlu öğretmen olur ; neden : gecesini gündüzüne katıp birşeyler öğretmek istediği için

ama

herşeye rağmen öğretmen olmak güzel
birşeyler değiştirme çabasına girmek güzel
vazgeçmemek , bir kişi de olsa bir öğrencinin gözündeki dünya bakışını genişletmek güzel

Onu dünyaya hazırlamak güzel

velilere  de bir sözüm var tabiki:
 siz öğretmene nasıl davranırsanız ben de size öyle davranırım

ayak üstü sorluyorsa soru değeri ayak üstüdür. kendi vaktinden çocuğu için vakit ayırıyorsa bende ayırırım .

asıl sorunda zaten öğretmene eski saygınlığını vermek yetkilerini elinden almamak...gerisini biz öğretmenler getiririz ama şuan bunlar yok...

(24 saat engeliyle karşılaşıyorum o nedenle bazı arkadaşlara teşekkür edemedim.görüş bildiren tüm arkadaşlara tekrar teşekkür ederim,saygılar sunarak hayılı akşamlar dilerim)