Ben de Adana'da çalışırken Suriyeli öğrenci okuttum. Sıfır türkçe gelenler net iki yılda öğreniyorlar. Akıcı olarak. İstanbul'dayim Burda da Filipinli öğrencim var. Okumaya geçemedi. Basit şeyleri heceliyor Onda da tipik yabancı öğrenci durumu var. Yan sınıfta Lübnanli var. Okumaya geçemediler.Sizinki günlük bile yazıyorsa Türkçe bilerek gelmiştir. Daha önce Amerikali öğrenci de okuttum durum aynıydı. Dili öğrenirse okumayı sökuyorlar.
ben hiç hece vermediğim için hecelemeyi bilmiyorlar. kelime kelime okuyorlar. ben zaten şakır şakır Türkçe konuşuyorlar demedim öğretmenim. artık çat pat Türkçe anlaşabiliyoruz manasında dedim. kelime söylediğimde cümle yapabiliyor manasında dedim. ama tabi ki cümlenin zamanları yok iyelik ekleri yok. dün avcı kelimesi için '' ben televizyo avcı gördi '' dedi. belki ben beklentileri yüksek biri değilimdir ondandır. bu cümle beni acayip mutlu etti. yazarkende ben devizo avcı gördi yazmış
) okuyamadım anlamadım ne yazıyor burda dedim o zaman söyledi ben televizyo avcı gördi dedi
) tam olarak televizyo da diyemiyorda ben de onun söylediği kelimeyi çıkaramıyorum devizyo gibi bir şeydi
dilleri fiziksel olarak dönmüyor. ü harfi hiç yok onlarda
) Türkçe öğrendi dediğim olay budur....
sene başında 5 Suriyeli öğrencim vardı. diğer sınıflarda birer tane olduğu için sınıfıma da 5. muhammed kaydedildiği için son gelen Suriyeli öğrenciyi kabul etmedim. onu sonra aldılar benden. 4 tane benim kendi öğrencim sayıyorum. zaten sene başından beri ben burda her gün yazıyorum. anne... al. yazıyorlar diye az söylenmedim
)
mesleğe Urfa da, Diyarbakır da başladım. o gün bugündür hiç Türk öğrencim olmadı... hatta gözüm açık gidecek diye de espri yaparım sürekli
)
Diyarbakır da göreve başladım. Diyarbakır ın ücra bir köyü. 1. sınıf verdiler. fiş veriyorum. Ali ata bak. Allahım köyde Ali adında hiç kimse yoktu sanırım. hadi atın resmini çizdim. bak kelimesini anlatana kadar fıttırdım. deli gibi bir oraya bakıyorum bir buraya bakıyorum onlara da bakın diyorum
sonraki günlerde Birol ablan evi süpürmüş mü? diyen fişlere kadar geldim. zaten ordan sonra vazgeçtim birol u nasıl anlatayım ablan evi süpürmüş mü yü nasıl anlatayım
) öğrencilerim okudu yazdı fakat ne okuduklarını bilmeden okudular.
ben de kuran okuyorum. bir sor bakalım ne okuduğumu anlıyor muyum? hayır hiç anlamıyorum. anlamını da okuya okuya bazı kelimelerin ne olabileceğini çat pat çıkarsam da ona anlamak denemez.
2. sınıfa geçtik. ilk metin tarhananın yapılışını anlatıyor. anlamını bilmediğiniz kelimeleri söyleyin tahtaya yazayım çalışalım dedim. abartısız koca tahtayı 3 defa sadece kelimelerle doldurup cümle içinde kullanarak çalıştık. bana domates yazdırdılar yaaa. nasıl domatesin ne olduğunu bilmezsiniz dedim. bilmiyoruz dediler. incinmek kelimesinin anlamını bilmezsin, ben bunu anlayabilirim, anlatabilirim
) ama bu domates. yaa hani kahvaltıda yeriz, yemeğe koyarız, kırmızı olur, salça yaparız... yok yok yokkk. delireceğim
) çıktım sınıftan arkadaşlar belki domates getirmiştir diye. domatesi ne yapacaksın filan derken. domatesi nasıl bilmezler filan geldi kürtçe sini söyledi. aaaa o muydu derken ... biz öyle başladık .. sonra sonra kendime bir tercüman buldum, kelimelerin Türkçe karşılığını söylete söylete mezun ettim.
hala sınıfta akran dayanışmasını yoğun olarak kullanırım.
bu sınıfımda da hem Suriyeli hem de bizim kendi kürt vatandaşlarımızın çocukları var sınıfımda. benim kendi öğrencilerimden de Türkçe bilmeyenler vardı sene başında, ama onlar yine hiç olmazsa sokakta ya da tv de Türkçe duyuyor zaman zaman. sene başında ilk Suriyeli öğrencim çat pat konuşunca nasıl öğrendin dedim ben televizyonda hep Türkçe çizgi film izliyor dedi. hiç arap kanalı açmıyor dedi.
bunu diğerlerine de söyle dedim onlarda izlesin.
sınıfta da ilk günden beri taptap ın bütün hikayelerini canlandırıyoruz ve ben özellikle onları her seferinde mutlaka tahtaya çıkararak anlatıcı yapıyorum. pastacı panda ya kadar hiç anlatamamıştı en son öğrenen. orda hem pasta getirdik hem panda maskesi yaptık oyunu canlandırınca gayet kalıcı oldu. ilk onu anlatırken anlayarak anlatmaya çalıştığını hissettim.
ilk zamanlar ben adımı söyledim. ona adın ne dedim. omuzlarını kaldırıyordu. adını bilmiyor musun? çantanı getir defterini getir. çantayı bilmiyor musun? defteri gösterdim defteri bilmiyor musun? çantanı al. silgiyi al. annen sana defter alsın. annesini gösterdim defteri gösterdim. annesi anlamaz çocuk anlamaz. biraz Türkçe biliyor olsa çocuk ben anlamaz mıyım? sonra sonra ben bilmiyor u öğrendi... bir şey söylediğimde ben bilmiyor diyordu.. sonra sonra o ilk öğrenen bizim tercümanımız oldu. sonra sonra ( anne...... al.) cümlelerini kendisi yapmaya başladı ama ben burda hep yazdım. bazen anlamsız yazıyordu. anne okul al. anne dede al.
) her kelimeyi volkankaz öğretmenimin kelime kartlarıyla çalışa çalışa geldik buraya.
bir tanesi daha 3-5 hafta oluyor abi kelimesinin abi olduğunu öğrenmiş normalde anne .... al yazardı. baktım o gün abi .... al yazmış. abin var mı dedim. abi var Yusuf dedi.
biri devamsızdı fakat diğer 3ü çok hevesliydi.
son gelen öğrencimde Suriye de 3. sınıfa kadar okumuş. Arapça okuyup yazabiliyor. yaşı da büyük. kesinlikle ve kesinlikle hiç Türkçe bilmiyor. gel deyince bile gelmiyor. tek kelimelik cümleleri bile anlamıyor. tabi onun avantajı şu oldu. arapça okuyabildiği yazabildiği için, tek yaptığı bunu Türkçe harflere uygulamak oldu. 4. gün okuduğu metnin video su var.
) ağzımdan çıkan herşeyi de yazabiliyor. tabi harflerin yönleri yok. sadece harfleri benzetiyor. onunla şu anda anne... al modundayız.
her çocuk farklıdır. sizinkilerin problemi ne bilemem. benimkiler okuyor
günlük yazıyor dediğim de budur... bunu yapabiliyor olması bana yeter.
bence bunun tek mucizesi
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim ve onun yöntemidir.
yöntemini şiddetle tavsiye ediyorum. hecelemeden okuma sayfasını mutlaka keşfedin.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]