İlkokuma Yazma Günlüğü

Çevrimdışı apranax83

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.107
  • 14.334
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.107
  • 14.334
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 18:21:57
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Anket eklendi arkadaşlar, öneriniz olursa değiştirebilirim.

ünal hocam bugün buradaki anketle ilgili de bir mesajınız vardı sonradan bulamadım. son mesajlarınızda da yok. ben o anketi her girdiğimde yanlış görüyormuşum :) şimdi farkettim. ben uygun buluyor musunuz? olarak okuyordum. uyguluyor musunuz? diyeymiş :) diğer anketlerde oyunu silip değiştirebiliyorsun ama bunda silme de yok..

Çevrimdışı berrin90

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 328
  • 1.237
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 328
  • 1.237
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 18:27:14
 
 Herkese iyi akşamlar ,fırsat buldukça günlüğü okuyorum .Bazen selam vermeden çıkmış oluyorum.Onun için şimdi yazılanları okumadan önce iyi mutlu bir akşam geçirmenizi diliyorum ve konuşmaları takip ediyorum.

Çevrimdışı neydim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.427
  • 6.652
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.427
  • 6.652
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 18:32:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu tokat olayı hassas bir olay. Atan da atılan da haklı görüyor kendini. Benim çocuğuma yapılsa ben de bozulurum. Ama diğer arkadaşların da dediği gibi savcılığa kadar götürmem işi. Sınıf değiştiririm. Şöyle bir problem de oluşacaktır savcılık aşamasından sonra; ister sınıf değişsin, ister okul değişsin, bu gittiği yerde yayılacaktır. sonuçta alan öğretmen de yapmacık tavırlarda bulunacak, çocuğun eğitimi kötüye gidecektir. bilmiyorum anlatmak istediğimi anlatabildim mi? öğretmen ister istemez kasacaktır kendini bu çocukla ilgilenirken. bu sınıfımda hiç olmadı ama mesela nöbetçi olduğum gün 2. kattan aşağıya,merdivenlerin korkuluklarından kayarak inen(yan da değil tamamen üzerine çıkmış) 3. sınıf öğrencisine öyle bir tokat attım ki, ben bile kızdım sonra kendime. ama o anda nöbetin yorgunluğu üzerine ya düşseydi, başına bi iş gelseydi endişesi ile bunu yaptım. şimdi ben kötü mü yaptım?

bir de geçen gün bir tanesi öğretmen beni dövüyor demiş ailesine. okulda büyük akrabaları var onlar gelip bana söylediler. benim onun kolunu tutmam, çenesini elimle kaldırıp gözlerimin içine baktırmam ona dayak mı geliyor acaba :)

bir de hayvanları koruma gününde konuşurken, hayvanları korumalıyız, onlara zarar vermemeliyiz, asla vurmayın, anne babanız size vuruyor mu? dedimmm ve "eveeeeetttt" cevabını alınca ne vuruyor mu dedim evet vuruyor dediler. 20 öğrencim var, 16 tanesi evde dayak yiyormuş. 4ünden de şüpheliyim :D
Anlattığınız korkulukta kayan öğrenci olayının aynısını geçen hafta bende yaşadım. Çocuklar düşecek diye kalbim yerinden fırladı.Çocukları daha öncede güzellikle uyarıp gerekli tavsiyeleri vermiştim.Koridorda öyle bir koşup çocukları yakalayıp dörder tokat çarptım.Olayı öğretmenine anlattım ben birşey diyemem bu yüzden de çocuklara vurmam dedi. Dayak öğrencilere öyle bir ders olduki şimdi korkulğun yanından bile geçmiyorlar.Bazen uyarmak işe yaramıyor.Komşu okulun birinde geçmiş yıllarda bir öğrenci korkuluktan zemin kata kafa üstü çakılp beyni patlamıştı.Bu olayı hangi öğretmen yaşamak ister hangi veli kendi çocuğunun başına gelmesini ister.Yeri geldiğinde bir tokat ilaç gibidir. Kim ne derse desin.

Çevrimdışı humeyra7

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.399
  • 4.171
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.399
  • 4.171
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 18:38:42
İyi akşamlar arkadaşlar bende bugün sınıfımı boyattım düzenledim.Ama bu hafta gidebilirim.Geçen hafta okulu kapanan beş öğretmeni başka okullara gönderdiler istekleri doğrultusunda.Bu haftada bizi yerleştireceklermiş.Ben sınıfıma alıştım ve bırakmak istemiyorum ama oğlumun okulunu da tercih etme hakkım olabilir.İşin içinden çıkamıyorum.Gerçekten milli eğitimi bakanlığı affetmiyorum bize bu yaşatılanlardan ötürü.Küçük öğrencilerim okula bana o kadar zor alıştıki şimdi herşey sil baştan.Diğer beş sınıf bu hafta okula gelmedi.Biz de beş kişiyiz bizde gidersek.Gerçekten onların benim bilmediğim doğru birşeyler yaptıklarına inanmak istiyorum...

İdarecilerden tahtayı çizmelerini istedim bir bakalım hoca hanım okulda kalacak mısınız diyor bugün...Belki gelen öğretmen istemez dedi.Velilere kitap aldıramıyoruz.Okula hiç kitap gelmedi ve bu merkez okul....Az önce okuldan çok mutsuz geldim.İyi ki burası var...herkese iyi tatiller...

Çevrimdışı bahriye

  • Üye
  • *
  • 9
  • 8
  • 9
  • 8
# 06 Eki 2012 18:47:02
Özellikle tecrübeli öğretmenlere bir sorum olacak.Önceki yılların ilkokuma günlüklerini okuduğumda bazı hocaların önce 8 sesli harfi verip daha sonra sessiz harfleri teker teker sesli harflerle birleştirerek öğrencilerin daha kolay okumayı öğrendiklerini söylüyorlar.Bu yöntemi uygulayan veya bilen öğretmenimiz uygulamalı olarak bu yöntemi açıkayabilir mi?

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.539
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.539
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 18:56:00
Dün okulun merdivenlerinden çıkarken hiç tanımadığım 3 öğretmeni gördüm. Yeni göreve başlamışlar. Neredeyse her gün farklı bir öğretmen görür oldum. Bu kadar mı değişir sürekli. Döndüm öğretmenlere "Sizi görünce yanlış okula mı geldim diye düşündüm." diye espri yaptım. Bu seneki gibi eğitim öğretimin içler acısı olduğunu hiç görmemiştim. Allah sonumuzu hayır etsin.

Çevrimdışı adlec

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 387
  • 2.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 387
  • 2.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 18:58:34
Alıntı
Özellikle tecrübeli öğretmenlere bir sorum olacak.Önceki yılların ilkokuma günlüklerini okuduğumda bazı hocaların önce 8 sesli harfi verip daha sonra sessiz harfleri teker teker sesli harflerle birleştirerek öğrencilerin daha kolay okumayı öğrendiklerini söylüyorlar.Bu yöntemi uygulayan veya bilen öğretmenimiz uygulamalı olarak bu yöntemi açıkayabilir mi?

Hocam buna hece yöntemiyle öğretme diyorlarmış.Ben de kısmen böyle yapıyorum.Önce a-e-i-o yu oyunla ve resimlerle gösterdikten sonra ş-z-f gibi harflerle birleştiriyorum.az-ez-aş-iş-oz-of gibi.Bu şekilde harflerin birleşme mantığını kavrayan öğrenci daha sonra verilen harfleri de al-in-at gibi rahatça birleştirebiliyorlar.Mantık yerleştikten sonra elat inorma girince rahat ediyoruz.
Tabi bu tarz birçok arkadaşa saçma geliyor.Benim arkadaşlara başka bir tavsiyem de google akademike girip ses temelli cümle yöntemi diye aratıp çıkan sayısız sonuçlardan faydalanmaları.Harika çalışmalar var.

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bölüm Sorumlusu
  • *****
  • 12.030
  • 150.153
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 12.030
  • 150.153
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 19:01:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dün okulun merdivenlerinden çıkarken hiç tanımadığım 3 öğretmeni gördüm. Yeni göreve başlamışlar. Neredeyse her gün farklı bir öğretmen görür oldum. Bu kadar mı değişir sürekli. Döndüm öğretmenlere "Sizi görünce yanlış okula mı geldim diye düşündüm." diye espri yaptım. Bu seneki gibi eğitim öğretimin içler acısı olduğunu hiç görmemiştim. Allah sonumuzu hayır etsin.
 
  Tolstoyevski  hocam daha ilginç olanı söyleyeyim.Bizim ilçede 20 yıldır sınıf öğretmenliği yapan bir arkadaşımız ,Lise Matematik  alanına geçmiş. Liselerde  bu derse giren alan öğretmenleri dahi bazen birbirlerinden yardım isterken.Bu arkadaşımızın düşeceği durumu anlatmaya gerek yok herhalde.Artık gerisini siz düşünün.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.119
  • 229.705
  • 29.119
  • 229.705
# 06 Eki 2012 19:01:57
Değerli zümrelerim,
planların tarihini bütün dersler için de aralıktan mı başlatıyorsunuz?

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.539
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.539
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 19:11:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
 
  Tolstoyevski  hocam daha ilginç olanı söyleyeyim.Bizim ilçede 20 yıldır sınıf öğretmenliği yapan bir arkadaşımız ,Lise Matematik  alanına geçmiş. Liselerde  bu derse giren alan öğretmenleri dahi bazen birbirlerinden yardım isterken.Bu arkadaşımızın düşeceği durumu anlatmaya gerek yok herhalde.Artık gerisini siz düşünün.

Büyük cesaret... Lise öğrencilerinin önüne kendini attığına göre alanına çok hakim demektir. İngilizce öğretmeni olup da bizim okula Türkçe öğretmeni olarak atanan oldu. Hem Türkçe hem ingilizce derslerine birden giriyor. Bilmiyorum daha başka neler göreceğiz...

Çevrimdışı POYRAZ 13

  • Uzman Üye
  • *****
  • 692
  • 1.524
  • 692
  • 1.524
# 06 Eki 2012 19:13:10
iyi akşamlar arkadaşlar,
Bu aralar en çok kullandığım cümle'veliler olmazsa eğitim -öğretim ne güzel olurdu' cümlesi.Saçma bircümle ama içimden geliyor.Dayağa ve şiddete her şekilde karşıyım.Öğrencilerimi asla vurmadım diyemem ama öğretmenliğime ilk başladığım yıllardaki toyluktan diyorum...
  Ama arkadaşlar,bir öğretmeni çocuğna tokat attı diye savcılığa vermekte ağır bir ceza bence.Hele bunu kendi meslektaşının yapması daha da ağır gelir insana.
  Ben de dün bir olay yaşadım.Çocuklara defterlerinizi çıkarın bugün çizgileri buraya yapacağız dedim.Daha önceden dolaplarına 5'er tane klavuz çizgili defter alıp koymuşlardı. İki tanesi normal çizgili defter almış.Bende onlara sınıftaki bir kız çoçuğunun dolabından iki tanesini alıp arkadaşıyla paylaşmasını,pazartesi getirmek üzere ödünç vermesini istedim.Kızım defterlerini arkadaşıyla paylaşt.Aksi taktirde defteri olmayan çocuklar iki ders yazı yazamayacakti.Ben bu paylaşımı senelerdir yaparım Hiç bir sorunda yaşamadım.Sorun yaşaacağım aklıma gelmedi zaten.
  Okul çıkışı daha eve varmadan kızın annesi aradı. Benim kızımın defterlerini alıp başkasına vermişsiniz dedi Evet dedim geçen haftada sizin kızınızın boya kalemleri yoktu onunla paylaştık.Gayet soğuk bir ses tonuyla ben kızımın ihtiyaçlarını aldım onlarda alsaydı dedi..Almışlar ama ynlış olmuş zaten pazartesi getirecekler getirmsler de ben alırım dedim...Ha yani ödünç verildi öylemi dedi.Tabiki ama istemiyorsanız birdaha almam dedim Lütfen hanfendi birdaha yapmayın teşekkür ederim dedi bende iyi günler dileyip kapattım...
   benimle böyle konuşan veli sözde üniversite mezunu...İnanın birkaç saat kendime gelemsdim..Şimdi düşünüyorum bu veliyle dört yıl nasıl geçer...Sonra paylaşımı ben onun kızına nasıl öğretebilirim ki...O birşeylerini unutunca kimseden bir şey almadan onu öyle oturtacakmıyım ben.... O kadar değişik insanlar var ki çocuğuğla değil annesiyle babasıyla uğraşmak daha zor oluyor...

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 19:13:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Değerli zümrelerim,
planların tarihini bütün dersler için de aralıktan mı başlatıyorsunuz?
Serbest etkinlik,görsel sanatlar,müzik oyun ve fiziksel etkinlikleri eylülden başlattım ben öğretmenim.
 Herkese iyi akşamlar diliyorum.

Çevrimdışı kursungibi

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 506
  • 2.205
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 506
  • 2.205
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 19:32:16
arkadaşlar... her dersin yıllık planını hazırladınız mı? bana bi akıl verin... lütfen ...hazırlık aşamasının bi planı var diğer derslerin planını şimdi yapmak zorunda mıyız...çünkü kitaplar değişecek falan dendi...

Çevrimdışı kuasar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.800
  • 4.968
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.800
  • 4.968
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 19:39:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  benimle böyle konuşan veli sözde üniversite mezunu...İnanın birkaç saat kendime gelemsdim..Şimdi düşünüyorum bu veliyle dört yıl nasıl geçer...Sonra paylaşımı ben onun kızına nasıl öğretebilirim ki...O birşeylerini unutunca kimseden bir şey almadan onu öyle oturtacakmıyım ben.... O kadar değişik insanlar var ki çocuğuğla değil annesiyle babasıyla uğraşmak daha zor oluyor...
İlerleyen günlerde bu velinin çocuğuda bir şey unutur ve arkadaşına muhtaç olur.
O zaman veli anlar öğretmenim.
Ben veli toplantısında velilerime bu tür paylaşım yapmanın faydalarını anlattım. Ve eğer siz yapma , etme derseniz ileride daha kötü bir sonuçla karşılaşabilirsiniz diyereke mavi gözlü kız hikayesi anlattım.
--
MAVİ GÖZLER
İlk doğduğu günden beri herkes onun gözlerine bakar, ‘ne güzel gözleri var’ derdi. Gerçekten de güzel bir kız çocuğuydu. Mavi gözleri, altın sarısı saçları ve sevimliliği gittiği her yerde herkesin dikkatini çekerdi. Her seferinde herkes onun mavi gözlerine imrenir, mavi gözlerle ilgili övücü sözler söylerlerdi. Annesi onu dizine yatırır, ‘mavi gözlüm’ diye severdi.



Günler geçtikçe kız mavi gözlerinin bir ayrıcalık olduğunu; güzelliğinin, kendisi ile ilgilenilmesinin sırrının mavi gözleri olduğunu keşfetti. Henüz üç-dört yaşlarında idi. Her arkadaşının göz rengine bir kusur buldu. Gözleri maviden başka olanlarla dalga geçiyor, onların gözlerini alaya alıyor ve en kötüsü gözlerinin maviliği ile büyükleniyordu.



Annesi çalışan bir kadındı, işe gittiğinde onu kreşe bırakıyordu. Çocuk anne sıcaklığını duyamamanın ezikliği ile sürekli ağlıyordu. Bakıcıları ne kadar iyi de olsalar annenin yerini tutamıyorlardı tabiî.



Günlerden bir gün yine annesi onu kreşe bırakıp işe gitti. Çocuk arkasından ağlamaya başladı. Bir türlü susmak bilmiyordu. Diğer çocuklar ve bakıcılar bundan rahatsız oluyordu. Bakıcılardan biri küçük kızın mavi gözlerinden dolayı kaprise girdiğini, onlarla övündüğünü biliyordu. Ağlayan kızın yanına geldi ve ona, ‘tatlım, eğer ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi.



Dakikalardır ağlayan kız bir anda susuverdi. Bakıcının gözlerine bir daha baktı. Arkadaşlarının gözlerine bir daha baktı. Ayrıcalıklı olmanın mavi göz olduğunu yeniden hatırladı. Bakıcıya emin olmak için sordu:



- Gerçekten ağlarsam mavi gözlerim kahverengi mi olur?



- Evet, hem de sonsuza kadar.



Mavi gözlü kız ne zaman ağlamaya kalksa ona hep, ‘mavi gözlerinin kahverengi olacağı’ hatırlatıldı. Bu durumu annesine söylediklerinde annesi de bir kahkaha attı. Çocuk evde ağlamak istediğinde annesi, ‘ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi.



Kısa bir zaman sonra bu durum çocukta bir saplantı oldu. Ve mavi gözlerini kaybetmemek için yıllarca ağlamadı. O ağlamadığı için herkes mutlu idi. Kreşteki bakıcılar o ağlamadığı için daha fazla kahkaha atmaya zaman buluyorlardı. Annesi o ağlamadığı için evdeki işlerini kolay yapıyor, makyajına daha fazla zaman ayırıyordu.



Yıllar geçip gitti, kız büyüdü, serpildi, mavi gözleri, sarı saçları ile güzel bir kız oldu. Artık yirmi yaşlarına gelmişti. O mavi gözlerinden, sarı saçlarından dolayı bütün gözler her zaman olduğu gibi ondaydı. Annesi onun bu güzelliği ile gurur duyuyordu.



Bir bahar sabahı uyandıklarında mavi gözlü kızın annesinin hasta olduğu anlaşıldı. Doktor doktor gezdirdiler, derdine bir türlü çare bulamadılar. Gitmedikleri doktor kalmadı. Kadın mavi gözlü kızının gözleri önünde eriyordu. Ama mavi gözlü kız annesinin bu durumuna üzülmesine rağmen gözlerinden bir damla yaş gelmiyordu.



Birgün mavi gözlü kızın babası bir komşularının tavsiyesi ile ermiş bir adama götürdü hasta kadını. Ermiş, kadına bakınca ‘bu derdin sadece bir çaresi var’ dedi. ‘Üç gün üç damla göz yaşı içecek. Dördüncü gün ayağa kalkacak’ dedi. Herkes sevindi. ‘Bundan kolay ne var’ dediler. ‘Birimiz ağlarız içiririz göz yaşımızı’ dediler. Ermiş, ‘kolay gibi görünüyor ama o kadar kolay değil, bu göz yaşı mavi gözlü olan kendi kızının gözyaşı olacak’ dedi.



Eve geldiklerinde mavi gözlü kızın gözyaşını istediler. Annesini çok seven mavi gözlü kız onu kurtarmak için ağlamak istedi günlerce, aylarca ama gözünden bir damla yaş gelmedi. Mavi gözlerini kaybetmemek için yıllardır ağlamamıştı. Bu sebepten ağlamayı unutmuştu.



Mavi gözlü kız bir türlü ağlayamıyor, günler geçtikçe annesi gözlerinin önünde eriyip gidiyordu. Topu topu üç damla yaş çıkaracaktı gözünden. Ama olmuyordu.



Bir gün günbatımında kadın kızını yanına çağırdı. Kızının dizine kafasını koydu. Açık pencereden batan güneşi görebiliyordu. Bir ‘ah’ çekti. ‘Ben ölürsem üzülme kızım. Suçlusu sen değilsin. Ben senin gözyaşlarını kurutarak kendi ölümümü kendim hazırladım. Ben öldükten sonra birgün ağlamanı dilerim’ dedi.



Kız annesinin bu sözlerinden o kadar duygulandı ki gözleri dolmuştu. Her an ağlayıp, annesini kurtarabilirdi. Biraz daha zorladı kendisini ve gözlerinden bir damla yaş süzülerek yanaklarından akmaya başladı. Yanaklarından süzülen damlalar annesinin dudaklarına düştüğünde dizinde soğuk bir bedenin varlığını hissetti sonra. Mavi gök yüzünü siyah bir örtü kaplamış, artık gün batmıştı.

Çevrimdışı GüNeRKOÇ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 195
  • 1.248
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 195
  • 1.248
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eki 2012 19:40:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaşlar, sınıf Öğretmenliği bölümünden 6 son sınıf öğrencisi sınıfıma staja geldi.Çok sevindim bu dönemde miniklerle ilgilenirken stajerler hem yardımcı olacaklar hemde öğrenecekler öğretmenliği, yeni müfredatı,60 aylıkları v.b
Hocam hangi ilde görev yapıyorsunuz?Stajyerlerden birer tane de bize gönderir misiniz? ;)
Ben İstanbul'da görev yapıyorum.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK