Öğretmenimiz yeni atanmış 18 yaşında idealist bir öğretmendi.Yan sınıfta
yine onun gibi idalist -sonradan evleneceği ,ve ne yazık 5 yıla kalmadan ölecek eşi-öğretmenimizle tiyatrolar,korolar,folklör çalıştırır,mahalleliyi çağırıp sene sonunda okul gecesi düzenlenirdi. Biri saz çalar,diğeri yanık doğulu sesiyle söylerdi.Tiyatro oynarken rolümün üstüme yapışıp kalması mahallelinin dilinde 'sirkeci'diye lakaplandırmamı,koroda anlam veremediğim nakarata gelince susmamı,folklörde çayda çırayı oynarken mumu seyircilerin kucağına düşürmem,o arka mahalle okulundaonların yaptıkları,voleybol sahası yapıp beraber maçlar yapmamamız,şiir yazmada ilçede 1.olmam,1.sınıfta dikilen önlükle 5.yılı kapatmam
,öğretmenden popoma 1.sınıfta bi uyarı yeyip ağlayarak aynı okuldaki babamın yanına kaçıp bir de babamdan azar yeyip kös kös geri dönmem ....en çok da simit+silgi kokusu........